Slayt 1 - PowerPoint PPT Presentation

About This Presentation
Title:

Slayt 1

Description:

E itim sistemi, toplumsal sistem ve onun alt sistemleri ile etkile im i erisindedir. E itim sistemindeki de i meler ve geli meler dolayl ya da dolays z ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:239
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 32
Provided by: aydinca
Category:
Tags: politik | sistem | slayt

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: Slayt 1


1
Egitimin Ekonomik Temelleri
2
  • Egitim sistemi, toplumsal sistem ve onun alt
    sistemleri ile etkilesim içerisindedir. Egitim
    sistemindeki degismeler ve gelismeler dolayli ya
    da dolaysiz olarak diger toplumsal sistemleri de
    etkiler.
  • Yalniz toplumsal sistemler arasindaki iliskiler
    tek yönlü degil karsiliklidir. Dolayisiyla
    ekonomi, politika, hukuk, ahlâk, din gibi diger
    toplumsal sistemler de egitim sistemini etkiler
    ve onda degisme ve gelismelere neden olur.

3
  • Insanin, çevreye uyum saglayabilmesi ve hayatta
    kalabilmesi için karsilanmasi gereken dogal ve
    sosyal gereksinmeleri sinirsiz denecek kadar
    çoktur.
  • Buna karsilik bu gereksinmeleri karsilayabilmek
    için gerekli olan mal ve hizmetler sinirlidir.
    Insanin bu mal ve hizmetleri elde etmesi ve
    tüketmesi gerekmektedir.
  • Insan bunlara ya üreterek ya da baskalarindan
    satin alarak ulasabilir. Yalniz, mal ve hizmet
    üretebilmek veya bunlari baskalarindan satin
    alabilmek için gerekli olan fiziki güç, zihinsel
    güç, para, zaman ve mekan insanda sinirlidir.
  • Gereksinmelerinin sinirsiz olmasina karsilik
    gücünün sinirli olmasi, insanin karar ve
    eylemlerinde rasyonel davranmasini
    gerektirmektedir. Iste ekonomi bu gereksinmeden
    dogmustur. Baska bir deyisle iyi bir üretici veya
    iyi bir tüketici olabilme gerekliligi ekonominin
    dogmasina neden olmustur.

4
  • Ekonomi nedir?
  • ekonomi gelirle gideri, üretimle tüketimi,
    sarsintilara meydan vermeyecek biçimde düzenli
    tutma ya da gereksinmelerin sinirli olanaklarla
    en verimli bir siraya göre karsilanmasidir.
  • ekonomi, tükenebilir kaynaklarin insanlarin
    ihtiyaçlarini karsilamak için en etkin bir
    sekilde kullanilmasi, bu kaynaklarin arttirilmasi
    ve üretilen mal ve hizmetlerin bölüsümüyle ilgili
    konularla ugrasan bir bilim dalidir

5
  • 1. asama Ilkel toplumlarda egitim henüz
    kurumsallasmamisti. Dolayisiyla okul ve ögretmen
    yoktu. Dogal ve toplumsal çevre okul her
    yetiskin kadin ve erkek ögretmendi. Ilkel
    toplumlar ihtiyaç duyduklari bütün bu bilgileri
    dogal ve toplumsal çevreden ediniyorlardi.
    Yetiskin her kadin ve erkek bilgilerini,
    deneyimlerini, becerilerini yetismekte olan
    çocuklara ögretiyorlardi. Bu ögrenme isi gözlem
    yaparak, model alarak, taklit ederek, yaparak ve
    yasayarak gerçeklesiyordu.
  • 2. asama Toplumsal evrimin ikinci asamasi olan,
    ekonominin tarima dayali oldugu ilk yerlesik
    toplumlarda da ekonomik hayat egitim üzerinde
    etkili olmustur. bu dönemde bilgi ve beceri
    birikiminin niteligi ve niceligi degismistir.
    Topragi ekip biçmek, madenleri isleyip araç
    gerece dönüstürmek, ticaret yapmak daha farkli,
    daha bilimsel, daha karmasik bilgi ve beceriler
    gerektirmistir. Bu bilgi ve beceri birikimini
    dogal ve sosyal çevreden yasantilar yolu ile
    ögrenmek imkânsiz hale gelmistir. Bunlari
    ögrenebilmek için kendi alaninda usta olan
    kisilerin yardimina gereksinim duyulmustur.
    Böylece isyerinde usta-çirak iliskisine dayali
    bir egitim biçimi ortaya çikmistir.

