T - PowerPoint PPT Presentation

1 / 45
About This Presentation
Title:

T

Description:

Title: jk Author: Xp Last modified by: H seyin Created Date: 12/5/2005 3:53:41 PM Document presentation format: Ekran G sterisi (4:3) Company: a Other titles – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:73
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 46
Provided by: XP
Category:

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: T


1
  • TÜRKIYEDE TURUNÇGIL YETISTIRICILIGINDE
    KARSILASILAN FUNGAL HASTALIKLAR, ÇÖZÜM ÖNERILERI
    VE YENI EGILIMLER
  • Hazirlayan Hüseyin Gültekin

2
GIRIS
  • TURUNÇGIL TARIMI
  • Turunçgiller esas itibariyle meyveleri için
    yetistirilen bitkilerdir. Bu meyveler vitamin
    (özellikle C vitamini) ve mineral maddeler
    içerir. Turunçgiller Rutaceae familyasina bagli
    bitkilerdir.
  • Bu bitkiler pratik anlamda minimum
    sicakligin -4 C0 nin altina düsmedigi ve bu
    minimum düzeyin uzun süre kalmadigi iklim
    kosullarina sahip her yörede ticari anlamda
    narenciye yetistiriciligi yapilabilir.
  • Dünya narenciye kusagi genellikle 40 kuzey
    ve 40 güney enlemleri arasindaki genis bir
    kusaktir. Dünya genelinde narenciye üretiminin,
    her iki yarimkürede 16-35 enlemler arasindaki iki
    bantta yogunlastigi kabul edilmektedir
  • Genel olarak turunçgillerin anavatani Asya
    kitasinin güney bölgeleri yani Hindistan, Malaya,
    Güney Dogu Çin ve Kosin-Çindir.

3
GIRIS
  • TURUNÇGILLERIN EKONOMIK ÖNEMI
  • Dünyada 133 ülkede yaklasik 7.174.201
    hektarlik alanda 68 milyon ton turunçgil
    üretilmektedir. Brezilya, ABD, Çin, Meksika,
    Ispanya, Hindistan, Akdeniz Ülkeleri (Türkiye,
    Italya, Yunanistan), Israil, Japonya, Kore, Küba,
    Arjantin ve Güney Afrika turunçgil üreten önemli
    ülkelerdir.
  • Dünya turunçgil üretiminin yaklasik 10u taze
    olarak ihraç edilmekte, 90i üretildikleri
    ülkede tüketilmektedir.Taze tüketiminin yaninda
    turunçgil meyveleri, meyve suyu ve pasta
    sanayisinde de degerlendirilmektedir.

4
TURUNÇGILLERIN EKONOMIK ÖNEMI
5
TURUNÇGIL ILE ILGILI ÇALISAN FAAL KURULUSLAR
  • ALATA BAHÇE KÜLTÜRLERI ARASTIRMA ENSTITÜSÜ/
    MERSIN
  • BATI AKDENIZ TARIMSAL ARASTIRMA ENSTITÜSÜ/ANTALYA
  • ÇUKUROVA ÜNIVERSITESI SUBTROPIK MEYVELER
    ARASTIRMA ve UYGULAMA MERKEZI/ ADANA
  • ÇUKUROVA ZIRAI ARASTIRMA ENSTITÜSÜ/ ADANA
  • EGE ÜNIVERSITESI/ IZMIR
  • TAGEM

6
ÖNEMLI TURUNÇGIL HASTALIKLARI
  • ALTERNARIA YANIKLIGI
  • KAHVERENGI ÇÜRÜKLÜK
  • UÇ KURUTAN
  • DEPO ÇÜRÜKLÜKLERI

7
ALTERNARIA YANIKLIGI
  • Hastalik Etmenleri
  • Alternaria citri Ell and Pierce.
  • Alternaria alternata (fr) Keisler
  • Son yillarda narenciye alanlarimizda sorun olan
    Alternaria hastaliklari, özellikle son yillarda
    ülkemize giren bazi mandarin çesitlerinde
    (özellikle Minneola) ciddi bir sorundur.

8
Alternaria citri Ell and Pierce
  • ÖNEMI
  • Kaba limon ve Limelarin önemli bir yaprak
    hastaligidir. Genç fidanlarin yapraklarini dökmek
    ve lekeler meydana getirmek suretiyle büyük
    zararlar meydana getirmektedir.
  • BELIRTILERI
  • Yapraklarin orta ve kenarlarinda 2,5 cm kadar
    genislikte olabilen lekeler köseli olup kenarlari
    sinirlidir. Tek tek bulunan bu lekeler bazen
    birleserek yapragin tümünü kaplarlar. Yogun
    enfeksiyonlarda yapraklari dökülen agaç veya
    fidanlar karsidan bakildiginda çiplak görünürler.

