KAN - PowerPoint PPT Presentation

1 / 111
About This Presentation
Title:

KAN

Description:

KAN R NLER VE TRANSF ZYON END KASYONLARI Dr. G kalp G ZEL GAZ TF Kalp Damar Cerrahisi AD. Kan r nleri; kandan haz rlanan t m terap tik materyalleri ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:648
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 112
Provided by: gantepkdc
Category:
Tags: kan | hbsag | test

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: KAN


1
KAN ÜRÜNLERI VE TRANSFÜZYON ENDIKASYONLARI
  • Dr. Gökalp GÜZEL
  • GAZÜ TF Kalp Damar Cerrahisi AD.

2
Kan ürünleri kandan hazirlanan tüm terapötik
materyalleri yani hem kan komponentleri hem de
plazma fraksinasyon ürünlerini içerir.
  • Kan komponentleri tanimina eritrosit,lökosit ve
    trombosit konsantreleri ile taze plazma ve
    kriopresipitat dahil edilmektedir.

3
Antikoagulan ve koruyucu sivilar
  • Antikoagulan olarak sitrat kullanilir
  • Sivi içinde trisodyum sitrat olarak bulunur ve
    kalsiyum ile selazyon yaparak koagulasyon
    sisteminin aktivasyonunu önler
  • Her 100 ml kan için 14 ml sitratli sivi
    yeterlidir.

4
Antikoagulan ve koruyucu sivilar
  • Koruyucu sivilar glikoz-dekstroz- adenin ve
    fosfat kombinasyonlari içerir.
  • Dextroz eritrosit metabolizmasi sirasinda
    enerji kaynagi olarak,
  • Adenin hücrelerin canliligi,ATP düzeyi ve
    oksijen tasima kapasitesinin devamliligi için
    gereklidir,
  • Fosfat ise 2,3-DPG düzeyini artirir

5
Antikoagulan ve koruyucu sivilar
  • Kanin saklama süresini artirmak için degisik
    koruyucu sivi kombinasyonlari denenmistir.
  • Türkiye'de en çok kullanilan antikoagulan
    koruyucu sivi CPDA-1(Citrate-Phosphate-Dextrose-Ad
    enin) dir.
  • Buna ek olarak ACD(AcidCitrate-Dextrose) ve
    CPD(Citrate-Phosphate-Dextrose) kullanilmaktadir.
  • Ayrica CPD içeren torbalara toplanan tam kanin
    eritrositlerinin SAG-M (Saline,Adenin,Glikoz,Manni
    tol) ilaveli ayri bir torbaya toplanabildigi bir
    sistemde vardir

6
Antikoagulan ve koruyucu sivilar
  • Ek sivilarin özelliklerine göre kanin saklama
    süresi uzar.Buna göre kanin 1-6 C de saklama
    süresi
  • ACD ve CPD sivilarinda 21 gün,
  • CPDA-1 sivisinda 35 gün,
  • SAG-M ilaveli ortamda 42 gündür.

7
Tam Kan
  • Donörden alindiktan sonra hiçbir islem
    uygulanmadan 63ml antikoagulan içinde saklanan
    450ml (- 10) kana denir.
  • Htc 36-37 donör htc sine göre degisir.
  • 200ml si eritrosit, 250 ml si plazmadan olusur.
  • 4 C de trombositler tamamen fonksiyonlarini
    kaybederler.
  • Faktör 5 gün boyunca aktivitesini sürdürür.5.
    günde 8014. günde 50 aktiftir.

8
Tam Kan
  • Faktör 8 seviyesi 1-2 gün içinde normalin 50
    sine 5 gün sonra ise 30 una iner.
  • Faktör 11, 7. gün normalin 20 si kadardir.
  • Lökositler bir süre sonra canliligini yitirir.
  • 24 saatten daha kisa süre beklemis kana taze tam
    kan denir.
  • Günümüzde tam kan nadir kullanilmakta, temel
    olarak diger kan ürünlerinin elde edildigi kaynak
    materyal olarak kullanilmaktadir.

9
Eritrosit Süspansiyonu
  • ES plazmasinin ¾ ü alinmis kandir.
    Antikoagulan-koruyucu sivi içine alinmis tam
    kandan hazirlanir.
  • Yaklasik 200ml eritrosit içerir.Htc 70-80
    kadardir.
  • CPDA-1 solüsyonu ile 4C de 35 gün saklanabilir.
  • Eritrositler üzerine SAG-M solüsyonu da
    eklenebilir. Santrifugasyondan sonra optik
    okuyuculu ekstraktör ile plazmasi tama yakin
    alinan ES üzerine ek solüsyon torbasindaki SAG-M
    ilave edilir.Bu ürün 4 C de 42 gün
    saklanilabilir.Htc i 55 kadardir.

10
Eritrosit Süspansiyonu
  • CPDA-1 içeren torbalarda 1. günde plazma K u
    ortalama 5.1 mEq/L 35. günde ortalama 78.5 mEq/L
    dir.Renal fonksiyonu iyi olanlar tolere
    edebilirken bozuk olanlar ve yeni doganlar bu
    düzeydeki K u tolere edemezler.
  • Bunlar için saklama süresi daha kisa olan kan
    ürünleri tercih edilir.Özellikle yeni dogana 7
    günlükten taze olmasi tercih edilmektedir.
  • Hemoliz saklama süresiyle orantili olarak artar.
    Serbest Hb 1. günde ortalama 78 mg/L iken 35.
    günde 658 mg/L dir.

11
Lökositten Fakir Eritrosit Süspansiyonu
  • ES içindeki lökositler lökosit filtreleri
    kullanilarak uzaklastirilir.3.jenerasyon
    filtrelerle 99.99 oraninda lökositten ayirmak
    mümkündür.
  • Bu islem uygulanirken eritrositlerin yaklasik 25
    i kaybedilir.
  • Ürün içindeki lökosit sayisi febril non hemolitik
    transfüzyon reaksiyonlarindan korunmak için 5.108
    ,alloimmünizasyon ve CMV enfeksiyon geçisini
    önlemek için 5.106 dan az olmalidir.

12
Yikanmis Eritrosit Süspansiyonu
  • Devamli akim hücre yikama cihazlari veya elle
    hazirlanabilir.
  • ES sogutmali santrifüjde veya normal santrifüjde
    5C deki 3000 devirde 15 dk santrifüj edilir.Bu
    uygulama ile trombosit ve plazma proteinlerinin
    önemli bir kismi lökositlerin de 70-80 i
    temizlenir.Islem sirasinda eritrositlerin 10-20
    si harap olur.
  • Açik sistemlerle hazirlandigindan yikanmis ES 24
    saat içinde kullanilmalidir(Kontaminasyon riski).

13
Dondurulmus Eritrosit Süspansiyonu
  • Kriyoprotektif sivi olarak kristallesmeyi önleyen
    gliserol kullanilir.En fazla 6 gün sonra
    eritrositler -65-80C de dondurulur,kullanilmak
    istenildiginde çözülür,degliserolirize edilir ve
    transfüzyona hazir hale getirilir.
  • Saklama süresi ortalama 10 yildir.Literatürde 21
    yil saklandiktan sonra transfüze edilmis
    eritrosit süspansiyonlari vardir.
  • Pahali islemdir,kullanmadan önce degliserolize
    edilmelidir.Acil durum için uygun
    olmaz,çözündükten sonra 24 saat içinde
    kullanilmalidir.Yüksek miktarda serbest Hb içerir.

14
Trombosit Süspansiyonu
  • Trombosit ünitesi tanimi dünyada oldugu gibi
    ülkemizde de birçok kan merkezinde net
    degildir.1 ünite trombosit terimi tek donörden
    elde edilen trombosit süspansiyonlarini ifade
    eder.
  • Tek ünite trombosit süspansiyonlarinin 4-6li
    olarak steril sartlarda bir araya getirilmesiyle
    havuz trombosit süspansiyonlari elde
    edilmektedir.
  • Random donör trombositleri donörden alindiktan 8
    saat içinde tam kanin santrifügasyonu ile elde
    edilir. Santrifügasyon 2000g devirde 3 dk ile tam
    kan trombositten zengin plazma ve eritrositlere
    ayrilir.
  • Trombositten zengin plazma süratle tekrar
    santrifüj elde edilen platet pelletin 50-70 ml
    otolog sitratli plazmada süspansiyonu saglanir.Bu
    sekilde hazirlanan trombosit süspansiyonu
    5-10.1010 trombosit içerir.Tranfüzyondan önce bu
    süspansiyonlarin 6-8 ünitesi(yetiskinler için)
    bir terapötik doz olarak havuzlanir.

