Slayt 1 - PowerPoint PPT Presentation

1 / 84
About This Presentation
Title:

Slayt 1

Description:

akti, Devi, Yuni, Parvati, Kali, Afrodit, Demeter, star, Kybele, sis tir. Beyaz anneler s rekli d n p kars m za kan ay anneleridir. – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:61
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 85
Provided by: User143
Category:
Tags: parvati | slayt

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: Slayt 1


1
KOCAELI ÜNIVERSITESI EGITIM YÖNETIMI TEFTISI
PLANLAMASI EKONOMISI BÖLÜMÜ TEZSIZ YÜKSEK LISANS
KADIN PSIKOLOJISI
2010 LEVENT YAZICI 105226031
2
Ezeli-Kadinsal ( bilinçsiz özben) bizi çekip
yücelere alir mi?
3
(No Transcript)
4
ÖZBEN ve EZELI-KADINSAL özben bizim ilk ve
gerçek ruhumuz , ana karninda bedenimizle
birlikte büyüyüp gelisen embriyo nal
bilinçdisinin uyumlu bir birlik ve bütünlügü
koruyarak ömrümüzün sonuna son nefesimize kadar
bizden ayrilmadigini belirtirim. Özben i
ruhumuzun embriyon el ( dölütsel ) temeli olarak
anlayisim simdiye kadar söz konusu alandaki
bilimsel görüslerin tümünden köklü biçimde
ayrilmakta özben i salt varsayimsal bir nesne
bilinçdisiyla bilinç arasinda sözde bir varlik
yani hayali bir büyüklük sayan Jung un görüsüne
de uymaktadir.Dinsel-mitolojik bir nesne ya da
transandantal bir kavram saymayi da Jung un
özben e gerçekdisi bir gözle baktigini ortaya
koyuyor.
5
Bu görüsle çeliski içinde Jungun çok kez
gerçek bir özben yasantisindan ya da özbenin
deneysel (amprik) özelliginden söz açtigina
tanik olmaktayiz.Eger özben Junga göre yalniz
bilinç ve bilinçdisi arasinda bir nokta ise
bilinç ve bilinçdisinda olusan bunlarin arasinda
ya da disindaki noktalara ilgisi bulunmayan ruhun
bir parçasi sayilmaz. Jung da söylediklerinde bir
çeliskinin sakli yattigini itiraf eder ancak
ussal yetenegimizi asan bir nesneyi nitelemek
istedigimizde söz konusu çeliskinin
kaçinilmazligini belirtir. Ne var ki özbenin
gerçek ruhsal merkezimiz yani tüm ruhsal
yasamimizin kaynaklandigi embriyonel bilinçdisi
en yüce ve en son amaçlarin konusu (Jung)
sayilacagi düsüncesini gerçekten benimsedik mi
ilgili çeliski ortadan kalkar kesinlikle ussal
yetenegimizin kapsami içindeki bir nesne
karsisinda bulundugumuzu görürüz.
6
Çünkü dogum sonrasinda ruhsal yasamimiza biçim
veren her sey ilgili yasamin üst katmaninda
yerleserek beni yani tüm arzulari istemi (irade)
bilinci bilinçdisina itmeleri özdeslesmeleri
yansitimiyla ( projeksiyon ) bu ruhsal yatiyi
olusturur. Kisiligimizle özdes saydigimiz benin
söz konusu bilesenleri (komponent) yasam boyu
ambivalent (çift degerli) nitelik gösterir. Bir
yanda bilinçsiz özben in kaybedilmis dogum
öncesinde kalmis cennetsi birlik ve uyumu
regresyon (geri dönüs) yoluyla diriltmek istenir
öte yandan çevre ve dis dünya üzerinde kurulan
egemenlik mükemmellestirilmeye çalisilir.
Bunlardan sonuncusu da görünürde aktif ve
progresif (ilerleyen) yasamsal bir tutum olup
simdiye dek özellikle bati dünyasinin
insanlarinda gözlemlenmistir. Ama böylesi bir
tutum insani asla tam basariya ulastirmaz. Ruh
hirpalanip örselenir ve bir dislama tehlikesiyle
karsi karsiya kalir.
7
Bu yüzden ermis, terk eder bu yolu kendi özben
inin derinliklerine gömülüs ün yolunu izler.
Karsisina çikacak herhangi bir sinir yoktur
burada. Özben in yalniz gerçek varligini
kesfetmekle kendisini anlatilmaz mutluluklara
bogan asil gerçegini ele geçirmekle kalmaz
çevrenin olusturdugu dis gerçegin de özben i ile
beraber bir armagan gibi tarafina sunuldugunu
görür. Dis gerçek ugrundaki çabalari sona
ermistir çünkü. Birlik ve bütünlük içinde
geçirir ömrünü dogum öncesi hayatini yeniden
yasar ama bilinçli yapar bunu. Büyük bir birlik
olusturan kendini özben ine ve dünyaya içten
bagliligin alabildigine genis kapsamli duygusunu
ve Tanrisal gücünü ruhunda tasiyarak bunu
gerçeklestirir.
8
(No Transcript)
9
  • DEGISEN ZAMAN IÇINDE KADIN
  • Kadini konu alan insanlik tarihindeki en önemli
    dönem anne çevresinde bir kümelesmenin görüldügü
    yani gebe birakma gebelik ve dogum arasindaki
    iliskilerin henüz insanlarca bilinmedigi ya da
    düpedüz arkada plana itilip bir baba tasarimindan
    henüz uzak yasandigi dönemdir kuskusuz. Demek
    oluyor ki birbirini izleyen annelerin
    egemenliginin sözünün edilebilecegi bir dönemdir
    bu. Anne çevresinde olusturulup benzer biçimde
    hayvan türlerinde de yeterince gözlemlenebilen
    bir kümelesme ve toplulukta anne giderek
    hepsinden güçlü bir koruyucu ve önder asamasina
    yükselmis, ayrica tüm hak ve yetkileri elinde
    toplamistir.

10
Insanlik tarihinin baslangiç döneminde anaerlik
hukuk düsüncesini herkesten çok savunup bilimsel
yoldan isleyen kisi Basel li bilgin Johann Jacop
Bachofen olmus yaklasik yüzyil önce yazdigi ana
hukuku adindaki temel yapitinda bazi kabile ve
kavimlerde hatta genel olarak uygarligin belli
bir asamasinda, erkeklerin egemenligi elde
bulundurdugu ileriki çaglarda görüldügü gibi
çocuklarin babalarin degil annelerinin isimlerini
tasidigi kanitlanmistir. Dogurtucu gücün eski
yerinden alinarak dis dünyaya kaydirilmasiyla ilk
anneler erkekte dogurtucu bir gücün varligini
ögrenip kabullenmelerinden çok önce köklenmis
otoriterlerini yitirmeye baslamis örnegin sol
elin sag ele, gecenin gündüze, ayin günese,
yeryüzünün yeraltina ve ondaki tüm gizliliklerin
gökyüzüne ve ondaki yücelige yeg tutulmasinda
simgelesen ayricalik ve üstünlüklerini elden
çikarmislardir.
11
(No Transcript)
12
Bu anneler gerek dogurtucu ve dogurucu rolünü
oynayip dünyaya getirdikleri çocuklarla
kendilerini sürekli yenilediklerinden olumsuz
nitelik tasir her seye egemen gücü ezeli
kadinsali olustururlar. Erkek ve baba ögesi
sonradan yaratilmistir dolayisiyla olumludur. O
ugursuz egemenligin tümüyle ele geçirme istegi
kadin ve erkek arsinda ki sürdürülmüs
savastakinden daha açik seçik baska bir yerde
gözlemlenemezdi. Nasil daha önceki anaerkil
düzende erkek ilk anneler karsisinda bagimli ve
uysal bir çocuk rolünü oynamissa, babaerkil
düzene geçti bu rol temelden degismis, dogurtucu
rolüyle yetinmeyen erkek kadinla özdeslesme
sonucu kadinin annelik yeteneklerini onun yeni
canlari sinesinde tasima ve dünyaya getirme
islevini de kedisine mal edinmistir.