9
Alternaria citri Ell and Pierce
  • BIYOLOJISI
  • Alternaria funguslari turunçgillerde dokularin
    zayifladigi durumlarda enfeksiyon yapmaktadirlar.
    Seralardaki suni inokulasyon denemelerinde
    Alternaria citri genç turunçgil yapraklarinda
    tipik alternaria lekelerini meydana getirmistir.
    Enfeksiyondan 4 gün sonra yapraklarda ortasi
    kahverengimsi olan pembemsi yesil renkte küçük
    lekeler vermekte ve 4 hafta sonra ise aynen
    bahçede oldugu gibi tipik lekeler
    olusturmaktadir.
  • MÜCADELESI
  • Kültürel Önlemler Yeni kurulan bahçelerde
    sik dikimden kaçinilmali, hava sirkülasyonunun
    kolayca saglanabilecegi dikim sekli
    uygulanmalidir. Hizli sürgün gelisimini tesvik
    eden sik ve asiri azotlu gübrelemeden
    kaçinilmalidir. Sik sik sulama ve yaprak
    yüzeyinde uzun süre islaklik olusturacak sekilde
    yagmurlama sulama yapilmamalidir.

10
Kimyasal Mücadele
  • Ilaçlamalara sürgün gelisimi ve iklim
    özellikleri dikkate alinarak, ilkbaharda
    sürgünler gelismeye basladiginda, yaklasik 5-10
    cm oldugunda veya yeni sürgünler ve yeni
    yapraklar üzerinde ilk hastalik belirtisi
    görüldügünde baslanmalidir. Özellikle genç
    sürgün, yaprak ve meyvenin ilaçlanmasina dikkat
    edilmelidir. Özellikle hizli sürgün gelisme
    döneminde büyüyen yeni sürgün ve yapraklarin yeni
    olusan kisimlarinin ilaçsiz kalmamasi için
    ilaçlamalar, ilacin etki süresi dikkate alinarak
    sik sik yapilmalidir. Ilaçlamalara meyve yaklasik
    4 cm çapa ulasincaya kadar devam edilmelidir.
  • Özellikle fidanliklarda kaba limon ve
    Limeler iki haftada bir bakirli ilaçlarla
    ilaçlanmalidir. Ayrica Captanli ve Zinebli
    organik preparatlarda olumlu sonuç vermektedir.

11
Alternaria alternata (fr) Keisler
  • HASTALIK BELiRTiLERI
  • Hastalik pratik anlamda iki dönemde ortaya
    çikabilir
  • 1)Hasat öncesi meyvelerde
  • 2)Hasat sonrasi depo çürüklügü seklinde
  • Yukarida belirtilen ikinci belirti tipi,
    özellikle mandarinlerde görülmektedir.
  • Hastalik etmenleri yapraklar, yaprak saplari ve
    meyvelerde infeksiyon yapabilir. Küçük, hafif
    çökük siyah lekeler seklinde baslayan hastalik
    belirtileri hastalik tablosu agirlastikça
    genisleyip, kahverengine dönüsür.
  • Hastalik siddeti, asiri gübre, su uygulanan
    bahçelerde daha fazla olmaktadir.

12
  • MÜCADELESI
  • Asiri gübreleme (özellikle Azot), asiri sulama
    ve asiri budamadan kaçinilmalidir.
  • Hastaligin ilaçli mücadelesi için ilk
    belirtiler görülür görülmez baslanmak üzere,
    meyveler 4cm çapa ulasincaya kadar,
    Metiram-Komplex, Propineb, Teboconazole...vb
    terkipli ilaçlar için etiket tavsiyesine göre
    uygulanmalidir.
  • Tavsiye edilen ilaçlar
  • Bakir hidroksit 50 WP 300g
    preparat/100 lt suya
  • Propineb 70 WP 250g
    preparat/100 lt suya

13
KAHVERENGI ÇÜRÜKLÜK HASTALIGI
  • Hastalik Etmeni
  • Phytophthora citrophtora
  • ÖNEMI
  • Ülkemizde Kahverengi meyve çürüklügü
    hastaligi ve Kökbogazi hastaligi olarak
    bilinmektedir.
  • Bu fungal hastalik etmeni meyvelerde çürüklük
    nedeni olabildigi gibi, ayrica turunçgillerde kök
    bogazi çürüklügüne de sebep olmaktadir.
  • Hastaliga en hassas kültür siralamasi söyledir
    Limon, greyfurt, portakal ve mandarindir.
  • Ancak her kültürdeki çesitlerin duyarliligi
    farklidir. Örnegin, portakal çesitleri arasinda
    Washington çesidi en duyarlidir.