15

Trombosit Süspansiyonu
  • Tek donör trombositleri HLA tiplendirmesi
    yapilarak aile içi veya disi donörlerden tercihen
    aferezle toplanir.Aferez ürünlerinin avantajlari
    rölatif olarak daha az lökosit içermesi,daha az
    sayida donör gerektiginden transfüzyonla bulasan
    enfeksiyon olasiliginin azalmasi,havuzlama
    yapilmadigindan bakteriyal kontaminasyon riskinin
    düsük olmasi,febril non-hemolitik transfüzyon
    reaksiyonlarinin azaltilmasi veya önlenmesi
    olarak söylenebilir. Dezavantajlari olarak sunlar
    gösterilebilir hasta ile donör farkli kan
    gruplarindan oldugunda plazmanin ABO uyumsuzlugu
    ve dolayisiyla potansiyel hemolitik transfüzyon
    reaksiyonlari.
  • Trombosit süspansiyonu hazirlandiktan sonra iki
    yöntemle saklanir. En sik kullanilan saklama
    yöntemi 20-24C de bes gün boyunca ikinci kusak
    gaz permeable torbalarda sürekli ajitasyondur.
    Trombositler 5. günün sonunda 20-25 oraninda
    canliligini kaybederler.FV ve FVIII de orta
    derecede azalma hariç,koagulasyon faktörleri
    aktivitesi iyi korunur fakat pH azalir.Ikinci
    yöntem ise dondurarak saklamadir.Bunun için
    kriyoprotektif olarak DMSO(Dimetil sulfoksit)
    kullanilir. Hizli eritmeden sonra trombositlerin
    canlilik orani 50 ye düser.
  • Aferez donörleri 1 yilda en çok 24 kez cihaza
    baglanabilir.Iki aferez arasi süre en az 3 gün
    olmalidir.Ön sayimlarinda trombosit sayisi 150
    000m/mm3 olmalidir.

16
Lökosit suspansiyonu
  • Nötrofillerin intravasküler alandaki yari
    ömürleri sadece 4-10 saattir.
  • Lökositler ya tam kandan veya efektif sekilde
    aferez islemi ile toplanabilir.
  • Yeterli hücre toplanmasini genç eritrositler ve
    lenfositlerle granülositlerin dansitelerinin
    yakinligi ile dolasimdaki granülosit sayisini
    azligi engeller.
  • Lökosit araligi Hidroksietil starch gibi
    solusyonlarla daraltilir.Ek olarak donör
    granülosit sayisi islem öncesi kullanilan bazi
    ilaçlarla artirilir
  • Granülositleri KI den ayirip dolasima geçmesini
    prednisolon ve benzeri glukokortikoidler
    saglar.Son zamanlarda glukokortikoid yerine
    Granülosit koloni stimülan faktör etkin sekilde
    kullanilmaktadir.

17
Taze Donmus Plazma
  • Antikoagulanli tam kanin alindiktan hemen sonra
    veya 2-6 C de bekletip en geç alti saat içinde
    santrifüj edilmesi ile elde edilir.
  • Sekilli elemanlarin ayrilmasindan sonra kalan
    kismina taze plazma denir.
  • Içerisinde bütün pihtilasma faktörleri, globulin
    ve albumin bulunur.Koagulasyon faktörlerinin
    zamanla aktiviteleri azalir.
  • Eger plazma alindiktan sonra ilk alti saat içinde
    dondurulursa buna taze donmus plazma (TDP) denir.
  • Bu üründe özellikle labil koagulasyon
    faktörlerinin aktiviteleri korunmus olur.
  • Hazirlanan plazmada rezidü hücre miktarlarinin
    eritrosit için 6x109/L, lökosit 0.1x109/L ve
    trombosit 50x109/L olmasi gerekmekmektedir.
  • Bu sayimlar dondurma isleminden hemen önce
    yapilmalidir.
  • Dondurma sok seklinde veya kuru buz ile
    yapilir.Kullanilacagi zaman 37C de çözülür ve
    alti saat içinde kullanilir.

18
Kriopresipitat
  • Tam kandan elde edilen kriopresipitat en azindan
    80 Ü Faktör VIII, 200mg Fibrinojen, orjinalinin
    50 si kadar von Willebrand Faktör ve 25 i
    kadar Faktör XIII içerir.
  • Bir ünite TDP 1-6 C de yavas olarak eritilir,
    santrifüj sonucunda supernatan atilir, kalan
    10-15 cc plazma ile torbaya yapisik peltemsi
    kisma Kriopresipitat denir.
  • Hemen dondurulur saklama süresi TDP nin
    üzerindeki son kullanma tarihine kadardir.

19
KAN VE KAN KOMPONENTLERININ TRANSFÜZYON
ENDIKASYONLARI
20
Yetiskinlerde Kirmizi Küre için Normal Degerler
Kirmizi Küre Hematokrit Hemoglobin
Erkekler 26 mL/kg 40-54 13.5-18.0 g/dL
Kadinlar 24 mL/kg 38-47 12.0-16.0 g/dL

21
  • Anemi kanin oksijen tasima kapasitesinde azalma
    ile karakterize bir durumdur.Kanin oksijen tasima
    kapasitesi dolasan kirmizi küre kütlesiyle
    belirlenir.Bu yüzden anemi kirmizi küre
    kütlesinde azalma olarak tanimlanabilir.
  • Dolasan eritrosit sayisinin azalmasi kanin
    vikozitesini azaltir ve kan akim orani artar.
  • Anemiye karsi diger bir kompansatuar cevap doku
    oksijenasyonunu devam ettirmek için sistemik
    kapillerlerden oksijen saliniminin artirilmasidir.

22
  • Yogun bakim hastalarinda tek basina hematokrit
    veya hemoglobin seviyeleri transfüzyon
    endikasyonu olarak kullanilmamalidir.Yetersiz
    doku oksijenasyonu göstergeleri hemotokrit veya
    hemoglobin seviyelerinden daha önemlidir.
  • Oksijen salinimindaki kompansatuar artis 50 den
    sonra yetersizlik gösterir.Bu yüzden O2ER nin 0.5
    degeri transfüzyon baslatilmasi için kriter kabul
    edilir.

23
(No Transcript)
24
Eritrosit Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Asagidaki durumlar için eritrosit transfüzyonu
    endike degildir.

  • Iyilesme hissini artirmak için
  • Yara iyilesmesini artirmak için
  • Intravasküler volümü genisletmek için
  • Hemoglobini 10 g/dL nin altinda olan fakat doku
    iskemisi belirtileri (anjina, iskemik strok,
    hiperlaktatemi) göstermeyen hastalarda.
  • Kardiyaks disfonksiyon, koroner arter hastaligi
    yada serebrovasküler hastaligi olmayan hastalarda
    aneminin herhangi bir degerini düzeltmek için

25
  • 2-Asagidaki durumlar için eritrosit transfüzyonu
    yapilmalidir.
  • Yetersiz doku oksijenasyon bulgusu (VO2 100 mL/dk
    /m2 yada hiper laktatemi) yada yeterli kan
    volümüne ragmen koroner yada serebrovasküler
    iskemi gösteren hastalar
  • Yeterli kardiyak outputa ragmen oksijen salinim
    orani 50 nin üzerinde olan hastalar
  • Aktif koroner arter hastaligi serebrovasküler
    hastaligi yada önemli kardiyak disfonksiyon
    gösteren hemoglobini 7 g/dL nin altinda olan
    hastalarda eritrosit transfüzyonu gereklidir.

26
Kanamali hastanin degerlendirilmesi
  • Kanama sirasinda intravasküler sivi hacmi azalir
    ve eritrosit kaybi nedeniyle dokulara oksijen
    tasinmasi bozulur.
  • Sivi ve eritrosit kaybinin ne düzeyde oldugu,
    tedavinin gerekliligi hastanin semptom ve fizik
    muayene bulgulari ile degerlendirilmelidir.
  • IV sivi açigi kristaloid ve /veya kolloid
    sivilarla saglanir.Eritrosit kaybi ve yol açtigi
    doku hipoksisi gerektiginde ES transfüzyonu ile
    karsilanmalidir.

27
Kanama sirasinda olusan semptom ve bulgular
28
Tam Kan Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Dogru endikasyon konuldugunda kullanim orani
    3-5 tir.
  • Kanamasi devam etmeyen bir eriskinde bir ünite
    tam kan hematokriti ortalama 3, hemoglobini
    1g/dl artirir.Çocuk hastalarda 8 ml/kg
    miktarindaki tam kan transfüzyonu ile hemoglobin
    düzeyi yaklasik 1 g/dl yükseltilebilir.
  • Tam kan transfüzyonunun en önemli endikasyonu
    masif transfüzyonu gerektirecek kanamalardir.

29
Tam Kan Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Masif Kanama
  • Hastaya 24 saat içinde total kan hacmine esit
    miktarda kan transfüzyonu yapilmasini
    gerektirecek miktarda kanama
  • 24 saat içinde 10 üniteden fazla tam kan veya 20
    üniteden fazla eritrosit süspansiyonu verilmesini
    gerektirecek miktarda kanama
  • Üç saat veya daha az bir süre içinde dolasimdaki
    kan hacminin 50 sinden fazlasinin replasmanini
    gerektirecek kanama
  • 150 ml/dk üzerindeki kan kaybi.

30
Tam Kan Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Bazen kanamanin masif oldugu baslangiçta
    anlasilmayabilir.Öncelikle hastanin nabiz ve
    sistolik kan basinci degerlerine göre sok indeksi
    hesaplanip kan kaybi yaklasik belirlenir.

