Title: PowerPoint Sunusu
1EKOLOJI Canlilarin çevreleriyle ve
birbirleriyle olan iliskilerini inceleyen bilim
dalina ekoloji denir. Bir canlinin çevresi
beslenme, üreme, barinma gibi ihtiyaçlarini
karsiladigi biyolojik, sosyolojik, kültürel her
türlü faaliyeti sürdürdügü yerdir. Bu yüzden
ekolojinin çalisma alani son derece genistir.
2Temel Ekolojik Kavramlar Birey (Organizma)
Ekolojisi Bir türe ait birey ya da bireylerin
ortamlariyla olan iliskilerini inceler.
Populasyon Belirli bir alani paylasan ayni
türe ait bireyler toplulugudur. Komünite
Belirli bir alanda yasayan farkli türlere ait
populasyonlarin meydana getirdigi topluluktur.
Ekosistem Belirli bir alanda yasayan türler
cansiz çevreleriyle birlikte ekosistemi meydana
getirirler. Baska bir deyisle ekosistem komünite
ve cansiz çevreyi içerir. Bir ekosistem çok
sayida farkli komünite içerir.
3Biyosfer Yerküre içinde canlilara yasam ortami
saglayan küredir. Yeryüzündeki tüm ekosistemleri
içerir. Litosfer ve hidrosferin üst kisimlariyla
atmosferin belirli bir yükseklige kadar olan alt
kisimlarini içerir. Habitat Bir canlinin
habitati onun yasadigi, arandigi zaman
bulunabilecegi yer olarak tanimlanir. Ekolojik
nis Bireyin habitati içinde yasamini sürdürmek
için yaptigi faaliyetlerin tümü o canlinin nisini
ifade eder
4EKOLOJIK FAKTÖRLER Bir organizma yasamini
sürdürürken etrafinda canli ve cansiz bir çok
faktörle sürekli etkilesim halindedir. Bu
faktörleri asagidaki sekilde gruplandirabiliz.
5Ayrica bir ekosistemde yasayan bütün canlilar
diger canlilarla birlikte karmasik bir besin agi
olustururlar.
6EKOSISTEM TIPLERI Yeryüzündeki ekosistem
tipleri genel olarak üç büyük ekosisteme
ayrilmistir. Kara, deniz ve tatli su
ekosistemleri. Bu ortamlarda yasayan canlilar
özel etkilesimlerle birbirlerine baglidirlar.
7Karasal ekosistemler birbirine benzer hayvan ve
bitki topluluklarini içeren genis cografik
bölgelere ayrilmislardir.
Tundralar Daglar Ormanlar Savanlar Stepler Çöller
8Tatli su ekosistemleri Bunlar akarsular (dere,
çay ve nehirler) ve durgun sular (göl, gölet ve
barajlar) olmak üzere iki gruba ayrilirlar. Bu
sular arasinda daima bir geçis gözlenir. Akarsu
ekosistemleri Bir akarsunun kaynagi ile
döküldügü yere kadar olan bölümleri arasinda
ekolojik yönden farkliklar vardir. Bu nedenle bu
bölgelerde yasayan canlilarda farkli farklidir.
9Durgun (Lentik) Sular Durgun sularin en önemli
bölümünü göller olusturur. Bu sular fiziksel ve
kimyasal yapilari bakimindan büyük farkliliklar
içerirler.
Göl Ekosistemi Göller ekolojik özellikleri
bakimindan Bentik ve Limnetik (Pelajik) olmak
üzere iki kisma ayrilirlar. Bentik bölge kiyi
çizgisinden gölün en derin bölgesine kadar tüm
dipleri içerir. Limnetik bölge ise göl çukurunu
dolduran ve bentik bölgeyi örten su kütlesinden
olusmustur.
10Bentik Bölge Bentik bölge derinlik ve içerdigi
bitki türlerine göre 4 bölüme ayrilir.
Supralittoral zon Gölün su disinda kalan sahil
kismi, Littoral zon. 10 m. derinlige kadar olan
bitkili dip kisim Sublittoral zon. 10 m. den
itibaren bitkilerin ortadan kalktigi bölgeye
kadar olan dip kisim. Derin zon. Bitkisiz derin
kisimlar.