14
HASTALIGIN ILK BELIRTILERI VE BELIRTILERIN SEYRI
  • a) Meyvelerde Sonbahar yagislarindan sonra
    topraga yakin alt dallardaki meyveler üzerinde
    açik kahverengi lezyonlar olusur. Bu lezyonlar
    hizla genisler ve meyvenin büyük bölümünü veya
    tamamini sarar. Daha sonra nekroze olmus bu
    dokular üzerinde bir küf tabakasi olusur.

15
  • Meyveler üzerinde hastalik yagmur sularinin
    topraktan etmen propagüllerini bitki yüzeyine
    siçratmasi nedeniyle ilk olarak yere yakin
    dallarda baslar ve bu yolla 1-1,5 metre yukariya
    kadar ulasabilir. Ancak ayni fungusun baska bir
    türü (P. hibernalis)nün infeksiyon alani çok
    daha yukaridaki meyveleri de etkileyebilir.
    Hastalikli meyvelerin çogunlugu dökülürken, bir
    kismi agaçta asili kalabilir.
  • Farkli sulama sistemlerinin hastalik çikisini
    etkiledigi yapilan çalismalar ile tespit
    edilmistir.
  • En yüksek infeksiyon orani alttan yagmurlama
    sisteminde 43.55 olarak bulunmustur. Hastaligi
    en aza indiren sulama sistemi ise damlama sulama
    yöntemidir.

16
b) Kök ve kökbogazinda
  • Asi yerinin üzerindeki gövde üzerindeki
    yaralar, kabuklardaki kalkmalar ile bu alanlarda
    görülen zamk salgisi, bu hastaligin habercisidir.
    Bu dokular zamanla kararir ve çatlar.

17
HASTALIGIN KONTROLU
  • Hastalik nedeniyle yere dökülmüs meyvelerin
    toplanip bir çukura gömülmesi tavsiye edilir.
  • Yeni tesislerde fidanlarin derin dikilmemesi,
    taban suyu sorunu olan topraklarda tesis
    kurulmamasi ön sarttir.
  • Sulamalarda suyun gövdeye degmemesi için gerekli
    tedbirlerin alinmasi gerekir.
  • Hastaligin kimyasal mücadelesinde kök ve
    kökbogazi, kabuk infeksiyonlarina karsi,
    kökbogazi açildiktan sonra ilaç uygulanmalidir.
  • Yesil aksam ilaçlamasi, sonbahar
    yagislarindan hemen önce veya en geç ilk yagistan
    hemen sonra baslatilmali ve 15-20 gün ara ile 2-3
    ilaçlama yapilmalidir.
  • Tavsiye edilen ilaçlar
  • Bordo bulamaci 1
  • Captan 50 WP 0,3

18
TURUNÇGILLERDE UÇKURUTAN HASTALIGI
  • Hastalik Etmeni
  • Deuterophoma tracheiphila

19
ILK BELIRTILER ve BELIRTILERIN SEYRI
  • Bu hastalik tüm turunçgil kültürlerinde görülür
    ise de bunlar arasinda en hassas kültür
    limondur.
  • Hastaligin ilk belirtisi, agacin bir dalinda
    veya bir yönünde yapraklarin aniden solmasi ile
    fark edilir. Daha sonra yaprak ayasinda
    dökülmeler baslar. Yaprak ayasi tamamen dökülse
    bile yaprak sapi bir süre daha kalabilir.
    Yapraklari dökülmüs bir dalda bir biçak ile bir
    çentik açilirsa, kambiyumda turuncu-pembe bir
    renk görülür.

20
MÜCADELESI
  • KÜLTÜREL ÖNLEMLER
  • Hastalik bitkide açilan yaralardan kolayca
    girebilir. Bu nedenle bitkilerde kök ve saçak
    tahribatina neden olacak toprak islemelerinden
    sakinmak gerekir. Ayrica rüzgar ve firtina sonucu
    dal yaralanmalarina sebep olan dikenli limon
    çesitleri yerine dikensiz çesitlerin
    yetistirilmesi tavsiye edilir.
  • Hastalikli fidanlar sökülüp imha edilmeli,
    agaçlarda hastalikli dallar budanmalidir. Bu
    islemler Agustos ayinda yapilmalidir,
    ayiklamalara temmuz ayindan itibaren
    baslanmalidir.
  • Sertifikali fidan kullanilmalidir.
  • Hastaliktan dolayi kurumus dallar ve sürgünler
    yaz ortalarinda (Temmuz-Agustos) kesilip
    yakilmalidir. Bu esnada budama makaslari sik sik
    5lik sodyum hipoklorit çözeltisine
    bandirilmalidir.