31
Tam kan transfüzyon endikasyonlari
32
Tam Kan Transfüzyonlari Endikasyonlari
  • Arka arkaya 4 ünite eritrosit süspansiyonu
    transfüzyonu ve sivi replasmanina ragmen hastanin
    hemodinamik dengesi stabil hale gelmiyorsa tam
    kan transfüzyonuna ihtiyaç vardir.Baska bir
    deyisle kan kaybinin total kan hacminin 25-30
    unu geçmesi halinde tam kan transfüzyonu
    endikasyonu dogar.
  • Verilecek kan miktari ve süresi hastanin klinik
    durumuna göre degisir. Amaç hemodinamik dengeyi
    stabil hale getirmektir.
  • Tam kan transfüzyonunu gerektirecek bazi özel
    durumlar vardir
  • -Böbrek transplantasyonu öncesi immünolojik
    tolerans saglanmasi
  • -Yeni doganda exchange transfüzyon
  • -Kardiyopulmoner bypass ameliyatlarindaki bazi
    transfüzyonlar bunlar arasinda sayilabilir.

33
Tam Kan Transfüzyonlari Endikasyonlari
  • Masif transfüzyonlarda 4, exchange
    transfüzyonlarda 7, kardiyopulmoner bypass
    ameliyatlarinda 2 günlükten daha taze tam kan
    önerilmektedir.
  • Çünkü pihtilasma faktörleri çok düsük seviyelere
    inmemis,plazmada K , H ve diger metabolitler
    birikmemis ve eritrosit canliligi daha iyidir.

34
Eritrosit Süspansiyonlari Transfüzyonu
Endikasyonlari
  • ES hematinik ilaçlarla düzeltilemeyecek
    anemilerde oksijen tasima kapasitesindeki
    azalmaya bagli semptom ve klinik bulgular
    (tasikardi,yorgunluk,kisa ve sik
    soluma,senkop,serebral hipoksiye bagli semptom
    ve bulgular,anjina pektoris) gösteren hastalarin
    tedavisinde kullanilir.
  • ES transfüzyonu eskiden kabul edildigi gibi
    hemoglobin kritik seviyenin altinda ise degil
    doku hipoksine bagli belirti ve bulgular vücudun
    kompanse edici mekanizmalarinca düzeltilemeyecek
    hale geldiginde yapilmaktadir.Anemilerde sadece
    eritrosit kitlesi azalip IV sivi hacmi
    degismediginde sivi tedavisine gerek yoktur.

35
Eritrosit Süspansiyonu Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Kronik anemilerde çogu hasta 7-8 g/dl Hb degerini
    tolere edebilir.Ancak hastanin genel durumu ve
    altta yatan hastaligi mutlaka degerlendirilmelidir
    .Örnegin orta-agir derece kalp
    yetmezligi,solunum yetmezligi , koroner arter
    yada serebrovasküler hastaligi olanlarda bazi
    yasli kisilerde Hb miktari yüksekte olsa ES
    transfüzyonuna gerek duyabilir.

36
Eritrosit Süspansiyonu Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Hastanin klinigi uygunsa ve anemi hematinik (Fe
    eksikligi B12 ve/veya folik asit yetmezligine
    bagli anemilerde) yada kemik iliginde eritropoezi
    uyaran ilaçlarla edilebiliyorsa transfüzyon
    yapilmamalidir.
  • Transfüze edilecek ES miktari hastanin klinik
    durumuna baglidir.Eriskinde bir ünite ES ile Htc
    3 Hb 1 g/dl yükseltilebilir.Yeni dogan ve
    çocukluk döneminde 6-10 ml/kg ES 2-3 saatte
    transfüze edilerek Hb miktari yaklasik 2-3 g/dl
    yükseltilebilir.

37
Lökositten Fakir Eritrosit Süspansiyonu
Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Lökositlerin üzerindeki MHC class I antijenleri
    alicinin immünize olmasina yol açar.Özellikle çok
    kan transfüzyonu yapan hastalarda yada gebelik
    öyküsü olanlarda bu durum,daha sonra verilen kan
    ürünlerinde ayni antijenleri tasiyan
    trombositlerin immünolojik yikimini febril
    non-hemolitik transfüzyon reaksiyonlarina ve
    yapilacak organ transplantasyonlarinda graftin
    reddine yol açar.
  • Bir alicida febril non-hemolitik atak iki kez
    tekrarlamis veya bir kez olmus çok agir
    seyretmisse,organ transplantasyonu planlaniyorsa
    ve sik transfüzyonu gerektirecek bir hastalik
    varsa lökositten fakir ES verilmelidir.

38
Lökositten Fakir Eritrosit Süspansiyonu
Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Ayrica yeni doganda olusabilecek immünolojik
    degisikliklerden sakinmak özellikle malign
    hastalik nedeniyle operasyon planlananlarda
    lökositten fakir ES verilmelidir.
  • Gene CMV insan T hücre Lenfotropik virüs ve
    Ebstein Barr virüs gibi ajanlarin bulasini
    önlemek için de lökositten arindirilmis ES
    verilmesi önerilmektedir.
  • Yukarida anlatilan özel durumlar disinda
    lökositten fakir ES transfüzyon endikasyonlari ES
    transfüzyonu endikasyonlariyla aynidir.

39
Yikanmis Eritrosit Süspansiyonu Transfüzyonlari
Endikasyonlari
  • Plazma proteinleri pek çok allerjik ve anaflaktik
    transfüzyon reaksiyonlarindan sorumludur.Bu
    nedenle yikanmis eritrosit süspansiyonlari
    transfüzyon sirasinda agir ürtiker,allerjik ve
    anaflaktik reaksiyon gösteren hastalarin daha
    sonraki transfüzyonlarinda kullanilir.Yikanmis ES
    içinde 5.108 kadar lökosit bulundugunda
    lökositten fakir bir üründür.Lökosit filtresinde
    temin edilemedigi durumlarda neonatal ve
    intrauterin transfüzyonlarda kullanilabilir.
  • Eritrosit antijenlerine karsi alloimmünizasyon
    varliginda yikanmis eritrosit vererek sorununu
    çözülebilecegi yanlis bir uygulamadir.Eritrositler
    in yikanmasi sadece plazmayi uzaklastirir.Dolayisi
    yla plazma proteinlerine karsi korur.Ayrica
    yikama islemiyle GVHD (Graft Versus Host
    Diseases) veya CMV enfeksiyonu önlenemez.
  • Diger endikasyonlar ES transfüzyonu ile aynidir.

40
Dondurulmus Eritrosit Süspansiyonu Transfüzyonu
Endikasyonlari
  • Endikasyon alanlari en dar olan ürünlerden dan
    biridir.Toplumda çok nadir bulunan kan
    gruplarinin fazla miktardaki acil(askeri ve sivil
    felaketlerde) yada normal zamanlardaki
    ihtiyaçlarini karsilamak amaciyla stok olarak
    hazirlanabilir.
  • Talassemi major, orak hücreli anemi hastaliklarda
    çok sayida transfüzyon nedeniyle allo antikor
    gelismisse uygun kan bulunmasi halinde ayni
    vericiden alinan kanlarin dondurularak saklanmasi
    ilerde kullanimasi ikinci bir endikasyondur.Ayrica
    elektif ameliyatlardan önce otolog amaçli
    alinmis kanlarin ameliyatin ertelenmesi halinde
    dodurularak saklanmasi da mümkündür.

41
Dondurulmus Eritrosit Süspansiyonu Transfüzyonu
Endikasyonlari
  • Bu ürünler kullanilmadan yikandigindan hem
    lökosit hem de plazmadan arindirilmis ES dir.
    Gerektiginde lökositten fakir yada yikanmis ES
    yerine kullanilabilirler.
  • Diger endikasyonlari ES transfüzyonlariyla
    aynidir.

42
Granülosit Süspansiyonu Transfüzyonu
Endikasyonlari
  • Özellikle myleoid sistemin büyüme faktörlerinin
    rekombinasyon yöntemleriyle elde edilmesi ve
    nötropenik hastalarda nötropeni süresini kisaltma
    etkisini göstermesiyle granülosit süspansiyonu
    transfüzyonu hemen hemen hiç kullanilmamistir.Öte
    yandan yeni,etkin antibiyotiklerin ve
    immünglobilinlerin klinik kullanimlarinin
    yayginlastirilmasiyla enfeksiyonlarin daha kolay
    kontrol edilmesi granülosit transfüzyonu
    ihtiyacini azaltmistir.

43
Granülosit Süspansiyonu Transfüzyonu
Endikasyonlari
  • Granülosit süspansiyonu endikasyondan çok
    komplikasyonu olan bir üründür. Bu
    komplikasyonlar
  • Hemolitik Reaksiyonlar ABO uygun olmayan
    granülosit süspansiyonlarindaki eritrositlerinin
    alicida hemoliz yapabilirler.
  • Febril reaksiyonlar 10 olguda görülür.(Allo
    immünizasyon)
  • Akut Pulmoner Yetmezlik Nedenleri
  • a)Pnömonili hastalarda transfüze edilen
    lökositlerin akcigere migrasyonu.
  • b)Lökoaglutinin mikroembolileri
  • c)Kompleman aktivasyonu
  • d)Amphotericin B ile ayni anda kullanilmasi

44
Granülosit Süspansiyonu Transfüzyonu
Endikasyonlari
  • 4)Graft versus host hastaligiÖzellikle immün
    yetmezligi olanlarda önem kazanir.
  • 5)CMV enfeksiyonu
  • Yeni dogan sepsinde yararli olabilecegi
    belirtilen granülosit süspansiyonu transfüzyonu
    asagidaki hallerden bir veya birkaçinin
    varliginda düsünülebilir
  • Absolüt nötrofil sayisi 500/ul nin altinda ve
    kisa sürede düzelmeyecekse
  • Kontrol altina alinamayan ates varsa
  • Enfeksiyon etkeni gösterilememisse
  • Uygun antibiyotik baskisina ragmen 48 saat içinde
    ates kontrol edilemiyorsa ve hastanin genel
    durumu bozuluyorsa
  • Kronik granülomatöz hastaliklarda enfeksiyonlarda
    antibiyotik tedavi yetersiz kaliyorsa.