6
  • 3. asama 18. yüzyilda buhar makinesinin icadi ve
    bunun üretimde kullanilmasiyla toplumsal evrimin
    bir sonraki asamasi olan sanayi toplumu asamasina
    geçilmistir. Hammaddenin islenerek mamul madde
    haline getirildigi ve toplumun tüketimine arz
    edildigi sanayi toplumlarinda ekonomik yapi
    tamamen farklilasmistir. Buna bagli olarak
    ekonominin talep ettigi insan gücünün profili de
    büyük ölçüde degismistir. Toprak sahibinin yerini
    sanayici tarim isçisinin yerini ise fabrika
    isçisi almistir. Bunun yani sira kendi alaninda
    uzmanlasmis usta, teknisyen, mühendis gibi
    yetismis insan gücüne de gereksinim duyulmustur.

7
  • Günümüzde bilim ve teknolojinin gelismesi ve
    bunun mal ve hizmet üretiminde kullanilmasi,
    üretim teknolojileri ve üretim yöntemlerinde
    devrim denebilecek degisikliklere yol açmis ve bu
    durum egitimin amaçlari ve islevlerini
    genisletmis, egitimin amaçlari arasinda bulunan
    üretici insan gücü yetistirmeye tartismasiz bir
    öncelik kazandirmistir.

8
  • EKONOMIK KALKINMA VE EGITIM

9
  • Kalkinma kavrami
  • Sosyologlar ve politik bilimciler kalkinmayi
    modernlesme olarak düsünüp, dikkatlerini ve
    çalismalarini daha çok sosyal ve politik
    kurumlarin sekil degistirmesinde
    yogunlastirmaktadirlar.
  • Ekonomistler ise kalkinmayi daha çok yatirim,
    üretim, tüketim, bölüsüm, gelir açilarindan ele
    almaktadirlar. Adelman, kalkinmayi, kisi basina
    düsen milli geliri düsük olan bir ekonominin bu
    geliri, sürekli olarak ve kendi kendini idare
    eden bir biçimde arttirabilmesi süreci olarak
    tanimlamistir.
  • Ayrica kalkinma, bireylerin refah düzeyini
    yükseltmek amaciyla siyasal iktidarin belli
    ekonomik ve toplumsal politikalar izleyerek
    toplumun yapisini degistirme girisimi olarak da
    tanimlanmaktadir

10
  • Kalkinmanin, hem bir üretim hem de bir tüketim
    boyutu vardir,
  • Kalkinmis bir ülkede, mal ve hizmet üretiminin
    niteliginde ve niceliginde bir artis söz
    konusudur. Daha çok ve daha kaliteli mal ve
    hizmet üretilir.
  • Kalkinmis ülkeler, ayni zamanda tüketim
    toplumlaridir. Kalkinmadan söz edebilmek için
    üretilmis olan mal ve hizmetlerin tüketilmesi
    gerekmektedir. Kalkinmis bir ülkede daha çok ve
    daha kaliteli mal ve hizmet tüketilir.