13
Bundan böyle kadin tüm iradesini erkegin
iradesine bagimli kilmaya, yalniz dogurtucu
rolünü ve dolayisiyla varligindaki erdisliligini
gözden çikardigini zorlamayarak varligina en özgü
bireyden, yani annelikten de el çekmek zorunda
birakilmistir. Ilk annelerin erdisi bir yaratik
kimligiyle hem dogurup hem de dogurabileceklerine
bilmezlikten (cehalet)inanmalarina karsilik
babaerkil asamada erkekler söz konusu inanci bir
hezeyan olarak içlerinde yaratmislardir.
Erkegin bilinç disinda bugün bile ilgili
hezeyanin yasadigi görünmektedir. Tarihte kadin
egemenligiyle nerede karsilasmissa, bu egemenlik
daha önce kadini erkek tarafindan ezilip
baskilanmasina tepki niteligi tasimistir. Ama
egemenligi ele geçirme yolundaki her girisimin
ister istemez basarisizlikla sonuçlanmasi, bir
kez oyunu yadsiyan kadini lanetlenip bir hilkat
galebesine dönüsmesinden ve iyilik yerinden
kötülük tohumlarini ekip bu tohumlarin ürünü
içmesinden kaynaklanir. Kurtarici bir sevisel
bir birlesmeyle egemen delisi kadin, böyle bir
deli kanli tarafindan yeniden gerçek kadinligina
kavusturulur, üstlendigi erkeklik idealinin ezici
yükünden kurtarilir, anne rolünde kendisine ilk
dogasi buyur edilir.
14
(No Transcript)
15
KADININ GÜNÜMÜZ TOPLUMUNDAKI YERI Günümüzdeki
kadin hareketleri, geçmistekilere göre ne
durumdadir acaba? Çagimizda kadin esitligi
(emansipasyon) konusunda öyle eylemlere
rastlamaktayiz ki kimi bakimindan bunlarin
amazonluktan kalir yani yoktur. Çagdas kadin,
kolektif bilinç altinda geçmis çaglarin tüm
egilimlerine barindirmaktadir. Ilgili egilimler
her manifest (belirgin) duruma geçebilir.
Esitlik heves ve çabalarinin gerisinde erkek
üzerinde egemenlik kurma istemi sakli yatar. Ne
var ki, erdisilik bir gelecekten yoksundur. Ama
günümüzdeki kadin hareketlerini belirleyici
özelligi, kadinin binyillar boyu geri plana
itilmesine tepki niteligi tasimasi degildir
yalnizca. Söz konusu hareketler ayni zamanda
organik bir olusumdur ve göçüp gitmis baba, erkek
çaglardan dogal bir gelisim sonucu ortaya
çikmistir dinsel bakimindan Erkek Tanrilarin
tümüyle tahtlarina alasagi edilmesi gibi bir
durum karsisinda bulundugumuzu söyleyebiliriz.
16
KIZLIKTAN KADINLIGA MASAL KIZLARI VE
YAZGILARI Her insanin yasami bir masala benzer
çokluk öyle bir masal ki katiksiz bir mutlulukta
yasaminin harikulade ve o essiz kapisi ele
geçirilemez bir türlü. Biz adem ogullarinin
yazgisal serüvenini sadece insanlik tarihi ve
mitler yansitmaz, masallarda görür ayni isi,
masallarda da ayni yansimayla karsilasilir.
Masal okuyucusu, masallardaki ilk yasamsalin
esintisini duyar bu esinti türünden kavrar
türünü kendisine bir dirimsellik bagislayarak
hiçbir posa ve atiga rastlanmayan, her türlü
bencillik zincirine yabanci ilk yasam kaynaginin
kapilarini aralar.
17
(No Transcript)
18
KARGANIN YUVADAN ATTIGI YAVRU (Uyuyan
Prenses) Masalda Uyuyan Prenses, parmagina igne
batana dek kenarda kösede kalmis, erkeklerin
dikkatini çekmemis bir kizdir. Suçlusu da babadir
bunun. Babasinin asiri korkusu ve kizindan gözünü
hiç ayirmak istememesi böyle bir duruma yol acar.
Ama yüzyil sonra da Uyuyan Prensesin kenarda
kösede kalmis bir kiz hayatini sürdürdügü
görülmektedir. Duvarin arkasinda dikenli bir
çitten olusan duvarin gerisinde yasar kendisiyle
evlenmek isteyen pek çok erkegin yanina sokulmayi
göze almalari, ama bir turlu sokulamamalari da
degistiremez bu durumu.. Dans salonlarinda
kenarda kösede kalmayi yegleyen kizlarda da bu
durum aynidir. Bir tek fark varsa, Uyuyan Prenses
masalindaki duvar ya da dikenli çit bu kizlarin
yüzündedir. Ama söz konusu duvar bir kizin
ruhunda da yükselebilir. Nitekim tedavi için bana
basvuran kirk bes yasindaki Erna da bu durum
böyledir.
19
Erna, yalnizca simdiye kadar evlenmedigi ve
erkeklerin dikkatine çarpmadan öksüz bir çiçek
gibi yasamistir. Ernanin bir ömür boyu ilke
edindigi parolasakin kendine tümü ise verme,
sakin ruhunda uyuyan içgüdüleri uyandirma çünkü
düs kirikligina ugrarsin. Böylece Erna Uyuyan
Prenses uykusuna yatmisti yasayan bir ölüden
geriye kalan bir yönü yoktu. Sürekli erkeklerden
kaçmis ve saga sola bakmadan yasamistir
Dolayisiyla Erna da ötekiler gibi önceden
ruhsal yasamina erkeksi bir biçim vermeye
baslamistir. Ancak bunu hiç kimseye
sezdirmemisti. Böylece ne erkek, ne disi bir
kimse gibi yasamis, man tipinin belirgin örnegini
olusturmustur Sürekli düs kirikligi, Erna da bir
karakter niteligine bürünmüstü. Uykusundan uyanip
söz konusu davranisindan bir türlü
vazgeçememisti çünkü düs kirikligi her vakit
olay öncesinde yasaniyor ve sonradan disa
yansitiliyordu. Erna gayri mesru bir çocuktu ve
bu ilk düs kirikligiydi onun, bu durum azili bir
yilan gibi bagrinda dolasmaktaydi. Yilani günü
gelince salacak, kedisine bir vakit gayri mesru
çocukla yapilmis gördügü asagilamanin büyük öcünü
alacakti.
20
Bir gün düsünde bir kiz çocugu vazgeç bu
maskaraliktan demis ve Erna da hayir diye
yanitlamisti. Dolayisiyla intikam yilani, benzeri
asagilamanin sonu gelmeyen yenileme zorunlulugu
içinde bagrinda büyüyüp serpiliyordu, iste
böylece Erna Uyuyan Prenses oluyordu. Erna tipki
Uyuyan Prenses gibi ergenlik döneminden önceki ve
sonraki yasami arasinda büyük fark vardi
ergenlikten önce yaramaz denecek kadar oglan-kiz
içine kapanmis çevresini duvarlarla örmüstü.
Dikenli çite takilip kalan taliplerinin basina
gelenlerin aynisi tedavinin ilk evresinde benimde
basima gelmisti. Ancak daha sonralari yumusamis
yesil bir renk gibi umut dolu bir hale gelmisti.
Bundan sonra yesil bir umutla yasama
baglanmisti.
21
(No Transcript)
22
PAMUK PRENSES Tüm masallarda yasamin en büyük
dogrulari ve gerçekleri sakli yatar. Bizi yöneten
ne varsa, bilinçdisimizdadir, bilinçdisimizdir
alan etkinliginin kaynagi. Bütün dünyayi verseler
sevgi olmadikça, tutsakligindan kurtarilmis
özbenin yani bilinçdisina en içsel çekirdeginin
gücü olmadikça neye yarar! Bir an önce huzuru,
ahengi, ve özben den fiskiracak mutlulugu ele
geçirmeye bakin. Masalin öyküsü derin bir
psikoloji tedavi sürecini yansitir. Bu arada
tipki masallardaki gibi kötü hayvan ve insanlar,
ejderhalar, yilanlar, kurtlar kötü kapli üvey
anneler cadilar büyülenmisliklerinden kurtarilir.