45
Trombosit Suspansiyonu Transfuzyon Endikasyonlari
  • Trombosit sayisinin üretimde azalma/yikimda
    artmaya bagli azalma durumunda veya trombosit
    fonksiyonlarinin herediter/akkiz nedenlerle
    bozuldugu durumlarda trombosit suspansiyonu
    kullanilir.Günümüzde trombosit transfuzyonunun
    gerektigi trombositopeniler malingn hastaliklara
    bagli olanlardir.Bunlarda üretime bagli azlik
    varsa transfüzyona yanit iyi yikim ve tüketim
    artisina bagli ise yanit iyi degildir.
  • Trombosit fonksiyon bozuklugu kardiyopulmoner
    bypass ve aspirin kullanimi gibi nedenlere bagli
    ise yanit gene iyi , üremi gibi sistemik bir
    nedene bagli ise iyi degildir.
  • Herediter trombosit fonksiyon bozukluklarinda
    alloimmunizasyondan kaçinmak için, ciddi kanama
    olmadikça transfüzyon önerilmez.

46
Trombosit Suspansiyonu Transfuzyon Endikasyonlari
devam
  • Trombosit transfüzyonu için en önemli kriter
    kanamadir.Ancak transfüzyona karar verirken
    klinlik bulgular bir bütün halinde
    degerlendirilmelidir.Hastanin trombosit sayisinda
    azalmadan baska koagulasyon defektinin olup
    olmadigi(DIC gibi),kontrol altina alinamayan
    nötropenik ates-sepsis ,mukozit
    splenomegali,trombosit fonksiyonunu bozan ilaç
    kullanimi,üremi,agir anemi,akut lösemilerde
    hiperlökositoz,bazi tm tipleri(metastatik malign
    melanom) tablonun agirlasmasina ve daha kolay
    kanamalara neden olmaktadir.
  • Burada önemli olan kanama gelismeden trombosit
    sayisini risk sinirlarinin üzerine çikarmaktir.Bu
    durumda proflaktik trombosit transfüzyonu kavrami
    ile karsilasilmaktadir.

47
Trombosit Suspansiyonu Transfuzyon Endikasyonlari
devam
  • Genel olarak ek bir risk faktörü yoksa trombosit
    sayisi 20x109 /L altina indiginde proflaktik
    trombosit suspansiyonu transfüzyonu yapilir.
    Trombosit fonksiyonlari normal ve vasküler
    problemleri olayanlarda 5x109 /L üzerindeki
    trombosit sayilarinda kanama beklenmezken bu
    sayinin altindaki sayilarda yasami tehdit eden
    spontan kanamalar olabilir.Buna göre 10-50x109
    /L arasinda spontan kanama beklenmemekte, ancak
    cerrahi girisim , travma gibi etkenler var ise
    kanama görülebilmektedir.

48
Trombosit Suspansiyonu Transfuzyon Endikasyonlari
devam
  • Diger yandan yogun kemoterapiler sirasinda
    gelisen uzun süreli aplazi dönemlerinde bu esik
    degerlerde fazla miktarda trombosit transfüzyonu
    yapmak alloimminüzasyonu hizlandiracaktir ve
    sonraki transfuzyonlarin etkinligini azalma
    maliyette artma, enfeksiyonlarla ilgili
    komplikasyonlarda artmaya yol açacaktir.O halde
    esik degerlerin net olarak belirlenmesi
    gereklidir.Bu konuyla ilgili tam bir fikir
    birligi olmasa da
  • Trombosit sayisinin 10x109 /L den az olmasi
  • Trombosit sayisinin 10-20x109 /L arasi iken 380C
    üzerinde ates,sepsis,,ilaç(antibiyotik)
    kullanilmasi hali,baska bir koagulasyon faktörü
    eksikligi veya heparin kullaniyor olmasi yada
    kemik iligi ,lomber ponksiyon gibi islemlerin
    yapilacak olmasi,
  • Trombosit sayisi 20x109 /L üzerinde iken major
    kanamanin varligi veya majör cerrahi girisim
    planlanmasi proflaktik trombosit transfüzyonunu
    gerektirir.

49
Trombosit Suspansiyonu Transfuzyon Endikasyonlari
devam
  • Yukaridaki bilgiler isigi altinda
  • Hematolojik maligniteli hastalarin indüksiyon
    tedavileri sirasinda blast sayisi yükseldiginde
    SSSe kanama riski artar proflaktik transfüzyon
    esigi yüksek tutulmalidir.
  • Aplastik anemi veya myelodisplastik sendrom gibi
    hastanin KI nakil sansi yok tam sifa
    beklenemiyorsa mümkün olan en düsük degerde
    trombosit susp. verilmelidir.
  • Solid tümörlerde genellikle KInin aplazi süresi
    kisa olmasina bagli özellikle SSSne metastaz
    yapmis Malign Melanomda esik deger yüksek
    tutulmalidir.

50
Trombosit Suspansiyonu Transfuzyon Endikasyonlari
devam
  • d) Aspirin alanlarda major cerrahi girisimden 10
    gün önce ilaç kesilmelidir.Operasyon sirasinda
    trombosit sayisi 50x109/L den az ise trombosit
    süspansiyonu önerilir.Karaciger
    transplantasyonlarinda özel hemostaz problemleri
    olabilir ve trombosit transfüzyonu
    gerekebilir.Transfüzyona ek olarak karaciger
    transplantasyonlari ve kardiyovasküler cerrahi
    olgularinda trombosit koruyucu etkileri nedeni
    ile antifibrinolitik ajanlar denenebilir.

51
Trombosit Suspansiyonu Transfuzyon Endikasyonlari
devam
  • Tam kandan elde edilen 1 Ü trombosit 75 kg
    agirligindaki bir eriskinin trombosit sayisini
    yaklasik 5-10x109/L artirir.Buna göre istenen
    sayiya ulasmak için 6-8Ü süspansiyon
    gerekir.Çocuklarda vücut agirliginin her 10 kg i
    için 1Ü trombosit yeterli olmaktadir.
  • Pratikte trombosit transfüzyonlarina yanit
    kanamanin durmasi ve trombosit sayisindaki
    artisla degerlendirilir.Trombosit sayisinin
    50.000-70.000/mm3e yükseltilmesi major kanamalar
    dahil birçok sorunu çözer.

52
Isinlanmis Hücre suspansiyonu transfuzyonu
endikasyonlari
  • Lenfosit ve lökositler yabanci doku antijenleri
    tasiyan kan hücreleridir. Içerisinde bu kan ve
    kan komponentleri saglam kisiler tarafindan
    reddedilir. Immun sistemi zayif kisilerde bu
    reddedilemez ve transfüze edilen bu saglikli
    hücreler hastayi yabanci tanir ve aktive olur,
    çogalarak hastanin dokularini infiltre eder organ
    fonksiyonlarini bozarak hastanin ölümüne yol açan
    Graft Versus Host Hastaligina(GVHH) neden olur.
    Buna transfuzyonla iliskili GVHH(TIGVHH)
    denir.Olusmasi için 1x107/kg lenfosit
    yeterlidir.Transfuzyondan 1-2 hafta sonra(20-30)
    baslar.
  • Tedavisi zor pahali ve basarisi azdir.En iyi
    yöntem hastaligin olusmasini önlemektir. En iyi
    yöntem transfüze edilecek kanin içindeki
    immunolojik aktif hücrelerin gamma isinlari ile
    isinlanip çogalma yeteneklerini
    önlemektir.Böylece fonksiyonel yönden aktif fakat
    üreyemediginden dokulari infiltre edip TIGVHH
    yapamayacaklardir.

53
Taze Donmus Plazma Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Taze donmus plazma,pihtilasma faktörü (II, V,
    VII, X, XI, XIII gibi) eksiklikleri nedeniyle
    protrombin ve/veya parsiyel tromboplastin zamani
    normalin 1.5 katinin üzerinde olan hastalarda
    kanamayi durdurmak yada bu hastalara uygulanacak
    invaziv girisimlerinden önce kanamayi önlemek
    amaciyla kullanilir.
  • Warfarin etkisini hizla geri döndürdügünden
    Warfarin alan ve aktif olarak kanayan hastalarla
    acil olarak ameliyata alinacaklarda K vitamininin
    etkisini göstermesi için 12 saat beklenemeyecekse
    taze donmus plazma verilerek pihtilasma bozuklugu
    düzeltilebilir.Masif tansfüzyon yapilanlarda
    gelisen pihtilasma faktörü eksikliklerinin
    laboratuvar tetkiklerle de gösterilmesi halinde
    taze donmus plazma transfüzyonu önerilir.Gene
    trombotik trombostopenik purpurada plazma
    exchange isleminde replasman sivisi olarak TDP
    kullanilir.Ayrica akut DIC olgularinda tüketime
    bagli kanama bozukluklarinin agir karaciger
    hastaliklarinda pihtilasma faktörü yapimindaki
    azalmaya bagli kanama bozukluklarinin
    düzeltilmesinde plazma protein C ,protein S ve
    anti trombin III eksikliklerinin tedavisinde
    transfüzyon endikasyonlari vardir.