21
KIMYASAL MÜCADELE
  • Hastaligin kimyasal mücadelesi için ilk alinacak
    tedbir, dolu, don ve firtinali havalar, agaçlarda
    çatlama, yaralanma ve yaprak dökülmesine sebep
    oldugundan hemen agaçlar 0,4 (100 litre suya
    400 gr)lük bakirli bir ilaç ile ilaçlanmalidir.
  • Ekim, Aralik ve Mart ayi baslarinda olmak üzere
    agaçlar 3 defa yesil aksam ilaçlamasi olarak
    Benomyl içeren bir fungisit ile 0,06 dozunda
    ilaçlanmalidir. Agir infeksiyonlara ugramis
    agaçlara Ekim ayinda bir defa olmak üzere
    topraktan 100 lt suya 120 gr Benomyl (Agacin taç
    büyüklügüne göre agaç basina yaklasik 25-50 lt
    ilaçli su ) verilmelidir.
  • Tavsiye edilen ilaçlar
  • Bakir oksiklorid 50 WP 400g preparat/
    100 lt suya
  • Benomyl 50 WP 60g
    preparat(yapraktan) / 100 lt suya
  • Yazlik yag (850g/l) 1500g / 100
    lt su

22
KARANTINA LISTELERINDE BULUNAN BAZI TURUNÇGIL
HASTALIKLARI
  • Iç Karantina Listesinde Bulunanlar
  • Phytophthora citrophthora üretim
    materyalinde
  • Alternaria citri
    üretim materyalinde
  • Alternaria alternata üretim
    materyalinde
  • Verticillum alboatrum üretim
    materyalinde bulundugu zaman bunlar iç
    karantinaya tabii tutulur.
  • Dis karantina Listesinde bulunanlar
  • Elsinoe spp.
  • Guignardia citricarpa

23
DEPO ÇÜRÜKLÜKLERI
  • TURUNÇGIL MEYVELERINDE ÖNEMLI HASAT SONRASI
    HASTALIKLAR

24
PENICILLIUM ÇÜRÜKLÜKLERI
  • Hasat dönemi yaklastikça yere dökülen meyvelerde
    yesil veya mavi küflerin olusumu ile kendini
    gösteren hastalik depolama kosullarinda da ortaya
    çikabilir.
  • Hastaligin en önemli iki etmeni
  • Penicillium digitatum Sacc. (Yesil küf
    çürüklügü)
  • Penicillium italicum Web. (Mavi küf
    çürüklügü)

25
Ilk Belirtiler ve Belirtilerin Seyri
  • Hasat öncesi dökülen meyvelerin yarali ve bereli
    dokularina giren funguslar mavi ve yesil renkte
    küf olusturan belirti gösterirler.
  • Bu funguslar hasat esnasinda meyvelerde sebep
    olunacak her çesit mekanik yara ve bereler ile
    uygun enfeksiyon ortami bularak depoya
    tasinabilir. Depoda ortaya çikacak hastaliklar
    konunun en tehlikeli ve en ciddi bölümünü
    olusturur.

26
  • TURUNÇGILLERDE HASAT SONRASI KAYIPLARIN EKONOMIK
    ÖNEMI
  • Turunçgillerde hasat sonrasi kayiplar 23-33
    arasindadir. Bu oranin büyük kismini hasat
    sonrasi hastaliklar olusturmakla beraber
    fizyolojik ve mekanik kayiplar da etkilemektedir.

27
MÜCADELESI
  • KÜLTÜREL ÖNLEMLER
  • Meyveler olgunlastiktan sonra hasat
    geciktirilmemelidir
  • Hasat öncesinde yere düsen meyveler düzenli
    araliklarla toplanmalidir.
  • Meyve hasadi çok dikkatli yapilmali (hasat elle
    yapilmalidir),meyvelerde herhangi bir zedelenme
    veya yaralanmaya sebep olunmamalidir.
  • Paketleme esnasinda sandiklara konulacak meyve
    miktari iyi ayarlanmali, sikistirma
    yapilmamalidir.
  • Paketleme evlerine gelen meyveler hemen kontrol
    edilmeli, çürük olanlar ayrilarak topraga derin
    gömülmelidir.
  • Depolama ve pazarlama zincirinde çürüklüklerin
    artmamasi için meyveler yagisli günlerde ve islak
    olarak toplanmamalidir.

28
  • Hastalikli dal ve sürgünler zamaninda
    budanmalidir.
  • Sarartma odasi temiz olmali ve önceden dezenfekte
    edilmelidir.
  • Meyveler paketleme evlerinde yigin haline
    getirilecekse 3-4 siradan fazla yigin
    yapilmamalidir.
  • Ihraç edilecek meyveler diphenil emdirilmis
    kagitlara sarilmalidir.
  • Ambalaj kaplari kapatilirken meyvelere basinç
    yapilmamalidir. Meyveler ambalaj kaplarina düzgün
    siralanmalidir. Tasinma, yükleme ve bosaltma
    sirasinda kaplar fazla sallanmamalidir.