11
  • Ekonomik kalkinma ile egitim arasinda yakin bir
    iliski vardir. Kalkinma emegin egitimini ve
    yetistirilmesini gerektirmektedir. Kalkinmanin
    gereksinim duydugu bu yüksek nitelikli insan
    gücünü egitim sistemi yetistirir. Egitilmis insan
    gücü ülke ekonomisinin en önemli üretim
    faktörlerinden biridir ve kalkinmanin temellerini
    olusturur

12
  • INSAN GÜCÜ PLANLAMASI VE EKONOMIK KALKINMA

13
  • Planlama kavrami
  • Andersona göre planlama, bazi amaçlara ulasmak
    için gelecekte uygulanacak bir dizi kararlari
    hazirlamaktan olusan bir süreçtir.
  • Planlama, belirlenmis hedeflere ulasmak için,
    gelecekte alinacak önlemler konusunda kararlar
    saptamak biçiminde de tanimlanmaktadir.
  • Toplumlarin kendilerine ekonomik, siyasal, sosyal
    amaçlar belirlemeleri plan yapmayi gerekli
    kilmaktadir. Amaç, planlamanin ön kosuludur.
    Planlama yapilabilmesi için önce bir amacin
    saptanmis olmasi gerekir.

14
  • Ekonominin ihtiyaç duydugu nitelikli insan gücünü
    yetistirebilmek için planli hareket etmek
    gerekir. Hangi alanlarda, ne kadar sayida ve
    hangi nitelikleri kazanmis insan gücü
    yetistirilecegi önceden planlanmalidir.

15
  • Insan gücü planlamasi yapmadan önce mevcut insan
    kaynagini saptamada ve onu bir çözümlemeye tabi
    tutmada yarar vardir. Mevcut insan gücünün
    sayisi, nitelikleri, sektörlere ve mesleklere
    göre dagilimi belirlenmelidir. Ekonominin
    talepleri ile mevcut insan gücü arasinda bir
    dengenin olup olmadigi, bu gücün ekonominin
    ihtiyaçlarina cevap verip vermedigi
    arastirilmalidir. Insan gücünün, gerek sayi,
    gerek nitelik, gerekse sektörsel dagilimlari
    açisindan artilari ve eksileri belirlenmelidir.
    Mevcut mesleklerin bir dökümü yapilmali, bu
    mesleklerde çalisan isgücünün egitim düzeyi ve
    yas gruplarina göre dagilimlari çikarilmalidir.

16
  • Ekonominin egitimden talep edecegi insan gücünün
    tarim, sanayi ve hizmet sektörlerine göre
    dagilimi ve bunlarin miktari, nitelikleri, egitim
    düzeyleri belirlenmelidir. Mevcut mesleklerin bir
    dökümü yapilmali gelecekte önemini kaybedecek
    meslekler, önemi artacak meslekler, yeni ortaya
    çikacak meslekler önceden tahmin edilmelidir.

17
  • Ekonomi egitimden nitelikli üreticiler ve
    nitelikli tüketiciler yetistirmesini talep eder.
  • Bu konuda farkli yaklasimlardan söz edilebilir.
    Bunlar
  • 1. Önder Insan Yetistirme Yaklasimi Bu yaklasima
    göre egitim, toplumun ekonomik ve sosyal yönden
    kalkinabilmesi için gerekli kararlari alabilen,
    toplumu harekete geçirebilen, ona yol
    gösterebilen, yüksek düzeyde egitim görmüs önder
    kisiler yetistirmelidir.
  • 2. Üretici Insan Yetistirme Yaklasimi Bu
    yaklasima göre egitim, ögrencileri is alanlarina
    ve mesleklere yönlendirerek mesleki ve teknik
    egitimden geçirmeli, yeterli bilgi ve beceriler
    kazandirarak onlari bütün yasamlari boyunca bir
    makine gibi çalisan, daha çok toplumu ön plana
    alarak onun çikarlari dogrultusunda mal ve hizmet
    üreten bir insan haline getirmelidir.
  • 3. Yaratici Insan Yetistirme Yaklasimi Buna göre
    egitim, bir yandan toplumun kültürel degerlerini
    benimsemis, baskalari ile iyi isbirligi ve
    iliskiler kurma yetenegine ulasmis, kisiligini
    gelistirmis insanlar yetistirmeli diger yandan
    da onlari ilgi ve yetenekleri dogrultusunda is
    alanlarina ve mesleklere yönlendirerek kendi
    mesleklerinde kaliteli mal, hizmet, düsünce ve
    estetik degerler üretebilen insanlar haline
    getirmelidir.