54
Taze Donmus Plazma Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Damar içi hacmi artirmak için TDP kullanilmasi
    yanlis bir uygulamadir.
  • Transfüzyon dozu hastanin klinik durumu v altta
    yatan hastaligin siddeti ile ilgilidir.Eriskinde
    genellikle vücut agirliginin her bir kilosu için
    12-15 ml TDP verilir ve yanit laboratuvar
    testleriyle degerlendirilir.Protrombin ve/veya
    parsiyel tromboplastin zamaninda düzelme
    tedavinin etkinligini gösterir.Testlerin sonucuna
    göre tedavi araligi belirlenir.Hastanin
    hemodinamik durumu dikkate alinarak 200 ml den
    daha hizli transfüzyon önerilemez.

55
Kriyopresipitat Transfüzyonu Endikasyonlari
  • Kriyopresipitat konsantre fibrinojen içeren tek
    kaynaktir.Günümüzde kriyopresiptat kullaniminin
    temel endikasyonu fibrinojen replasmanidir.Ayrica
    Hemofili A olgularinda (F VIII replasmani), Von
    Willebrand hastaliginda ve F XIII replasmani için
    kullanilir.Viral inaktivasyon islemlerinden
    geçirilmis pihtilasma faktörü konsantrelerinin
    ticari olarak satilmasindan sonra kriyopresipitat
    kullanimi azalmistir.
  • Kriyopresipitat dozu,plazma hacmi dikkate
    alinarak hesaplanir.70 kg lik bir eriskinde
    fibrinojeni hemostatik doza yükseltebilmek için
    10 ünite kriyoprespitat verilmelidir.Bu dozla
    fibrinogende 75 mg/dl lik, F-VIII düzeyinde 30
    luk artis beklenir.Çözüldükten sonra 6 saat
    içinde kullanilmalidir.Infüzyon hastanin tolere
    edebilecegi en hizli sekilde yapilmalidir.Kanamani
    n durmasi yada önlenmesi tedavinin basarisini
    gösterir.Tedavinin etkinligini anlamak,tedavi
    araligini ve sikligini belirlemek için
    laboratuvar testleri yapilmalidir.

56
TRANSFÜZYON PRATIGI
57
Transfüzyon Pratigi
  • Modern kan transfüzyon tedavisinde amaç öncelikle
    eksiklikleri yerine koymaktir.Bu nedenle etkili
    bir kan transfüzyon tedavisi kan komponent
    tedavisidir.
  • Kan her biri ayri birer fonksiyona sahip son
    derece spesifik yapilardan olusmus bir bütün,
    canli bir dokudur.Bu yüzden kan transfüzyonu
    aslinda bir doku, bir organ transplantasyonudur.Gü
    nümüz tibbinda kan paranteral bir solüsyon olarak
    kullanilmaktan çikmis her parçasi ise yarayan
    ilaç gibi düsünülmeye baslanmistir.

58
Transfüzyon Pratigi
  • Komponent tedavisinin avantajlari sunlardir
  • Gerekli komponentlerin transfüze edilebilmesi
    tedavinin basarisini artirir
  • Sadece gerekli komponentlerin transfüzyonu yan
    etkileri azaltir.
  • Bir ünite tam kan birkaç hastayi tedavi
    edebilecek komponentlere ayrilabilir
  • Reziduel komponentler daha uzun süre saklanabilir.

59
Transfüzyon Pratigi
  • Kaynagi insan oldugundan kanin çok dikkatli
    kullanilmasi ve suistimal edilmemesi gerekir.Bu
    nedenle transfüzyona karar vermeden hekimin
    dikkat etmesi gereken birkaç nokta vardir.
  • Hastada gerçekten transfüzyon endikasyonu var
    midir?
  • Eger bu endikasyon varsa ihtiyaç duyulan
    komponent nedir?
  • Hastaya kaç ünite transfüzyon yapilmasi
    gerekecektir?
  • Verilecek kan ve kan ürününün hastaya yararlari
    ve zararlari ne olabilir?
  • 1. sorunun cevabi kesinlikle EVET, 4. sorununda
    cevabi da yarari zararindan fazla olmalidir.

60
Transfüzyon Pratiginde özel uygulamalar
  • Otolog transfüzyon hastanin kendi kaninin
    alinmasi saklanmasi ve gerektiginde hastaya
    transfuzyonudur.
  • Günümüzde dört tip otolog transfüzyon yöntemi
    vardir.
  • Preoperatif deposit/donasyon
  • Akut normovolemik hemodilusyon
  • Intraoperatif salvage
  • Postoperatif salvage

61
Bazi operasyon tipleri için maksimum cerrahi kan
semasi
62
TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
63
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
a)Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonlari
  • Akut Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonlari(HTR)
  • HTR antijen,antikor reaksiyonuyla baslatilan
    kompleman ve koagülasyon sistemlerinin aktive
    edildigi ve endokrin yanitlarin baslatildigi
    durumdur.Sok,DIC ve akut renal yetmezlikle
    sonuçlanabilir.HTR i daima verici kanin ABO
    tiplendirme ve tanimlanmasina ait hatalarla
    yanlis kan verilmesinden kaynaklanir.Diger kan
    gruplarinda uyumsuzluk sonucuda allo antikorlarla
    alicida hemoliz görülebilir.
  • Akut HTR süphesinde hasta basinda yapilacaklar
  • Transfüzyon hemen durdurulur.Sorumlu hekime haber
    verilir.
  • Normal serum fizyolojik ile IV yol açik tutulur.
  • Hasta yatagi basinda bütün etiketlerin,formlarin
    ve tanimlarin o hasta için olup olmadigi kontrol
    edilir.
  • Süphelendigimiz kan transfüzyon reaksiyonunu
    ivedilikle kan bankasi personeline bildirilir.
  • Mümkün olan en kisa sürede mekanik hemolizden
    sakinarak aldigimiz kan örneklerini kan bankasina
    kan torbasi,ignesiz transfüzyon seti birlikte
    kullanilan IV çözeltileri ilgili form ve
    etiketleri ile birlikte iletiniz.
  • Akut hemolizin degerlendirilmesi için diger kan
    ve idrar örneklerini kan bankasi yöneticisi veya
    hastanin hekiminin yönetiminde gönderiniz.

64
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
a)Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonlarinin Tedavi
Ilkeleri
  1. Hipotansiyonla mücadele
  2. Yeterli renal kan akiminin saglanmasi

65
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
a)Hemolitik Transfüzyon Reaksiyonlari
  • 2. Gecikmis Hemolitik Transfüzyon
    Reaksiyonlari(HTR)
  • Primer Immünizasyon
  • Anamnestik Reaksiyonlar

66
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
b)Hemolitik Olmayan Atese Bagli Transfüzyon
Reaksiyonlari(FNHTR)
  • Transfüzyon sirasinda veya sonrasinda hemoliz
    bulgulari gibi belirgin bir nedeni olmaksizin
    vücut isisinin 1 C den fazla yükselmesidir.FNHTR
    aslinda klinik açidan hastalari bir miktar
    rahatsiz etmesi disinda pek önem tasimamaktadir.
  • Ancak ates transfüzyonunun en korkulan
    reaksiyonlarindan olan HTR nin ve bakteriyal
    reaksiyonlarinin sik ve erken dönemde açiga çikan
    bir bulgusu olabilmektedir.Sirt agrisi,bas
    agrisi,nefes darligi, hemoglobinüri ,sok ve
    DIC bagli kanama gibi eslik eden bulgular ön
    planda hemolitik reaksiyonu düsündürürken atesle
    birlikte titreme, bulanti ,kusma , ishal, sok,
    solunum sistemine ve/veya DIC e ait belirti
    bulgular transfüzyonla geçen bakteriyal
    enfeksiyonu akla getirmektedir. Ates tüm bu
    tablolarin ilk belirtisi olacagindan transfüzyon
    hemen durdurulmali ve yasami tehdit eden
    reaksiyon olup olmadigi hemen arastirilmalidir.

67
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
c) Transfüzyona Bagli Akut Akciger Hasari(TRALI)
  • Baska bir nedene bagli olmaksizin transfüzyon
    sonrasi gelisen solunum sikintisi hipoksi ve
    pulmoner infiltrasyonlar ile kendini gösteren
    siddetli ve akut bir transfüzyon
    reaksiyonudur.Vericinin plazmasinda bulunan
    lökositlere karsi gelismis antikorlarin
    ransfüzyon ile aliciya geçmesi sonrasinda
    pulmoner alanda lökostaz ve lökosit aktivasyonu
    olusmakta ve buna bagli kapiller sizinti ve
    pulmoner hasar gözlenmektedir.5000 transfüzyonda
    bir görüldügü bildirilmektedir, kadin-erkek orani
    esittir ve her yasta görülebilir.