11(No Transcript)
12(No Transcript)
13(No Transcript)
14Limnetik Bölge Gölün su kütkesi kismidir. Dikey
yöndeki sicaklik farklilasmalarina göre 3
tabakaya ayrilir. Bu bölgede yasayan organizmalar
ekolojik özelliklerine göre 4 gruba
ayrilirlar Plankton Pasif olarak yer degistiren
organizmalara verilen addir. Göllerde yasayan
formlara algler, protozoonlar, Rotiferler ve
krustaseler (Cladocera, Copepoda, Ostracoda)
verilebilir. Nekton Aktif olarak yer
degistirebilen organizmalardir. Özellikle çesitli
balik türleri ile temsil edilmislerdir. Nöston
Yasamlarini gölün zemin kisminda sürdüren
organizmalardir. Bu faunanin çogunlugunu çesitli
böcek gruplari (Veliidae, Gerridae, Gyrinidae)
olusturur. Plöston Göl sularinin yüzeyinde
rüzgar etkisiyle yer degistirebilen
organizmalardir.
15(No Transcript)
16(No Transcript)
17DENIZ EKOSISTEMI Hidrosferin 98ini olusturan
okyanuslar ve denizler yeryüzeyinin 71ini
kapsarlar. Ortalama derinlik 4 bin civaridir. En
derin nokta 12 bin m dir. Deniz ortami ekolojik
yönlerden (Bentik, Pelajik, isik dagilisi vs.)
siniflandirilabilir.
18BIYOCOGRAFYA Türün geçmiste ve simdiki
yayilisini, yayilisini etkileyen faktörleri
inceler. Ekolojik faktörler, kitalarin kaymasi,
çöller, dag siralari gibi engeller hayvanlarin
yayilisini etkileyen baslica faktörler arasinda
yer alir. Yeryüzündeki canlilarin dagilisini
inceleyen bilim dali Biyocografyadir.
Biyocografya hayvanlarin (Zoocografya) ve
bitkilerin (Fitocografya) sadece günümüzdeki
dagilislarini degil geçmisteki dagilislarini da
inceler.
19Bazi türler belirli lokalite, bölge veya kitalar
için karakteristiktir. Böyle formlara endemik
form adi verilir. Özellikle memeliler esas
alinarak endemik hayvanlara göre yapilan
incelemelerde kitalar alti zoocografik bölgeye
ayrilir. 1-Holoarktik Nearktik (Kuzey
Amerika, Greenland) Palaearktik (Avrupa,Asya,
Sahra) 2-Etiyopya-Orientalis EthiopianAfrotropika
l (Madagaskar, Etiyopya) Orientalis (Orientalis,
Wallacea) 3- Neotropik (Güney Amerika) 4- Notogea
(Avustralya, Yeni Gine, Okyanus adalari) 5-
Antartika
20Zoocografik bölgeler
21Zoocografik her bölge için karakteristik hayvan
türleri vardir. Bazi bölgelerde belirli türler
tipik iken, bazi bölgelerde de tipik cinsler ve
hatta familyalar bulunur.
HOLOARKTIK a) Nearktik Kuzey Amerika b)
Palaearktik Avrupa, Asya'nin tropik olmayan kuzey
yarisi, Kore, Japonya, Tayvan Kuzey Afrika,
Kanarya Adalari.
Talpidae (Köstebekler), Castoridae (Kunduzlar),
Esocidae (Turna baliklari), Astacidae (Tatlisu
istakozlari), Salamanderidae (Semenderler),
Alcidae (Aves), Canis lupus (Kurt), Microtus
oeconomus (Sivrifare), Accipiter gentilis
(Atmaca), Buteo (Sahin), Aquila chrysaetos
(Kayakartali), Circus cyanus (Mavidogan),
Vanellus vanellus (Kizkusu), Corvus corax
(Kuzgun), Natrix tesellata (Suyilani), Natrix
natrix (Küpeliyilan), Coluber (Karayilan), Elaphe
quatruorlineata (Sariyilan).