18
  • Egitimin, ülke kalkinmasini gerçeklestirecek
    nitelikli insan gücü yetistirme görevinin yani
    sira, ekonomik açidan bir baska görevi de
    vatandaslara ekonomi egitimi vermektir.
  • Egitimin nitelikli üreticilerin yani sira
    nitelikli tüketiciler de yetistirmesi
    gerekmektedir. Çünkü bir ülkenin refah düzeyinin
    yükselmesi üretilen mal ve hizmetlerin
    tüketilmesine baglidir. Tüketim, ihtiyaçlari
    gidermek için bir mal veya hizmetin faydalarindan
    yararlanmaktir. Baska bir ifadeyle bir mal veya
    hizmetin ihtiyaci karsilamak amaciyla
    kullanilmasidir.

19
  • Insanin ekonomik gelirleri sinirli buna karsilik
    ihtiyaçlari sinirsizdir. Kit kaynaklari ile bu
    ihtiyaçlarini karsilamasi mümkün degildir. Bu
    durum insanin nitelikli bir tüketici olmasini
    gerektirmektedir. Egitimin ekonomik islevlerinden
    birisi de ögrencilere ilerde gereksinim
    duyacaklari tüketicilik bilgisini vererek onlari
    bilinçli bir tüketici haline getirmektir

20
  • EGITIMIN EKONOMI ÜZERINDEKI ETKILERI

21
  • Üretim için gerekli olan bilgi birikimi egitim
    tarafindan üretilir. Egitim bu bilgi birikimini
    daha sonra üretim teknolojisine dönüstürerek
    ekonominin hizmetine sunar. Diger yandan ürettigi
    bu teorik ve pratik bilgileri ekonominin
    gereksinim duydugu insan gücüne kazandirir.
    Böylece onlari nitelikli üreticiler haline
    getirmeye çalisir.

22
  • Egitim düzeyi yüksek insan gücü ile egitim düzeyi
    düsük insan gücü arasinda üretkenlik açisindan
    fark vardir. Egitim düzeyi yüksek insan gücü daha
    üretkendir. Ister sanayi, ister tarim, isterse
    hizmetler sektörü olsun egitimli insan daha
    verimli çalisir. Daha az emek, daha az zaman
    harcar buna karsilik daha kaliteli mal ve hizmet
    üretir.

23
  • Egitim, ekonomik verimliligin ve buna bagli
    olarak da üretimin arttirilmasinda baslica su
    islevleri
  • Bilimsel arastirma tekniklerini gelistirmek ve
    ögretmek suretiyle verimliligin artmasinda rol
    oynayacak yeniliklerin meydana getirilmesini
    temin eder.
  • Potansiyel kabiliyetleri kesfeder ve onlari
    gelistirir.
  • Insanlarin iktisadi büyümeyle atbasi giden is
    firsatlarindaki degismelere uyum kabiliyetlerini
    arttirir.
  • Üretim için gerekli bilgilerin kusaktan kusaga
    aktarilmasini saglar.
  • Hizla büyüyen ekonomilerde halka yüksek beceri ve
    bilgiler kazandirarak hizli büyümenin
    gerçeklesmesini saglar.

24
  • Egitim Yatirimlarinin Üretim ve Tüketim Boyutu
  • Egitime yapilan harcamalarin, hem üretim hem de
    tüketim boyutu vardir.
  • Yapilan bir harcama ileride mal veya hizmet
    üretimi olarak geri dönüyorsa böyle bir harcama
    üretim harcamasi olarak nitelendirilir. Bir baraj
    veya bir fabrika yapimi için yapilan harcamalar
    buna örnek olarak verilebilir.
  • Yapilan bir harcama sonucunda, sadece bir mal
    veya hizmet satin aliniyorsa ve onlar dogal veya
    sosyal bir gereksinmenin giderilmesinde
    kullaniliyorsa bu tür bir harcama üretim
    harcamasi degil tüketim harcamasi olarak
    nitelendirilir.