68
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
c) Transfüzyona Bagli Akut Akciger Hasari(TRALI)
  • TRALI transfüzyona basladiktan sonra ilk 6 saat
    içinde gelisen solunum sikintisi seklinde kendini
    gösterir.Siddetli çift tarafli pulmoner ödem
    hipoksi ates ve akciger grafisinde orta ve alt
    zonlarda perihiler ve nodüler gölgelenmeler
    izlenmektedir.Aktif enfeksiyon varliginin,
    sitokin tedavisi uygulanmasinin,operasyon
    geçirilmesinin veya masif transfüzyon
    yapilmasinin hazirlayici faktör olarak rol
    oynayacagi bildirilmektedir.

69
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
c) Transfüzyona Bagli Akut Akciger Hasari(TRALI)
  • Bu komplikasyonlar tam kan eritrosit
    konsantreleri TDP Kriyopresipitat ve trombosit
    konsantreleri gibi plazma içerigi yüksek olan
    komponentlerin transfüzyondan sonra
    rastlanmaktadir.
  • TRALI 'yi klinik olarak ARDS'den ayirmak olasi
    degildir. Bu yüzden transfüzyondan bir süre sonra
    gelisen ARDS' de TRALI akla gelmelidir.ARDS' den
    farkli olarak TRALI kendini sinirlayan bir
    tablodur.48 96 saat içinde kendiliginden
    düzelmektedir.Kardiyak nedenlere bagli gelisen
    pulmoner ödem tablosunun TRALI ' den ayrilmasi
    gerekir.TRALI olan hastalarda CVP Pulmoner
    Kateter Basinçlarinin normal olmasi tani için
    yardimcidir.

70
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
c) Transfüzyona Bagli Akut Akciger Hasari(TRALI)
  • Hastanin lökositleriyle reaksiyona giren HLA veya
    diger lökositlere özel antijenlere karsi gelismis
    antikorlarin, verici veya transfüzyon yapilan
    komponentin plazmasinda gösterilmesi ile tani
    desteklenebilir.
  • TRALI gelisen olgularin tedavisinde mutlaka hizli
    bir sekilde solunum destegi saglanmalidir.Genellik
    le entübasyonun ardindan oksijen verilmesi ve
    mekanik ventilasyona geçilmesi gerekmektedir.
    Steroidler ne kadar kullanilmaktaysa da etkileri
    tartismalidir.Diüretik verilmesine gerek yoktur.

71
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
c) Transfüzyona Bagli Akut Akciger Hasari(TRALI)
  • Destek tedavisiyle TRALI genellikle 48 -96 saat
    içinde düzelmekte pulmoner infiltratlarin
    düzelmesi 1-4 gün içinde gerçeklesmeketedir.Yaklas
    ik 20 olguda bu süre 1 haftaya kadar
    uzayabilmektedir.Kisa sürede düzelen hastalarda
    uzun dönem sekel izlenmemektedir.Mortalite orani
    5 olarak bildirilmektedir.

72
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
d)Ürtiker ve Anaflaktik Reaksiyonlar
  • Genellikle kan komponenetlerinde bulunan plazmada
    yer alan proteinlere ve nadiren diger maddelere
    karsi gelisen bu reaksiyonlarda immunolojik olan
    veya olmayan bazi mekanizmalar rol
    oynamaktadir.Allerjik reaksiyonlar lokal deri
    reaksiyonlari (ürtiker veya anjiyoödem) seklinde
    kendini gösterebilecegi gibi hafiften agir
    derecelere kadar degisen siddette sistemik
    reaksiyonlar (hiriltili solunum nefes darligi
    yaygin ültiker/anjioödem obstrüktif larenks ödemi
    sok aritmi bilinç kaybi ) seklinde
    izlenebilmektedir.Nadir izlenmekle beraber
    anaflaksi veya anaflaktoid reaksiyonlar
    transfüzyonun yasami tehdit eden komplikasyonlari
    arasinda yer almaktadir.

73
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
d)Ürtiker ve Anaflaktik Reaksiyonlar
  • Hafif derecelerde de olsa bu reaksiyonlarla
    karsilasilinca transfüzyon durdurulmali ve
    reaksiyonun derecesine göre tedavi hemen
    planlanmalidir.
  • Lokal Ürtiker/Anjio ödem oral antihistaminik
  • Hafif sistemik reaksiyonlar (hiriltili solunum
    yaygin ürtiker anjioödem) antihistaminik
    salbumatol ve/veya inhaler steroid
  • Orta derecededeki reaksiyonlar (nefes darligi
    obstrüktif larenks ödemi) ek olarak oral
    prednisolon veya IV hidrokortizon /- IM
    adrenalin
  • Siddetli reaksiyonlar (anaflaksi/ anaflaktoid)
    da ise mutlaka IM yanit yoksa IV adrenalin (0.01
    mg/kg) yasam kurtarici olarak kullanilmalidir.

74
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
e)Immünmodülasyon
  • Kan transfüzyonundan sonra alicilarin bagisiklik
    sistemlerinde kisa veya uzun süreli degisiklikler
    oldugu gösterilmistir.Bu degisikliklerin bir
    kismi eritrosit trombosit lökosit ve HLA
    antijenlerine karsi alloimmünizasyon seklinde
    immün sistemin uyarilmasi yönünde gerçeklesirken
    diger yandan vericiye transfüze edilen
    komponentin özelliklerine ve alicinin immün
    durumuna bagli olarak immün sistemin baskilanmasi
    yönünde gerçeklesebilmektedir.Bu baskilayici
    yanitlarin tam olarak nasil gerçeklestigi
    bilinmemekle beraber bu olaylardan baslica
    vericiye ait lökositlerin sorumlu oldugu
    bilinmektedir.

75
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
f)Transfüzyona Bagli Graft Versus Host Hastaligi
(TA_GVHD)
  • TA-GVHD genel olarak deri döküntüsü ishal
    karaciger fonksiyonlarinda bozulmayla kendini
    gösteren ardindan kemik iliginde hipoplazi ve
    pansitopeni ile devam eden ve transfüzyon
    yaklasik 3-4 hafta sonra enfeksiyona bagli ölümle
    sonuçlanan önemli bir transfüzyon
    reaksiyondur.Alicinin bagisiklik sistemindeki
    bozukluk alici ve verici arasindaki HLA
    benzerligi gibi bazi risk faktörlerinin saptanmis
    olmasina ragmen TA- GVHD günümüzde bile 100 e
    yaklasan mortalite ve diger komplikasyonlara göre
    az izlenmesine ragmen etkili bir tedavisinin
    bulunmamasi nedeniyle transfüzyonun en korkulan
    komplikasyonlari arasinda yer almaktadir.

76
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
f)Transfüzyona Bagli Graft Versus Host Hastaligi
(TA_GVHD)
  • Risk tasiyan transfüzyonlarda kan
    komponenetlerine 25 Gy dozunda ? isinlama
    yapilmasi ile korkulan komplikasyondan korunmak
    saglanabilmektedir.
  • Kan komponentleri isinlama gereksinimlerine göre
    3 gruba ayrilmaktadirlar
  • 1)Tasidiklari yüksek risk nedeniyle her alici
    için isinlanmasi gerekenler Bu gruba giren
    komponenetlerin basinda aferez Ya da buffycoat
    ile hazirlanmis granülosit süspansiyonlari yer
    almaktadir. HLA benzerligi TA-GVHD gelisiminde
    rol oynadigi bilindiginden akraba vericilerden
    hazirlanan hücresel komponenetler ve trombosit
    süspansiyonlari her alicida isinlanmalidir.

77
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
f)Transfüzyona Bagli Graft Versus Host Hastaligi
(TA_GVHD)
  • 2) Tasidiklari düsük risk nedeniyle isinlanmasi
    önerilmeyen kan komponentleri TDP
    kriyoprisipitat ve plazmadan fraksinasyonla elde
    edilen ürünler bu gruptadir.
  • 3) Bazi hastalar için isinlanmanin yararli
    olacagi komponentler Bu gruptaki hastalar içinde
    özellikle T hücrelerini ilgilendiren immün
    yetmezligi olanlar intrauterin exchange
    tranfüzyon yapilanlar, allojenik ve otolog kök
    hücre nakli yapilanlar ve Hodgkin hastaligi
    olanlar .Standart olmamakla beraber isinlamanin
    yararli olabilecegi düsünülen hastalar arasinda
    HIV pozitifligi AIDS olgulari aplastik anemili
    akut ve kronik lösemili non Hodgkin lenfomali
    hastalar yeni dogan döneminde yapilan
    transfüzyonlar immünsüpressif etkileri belirgin
    olan fludarabin vb. Pürin analoglarini kullanan
    hastalar bulunmaktadir.

78
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
g) Transfüzyon sonrasi izlenen Purpura (PTP)
  • PTP transfüzyondan yaklasik 1 hafta sonra kadar
    trombosit sayisinin hizla düsmesi ve kanama
    diyatezinin baslamasi seklinde kendini gösteren
    nadir izlenen ancak önemli transfüzyon
    reaksiyonlarindan biridir.Görülme sikligi
    1/200.000 olarak tahmin edilmektedir.Bu reaksiyon
    önceden geçirilmis olan gebelikler veya
    transfüzyonlar ile trombositlerde bulunan human
    platelet antijen (HPA)-la olarak adlandirilan
    antijenine karsi alloantikor gelistiren HPA-la ve
    çogu kadin alicilarda izlenmektedir.