29
  • HASAT SONRASI HASTALIKLARIN KONTROLÜNDE
    BIYOLOJIK SAVASIMIN YERI VE TÜRKIYEDEKI DURUMU
  • Son yillarda, hasat sonrasi hastaliklarin
    kontrolünde kullanilan sentetik fungisitlere
    alternatif olabilecek uygulamalara yönelik
    arayislar büyük bir artis göstermistir. Bunlar
    içerisinde mikrobiyal antagonistlerin kullanimina
    yönelik çalismalar büyük bir yer tutmaktadir. Bu
    çalismalarin sonucu olarak aspire, yield-plus,
    biosave 100 ve 110 gibi maya ve bakteri kökenli
    bazi biyopreparatlar piyasaya sunulmustur. Yine
    birçok biyopreparat piyasaya sunulma asamasina
    getirilmistir.
  • Bu gelismelere bagli olarak ülkemizdede
    turunçgillerde önemli bazi hasat sonrasi
    hastaliklara karsi mikrobiyal antagonistlerin
    kullanimina yönelik çalismalarda oldukça basarili
    sonuçlara ulasilmistir. Çalismalar daha çok
    mayalar üzerine yogunlasmistir. Turunçgillerde
    Metschnikowia pulcherrima, Pichia guilliermondii
    maya türleri söz konusu ürünlerde hasat sonrasi
    bazi hastaliklara karsi etkili bulunmuslardir.
    Halen turunçgillerde bazi antagonist mayalarla
    biyoformülasyon çalismalari sürdürülmektedir.

30
  • HASAT SONRASI HASTALIKLARIN SAVASIMINDA
    MIKROBIYAL ANTAGONISTLERIN KULLANILMASI Çalismalar
    son yillarda büyük bir artis göstermistir.
    Ürünlerin tasinmasi ve özellikle depolanmasi
    sirasinda ortam kosullarinin uygunlugu ve
    antagonist mikroorganizmalarin etki yerine
    kolayca uygulanabilmeleri gibi nedenlerle, bu
    çalismalardan basarili sonuçlar alinmistir. Bu
    amaçla yapilan pek çok çalismada ürünlerin
    yüzeyinden olasi antagonist mikroorganizmalar
    izole edilmis ve bunlarin farkli hasat sonrasi
    etmenlerine karsi etkinlikleri ve etki yollari
    belirlenmistir. Bu çalismalarda, bakteriler ve
    bazi hifli funguslar yaninda, özellikle maya ve
    maya benzeri organizmalar, sahip olduklari
    avantajlar nedeniyle, bu alanda dikkati
    çekmislerdir. Mayalar uygulandiklari ürün
    yüzeyinde kolayca kolonize olabilmekte ve
    canliliklarini uzun süre koruyabilmektedirler. P.
    guilliermondii, birçok Candida türü(C. sake, C.
    saitoana, C. oleiphila), Cryptococcus spp. (C.
    infirmo-miniatus, C.laurentii) ve Rhodotorula
    spp. gibi türlerle yürütülen çalismalar, bunlarin
    hasat sonu hastaliklarla biyolojik savasta etkili
    sekilde kullanilabilecegini isaret etmektedir.

31
  • Bütün bu çalismalar sonucunda bazi bakteri ve
    maya kökenli biyopreparatlar gelistirilmis,
    özellikle turunçgil ve yumusak çekirdekli
    ürünlerin önemli hasat sonrasi hastaliklarina
    karsi ticari olarak kullanimina sunulmustur.
    Aspire(Candida oleiphila) ve Yiel Plus
    (Cryptococcus albidus) su anda ticari olarak
    kullanilabilir durumdadir. Pseudomanas syringae
    içerikli Bio-Save 100 ve 110da bazi hasat
    sonrasi hastaliklarin kontrolü için kullanima
    sunulan diger biyopreparatlardir. Örnegin,
    bunlardan Aspire ve Bio-save 100 ABDde
    turunçgillerde yesil ve mavi küf çürüklüklerine
    karsi önerilen sentetik fungisitlerle birlikte
    listelerde yer almaktadir. Çalisma sonuçlarinda
    basarili bulunan yine birçok biyolojik ajanin
    pilot testleri, patent ve ruhsatlandirma isleri
    sürmektedir.