Daha dogum travmasiyla temel yapisi bakimindan
gelisip ortaya çikan ben imiz masallardaki
büyülenmisliklere ve lanetlenmelere benzer bir
durumdadir. Uyuyan Prenses yüzyil süren uykusu
sonunda saglikli bir degisim geçirirerek
karsisindaki korkusunu ve erkege karsi kendini
savunma girisimlerini, ona karsi içinde besledigi
intikam duygularini yasar ayni durum yedi dagin
ardindaki büyük ormandaki, yedi cücelerin yaninda
Pamuk Prensesin basina gelir. Iki rakip üvey anne
arasinda kalan yenilgiyle ormana düser avcilarin
eline teslim edilir.
23
Her üç sinavda da Pamuk Prenses kendini
begenmisligine ve bos hevesligine (ayakkabi
bagi, tarak ,elma ) yenik düser ve ceza görür.
Ama özben den kaynaklanan masaldaki gibi iyi
güçler yani yedi cüceler imdada yetisir. Pamuk
Prenses kraliçelige yükselir, Üvey anne hak
ettigi cezayi alir. Anne ve kiz rakiptir
birbirine. Masallar da ki özellikle kötü annenin
üzerine yansitilir. Uyuyan Prenses masalinda da
böyledir. Masalda unutulup sölene çagrilmayan on
üçüncü peri, anneyi hedef alarak kin duyar. Kral
kizinin kulede basina gelen kazadan sorumlu
olarak yasli kadini tutar. Pamuk Prenseste kizina
rakip olan kötü kalpli annenin tüm basitligi üvey
annenin sahsinda gayet açiktir.
24
(No Transcript)
25
KÜLKEDISI Kul kedisinin yazgisi Pamuk Prensesin
yazgisina benzemektedir. Her ikisinin de
bilinçdisinda ayni gizli istekler baskilandiklari
yerden gün yüzüne çikarlar. Pamuk Prensesin de
annesi ölür masalda, Pamuk Prenseste kötü kalpli
üvey anneyle cezalandirilir. Her iki masal
kahramani da evi siler süpürür, kötü elbiseler
giydirilir seslerini çikarmadan kötülüklerinin
cezasini çekerler.
26
(No Transcript)
27
KIRMIZI BASLIKLI KIZ Baskalarina benzemeyen
kendine özgü bir kizdir. Nazli, sirin herkesin
sevgisini kazanmis küçük tatli bir kizdir. Annesi
ile babasi arasindaki iliski nedir? Baba
konusunda masalda pek bir sey göremiyoruz
yalnizca kilik degistirmis bir avci söz
konusudur. Bu avci kurdun karnindan kizi kurtaran
baba olabilir. Peki kurt kimdir? Kurt anne
midir? Ama masaldan anlasildigina göre annesi
Kirmizi Baslikli Kiza yoldan ayrilmamasini yanlis
yollara sapmamasini tembihlemistir. Kirmizi
Baslikli Kiz dogru yoldan giderken kurt
kiligindaki yaratik kötü kalpli annenin bir
parçasi midir? Bu kötü kalpli anne çocugunu yer
ve bu öyküden anla iste nasil bir anne oldugunu
der Kirmizi Baslikli Kiz. Her ne kadar
tembihlerde de bulunsa kurttan geri kalan yani
yoktur diye haykirir bize aslinda. Tanidigim
bir kadin vardi dikkatle masali dinleyen
çocuklarinin, neden Kirmizi Baslikli Kizin ormana
gönderildigini söyle cevaplamistir annesi evde
çamasir yikarken sicak suyun üzerine dökülüp
haslanmasindan korktugu için demisti. Bu kadin
ayni kaderi paylastigindan soruyu bu sekilde
cevaplamistir.
28
Öte yandan kurdun karni Uyuyan Prensesin içinde
uyudugu odaya Pamuk Prensesin içinde yattigi cam
tabuta, Külkedisinin mutfagina benzer. Kizin kötü
kalpli anne tarafindan evden uzaklastirilmasi,
onu ana karnina geri yollama, yani dogmamis kabul
etme anlamina gelir. Kurtta kötü kalpli anne ise
bundan artik kuskumuz yoktur ve geriye dönüs
kurdun karnidir. Bu masalda yine kocaman bir
orman ve bir soyutlamayla, gençlerin, büyükler
arasina katilma ayinlerinin (initiation)
yapildigi, ergenlestirme süreçlerinin
gerçeklestirildigi bir ortamdir. Yalnizlik
içinde geçen sure, ana karnindaki o gelisim
sürecine benzer. Her yeni dogustan önce kapali
bir mekanda, genis bir ormanda, bir magarada ya
da toprak ananin bagrindaki bir kuyuda, çok vakit
bizim masaldaki gibi kurdun karnin olusturdugu
organik bir yerden yani ana rahmini simgelemesi
tuhaf degildir. Ana karni simgesi ana karnina
dönüs, yeniden dogus olarak düsünülebilir.
Dogum ise anne ve çocuk için siddetli
sancilarin bilinçdisi yenileme zorunlulugunun
yasalara göre ruhsal yeniden dogus olarak acisiz
ve üstün bir yenilenme olarak karsimiza
çikmalidir.
29
Hayatta karsimiza çikan tüm sinavlari basarmak
istiyorsak dert ve sikintilara, mutsuzluklara ve
acilara evet demeyi ögrenmeliyiz diyen ozanlara
ve bazi psikologlarin görüslerine karsit olarak
hayir demeyi savunur derinlik psikolojisi. Ana
karnindaki tüm gereksinimlerden uzak yasami ve
sürekli diriltmeye çalisir onu Nirvanaya
ulastirmaya ve esenlige kavusturmaya yöneltir.
Ruhun benin demek daha dogru olur çünkü acinin
asil yükü omuzlardadir, üstten asagiya dogru
indikçe özbenimizle ögütsel bilinçdisimizla,
gerçek ve en öz ruhumuzla sürekli bir etkinlik
içindeki iliskisinin varligini görürüz. Iç huzura
kavusmak istiyorsak, sözünü ettigimiz gerçek ve
asil ruhumuzu uykusundan uyandirmamiz
gerekmektedir. Bu yüzden Kirmizi Baslikli Kizi
yutan kurt korkunç degil bilakis yeni bir dogusu
gerektiren simgedir.
30
(No Transcript)
31
URSULA VE KURT Kadinlar vardir asla dürüst
olmayan. Evlenseler, bir kocaya bir yuvaya
karissalar da basarisizdirlar. Herkes tarafindan
sevilen cici kizlar olarak kalirlar ilerlemis
yaslarina ragmen bu durumlarini korurlar.
Saçlarina ilk beyazliklar düsünce büyük anne
yasamina geçerler. Vaktinden önce kocar, sevilen
hala ya da teyze rolünü oynarlar. Gerek cinsel
gerek duygusal, gerekse düsünsel bakimdan soguk
kimselerdir. Erkeklere kene gibi yapisirlar.
Içinde bulunduklari ruhsal çöküntüden
mutsuzluktan erkekleri sorumlu tutarlar. Kirmizi
Baslikli Kiz da böyle bir tip gibi görünmektedir.
Büyük annesine sevgiyle baglidir. Insan bütün
çocuklugu boyunca kimi güçlü bir sevgiyle
severse, ilerdeki yasaminda da o sevdigi kisi
olur.
32
BABALAR VE KIZLAR ARASINDA YASAKSEVI Babayla
kiz arasindaki bu yasak sevgi anneyle ogul
arasindaki yasakseviden daha sikidir. Bu iliskide
baba aktif rol oynamakta ve cinsel doyumuna kizin
güçsüzlügünden yararlanarak doyururlar. Bu durum
anne ile baba arasindaki iliskisinin
bozuklugundan kaynaklanmaktadir. Anne bu durumdan
haberdar olsa da karsi koyacak kuvveti yoktur.
Kizlari ile yasaksevi iliskisinde bulunan
babalar despot, içkici, dengesiz, psikopat
kisilerdir. Anne hiç bir sekilde bildiklerini
kimseyle konusmaz. Anneler özellikle ailesinin
dagilmasini ve baskalari tarafindan kötü
bilinmesini istemez.