22Holoarktik bölgede yasayan bazi hayvanlar
23ETIYOPYA ORIENTALIS a)Etiyopya Kuzey Africa
hariç Sahra'nin güneyinde kalan Afrika kitasi,
Madagaskar b)Orientalis Hindistan, Uzak Dogu
Asya, Sumatra, Java, Borneo, Filipin adalari.
Kobra (Naja haje), piton, nil timsahi (Crocodylus
niloticus), suaygiri (Hippopotamus amphibius),
flamingo, pelikan, gergedan (Diceros bicornis),
zürafa (Giraffa camelopardalis), zebra (Equus
guagga), antiloplar, Okapi (Okapia johnstoni),
24Goriller (Gorilla gorilla), sempanzeler (Pan
troglodytes), arslan (Panthera leo), leopar
(Panthera pardus), panter, çita (Acinonyx
jubatus), sirtlan (Crocuta crocuta), çizgili
sirtlan (Hyaena hyaena), çakal (Canis aureus).
25NOTOGEA AVUSTURALYA Avustralya, Yeni Gine ve
Okyanus adalari.
Avustralya'daki endemik kus türlerinin zenginligi
bu kit'anin 17. yüzyilda kus kit'asi olarak
taninmasina sebebolmustur Bölgede özellikle
papagan türleri boldur.
Kiwiler (Apterygidae), Kloakli ve keseli
hayvanlar (Kangurular), Yenigine ve Avustralya'da
çok sayida endemik Placentalia türü ile
Avustralya yaban köpegi (Canis familiaris dingo)
tipiktir.
26NEOTROPIK Orta ve Güney Amerika
Didelphidae (Keseliler), Myrmecophagidae
(Karinca ayilari), Dasypodidae (Kusaklihayvanlar),
Ceboidea (Genis burunlu Maymunlar). Yalniz Güney
Amerika'da yasayan 242 Kolibri kus türleri
bulunmaktadir. Güney ve Orta Amerika'da endemik
690 yilan ve kertenkele türü yasamaktadir.
27ANTARKTIKA Omurgali hayvanlar besin zinciri
dolayisiyla daha ziyade denize bagli olarak
yasarlar ve bunlar arasinda memelilerden
Ommatophoca rossi, Hydrurga leptonyx, Lobodon
carcinophagus, Leptonychotes weddelli
balinalardan Balaenoptera physalus, B. musculus
karakteristiktir. Kuslardan penguenler
(Spheniscidae) bölgede 17 tür ile temsil edilir.
28GÖÇ Yayilma hareketleri içerisinde hayvan
göçleri önemli bir yer tutmaktadir. Göç, hayvan
populasyonlarinin ekolojik ve genetik nedenlerle
bulunduklari çevreyi terketmeleridir. Hayvanlar
arasinda göç olayina en yaygin ve belirgin
sekilde kuslarda rastlanir. Leylekler (Ciconia
alba) Kuzey Avrupa'an baslayarak çesitli göç
yollarini takiben güneye, Afrika'daki
kislaklarina giderler. Kuslar arasinda
denizkirlangiçlarinin Kuzey Amerika'dan Güney
Kutbuna kadar ulasan uzun göç yollarinda her yil
gerçeklestirdikleri uçuslar da önemli göç
hareketleridir.
29Kus göçleri 300 ile 1000 metre arasinda yogun
olmakla birlikte çok yükseklerde uçan kuslar da
vardir.
30Göçlere neden olan ekolojik sebepler mevsimsel
olarak ekosistemlerde ortaya çikan çevre
sartlarinda görülür. Bazi türlerde göç etme
kalitsal olarak kazanilmis bir karakter olarak
ortaya çikar. Göç istikameti yatay (horizontal)
veya dikey (vertikal) sekilde görülebilir. Dikey
göçler bilhassa sularda ve toprak içerisinde
yasayan organizmalarda görülür. Örnek olarak
planktonlar sabah saatlerinden itibaren
denizlerin derinliklerine inerler.