32
  • Diger yandan,antagonist organizmalarin hasat
    sonrasi hastaliklarin kontrolünde kullanilmalari,
    sentetik fungisitlerden etkilenmeyen
    populasyonlarin getirdigi sorunlarin çözümü
    açisindan önemlidir. Ayrica ikinci nesil
    biyokontrol ajani mayalardan çok farkli kosullar
    altinda hasat sonrasi hastaliklarin çok az
    degisiklik göstererek kontrol etmesi
    beklenmektedir. Bütün bunlara ek olarak,
    sentetik fungisitlerde oldugu gibi, var olan
    enfeksiyonlari engelleyebilen antagonist
    organizmalara gereksinim duymaktadir. Ancak pek
    çok biyolojik ajan hasat sonrasi hastaliklarin
    kontrolünde basarili oldugu halde yari ticari
    kosullar altindan etkililikleri, sentetik
    fungisitlerden daima daha düsük düzeyde
    olmaktadir. Bu nedenle, biyolojik ajanlarin
    degisik uygulamalarla entegrasyonu,
    etkiliklerinin yükseltilmesi açisindan büyük
    öneme sahiptir.

33
Turunçgillerde Hasat Sonrasi Hastaliklarin
Biyololjik Kontroluna Yönelik Örnekler
34
  • SICAKLIK UYGULAMALARI
  • Sicaklik bir fiziksel yöntem olarak, bitki
    korumada uzun süreden beri bilinen bir
    uygulamadir. Ancak, son yillarda taze ürünlerin
    hasat sonrasi fizyolojik ve patolojik kayiplarini
    azaltmada, sonuçta ürünün depo ve raf ömrünü
    uzatmada, kimyasal olmayan uygulamalar içinde
    önemli bir islev yüklenmistir. Bu yöntem, hasat
    sonrasi teknolojide umut verici uygulamalar
    arasinda yer almaktadir. Hasat sonrasinda
    kullanilan yüksek sicakliklar, fungal organizma
    üzerinde dogrudan öldürücü etki yaparak, patojen
    gelisimini engellemektedirler. Hasat edilen
    ürünlere, sicaklik uygulamalari degisik
    biçimlerde yapilabilmektedir. Bir tanesi, ürünün
    sicak suya daldirilmasi veya ürüne sicak suyun
    püskürtülmesi biçiminde olmakta ve daha çok
    fungal patojenlere karsi kullanilmaktadir.
    Sicaklik uygulamalari, sicak hava ve sicak buhar
    biçiminde de yapilabilmektedir.

35
  • Ilk uygulamada ürün birkaç dakika süreyle konukçu
    yüzeyinin zarar esiginin biraz altinda fungal
    enfeksiyonlardan korunmaktadir. Pekçok meyve ve
    sebze 50-60Co sicakligi, 10 dakika süreyle tolere
    edebilmektedir. Örnegin, fortune
    mandarinlerinin depolama öncesi 3 dakika süreyle
    30-54 Colik sicak suya daldirilmasi hem depolama
    ve hem de raf ömrünün uzamasini saglamis ve
    ayrica üsüme zararini önemli ölçüde azaltmistir.
    Sicak su uygulamalari, kisa süreli daldirmalar
    (2-3 dakika, 50-55Code) biçiminde yapilmaktadir.
    Bu uygulama biçimiyle, pek çok turunçgil
    meyvesinde hastaliklara ve düsük sicakliklardan
    dogan zararlara duyarlilik azalmaktadir.

36
  • Sicak suyla firçalama tekniginde ise 10-30 saniye
    süreyle 55-64 Co de firçalanmaktadir. Bu sistem
    Israilde 116965 numara ile patentlenmis olup,
    degisik ürünlerde ticari olarak kullanilmaktadir.
    Bu teknoloji, Israilde organik turunçgiller
    için ticari olarak uygulanmaktadir. Bu uygulama
    biçimiyle organik olarak üretilen turunçgillerde,
    çürüklük gelisimi 45-55 oraninda
    geriletilmistir. Bütün bu olumlu sonuçlara
    ragmen, yüksek sicaklik uygulamalari, mikrobiyal
    antagonistlerde oldugu gibi, hasat sonrasi
    hastaliklarin kontrolünde tek basina yeterli
    görünmemektir. Bu nedenle sicaklik uygulamalari
    diger yöntemlerle entegre edilerek, etkinligin
    arttirilmasi istenmektedir. Sicak su
    fungisitlerle birlikte uygulandiginda
    fungisitlerin etkinligini arttirdigi
    bilinmektedir.
  •  

37
  • Imazalil ve TBZ içeren 54 Codeki sicak suya 3
    dakika süreyle daldirilan turunçgil meyvelerinde
    üsüme zarari ve fungal çürüklüklerin azaldigi
    saptanmistir. Benzer sonuçlara ülkemizde
    yürütülen bazi çalismalarda da ulasilmistir.
    Hatta Satsuma mandarininde, imazalillin düsük
    dozlari 54 Colik sicak su ile birlikte
    uygulandiginda, çürüklük gelisimi önemli ölçüde
    kontrol edilmistir. Benzer sonuçlar biyolojik
    ajan Pseudomonas syringaenin sicaklikla
    entegrasyonundan da elde edilmistir. Bütün
    bunlar, sicakligin diger uygulamalarla
    birlikteliginde ticari olarak kabul edilebilir
    bir hastalik kontrolünü saglayabilecegini
    göstermektedir.