33
(No Transcript)
34
KIZ KARDES (Hansel ve Gretel ) Gretel diger
masallardan farkli olarak saglikli bir kiz
kardese sahiptir küçük yastan itibaren bir
erkegin sorumluklarini bilmekte ve korkusuz,
cesur, kurnaz birisidir. Ayni zamanda kurtarici
ve annedir. Özellikle bu masalda artik yiyecek
bir seyin kalmamasi, evden kovulma ve diger
tatsiz olaylarin üstüne cadiyi yenerek mutlu bir
çözüme ulastirilmistir. Anne ve baba ise yiyecek
sikintisi çekerken kötü kalpli üvey anne
çocuklari kapi disari eder. Çocuklar ise eve
dönmenin yollarini arayip dururlar.
35
KIZLARIN CINSEL GELISIMI Ana karninda olusan ve
sonralari devam edecek olan sezgiler ve güdüler
yasamin baslangiç dönemlerinde kendini
hissettirmeye baslar. Gerek gelisimini tamamlamis
gerekse henüz gelisim asamasindaki daha iyi
anlama olanagini bize sunar. Beden ruh birligi
ilkesine göre nerede yasayan insan bedeni varsa,
o benden de yasayan bir ruh olmasi gerekir. Üreme
hücreleri olgunlasirken Ruhta olgunlasir. Gelisen
hücreler gibi bir yigin haline gelerek karmasik
bir yapi olustururlar. Bilinçdisi özben, tipki
çocugun bedeni gibi dokuz ay sonra tamamlar. Yani
embriyon el gelisim ile ilgili bir ruhun varligi
ancak karsi koymalarin ve diretmelerin alt
edilmesinden sonradir.
36
(No Transcript)
37
Yanda bir süt çocugu gibi toprak anasin
memelerinden beslenir derken o alabildigine etki
ilk-ana deniz karisarak can verir. Yitirir
irmakligini, kendisine en çok özgü, ögeye,
kendi özbenine döner. Özbene götüren yolun
dorugunda kadin anne olur. Ama pek çok kadin asla
bu noktaya ulasamaz. Gerçek annelik mutlulugunun
kendilerine bagislandigi kadinlar ise, genelde
söz konusu mutlulugu bir daha elden çikarmamanin
yoluna bakarlar. Neden bakmasinlar ki? Gerçek
anne sevgisinin mutlugu dünya nimetlerinin en
yücesidir. Ne diye mutlu bir anne daha yüksege
tirmanmak, özben ini bilinçli yoldan
gerçeklestirmek ugrunda çaba harcarsin? Anne
mutlugunun içinde öylesine zengindir ki, tüm
varlikli kisilere tas çikarir.
38
Kadin, görüntüler dünyasina erkekten daha çok
baglidir.Anne olarak somut görünümü içinde
çocuguna daha çok baglilik duyar.Kuskusuz,
çocugunu ayni zamanda sever,çünkü onda saf bir
özben (Tanrisal Çocuk) gözlerini yeniden
dünyaya açmistir.Ama yinede anne olarak sürekli
degisen görüntüsün gerçek temsilcisi niteligini
korur. Özellikle bu yolda asil kadinsalliga
ulastigi yolunda açik seçik bir duyguyu içinde
yasatarak ilgili tutumunu vurgular. Uyanan
Prensesin (dornroschen)uykusu, kurban masasindaki
soguk kurbaga, Külkedisi evde hizmetçi rolünü
üstenmesi bu çesit siniflandirmalardir.
Külkediligi kadinin erkek karsisinda olmak için
can attigi bir roldür. Yalnizca diktatörce
istediklerini doyum saglamak için çalisan erkek
karsisinda degil önüne geçilmez bir özgürlük
tutkunsu içinde tasiyan erkek karsisinda oynar bu
rolü. Onun kilavuzlugunda özben deki özgürlük
yasantisindan nasibini alacagina kesin bir
sezgiyle erkege sarilir ama bu ödünç bir
özgürlüktür.
39
Bu kadinin kendi çabasiyla kazanilmis degildir.
Kadinin özü mayadir kadinin boyuna mayanin gizin
pençesiyle örter yüzünü bu türlü arinmak kadinin
iç dünyasini bir arada tutan nesneyi ögrenmek
isteyen erkek, kadini yasamak zorundadir. Kadin
ve may a öz bakimindan birbirine akrabadir her
ikisi de çok yönlü bir karakterle donatilmistir.
Her kim, Hindu ermis Neruda gibi may a gizini
ögrenmeye kalkarsa Tanridan su yaniti alir
kimse anlayamaz onu kimse simdiye dek anlayamadi
kimse bundan sonra analasamayacaktir ancak
Tanrisi vardir ki kadinin gizli düsüncelerini
bilecek kadinin bile ayrima varmadigini
düsüneceklerini kesfedecek yetenege sahiptir.
Yine ayni Tanrinin kadinin çok yüzlü sevgisi
konusunda bilgisi vardir.
40
(No Transcript)
41
KADINSAL SEVGININ NORMAL VE ANORMAL DISA
VURUMLARI Dogum olayi büyük bölünmeye,
anneyle birlikten kopmaya bir yerde bir takim
içgüdülerin ve ruhsal isteklerin filizlenmesine
yol açar öyle içgüdüler amaçlari ilk basta yasin
elden geldigi kadar yakin birligi yineleme
zorunluluguna basvurarak, sik-sik yeniden
kurmaktir. Ruhçu yeni bir parçasi olan ben
geliserek suçluklarin ve soyutlanmalarin dogum
sonrasi yasamina iki bir istekle karsi koyma
görevini üstlenir. Iki istekten bir birligi
tekrar ele geçirmektir bunu sevgini temel islevi
diye niteleme biliriz. Karsi dogrultudaki ömür
istekte yoksunluklarin kaynagi olan dis dünyayi
ve bu dünyadaki ögelerin yansimasiyla açiga vurur
kendini. Yadsitma sevginin tersi olan nefrete
dönüsebilir. Her iki egilimde ta basindan beri
anbivalet bir karaktere sahip benden alin
kökenini. Dolayisiyla ben den kaynaklanan
sevgide anbivalent karakter tasir ve benim daha
önceki yillarda yarintilariyla ele aldigim iki
ayri özlesmenin araciligiyla geleceklik planinda
boy gösterir.
42
Bunlardan biri aktif özlesmedir ve arzulanan
ögeyi kendine mal etmeyi amaçlar seni o kadar
çok seviyorum ki yerim seni ötekisi ise kendini
sevilen ögenin içericine koyma amacini
güder. Her türlü övsel sevginin temelinde yatan
bu özlesmeden amaç övmesine olan obje ile
özlestik ve onunla kaynaklasmadir. Tüm
organizmalarda bu sevgi karsimiza çikar insanda
yalniz karsi cinsiyete bagli deyimdir çocuk
sevgisi anne sevgisi heteroseksüel sevgi es
cinsel sevgi ruhsal-manevi sevgi ve bütün obur
sevgi türleri kaybedilen iki birlik ve
beraberligin yeniden kurma yeniden elle geçirme
çabasindan kaynaklanir. Kadinin üç temel konumdan
kalkarak anlamamiz gerekiyor bu sevgiyi.
Birincisi, küçük kizin annesine olan homoertik
iliskidir ve homoerotik nitelerini temel egilimi
bakimindan sonradan öbür sevi objelerin bu arada
erkege karsi iliskide kurudugu görünür. Annelik,
söz konusu sevginin bir baska yönüdür. Ancak
üçüncü yönüdür ki, heteroseksüel nitelik tasir
ama burada da anne sevgisin gerek pasif-sevecen.
Gerek aktif yönü alttan alta sürdürür varligini.
43
(No Transcript)
44
Hamile kadin, bilinçdisin alabildigine
derinliklerinde çocuguyla beraber kendi yeniden
dogusunu, tüm ruhsal, in kaynak ve amaci olan
özben, de kendi beninin ortadan kaldirilisini
yasamak istemektedir. Bizim bütün bedensel
doyumlarda nihayet ele geçirmek istedigimiz
baslica sey, gerçeklesen sevginin saglandigi
ruhsal-manevi mutluk degil midir? Peki, o saf
ruhsal-manevi sevgi nerden izlemis bir
kaynaklanmaktadir? En yüce bir sevgi biçimi
olarak bu sevginin narsistik-bedensen sevgiye
göre daha derin kaynaklardan fiskirdigi
kuskusuzdur. Bu alabildigine derin kaynak da
Freudun Es dedigi. Karmakarisik duygu ve
nutuklarin kol gezdigi sey olamaz tersine her
türlü narsistik libidodadan önce var olan,
bütünlük ve uyum içindeki bir enerji kaynagidir.