31Vertikal göçler daglik arazide yasayan böceklerde
de mevsime bagli olarak görülebilir. Nitekim,
bugday tariminin yapildigi iç ve güneydogu
Anadolu bölgelerimizde süne (Eurygaster maura) ve
kimil (Aelia rostrata) denilen zararli böcekler
(Hemiptera) ilkbahar ve yaz aylarinda alçak tarim
ovalarinda görülür. Bu hayvanlar sonbaharda
yüksek daglara göç ederler ve orada kuru bitki
artiklari altinda kisi geçirirler.
32Böceklerde ise çekirge ve kelebek göçleri önem
tasir. Acrididae (Orthoptera) familyasi
içerisinde göçmen çekirge (Locusta migratoria),
kelebekler arasinda da göçmen türler
bulunmaktadir.
Sürü halinde göç eden çekirgeler ve kelebekler
33Deniz ve okyanuslarda yasayan canlilarin da göç
hareketleri önem tasir. Yilanbaliklari esasen iç
sularda yasarlar ve üreme dönemlerinde denizlere
(Sargas denizi) göç ederler. Bu hareketleri
katadrom olarak isimlendirilir. Sombaliklari ise
tersine, anadromdur. Bunlar normal olarak
denizlerde yasar, ancak üreme dönemlerinde
tatlisulara girerler.
Göç eden Somon baliklari
34Göç hareketleri, türlerin yayilis alanlarinin
genislemesinde çok önemli rol oynayan olaylardir.
Göç, bireylerin aktif hareketleriyle ortaya
çikar. Ancak göç etmeyen pekçok hayvan türü,
hatta bitkiler yayilis alanlarini pasif yayilma
yoluyla genisletebilirler. Hayvanlarin pasif
dagilisinda ilk planda rüzgar, hizli
akarsular,baska hayvanlar ve insan önemli rol
oynar. Ayni zamanda kendi de uçabilen türler, kus
ve böcekler, rüzgarin da yardimiyla bulunduklari
çevreden çok daha uzaklara ulasabilirler.
35DAVRANIS Davranis, organizmanin disaridan gelen
etkilere karsi gösterdigi tepkidir. Genel olarak
davranis bir organizmanin faaliyetlerinin tümü
olarak tanimlanir. Bunun yaninda canlilarin
tümünün, çevrenin fiziksel, kimyasal ve biyolojik
kosullarina karsi kendilerini en uygun sekilde
koruyabilmesi ve zamaninda en etkili tepkiyi
gösterebilmesi olarak da tanimlanabilir.
Hayvanlarin davranislarini ve bu davranislarin
amaç ve nedenlerini arastiran bilim dalina ise
Etoloji ya da Davranis Bilimi denir. Etoloji
(davranis bilimi), biyolojiyle psikolojinin
bilesimiyle olusan bilim dalidir.
36Hayvan davranislari ile ilgili arastirmalar
yapilirken çok çesitli yöntemler kullanilir.
Hayvanlari dogal ortamlarinda gözlemek, onlari
günlerce hatta yillar ve aylarca izlemek gerekir.
Bunun yaninda laboratuvar kosullarinda da hayvan
davranislari incelenir. Bunun için yapay
kosullarda tutulan hayvanlar incelenir. Elde
edilen sonuçlarin dogal yasami temsil edip
etmedikleri tartisilir. Laboratuvar ortaminda
elde edilen sonuçlar dogal yasami temsil etmekten
çok çogu zaman dogal kosullarda elde edilen
sonuçlari tamamlayici nitelikte olur.
37Hayvanlara görülen davranislar dogal davranislar
ve sonradan kazanilan (ögrenilmis) davranislar
olarak ikiye ayrilir.
Hayvanlarda Dogal Davranislar Sonradan
ögrenilmemis davranis biçimlerine dogal davranis
denir. Canlilardaki dogal davranislar, genel
olarak canlilarin sonradan ögrenmeyip kalitsal
olarak sahip olduklari davranis biçimleridir.