38
  • KONUKÇUDA SAVUNMA SISTEMININ UYARILMASI
  • Taze sebze ve meyveler, olgunlasmaya bagli
    olarak yaslanmanin etkisiyle çürüklük etmenlerine
    karsi daha duyarli bir hal alirlar. Bu durum,
    dokulardaki inhibitör maddelerin sentezinin
    azalmasi ve dayanililikta rol alan maddelerin
    parçalanmasiyla açiklanmaktadir. Bunun sonucu
    olarak meyvedeki latent enfeksiyonlar da etkin
    hale gelmektedirler. Bu nedenle hasat sonrasi
    çürüklüklerin azaltilmasi için muhafaza sürecinde
    meyve ve sebzelerde yaslanmanin geciktirilmesi ve
    dolayisiyla ürünün kendisini savunacak maddeleri
    üretmesini desteklemek gerekmektedir. Bu amaçla,
    hasat sonrasi hastaliklarin kontrolünde, bazi
    fiziksel ve biyolojik elisitörler kullanarak,
    konukçu dayanikliligi uyarilmakta ve böylece
    ürünler hastaliktan korunabilmektedir. Bu
    elisitörler arasinda, sicaklik, yaralama, gamma
    radyasyonu, UV-C isigi, antagonistler, virulensi
    düsük irklar ve dogal bilesikler sayilmaktadir.

39
  • Özellikle UV-C isigi üzerinde yogun çalismalar
    yapilmis ve sonuçta turunçgiller, elma, seftali,
    biber ve domates gibi bazi ürünlerde düsük doz
    UV-C uygulayarak dayaniklilik uyarilmis ve bu
    ürünler hasat sonrasi çürüklüklerden basariyla
    korunmuslardir.
  • UV-C uygulamasindan sonra, söz konusu ürünlerde
    fenilalenin amonyum liyaz ve peroksidaz enzim
    aktivitelerinin arttigi gözlenmistir. Bu iki
    enzimin, patojenlere karsi dayaniklilikta rol
    aldigi düsünülmektedir. UV-C uygulamalariyla
    bazi taze ürünlerin hasat sonrasi hastaliklarin
    kontrolünde basarili sonuçlar alinsa da, bu
    teknoloji henüz yeterince gelistirilememistir.
    Zamanla bu uygulamalarin ticari amaçla
    kullanilabilecegi düsünülmektedir.
  • Ayrica, hasat edilen üründe, sicaklik ve
    Pichia guilliermondiide oldugu gibi bazi
    biyolojik ajanlar, kitosan gibi bazi organik
    maddeler dayanikliligi uyararak, hasat sonrasi
    hastaliklara karsi sebze ve meyvelerde
    koruyuculuk saglamaktadirlar.

40
MEYVE DAYANIKLILIGIN KORUNMASI VE YARA ONARIMI
  • Bahçelerde gibberellik asit uygulamalariyla,
    altintoplarda yaslanma geciktirilmekte, bu da
    hasat sonrasi çürüklük kayiplarini azaltmaktadir.
    Yine kaliforniada limon üreticilerinin
    çogunlugu, 2,4-Dnin isopropyl esterini
    depolamadan önce kapsülün yaslanmasini
    geciktirmek amaciyla kullanmaktadirlar.
  • Özet olarak, 2,4-Dnin 500 ppmlik mum içindeki
    formülasyonu, Alternaria Citrinin limon ve
    portakallarda hasat sonrasi neden oldugu sap dibi
    çürüklügünün engellenmesi amaciyla
    kullanilmaktadir.

41
  • HASAT SONRASI ENFEKSIYONLARA YÖNELIK KIMYASAL
    UYGULAMALAR
  • Hasat sonrasi enfeksiyonlarin engellenmesine
    yönelik iki temel strateji bulunmaktadir.
  • Bunlardan ilki, hasat öncesi olusabilecek
    yaralarda patojen gelisimini engelleyici bir
    fungisitle, hasat öncesi meyve yüzeyinin
    kaplanmasidir. Ikincisi ise, hasat sirasinda ve
    daha sonraki islemler sirasinda ortaya
    çikabilecek yaralarda patojen gelisimini
    engelleyici ilaçlamalardir.
  • Hasat Öncesi Koruyucu Uygulamalar
  • Hasat Sonrasi Uygulamalar
  • Enfeksiyonlarin Önlenmesinde Fungisit
    Uygulamalarinin Zamanlamasi