45
Kadinlardaki bilinçdisi özdeslesmeleri hepsizden
acik seçik bize gösterecek bir sey varsa hasta
ile hekim arasindaki aktarinin iliskisidir. Üç
çocuk annesi bir kadin yirmi yildir süregelen
evliliginde cinsel güçlüklerle karsiladi. Bir
aksam muayenehanemdeki odamda düsüneceklere
dalmis oturuyordu. Bakiyorum, karanlikta
oturuyorsunuz sözleriyle odadan içeri girdim.
Psikanaliz sirasinda itiraf ettigine göre,
bende içeri girmemle hayallere dalmis, kendi
içimde hissetmis beni, sesimi seven ve oksayan
bir tonla kendi içinden yükseldigini isitmis. Ne
var ki, gerçek sesim, tipki nesneleri kesip
dograyan gün isigi gibi daldigi düsü ve odadaki
loslugun parçalayip dagitmistir. Oysa losluk
yeryüzünü ver gökyüzünü birbiriyle kaynastirmis
ve birde kendisini de çözüp dagitarak
birbirimizle birlestirmisti. Yani çifte bir iç
içsellik durumu ortaya çikmisti, kendisi benim
içimdeydi. ben onun içindeydim ögrencileriyle
ilgili olarak Isanin söyledigi gibiydi tipki.
46
Kendini gizemcilige (mistisizm) adamis biri gibi
hisirtili rüzgârlarin yasamin ölmezligi
sarkisini söyledigini isitmisti hastam. Basindan
geçme olayi animsarken bile tüm
düsüncelerden tüm göklerden siyrilip bir
bosluga, bir hiçlige düstügü duygusu
içindeydi.Burada normal ve gerçek bir sevgiden
söz açilamayacagi kuskusuzdur. Dogum öncesi
dönemi böylesine bagli kadici süre, erisgen bir
insanda genital (cinsel ) sevginin gelisip ortaya
çikmayacagi açiktir. Simdiye kadar psikanaliz,
yalnizca pregeintal döneme iliskin oral (agisal)
ve anal (makatsal) fiksasyonlarin varligindan söz
açmistir ne var ki daha gerilere uzanmasi
gerektigi açiktir. Pasif özdesleme, çokluk bir
teslimiyet ve baska bir kiside eriyip yok olma
gereksimin sonucudur, yani gelecek bir sevgi
özlemine genis çapta benzerlik gösterir. Buna
tepki olarak sevgi objesini aktif ve saldirgan
tutumla ele geçirip içe yansitmak kötü gözle
görülüp bilimdisina itilir.
47
(No Transcript)
48
KADINSAL SEVGININ MUCIZESI Kent büyüleyici bir
siir havasi içinde mucizemsi kadin sevgisini
gözlerimizin önüne sererek kivanç salar içimize.
Çok zaman önce günlerden bir gün, Tanilarin
Efendisi aksamüstü karisiyla Himalaya daglarinin
bir kovugunda oynuyordu ama birden basina kardan
taç geçirmis dagin Nilüfer gözlü bu kizi
düsünmeye basladi. Gerçi Mahesvaran (siva), o
tansal her seyi bilirligiyle karisinin aklindan
geçenleri okumustu. Ama hiçbir seyden haberi
yokmus gibi davranarak kisa bir süre sonra
sordu söyle sevgilim,seni böyle düsüncelere
alan nedir? bu sözleri isiten esi Parvati
daldigi düsten uyandi ansizin kizarip bozardi,
al-al oldu yüzü, bocalayip bir sey diyemedi, ama
sonra çabuk-çabuk su sözler döküldü agzindan yok
bir sey!
49
Babam aklima geldi de! O böyle konusunca
tanrilarin efendisi gülümsedi dile gelmez bir
sevgiyle Parvati ye bakti batkida söyle söyledi
demek sende karlarin kizi sende yalan
kumkumasindan baska bir sey degilsin çünkü
dogruyu sakladin benden çünkü geçekte gözlerinin
su çarsi buzullar içindeki mavi yariga
benzedigini ancak senin gözlerin ondan çok-çok
daha güzel sayilacagini geçirdim aklimdan. Evet.
Tanrilarin Efendisi, karisi Parvati nin en gizli
düsüncelerini okumustu babasi olan Himalayannin
buzullarini seyrederken kocasinin sordugu soruya
Parvati nin yanitini alacagi sözde dogruydu.
Kocasi kendisine bakarken, yeniden kizarip
bozardi. Tanriça kisa bir suskunlugun ardindan
Niçin bana yalan kumkumasi dedin? diye sordu
kocasina. Tanrilarin Efendisi Mahesvara soruyu
söyle yanitladiÇünkü her kadin eksik noksan
sanlardan geçilmeyen bir pinara benzer. Sende bir
kadinsin, bir Kadin Tanrisin tüm kadinlarin
modeli, ilk örnegisin, tüm kadinsalligin kendinde
toplayan birisin. Ve dogrusuda budur! Kadinlarin
yasami etkisiz ve noksanlardan geçilmezse.
Güzellik ve çekiciliklerini yari yariya
kaybederlerdi.
50
(No Transcript)
51
Iki kez kizarip bozardigini gördüm senin essiz
güzelliginle her kadin gibi böbürlenip nilüfer
gözlerini daglardaki buzullardan üstün görmesem
kizarir bozarir miydin hiç! Utandigindan benim
sorum üzerine bir söz oyununa basvurdun, kendini
begenmisligin saklayip ele vermedin. Iste senin
bu utanip kizarman yok mu, içinde senini
görmekten haslandigim bir mücevherdir öyle bir
mücevher ki,bana safak kizilliginin babanin
kalelerindeki mazgallar kondurdugu ilk öpücügü
animsatir hep . SORUNLU KADINLAR VE YAZGILARI
RUH AYNASINDA KARISILASMALAR DEGISKEN KADIN VE
PSIKOLOG Her kadin yalniz bir süre çesitli
dogal özelligi içermez, bütün bir mayayi dogum
ve ölümü, baslangiç, orta ve sonu, Lilithi
Havvayi. Maria ve Sophia yi. Sfenks ve
Tanriçayi. fahiseyi ve Madonnayi!
52
Doguranin yiyip yutan Vanmi barindirir
kendisine. Bunlarin hepsini kolalarin büyük çapta
ben de bulunan yaratiklardir. Benin büyülü
çemberimden çikip tinsel-özbensel in isik
alanina ayak atmasi engellendiginden, kadin ister
istemez benin sinirlari içindeki degismelere
yetinmesi gerekmekte. Bu yoldan büyük bir
dirimsellikle donatilmis bir yaratigin temsil
ettigi sanini içinde yasatmaktir. Erkegi
cezbetme ve yâdsima utanma ve utanmazlik karisi
koyma ve teslimiyet. Zorla sahip çikma ve
bagislama aktif zevkini çikarma ve pasif katlanma
gibi kadinin çesitlilik gösteren cinsel
davranislari da maya kapsamina girer. Ama cinsel
davranislar da asiri ölürde benin zirhina
bürünür.Kadin, sik-sik karsilasilan cinsel
soguklugu da buradan kaynaklanir.
53
Özben de taslaklarin çizilmis. Bende biçim
kazanmis ve dis dünyanin etkisiyle filizlenip
yesermis yazgilar! Denizde kum gibi peki çok
yazgi! Sen gözü için bensel alinyazilarinin bu
kadar atkilayici ve korkutucu degisikligi, bir
Tanrinin gözde hiç denilecek gibi bir seydir. Ama
hasta tedavisiyle ugrasan, yüzlerce ve yüzlerce
kadin yazgisini taniyan bu yazgilarin
kapsamindaki aci ve sevinç haz, ve elem,
gerçeklestirmis arzular ve düs kirikliklari gibi
ruhsal-bedensel olaylara yillar boyu yakindan
tanik olan psikolog, söz konusu bütün olaylarin
gerisinde ayni itici gücün yer aldigi, hiçbir
vakit giderilmeyen binlerce degisik yol izleyen
ama yollar yoluna asla sapmayan asiri istekten
baskasi olmadigi bilinir.