25
  • Egitim harcamalarinin tüketim mi yoksa üretim mi
    oldugunu anlayabilmek için yatirimin amacina ve
    sonucuna bakmak gerekir. Yapilan yatirim
    sonucunda yetistirdigimiz insan gücü uzun veya
    kisa vadede üretime katkida bulunuyorsa bu
    harcamalar üretim üretime katkida bulunmuyorsa
    bu harcamalar da tüketim olarak
    degerlendirilebilir.

26
  • Tüketim olarak nitelendirilen harcamalari birkaç
    maddede toplamak mümkündür
  • Ekonominin talepte bulunmadigi alanlarda insan
    gücü yetistirmek amaciyla yapilan harcamalar,
  • Ögrencinin, gerek meslek hayatinda gerekse
    toplumsal hayatta hiç kullanmayacagi bilgi ve
    becerileri kazandirmak amaciyla yapilan
    harcamalar,
  • Toplumsal ihtiyacin üzerinde insan gücü
    yetistirmek için yapilan harcamalar,
  • Issizlik veya ücret yetersizligi nedeniyle baska
    ülkelere çalismak amaciyla göç eden beyin gücünü
    yetistirmek amaciyla yapilan harcamalar,
  • Mezun oldugu alanda is bulamayip baska alanlarda
    çalismak zorunda kalan insan gücünü yetistirmek
    için yapilan harcamalar,
  • Ilgi ve yeteneginin olmadigi is veya meslek
    alanlarina yönlendirilen insan gücünü yetistirmek
    için yapilan harcamalar.

27
  • Türkiyede Egitime Ayrilan Ekonomik Kaynak -
  • Türkiye'de egitime ayrilan maddi kaynak da düsük
    seviyede. Kamu egitim harcamalarinin GSYIH
    içindeki payi az gelismis ülkelerde yüzde 3.1,
    orta gelismis ülkelerde yüzde 4.4, gelismis
    ülkelerde yüzde 5.6 iken, dünya ortalamasi yüzde
    4.4, Avrupa Birligi ortalamasi ise yüzde 5.1.
  •  
  • 2006 yilinda Milli Egitim Bakanligi, 16 milyar
    568 milyon YTL bütçesi ile 575 milyar 784 milyon
    YTL'lik GSYIH'dan ancak yüzde 2.8'lik pay
    alabildi. 2007 yilinda GSYIH'da 631 milyar 393
    milyon YTL'lik hedef yakalanabilirse, 21 milyar
    355 milyon YTL'lik bütçesiyle, Milli Egitim
    Bakanligi'nin aldigi pay yüzde 3.3 seviyesine
    yükselecek. Türkiye bu oranla, hem dünya hem de
    Avrupa Birligi ortalamasinin gerisinde kaliyor.
  • Bazi AB ülkelerinde kamu egitim harcamalarinin
    GSYIH içindeki paylari söyle Almanya yüzde 4.8,
    Fransa yüzde 5.6, Hollanda yüzde 5.1, Ingiltere
    yüzde 5.3, Ispanya yüzde 4.5, Isveç yüzde 7.7,
    Italya yüzde 4.7, Polonya yüzde 5.6, Portekiz
    yüzde 5.8.
  • Israil, Gayri Safi Yurt Içi Hasilasi'nin yüzde
    7.5'ini, Isviçre yüzde 5.8'ini, ABD yüzde
    5.7'sini egitime ayiriyor.

28
  • 2010 Bütçesinden Milli Egitim Bakanligina
    ayrilan pay GSYIH içinde yüzde 2.8'lik bir dilimi
    olusturmakta ve 28 milyar 237 milyon TLye
    karsilik gelmektedir.
  • Egitim harcamalarinin GSYIH içindeki payi, dünya
    ortalamasinda yüzde 4.4 oldugu gerçegi karsisinda
    Türkiyenin bütçesinden egitime ayirdigi payla
    yaristigi dünya ligi Fildisi Cumhuriyeti,
    Tanzanya, Somali gibi ülkelerle birlikte
    aniliyor.

29
(No Transcript)
30
(No Transcript)
31
(No Transcript)
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com