79
Immünolojik Transfüzyon Reaksiyonlari
g) Transfüzyon sonrasi izlenen Purpura (PTP)
  • PTP gelisen olgularda ölümle sonuçlanabilen
    kanama söz konusu oldugu için tani düsünldügü an
    tedavi acilen baslatilmalidir.Günümüzde önerilen
    tedavi yaklasimi IVIG (2g/kg 2-5 gün içinde)
    uygulanmasidir. Steroidler ve plazma degisim
    protokolleri önceden kullanilan kismen etkili
    yaklasimlar arsinda yer almaktadir.Trombosit
    transfüzyonlarinin yapilmasi genellikle trombosit
    sayilarini yükseltmemektedir.Ancak IVIG
    tedavisinin etkisini henüz baslamadigi yasami
    tehdit eden kanamalarin varliginda yüksek doz
    trombosit verilmesinin yararli oldugu ileri
    sürülmektedir.

80
IMMÜNOLOJIK OLMAYAN TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
81
IMMÜNOLOJIK OLMAYAN TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
a)Hiperkalemi
  • Depolanmis kanda 3 hafta içnde K degerleri 5-6
    kat artar.Serbest K un açiga çikmasiyla olusan
    hiperkalemi elektrokardiyak degisimlere ve
    kardiak arreste neden olabilir.Böbrek fonksiyonu
    bozuk hastalarda yeni doganlarda ve massif
    transfüzyon alan hastalarda risk olusturur.
  • Tedavide kalsiyum glukonat, kalsiyum klorid veya
    katyon degistirici resinler verilir.Daha az ciddi
    olgular glukoza,insüline ve bikarbonata yanit
    verirler.

82
IMMÜNOLOJIK OLMAYAN TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
b)Sitrat Toksisitesi
  • Donörden alinan kanda kullanilan sitrat iyonize
    edilmis kalsiyumu baglar.Masif transfüzyonlarda
    veya karaciger fonksiyonu bozuk sitrati
    metabolize edemeyen hastalarda toksik olmaya
    baslar.Hastlarda kas tremoru kardiak aritmiler ve
    agiz çevresinde uyusmalar baslar.
  • Hipokalsemiyi önlemek için dikkatli bir sekilde
    kalsiyum glukonat veya klorid verilmesi ile
    semptomlar düzelir.

83
IMMÜNOLOJIK OLMAYAN TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
c)Hipotermi
  • Büyük miktarlarda verilen soguk kan transfüzyonu
    vücut isisini 37 dereceden 27.6 -29 dereceye
    düsmesine sebep olabilir. Bunun sonucunda
    ventrüküler aritmi ve kardiak arest olabilir.
  • Hipotermi massif transfüzyon esnasinda kanin
    isitilmasiyla önlenir.

84
IMMÜNOLOJIK OLMAYAN TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
d)Dolasim Yüklenmesi
  • Hastanin kardiyo pulmoner dolasim kapasitesinin
    üzerine çikmasiyla olusur.Transfüzyon sirasinda
    hizli kan volum artisi kalp ve akciger yetmezligi
    sinirlarda olanlarda uzun süredir derin anemisi
    olanlarda ve küçük bebeklerde görülür.
  • Transfüzyon sirasinda veya bitiminde hastada KKY
    öksürük,dispne,siyanoz,ciddi bas agrisi,sistolik
    kan basincindaartis ve periferik ödem belirtileri
    baslar.
  • Bu reaksiyon transfüzyon hizinin azaltilmasi veya
    durdurulmasi hastanin pozisyonunun degistirilmesi
    diüretik ve oksijen verilmesiyle düzeltilir.Agir
    durumlarda flebotomi yapilarak asiri volüm
    çikarilir.

85
IMMÜNOLOJIK OLMAYAN TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
d)Dolasim Yüklenmesi
  • Tam kan yerine konsantre ES kullanimi bu riski
    yari yariya azaltir.Kardiak veya pulmoner
    fonksiyonu bozuk olan hastalar ve genislemis
    plazma volumu veya kronik anemili hastalar risk
    altindadir. Yetmezlik riski olan hastada infüzyon
    çok yavas olarak (1 mL/kg/saat) seklinde
    verilmelidir.Gerekirse mevcut ünite bölünerek 1-6
    o C de saklanarak birden fazla seferde
    verilebilir. Ayrica transfüzyon öncesi diüretik
    verilmesi fayda saglayabilir.

86
IMMÜNOLOJIK OLMAYAN TRANSFÜZYON REAKSIYONLARI
e)Transfüzyona Bagli Hemosiderozis
  • Ttransfüzyona bagli demir birikimi talassemi gibi
    hastalarda yasamin ikinci 10 yilinda ölümcül
    komplikasyonlara yol açar.Basta kardiyak
    komplikasyonlar ikinci planda karaciger
    fibrozisinden siroza kadar agir bozukluga ayrica
    diabet hipotiroidi, hipoparatirioidi gibi
    endokrin kemik ve iskelet sistemi nöroloik ve
    dermatolojik komplikasyonlara yol açar.
  • Selazyon tedavisi kullanilir.Bunun için 1980li
    yillardan beri desferrioksamin(DFO) in
    kullanilir. 1 gr'i 85 mg demir baglar.Hastanin
    demir yükü verilis yolu ve C vitamini düzeyi
    önemlidir.

87
TRANSFÜZYONUN ENFEKSIYÖZ KOMPLIKASYONLARI
88
  • Kan transfüyonuna bagli ölüm nedenlerinin çogu
    virüs, bakteri veya parazit bulasindan
    kaynaklanmaktadir. Transfüzyon ile bulasan
    ajanlarin bazi ortak özellikleri vardir.
  • a)Dolasimda uzun süre kalirlar.
  • b)Tasiyicilik ya da latent hastaliga neden
    olurlar.
  • c)Inkübasyon dönemleri uzundur.
  • d)Asemptomatik enfeksiyonlara neden olurlar.
  • e)Banka kaninda ve hatta fraksinasyon ürünlerinde
    stabilitelerini korurlar.

89
a) Transfüzyonla Bulasan Parazit ve Bakteri
Enfeksiyonlari
  • Kan kompenentlerinin bakteri kontaminasyonu ciddi
    fatal seyredilen transfüzyon reaksiyonlarina
    neden olabilirler.Kapali sistemlerin kullanilmaya
    baslanilmasindan sonra bakteri kontaminasyonu
    sorun olmaktan çikmis olmasina ragmen kan
    transfüzyonlarinda 0,2 -0,5 oraninda bakteri
    kontaminasyonu oldugu tahmin edilmektedir.

90
Mekanizma En sik izole edilen mikroorganizmalar
Donörde Bakteriyemi Gastroenteritli donörde asemptomatik bakteriyemi ÜSYEde asemptomatik inkübasyon dönemi Lyme hastaligi erken dönemi Kronik enfeksiyonlar Osteomyelit Sifiliz Topuk ülserasyonlari Dental girisimler veya küçük cerrahi operasyonlar Kanin Alinmasi Yetersiz deri dezenfeksiyonu Flebotomi alaninda enfeksiyon Vatumlu tüplerin komptaminasyonu Aferez solüsyonunun komptaminasyonu Kan Torbalarinin Üretimi Torbanin hazirlanmasi asamasinda komptaminasyonu Kan Ürünü Hazirlanmasi Kan ürünlerinin transfüzyon öncesi hazirlanmasi Isitma banyolarindan Yersinia enterocolitica, Campylobacter jejuni Streptococcus pyogenes Borrelia burgdorferi Salmonella choleraesuis Treponema pallidum Serratia liquefaciens Staphylococcus epidermis, Bacillus suslari, DIfteroidler Enterokoklar Serratia marcescens Enterobacter cloacae Pseudomonas cepacia P.aeruginosa
91
  • Bagisçilarda asemptomatik bakteriyemiye bagli
    bulastan genellikle salmonella spp. Ve yersina
    enterocolitica sorumludur.Buzdolabinda üreme
    özelligi olan bu bakteriler özellikle beklemis
    kanda fatal enfeksiyonlara neden olabilecek
    miktarlara ulasabilmektedir.Bagisçilar flebotomi
    bölgesinin iyi temizlenmemis olmasina bagli
    normal deri florasi bakterileri ile de
    kontaminasyon gelisebilir.Gram pozitif bu
    bakteriler genellikle stafilokoklar
    ,sterptokoklar,bacillus suslari ve
    difteroidlerdir.

92
  • Özellikle oda isisinda saklanan kan ürünlerinde
    bakteri üremesi hizli olacagindan trombosit
    konsantrelerinin hazirlanmasi ve saklanmasi
    sirasinda kontaminasyon riski yüksektir.
  • Genellikle gram negatif bakteriler (pseudomonas
    spp. ,achromobacter spp. E.coli enterobacter
    agglomerans, citrobacter freundi gibi)
    laboratuvar çalismalari sirasinda bulasir.En iyi
    merkezlerde bile risk 5 tir. Aferez ile
    hazirlanan trombositlerde kontaminasyon riski
    daha azdir.