54
(No Transcript)
55
ANLASILMAYAN KADIN Her kadin anlasilmamis
biridir. Buna siddetle itiraz eden, hatta lise
gibi gülümseyerek sakin-sakin basini sallayan
biri bile. Yoksa kadin, ruhsal aynasinin gizli
bir parçasi ve mahremiyetlerinin gizli bir bölümü
üzerine gerdigi tül ve indirdigi perdeyle
alisilagelmis anlamla bir kadin sayilmaz. Ama
nerde gizli sakli bir sey bulunuyorsa orada bir
anlayistan söz edilmez. Bu sakli gizlikler
ister mahrem, cinsel ve utandirici nesnelerden
ister büyüleyici, mutlu kilici özlerden olussun
ve istedigi kadar kadin bunlarin bilincinde
yasasin, yinede hapis ruhsalin yüzende ya da üst
bölgelerinde yer alir. Gerilerinde ya da
altlarinda daha derinlerdeki bilinçdisinin sakli
gizlikleri bulunur ve onlarin karsinda kadin
anlasilmamis biri ya da anlayissiz biridir.
56
ÇOCUKSU KADIN Kimse kendine çocuksu biri
gözüyle bakmazdi çünkü boyu bosu yerinde
kadinsi yumusak hatalar içeriyor vücudu sesinde
sicak bir ton görünürde serinkanliligin ta
kendisi romantik ama özgüvenle dolu bir bakisi
var filozofça dindar, gerçekçi pratik olmaktan
çok düsünen biri belirgin ölçüde bir müzik
yetenegine sahiptir. Ama kuskuya davet edecek
kadar seye karsi, çikan pasif ve bilinçdisina
itilmis bir tutum içinde. Gerçek, üzerinde
tutulmayip tümüyle kayiyor asagi marianne gerçek
kisiden ürküyor. Nesnelerin kucagina ve öbür
dünya la ilgili bir ortama kaçma ta aliyor
solugu, depersonalizasyon (kisilik
yitimi)belirtilerine kadar varan bir daginiklik
bir savrukluk içinde yasiyor, yani nevrozun
esiginde eglesiyor hep uyku bozuklarindan
korkularindan ve depresyonlardan sikayetçidir.
57
SAPLANTI-NEVROZLU RUTH O ardi arkasi gelmeyen
kendini yiyip bitirmelerin korkunç yasami, Ruht
henüz bes yasinda bir kizken baslamistir. Söz
konusu tarihte annesi zorla kedi pisligini
temizletmistir kendisine. Daha o zamanlar Ruht
alabildigine temiz bir kizdir. öylesine temizdir
ki bana ifrit olurum annesi prenses tavrini
canina okumak için en pis isleri kizina yaptirir.
tipki külkedisinde oldugu gibi! Ruthun kedi
pisliginin yanina sokulmadigini görerek hirsindan
deliye döner, kizinin küçücük ellerini alip
pisligin içinde gezdirirSana ögretecegim nasil
pislik temizlenirmis, der. Ruht kusar o günden
baslayarak çullanir üzerine. Çullanmayacak da ne
yapacaktir! Daha önce Ruth, cani gibi sevdigi
kedicigi bir yere pisledigi zaman annesinin
hayvanin basini tutup pisligin içine soktuguna
dehsetle tanik olmustur. Annesinin bu
davranisinda da yine egitici rolündeki bir
kimsenin o kati sana ögretecegim! Sözü
isitilmeyecek gibi degildir. Küçük ellerini
pisligin içine sokan annesi söyle haykirir
Ruthun yüzüne Basini da pisligin içine
sokmadigima sükret anladin mi?
58
Bunda gerek yoktu dogrusu. Otur bitenler Ruhtu
yasama gücün tümüyle yitirmisti bir kiz yapmaya,
korkunç bir temas fobisine yakalanmasina saplatir
derecesinde bir mikrop kapma korkusunun
pençesinde kivrandirmaya yetmisti. Ruht yirmi
yedi yasindayken tedavi için bana yollandiginda
bir enkaz yiginindan bir kalir yani yoktu is
göremez durumda üzüntüden bitmis, igne ipligine
dönmüs, yoksul severler derneginin yardimiyla
karinin doyuran, her gün ögleden sonra gece
vakitlere kadar kentin sokaklarinda basibos
dolasan biriydi. Hayattan yüz çevirmis, bir
fahise yasamini sürdürüyordu, ama fahise de
degildi. Hiçbir erkegin kendisine degil elini,
serçe parmagini bile dokunmasina izin vermiyor,
kisaca kimseye el sürdürtmüyordu. Diyelim kazara
böyle bir sey oldu, saatlerce suren korkunç bir
temizlik merasimi basliyordu. Zaten her gün
ögleden önce Ruthun normalde yaptigi bir isti
bu temizlenmek temizlemek, ögleden sonra sokaga
çikana dek bikip usanmadan temizlenmek.
59
(No Transcript)
60
ANNE BAGIMLILIGINDA KADIN Hepimizin
temsilcisidir böyle bir kadin. Hepimizde ruhsal
bakimdan anneye alabildigine siki bir bagimlik
içinde yasariz. Inge yurdumda içerlere dogru
yürümeye basliyor ruhundan içerlere dogru yol
aliyor. Kötü kalpli kadindan atesten çesit çesit
tehlikeden kaçis çatidan çatiya geçerek bir
gemiye siginmis, denizde yüze yüze karaya çikis
daglik arazide tek basina yol alis, bunlarin
hepside bilinçsiz özbene götüren yolu
simgelenmektedir. Ingenin sinavdan geçilmesi
henüz sona ermemistir. Bu kez daha da çetin
sinavlar çikarilir karsisina. Annesinin ölümü
benden kaynaklanan anne bagimliliginin ölümünü
yasayacak güce kavustuguna kanitlamasina
gerekmektedir. Inge kendi öl ve ol yasantisinin
düsen sözcüklerinin altinda yaziyor Henüz
suskun sözcükler,Ve sarkilar içimde,Bir gizde
yasar narin,Gizliyi ve narini,Tasirim içimde,
beklerim,Sözcükleri ve sarkilari,Çok sürmez, sana
söylerim.
61
(No Transcript)
62
HAIN EJDERHA MASALI Bir varmis bir yokmus,
vakti zamanda yoksul bir balikçi, balikçininda
çok sevdigi karisi varmis bir kiz çocugu
dogururken dünyaya yummus gözlerini. Çocukla
yalniz kalan adam bakmis yapamiyor tutmus bir
baska kadinla evlenmis. Küçük kizi Lye nin
bir annesi olsun, hem de kendisine yemek pisirip
islerinde yardim edecek biri yaninda bulunsun
istemis. Yeni karisi öyle becerikli öyle
becerikliymis ki , o kadar olur . Kürek
çekmecesini biliyor ,baliga çiktiklarinda bir
erkek gibi aglari topluyormus, üstelik her gün
kocasinin en sevdigi çorbasini pisirip önüne
koyuyormus. Küçük kiza da gözü gibi bakiyor,
hiçbir seyini de eksik etmiyormus.
63
Ayrica kendiside kocasina iki oglan çocugu
dogurmus. Gel zaman, git zaman, oglan büyümüs
birbirlerini canlari gibi seviyorlarmis. Ama Lye
,babasinin yanindan bir yere ayrilmak istemiyor
baliga çiktiginda sik sik ona gidiyormus. Babasi
kayiga binip kiziyla denize açilirken bir yandan
kürek çekiyor, bir yandan ona ölmüs sevgili
annecigiyle ilgili anilarini anlatiyormus. Lye
de insanin bir annesi olup onun sevip oksamasi ne
güzeldir kim bilir ,diye geçiyormus aklindan.
Üvey annesinden hiç hoslanmazmis çünkü.
Kendisinin ve ogullarinin tüm islerini Lye ye
gördürür,ona kasten eski püskü,çirkin giysiler
giydirirmis. Lye nin giderek güzellestigini
,alimli bir kiz oldugunu fark etmistir üvey
anne,babasinin gözlerinde sik sik bir hosnutluk
duygusuyla kizina çevirdigi dikkatinden
kaçmamis. Ama oglan kardeslerinde üvey kiz
kardesleri Lyei severler ,kimi agir isleri ona
birakmayip kendileri yaparlarmis. Ne var ki pekte
fazla ilgilenmezlermis kardesleriyle, Lye de
olarin arasinda pek yalniz yasayip gidermis.