Hayvanlar yasam ve nesillerinin devami için dogal
olarak farklilik gösterebilen istemli
davranislarinin yani sira dogustan gelen bazi iç
güdülere sahiptirler. Örnegin bir örümcegin agini
ilk seferinde bile mükemmel bir sekilde yapmasi,
kuslarin yuva yapimi, tirtilin koza yapmasi gibi
davranislar örnek olarak gösterilebilir.
38Insanlarda dogustan davranis sekilleri vardir.
Kör ve sagir dogan insanlarda bu durum
izlenebilir. Bu sekildeki çocuklarin
mimikleri,saglikli çocuklarin gülüs ve aglayisina
benzer.
Bu yüz ifadelerinin ögrenilmesi olanaksiz ise
nasil olurda böyle bir benzerlik söz konusudur?
Bir baska örnekte, yeni dogmus bebegin havuza
konuldugunda yüzebiliyor olmasidir. Ama bu
özellik sonraki yillarda yitirilmektedir.
39Sonradan Kazanilan Davranislar Bir çok hayvan
yasayabilmek ve soyunu devam ettirebilmek için
birçok seyi ögrenir. Ögrenilerek kazanilan bu tip
davranislar genler tarafindan dolayli olarak
kontrol edilir. Deneyimlerin toplanmasi ve
onlarin bireysel bellekte depolanmasi, bireyin
degisken çevre uyarilarina tepki vermesini mümkün
kilar.
Dogustan davranis sekilleri kazanilmis olanlarla
takviye edilir. Bu durum çevreye en iyi biçimde
uyumu saglar. Yasayip soyunu sürdürebilmek için
birçok canli belli hareketleri ögrenmek
zorundadir. Örnegin, dogdugunda yürüyemeyen
bebegin (fiziki olgunluga da erisince) yürümeyi
ögrenmesi gib.
40Sonradan kazanilan davranista en önemli unsur
ögrenmedir. Ögrenmenin birkaç yolu vardir.
Aliskanlik Ve Taklit Yolu Ile Ögrenme Genç
yavrularin ilk gördükleri davranisi, sesli
uyartilari vb. lerini izleyerek algilamalaridir.
Örnegin yumurtadan çikan civcivin annesini
izleyerek davranis gelistirmesi izleyerek ya da
taklit etme yoluyla ögrenmeye bir örnektir.
41Önceden ögrenilen bir olgunun, daha sonra
otomatik olarak tekrarlanmasina aliskanlik denir.
Baslangiçta yavas ve zor gerçeklesen
aliskanliklar, zamanla kolayca ve hizli bir
sekilde gerçeklesir. Örnegin insanlarda yürüme,
temizlenme, giyinme, dans etme, bilgisayar
kullanma gibi etkinlikler, aliskanlik seklini
almis davranislardir. Önüne bugday taneleri
attigimiz güvercinlerin, bugdaylari gagalayarak
yemeleri de aliskanlik seklindeki etkinlikleridir.
42Izleme Yolu Ile Ögrenme Bu tip ögrenme, yeni
dogmus ya da yumurtadan yeni çikmis yavrularda
görülür. Avustralyali biyolog Konrad Lorenz 1935
yilinda, belirli türlerin yavrularinda görülen
basit bir çesit ögrenmeyi kesfetti, yumurtadan
yeni çikmis ördek, tavuz ve kaz yavrularinin
gördükleri hareket eden ilk cisme büyük bir
baglilik gösteerdiklerini ve onu izlediklerini
gözledi.Eger hareket eden cisim ses çikariyorsa,
onu da izliyorlardi.
43Sartlanma Yolu Ile Ögrenme Dogustan gelen
içgüdüsel refleksin, dogal uyaraninin
degistirilmesiyle ortaya çikan ögrenme etkinligi,
sartlanma yoluyla ögrenmedir. Içgüdüsel refleksin
dogal uyarani degistirildiginde sartlanma tepkisi
olusur. Bu olayi ilk kez Ivan Pavlov (Ivan
Pavlov), köpeklerle yaptigi ünlü deneyiyle
göstermistir. Pavlov, köpege et verdiginde
köpegin salya çikardigini görmüs. Daha sonra et
verirken zil çalmis ve et nedeniyle köpek yine
salya çikarmis. Bu olayi defalarca tekrarlamis ve
köpege et vermeden zil çaldiginda köpegin yine
salya çikardigini görmüstür. Pavlov bu deneyiyle
yeni bir refleksin gelistigini ve dogustan gelen
reflekslerin dogal uyaranlarinin
degistirilebilecegini göstermistir. Bu vb.
olaylar, sartli refleks ya da sartlanma olarak
adlandirilir.