42
  • TURUNÇGILLERDE HASAT SONRASI HASTALIKLARIN
    KONTROLUNDA IZLENMESI GEREKLI STRATEJILER

43
DIGER UYGULAMALAR
  • Yukarida sözü edilenler disinda, degisik tuz
    çözeltileri ve dogal bazi bilesiklerde hasat
    sonrasi hastaliklarin kontrolünde
    kullanilmaktadir. Sodyum karbonat, sodyum
    bikarbonat gibi bazi tuz çözeltileri
    kullanilarak, turunçgillerde yesil küf
    çürüklügünün basariyla kontrol edildigi
    bilinmektedir. 50Coye kadar çözeltilerin
    sicakliginin yükseltilmesi, etkinligi
    arttirmistir.
  • Bu çözeltiler imazalil ve biyolojik kontrol
    ajanlariyla birlikte basariyla uygulanmislardir.
    Kalsiyum ve magnezyum iyonlari, hasat sonrasi
    çürüklük funguslarina toksik oldugu ve
    elementleri içeren çözeltilerin Aspirein
    biyolojik etkinligini arttirmada
    kullanilabilecegi, degisik arastirmalarda ortaya
    konmustur.
  • Ince bir film tabakasi seklinde yapilan mumlama
    islemi hasat edilen meyvelerin su kaybi ve
    fizyolojik bozukluklarini önlemek açisindan önem
    tasimaktadir. Ayrica mumlara fungisitler
    eklenerek patojenlerin hastalik olusturmasi
    engellenmektedir.

44
  • Simdiye degin sözü edilen alternatiflerin,
    hasat sonrasi hastaliklari kontrol etmede, tek
    baslarina sentetik fungisitler kadar basarili
    olmadiklari görülmektedir. Ancak, yine pekçok
    örnekte görülebilecegi gibi, iki veya daha fazla
    yöntem birlikte kullanildiginda, kabul edilebilir
    düzeyde bir hastalik kontrolünün saglanabilecegi
    görülmektedir

45
SONUÇ
  • Türkiye Narenciye üretim alanlarinda bitkisel
    üretim sürecinde kaydi yapilan fungal hastalik
    etmenlerinin tüm bölgelerde epidemi yapacak
    seviyede olmadiklari, zararlarinin yetistiricilik
    yapilan bölgedeki toprak, iklim-çevre ve
    uygulanan üreticilik kosullarina bagimli olarak
    sinirlandigi tespit edilmistir.
  • Karantina listesinde yer alan fungal hastalik
    etmenleri sadece üretim amaçli materyalde
    kontrolü yapilarak takip edilmektedir.
  • Hasat sonrasi fungal çürüklük etmenleri, yüksek
    zarar ve kontrolü amaciyla kullanilan
    kimyasallarin riskleri nedeniyle özellikle son
    yillarda dikkati çekmis, çalismalar hasat sonrasi
    fungal hastalik etmenleri ve alternatif savasim
    yöntemleri konusunda yogunlasmistir.

46
SONUÇ
  • Dayanikliligin uyarilmasi ve fiziksel yöntemler
    yaninda, özellikle mikrobiyal antagonistlerin
    hasat sonrasi hastaliklarla savasimda
    kullanilmasina yönelik arastirmalar büyük bir
    ivme kazanmistir. Bu baglamda, bazi maya ve
    bakteri esasli biyopreparatlar piyasada kullanima
    sunulmustur.
  • Biyopreparatlarin kullaniminda ve basarilarinda
    bazi eksiklikler bulunmaktadir. Bu nedenle
    çalismalar, seçilen antagonistlerin etkinligini
    arttirici bazi fiziksel uygulamalarla
    bütünlestirilmesi yönüne kaydirilmistir. Farkli
    antagonistlerin birlikte uygulanmasi,
    antagonistlerin kitosan, sodyum bikarbonat,
    potasyum sorbat, kalsiyum propiyonat ve kalsiyum
    klorür gibi maddelerle entegre edilmesi, ürüne
    UV-Isik ve sicaklik uygulamasi sayilabilir.
  • Depolama yöntemlerinin maliyetinin yüksek olmasi
    sebebiyle bugün turunçgiller özellikle dissatimin
    kisitli oldugu yillarda dallarinda çürümeye terk
    edilmektedir. Depolama maliyetlerinin makul
    seviyelere çekilmesi, yeterli ve efektif depolama
    tesisleri kurulmasi suretiyle ürünlerde, ihracat
    sinirli olsa dahi büyük piyasa dalgalanmalari
    engellemek açisindan fayda saglayacagi yadsinamaz
    bir gerçektir.

47
TESEKKÜRLER
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com