64
Bir sabah Lye nasil olduysa kocaman agi
toplarken bas asagi denize, yuvarlanmis
,umutsuzluga kapilan babasi eli bögründe
kalakalmis ,kizinin sularin derinliklerine
gömüldügünü seyretmis. O gün öyle çok balik
aglamis ki ,evde karisiyla ogullari
sevinçlerinden bayram yapmis, kizcagizin
eksikligini hiç farkina varmamislar. O zamandan
sonrada hep sanslari yaver gidip bol bol balik
tutmus, giderek zengin olmus. Lye de akillarindan
çikip gitmis. Babasinin kayigindan suya düsen
Lye, denizin derinliklerine gömülmüste gömülmüs.
Baygin halde, öldü ölecek, sularla saga sola
sürüklenip durmus. Çirkin suratli kocaman bir
deniz canavari kendisini yakaladigi gibi suyun
yüzüne çikarmis, oradaki issiz ve yüksek bir
adaya birakmis. Lye, yalniz basina kayalarin
üzerine oturmaya baslamis. Kendisinden baska bir
Allahin kulu yokmus görünürde. Canavar her gün
ona yiyecekler tasiyormus ve koruyup kolluyormus.
65
Günler geçer Lye sikilir canavardan tekrar
insanlarin arasina geri birakmasini istemis.
Canavar orali olmamistir, bunun üzerine Lye
kendisini serbest birakmasi için canavara
ricalarda bulunmus, canavar peki demis. Ama bir
sartim var beni öpeceksin seni koyuverecegim. Lye
duraksamis ilkin sonra çirkin surati öpmüs. Öper
öpmez yeryüzü sarsilmaya baslamis ada ikiye
ayrilmis, yariktan ates püskürürmüs canavar
kendisini de adayi da yok etmis ama Lye
kurtarmaya bir delikanli gelmis. Hemen
birbiriyle sarmal dolas olmuslar ve orada
evlenmisler. Ilk yasanan ,insani dünyevi-ilahi
bir hava içinde kusatan sevginin sulari tanrisal
düzenin denizine akiyor doga oluyor,insani içten
bir yasantiya dönüsür Inge bu sözcüklerle disa
vuruyor kendini. Tanri buyruguyla gümbür gümbür
akar gibi Yeryüzünün irmaklari ve
denizleri Her seye gücü yeten Tanrinin önünde
Dize gelir gibi, kendini atar gibi yere, Sana
dogru akar kanim Ruhun kaynaklarinda kaynar
tutkuyla Senin buyrugunda belirler yönünü
66
(No Transcript)
67
ANNE (Ilk-Anne) Tanri-ogluna varliklarin
yaraticisi ve ilk dogusuna evreni çekip çeviren
Brahmaya o ezeli ilk-an nesnel dogurus eylemi
içinde topu topu bir andir. Tipki ilk-anne,
sonsuz dönüp duran çaglarin ana rahmi yani gibi
bir an boyu onun var olmasina izin
verir. Evrenin yaradilisini konu alan
milletlerde ilk anne olarak evrenin, dünyanin ve
tüm canlilarin ilk annesi ve kökeni olarak en sik
ilk denizle karsiliyor ama sonradan yeryüzünüzde
ikidedir ilk-anne olarak öne çiktigini görüyoruz.
Örnegin agaç fidan, bitki kökü meyve kaplumbaga
ve memeli hayvanlar bunlarin tümüdür.
68
(No Transcript)
69
BEYAZ ANNE Yaninda ejderha ile yer küresini
tasiyan ilk-annesel Madonna içgüdüsel ve tinsel
siyah beyaz anneler arasindadir. Beyaz siyah
yalnizca karakterlerindeki aydinlik ve gölge
tarafi simgeleyen renklilerdir. Hep bagislayip
verenlerin doguranlarin besleyenlerin ve
koruyanlarin o masum beyazliktaki aydinligi
kutsal soma, badem agacinin Tanrisal sarabi
insanlara sunup duran rahibenin sahsinda
somutluga kavusturur. Çok ismi vardir beyaz
annenin Havva, Meryem, Sophia duygularin
egemenliginden kurtularak Tanriyla birlesmeyi ve
bilgelik yüklü bir kisi asamasina yücelmeyi
anlatir. Sakti, Devi, Yuni, Parvati, Kali,
Afrodit, Demeter, Istar, Kybele, Isis tir. Beyaz
anneler sürekli dönüp karsimiza çikan ay
anneleridir. Bu sevginin ancak pek küçük bir
parçasini içlerinde tasiyan kendilerini
kocalarinin ruhlarinin ya da iradelerinin
fonksiyonu gibi görmekten hoslanan hisseden
kadinlardandir.
70
(No Transcript)
71
SIYAH ANNE Dogruluklarini yönelten içgüdüselle
donatilmis annelerdir. Her çagda oldugu gibi
günümüzde de böle annelere rastlanir. Tarih
öncesi çaglarin gecesinde ve alaca karanliginda
yiyip yutan yatarken dislerini ansizin onlarin
girtlaklarina kadinlarini emen karanlik ruhu
anlasilmaz. Örnegin Perslerin tanriçasi Neidt,
les yediginin simgesi olarak basinin üzerinde bir
akbaba tasir. Öldürmekten amaç dogum olayinin
geriye döndürülmesidir. Dogurulan canlinin dünya
tarafindan elden alinmasi önlemek için mi? Yoksa
anne olarak hayattaki ödevi yerine getirmis
sayilma ve ölümü gözü önünde bulundurma
korkusudur. Gebe kadindin çocuguyla bagliligi ,
büyük ve essiz bir ikili-birlik, bilinçsiz bir
özdeslik olusturur ancak bir ermisin Nirvana
yasantisinda dünyadaki nesne ve varliklarla
kendisi arasinda sagladigi bir ikili-birliktir
bu ancak ermiste bilinç düzeyine çikarilmis olup
bilinçli yoldan yasanir.
72
Siyah anne karanlik bir iç güdüye uyarak,
dogumla bozulan birligi yeniden kurmaya çalisir.
Ninive de Tanriça Anaitis düzenlenen dev bir
ates senliginde tüm canlilarin kendisinden çikip
sonra tekrar kendisine döndügü toprak ve deniz
gibi olgunu çekip içine alir. Ölümü dünyaya
getiren de yine siyah annelerdir. Dogurduklari
canlilari yiyip yutarak içlerinde yasattiklari
alabildigine güçlü ana karnina dönme özlemine
doyum saglarlar. Erkek ve kadin cinsel
birlesmeyle ana-çocuk birligini kismen yeniden
saglamalari da gerçekte söz konusu özlemi doyurma
çabasinda baska bir sey degildir. Yeni bir efsane
gibi ebem kusagi misali yeni kesiflerini
yeryüzünden gökyüzüne girip uzatmiyor mu?
Çekirdek fizigi maddedeki erkeksel ve Tanrisal
enerji yükünü çekip alir. Nasil ki Zeus basindan
bir kiz evlat dogurmussa Siva da kendi basindan
bir yaratik dünyaya en güçlü düsmandan daha
güçlüdür bu yaratik. Kendisinin dünyanin aç gözlü
despotu ilan eden Jalandhara habercisi Rahu yu
Siva ya yollar ve ondan Tanrica sakiyi ister.
73
(No Transcript)
74
GÜNÜMÜZÜN TAS KALPLI ANALARI Her çagda
nasilsalar, yine öyledirler günümüzde. Iki
yüzleri vardir, hem sever, hem nefret ederler,
kendilerinde hem Madonna, hem cadilik
özelliklerini barindirirlar. Hani eskisi gibi bu
ikisini birbirinden ayiracak keskin gözlerimiz
yok artik ve günümüzde cadilar atese atilmiyor.
Madonnalara gelince çokluk tahtadan ya
da tastan seyler.Ama buna karsilik modern
psikoloji, annelerin çeliskili ve iki yüzlü
dogalarini eskisinden daha iyi görebilmemizi
saglamistir sanki röntgen bakislariyla bir
annedeki Madonna ve cadi özelliklerini bir
meteoroloji istasyondaki figürler gibi havanin,
ayn vb. durumuna göre kendileri açiga vurmalarini
beklemek zorunda kalmiyoruz.