44Pavlovun deney düzenegi
45Deneme-Yanilma Yolu Ile Ögrenme Canlinin, yeni
bir durum karsisinda meydana gelecek birden fazla
tepkiden dogru olanini seçmesi, deneme yanilma
yoluyla ögrenmedir. Bu yöntem, sik uygulanan bir
ögrenme yoludur. Bir civcivin yumurtadan ilk
çiktiginda gördügü her küçük varligi gagalamasi,
zamanla yenilmeyecek olanlara dokunmamasi, böyle
bir ögrenme seklidir. Güzel yazi yazma, dogru
araba kullanma, iyi futbol oynama, hizli
bilgisayar kullanma gibi davranislar deneme
yanilma yoluyla kazanilir.
46BIYOLOJIK SAAT Hayvanlarin çogu, belirli
araliklarla tekrarlanan davranis sekilleri
gösterir. bu davranislar, günlük, aylik,
mevsimlik, yillik, gelgit (met cezir) olaylarina
bagli olarak ya da bunlarin etkilesimlerine göre
düzenlenir. Leylekler mevsimlere göre degisik
bölgelere göçer. Baliklar, kuslar, memeliler
ilkbaharda geyikler ve koyunlar sonbaharda yavru
meydana getirmek için üreme davranisinda bulunur.
Sürüngenler, ayilar, tavsanlar, yarasalar,
fareler vb. birçok hayvan, soguk ve besin
bulmanin zorlastigi kis mevsiminde kis uykusuna
yatar.Günes isiginin günlük degismeleri,
canlilarin pek çogunun kullandigi bir zaman
belirleyicidir.
47Kuslar, balinalar, bazi böcekler ve arilar, çok
gelismis zaman ayar mekanizmalarini yön
saptamakta kullanilir. Örnegin bal arilari
günesin bulundugu yönü saptayarak ona göre
kovanla besin kaynagini bulundugu yer arasindaki
yönü belirler. Gözcü olarak seçilen ari,
çiçeklerin bulundugu yer kovana yakinsa dairler
çizerek dans eder. Bu yer kovana uzaksa
sallanarak dans eder. Böylece arilar yaptiklari
dairesel hareketlerin yönüyle çiçeklerin
bulundugu yerin yönünü, sallanmanin sikligi ile
de uzakligi belirtir. Arilar, yagmurlu günlerde
bile yerlerini sasirmadan bulur.
48Ari dansi
49SOSYAL DAVRANIS Hayvanlarin davranis sekilleri,
dis çevrenin cansiz kosullari yaninda canli
kosullara göre degisir. Bu da toplumsal davranisi
olusturur. Yani toplumsal davranis, iki ya da
daha fazla birey arasindaki etkilesim demektir.
Karsilikli etkilesimler ayni türün bireyleri
arasindaysa buna sosyal iliski adi verilir.
Sosyal davranislar, bir yandan mücadeleye bir
yandan da is birligine dayali etkilesimleri
kapsar. Bu etkilesimler sesli, görsel ve
kimyasal mesajlarla saglanir. Toplumsal davranis,
genel olarak es bulma ve eslesme temeline
dayalidir. Ayrica düsmanlardan korunma, besin
bulma, avlanma, yuva yapimi ve is bölümü
amaçlariyla grup olusturma ya da ebeveyn ile
yavru iliskileri seklinde de olabilir.
50Hayvanlarin olusturduklari toplumsal gruplarin
çogunda cinsiyet farki vücut yapisi ve davranis
sekillerine göre düzenlenen is bölümüne dayali
farklilasmalar vardir. Özellikle arilarda ve
karincalarda bu durumun en tipik örneklerine
rastlanir.