75
Dini bütünlük ve fahiselik ve sadistlik, yalanci
kadinlik ve erdisilik, asiri cosku ve sogukluk
(frijidite) kendine baglayicilik ve kaldirip
aticilik, dogruculuk ve öldürücülük özelliklerini
ayni zamanda bir annede görebiliyoruz.
Tas kalpli annelerin birbiriyle çeliski bu
davranis biçimlerinin gerisinde bulunan bir sey
var ki o da despotluktur-tas kalpli anneler
despotlugu! Dünya tarihinin ilk solugu mu? Dünya
tarihinin psikoloji mi? Birinin çikip yazmasi bir
yana, sonuncusunun bir düsünce olarak bile
varligi söylenemez. Böyle bir psikoloji yazilsa,
ilk cümlesinin söyle olmasi gerekirdirHer
despotlugun temelinde ana baba terbiyesi sakli
yatar.Tas kalpli annelerin egitirken
basvurduklari despotluk ,dünya tarihinde despot
babalarindaki kadar iyi bilinmese de daha ilksel,
daha köklü, dolayisiyla daha yikici nitelik
tasir.
76
Iste size psikolog ve tarihçiler için
alabildigine önemli bir ugras alani.Gerek
psikologlarin, gerek tarihçilerin savaslarin bu
tüyler ürpertici baslangiçlarini, yani bu çocuk
egitiminde sürdürülen savaslar taniyip bize
anlatmalari gerekirdi aslinda. Insanlar
uyarmalari ve bu baslangiçlarin karsisina
dikilmeleri gerekirdi! Çocuklarda degil
yalniz,büyüklerde de! Kirk yol önce söyle
demistim Egiticileri egitiniz! Bugün artik dört
bir yanda söyleniyor bu söz.Ama kimdir bu
egiticileri egitecekler? Kim anneleri egitecek?
Tüm egitimin annelerde baslayip, annelerde
bitmesi gerekirdi. Bir hayli hamile anne vardi
ki, daha dogmadan çocuklarini katleder.Hani
masallarda hiçbir çocugun dogmasini istemeyen,
tek amaçlari dogan yavrulari yiyip yutmak olan
cadilar vardir ya, onun gibi tipki.Peki
karinlarindaki yavrunun canina kiyan bu yalanci
anneler,çocuklari olsa onlari nasil
davranacaklardir?Asla dogru, asla çocugun gelisip
büyümesini saglayici nitelik tasimayacaktir.
77
(No Transcript)
78
Böylesi anneler, ilkin kendilerini düsünerek
çocuktan bencil amaçlarini gerçeklestirmede araç
diye yararlanirlar. Annelerinin kendisini daha
dogumdan önce öldürmesi, pek çok çocuk için
bir sans eseri görülebilir. Aslinda bu anneler
hakkinda kitaplar yazilmali, cinayetin ve
savaslarin kökünün bu annelerde bulundugu,
utanç, maddi durumun elverissizligi kocalarinin
öyle istemesi sonucu çocuklarinin daha
dogmadan katili olan bu tas kalpli anelede
arasinda gerektigi dünyanin gözleri önüne
serilmeliydi! Dünya savaslarinin kökeninin bu
tas kalpli annelerde, beri yandan dogum için
gerekli süreyi nerdeyse tamamlamis yavrulari
karinlarinda olmak üzere canlarina kiyan
annelerde sakli yattigi bir gerçektir. Çocuklarini
zifiri karanlik bodrumlara hapseden anneler de,
tas kalpli anneler arasinda yer alir kuskusuz.
79
Tas kalpli bir anne sözde can ve gönülden
kizinin iyiligini istemistir. Kizini yetistirip
duygusuz, hiçbir seyden zevk almayan . bir kökten
yoksun,kararsiz sürekli huzur arayan birine
dönüstürmüstür. Kizini küçüklügünde kendisi gibi
bir mucize çocuk yapmak istemis,daha dört
yasindayken gözünün yasina bakmaksizin tüm
zorbaligini kullanarak piyanonun basina
oturmustur . Okula baslamadan bir gün önce kizi
Erika ya bir kutu tas kalem göstermis , kiz bu
nedir diye sorunca ,sözde sersemce soruya kizan
tas kalpli anne kutuyu kizinin basina çalmistir.
Erika 23 yasinda hala annesinden tokat yer,
nedeni de annesinin hoslanmadigi bir kizla
arkadaslik etmesidir.Ama tas kalpli anne kizinin
bir tek arkadasini degil, kiz yada erkek bütün
arkadaslarini kiskanir .Bende canli bir sey
koymadi , öldürdü hepsini, ölü nesneleri aç gözlü
inceleme ve arastirmalarina konu
yapti.Arkeoloji,annenin hobisiydi anlayacaginiz
.Annesinin kendisinden nefret ettigini daha çok
önceden sezmisti Erika.
80
Derken bulasici bir hastalik gibi söz konusu
nefret anneden kiza geçmisti. Erika ilkinin bir
tepki olarak annesinden sogumus ,ardindan
suçluluk duygusunun etkisiyle kendi kendisinden
nefret etmeye baslamisti. Bu nefretten kaçarak
saplanti niteliginde bir çalismaya
siginmis,kendini helak edercesine ugrasip
didinerek bedenini ve bedeninin sevisel
isteklerini uyusturmayi denemisti.Ayrica
saplanti niteliginde çalisma Erika nin kendi
kendisine karsi nefretinin de bir belirtisiyle
ve annesinden devir aldigi bir kalitti. Erika
yi egiten annesi ,onu iradeden yoksun bir çocuk
durumuna sokmustuIster üzüntülü ol,ister
neseli,her zaman bana karsi nazik davranacaksin,
anladin mi! -Henüz on bir yasindayken Erikayi
dört yil gibi bir süre yatili bir okula
vermistir. Çünkü kendisini artik sikmaya
baslamisti Erika kizini egitmekten bikmisti. Ama
beri yandan, tipki Pamuk Prenses masalindaki üvey
anneyi animsatan bir davranisti bu Annenin
kiskançligini uyandiran güzel kizin evden
uzaklastirilmasi gerekiyordu.
81
Erika artik cinsel bakimdan olgunlasmis, yatili
okuldan döndügü zaman, annesi bir esi daha
gösterilemeyecek kiskançligini su sözlerle açiga
vurmustu Bu memelerini de hiç begenmiyorum
senin! Bundan böyle Erika tipki cadi üvey
annenin Pamuk Prensese yaptigi gibi, memelerini
gösteremeyecek giysiler giymis korsalar takmisti.
Ilerde evden ayrildigi zaman da isi kolay
olmamisti Erikanin. Ama derinlik psikolojisiyle
tedavi sonucu sagligini yeniden elde ederek
gerçek yazgisina kavusmus, tas kalpli annenin
memelerinin ve yasaminin üzerine geçirdigi
korsayi üzerinden siyirip atmisti. Beri yandan,
beklenen prensin de gelmesi gecikmemisti.
82
(No Transcript)
83
ANNLER VE GELECEGIMIZ Bizi kurtaracak iyi bir
ahlak ve sevgi içinde büyütecek, bize yasamayi
ögretecek sizlersiniz anne ezeli kadinsalin
kaynagindan ve öz benden dogup çikacaksa erkek
egemenligi giderek zayiflayacaktir, annelerin
soylu bir egitimde geçirildikleri bir çag
olacaktir bu. Okullar, ögretimden ve bebeklerin
bakimindan çok annelerin içsel gelisimini ödev
edinecekti. Dolayisiyla anneler baska türlü
egitilmeyi kabullenin. Çünkü sizler ilk
egitimcilersiniz siz beyaz annelere, gönül
meleklerine dönüsmelisiniz. Sevginizi ve
bilgilerinizi kusaklara aktarmalisiniz
çocuklarinizi ikinci bir egitimden geçirip
psikologlara yönlendirmelisiniz. Ruhsal evinizi
düzene sokup bilinç disinin kubbeli
bodrumlarina pisliklerden arindirip kendinize
çeki düzen vermeyi unutmayiniz. Taze bir sabah
gibi isildayiniz çünkü sizde daha önce
çocuktunuz.
84
(No Transcript)
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com