93
Asemptomatik Bagisçidan Bulasan Enfeksiyonlar
Bruselloz
Salmonelloz
Yersiniyoz
Spiroket Rekürren ates
Lyme hastaligi
Sifiliz
Riketsiyozlar Kayalik Daglar Benekli Atesi
Q atesi
94
  • Kontamine kan infizyonuna bagli gelisen
    reaksiyonu ciddiyeti bakteri tipi, miktari ve
    konaga baglidir.Gram negatifler gram pozitiflere
    göre daha ciddi reaksiyonlar gösterirler.Gram
    negatif bakteri hücre duvarindaki endotoksin,
    makrofaj aktivasyonu için güçlü stimülatördür.
    Aktiflesen makrofajlar, TNF-a, IL-1b, IL -6 ve
    IL-8 gibi sitokinleri salgilar.Bunlar septik
    sokun sistemik etkilerini meydana getirir.Gram
    negatif bakteri ile kontamine olmus kan
    transfüzyonunda görülen septik soka masif sitokin
    salinimi bakteri proliferasyonundan daha
    önemlidir.Beklemis trombosit(3 günden fazla) ve
    eritrosit konsantrelerinde (21 günden fazla)
    bakteriler daha yogun hale gelmektedir.Immunsüpres
    if konakta tablo daha agirdir.

95
Bruselloz,Salmonelloz,Yersinioz
  • Transfüzyonla nadir bulasir.Bulasmadan özellikle
    lökositler sorumludur. Buzdolabinda 2 ay süreyle
    canliligini koruyabilir.Endemik bölgelerde 1/1000
    üzerinde tüp aglütinasyon pozitif olan
    donörlerden red edilmektedir.Salmonelloz kronik
    enfeksiyonu olan bagisçiladan bulasabilir.Yersinio
    z asemptomatik bakteriyemili bagisçilardan
    bulasir.Bakterini üremesi için buzdolabi ideal
    bir ortamdir.Bakterinin üremesi 2 haftadan fazla
    saklanan ESlerde üreme hizlanir. Daha uzun süre
    saklanan kanlarda endotoksemi gelisir.

96
Sifiliz(sy)
  • Bulasma inkubasyon dönemindeki veya primer
    sifiliz dönemindeki bagisçilar ile olur.Primer
    sankrdan 6-20 gün önce serolojik testler
    pozitiflesmeden önce kanda bakteri
    bulunabilir.Treponema pallidum 4 0C de birkaç
    gün canliligini koruyabilir. 72 saatten fazla
    bekleyen kanda bakterini enfektivitesini
    kaybettigi kabul edilir.Sifiliz testlerinin kan
    ve kan ürünlerine kullanilmasi tartismalidir.Nadir
    bulasir.Gerektiginde tedavisi kolaydir.
    Finlandiya,Danimarka gibi ülkeler tarama
    testlerinden çikarilmistir.

97
Riketsiyozlar
  • Kene ile bulasan bakteriler plazmada serbest
    olarak dolasabileceginden tüm kan kompanentleri
    teorik olarak riketsiyozlar bulastirma riski
    tasir.Borrelialarin 3-6 hafta buzdolabindaki
    kanda yasayabilecegi bilinmekteyse deneylerde
    sadece Kayalik Daglar Benekli Atesinin
    bulasabilecegini göstermistir.

98
Funguslar
  • Mantar enfeksiyonlari nadirde olsa immün süprese
    hastalarda transfüzyona bagli olusabilir.Genellikl
    e izole edilenler Hormodendrum,Aspergillus,Penicil
    lum suslaridir.

99
Parazitler
  • SITMA(MALARYA)
  • Sitma etkeni plasmodiumlar sivrisinekte seksüel
    ve insan eritrositlerinde aseksüel gelisimini
    tamamlar.Plasmodium vivax , P. Falciparum, P.
    Ovale ,P. Malariae, P. Knowlesi en çok bilinen 5
    türüdür.P vivax ülkemizde en çok görülenidir.P.
    Falciparum da her yastaki eritrositleri enfekte
    edebildiginden en agir seklidir.Transfüzyonla
    sitma bulasmasi sadece intraeritrositer aseksüel
    plasmodiumlar araciligiyla olur.Bir torbada 10
    adet plasmodium bulasma için yeterlidir.ES içinde
    10 -12 gün canli kalabilecegi gösterilmisse de
    4-6 oC de ortalama 7 gün canlidir.Sitmanin
    endemik olmadigi bölgelerde tani geç
    konuldugundan fatal seyreder.Özellikle
    gebeler,splenektomililer veya immün sistemi
    baskilanmislar tehlike altindadirlar.

100
  • Bu bölgelerde
  • a) 30 gün içinde atesli hastalik geçirenler
    bagisçi olarak kabul edilmemektedir.
  • b)Bagisçilara kan almadan 48 saat veya hemen önce
    tek doz klorokin verilmeli
  • c)Gebeler,emziren anneler,çocuklar ve klorokine
    dirençli P. Falciparum suslarinin neden oldugu
    hastaliklar disinda aliciya kemoprofilaksi
    uygulanmalidir.

101
  • DIGER PARAZITLER
  • Toxoplasina gondii, zorunlu hücre içi parazitidir
    ve uzun süre lökosit içinde canli
    kalabilir.Toxoplazma IgM antikorlari tasiyan
    bagisçidan hazirlanan lökosit konsantresi ile
    immünsüprese hastalarda ciddi akut toxoplazmoz
    bildirilmistir.Leishmania donovani, genis
    sitoplazmali monositler ve ganülositler içinde
    yasamini sürdürür.Nadir bulasir.

102
Transfüzyona Bagli Bakteri yada Parazit Bulasinda
Tani
  • Semptomlar çok kisa sürede baslar.
    Üsüme,titreme,ates,bulanti,kusma,kanli
    ishal,karin agrisi,kas agrilari,hipotansiyon,hemog
    lobinüri ve DIC gelisebilir.Özellikle
    ates,üsüme, titreme ve hipotansiyon hekimi
    uyarmalidir.Genellikle semptomlar, transfüzyonun
    baslangicindan bir saat sonra baslar ve infüzyon
    hizi reaksiyonun ciddiyetini etkileyebilir.Deri
    genelde sicak ve pembedir.( red shock) Erken
    tani9 tedavide geç kalinmamasi için
    gereklidir.Bakteriyemiden süphelendiginde
    transfüzyona acilen son verilmeli artan torba
    incelenmek üzere laboratuvara gönderilmeli
    hemokültür alinmali , hastaya sepsis tedavisi
    uygulanmalidir.Mikrobiyoloji laboratuvarina
    gönderilen kan veya kan ürünü direkt boyama ile
    bakilmali aerob ve anaerob kültürleri
    alinmalidir.Diger pek çok transfüzyon
    reaksiyonlarinda da yüksek ates,hipotansiyon ve
    sok meydana gelebilir.O yüzden ayrici tanida çok
    dikkatli olunmalidir.

103
Transfüzyonla Bulasan Virüs Enfeksiyonlari
  • Transfüzyonla virüs enfeksiyonlarinin
    bulasabildigine iliskin ilk veriler 1940larda
    kadar uzanmaktadir.Günümüz transfüzyon tibbinda
    basta HIV,HBV,HCV olmak üzere HTLV,Parvovirüs B19
    gibi bazi virüsler transfüzyon güvenligi
    açisindan önem kazanmistir.Bütün çabalara karsi
    aliciya virüs bulasma olasiligi azalmis olsa da
    önemini korumaktadir.

104
HEPATIT VIRÜSLERI
  • Adan Eye kadar olan klasik hepatit virüsleri
    içerisinde kan bankaciligi açisindan önemli
    olanlar B ve C virüsleridir.
  • HEPATIT B VIRÜSÜ(HBV)
  • Transfüzyonla bulasan hepatit virüsleri arasinda
    sarilikla giden klinik belirtilerin daha sik
    olmasi nedeniyle HBV,HCVden daha önce dikkati
    çekmistir.HBV enfeksiyonu akut yada kronik,
    belirtili yada belirtisiz olabilir. Tipik bir
    akut HBV enfeksiyonunda ortaya çikan ilk gösterge
    yüzey antijeni (HBsAg)dir.(1-12.haftalar
    ortalama 4-8 hafta.) Hemen sonra HBeAg HBcAg ne
    karsi gelismis antikorlar gelisir.Enfeksiyon
    ilerledikçe HBeAg kaybolur ve antiHBe gelisir.Son
    olarak HBsAg azalarak kaybolur.AntiHBs
    gelisir.Hastalarin 5-10unda enfeksiyon
    kroniklesir.Bu durumda HBsAg anti HBc ,IgG ile
    birlikte bulunur.ve bunlara HBeAg (ileri derecede
    bulastirici, 1 yada birkaç damla kan) veya
    antiHBe ( az bulastirici bir ünite kan) eslik
    eder.

105
HBsAg HBeAg Anti-HBc IgM Anti-HBc Anti-HBe Anti-HBs
Erken akut HBV yada ilk 4 ün içinde HB asisi - - - - -
Erken akut HBV enfeksiyonu - - - -
Akut HBV enfeksiyonu - -
Yüksek enfeksiyözite riskli kronik HBV tasiyicisi - - -
Akut HBV infeksiyonu - -
Düsük enfeksiyozite riskli kronik HBV tasiyicisi - - -
Akut HBv enfeksiyonu pencere dönemi - - - - -
Yakinda geçirilmis HBV, simdi bagisik - -
Geçmisteki HBV enfeksiyonu - - -
Geçmisteki HBV enfeksiyonu - - - -
Geçmisteki HBV enfeksiyonu - - - - -
Geçmiste HBV temasi( asi?) - - - - -
106
  • Kan bankaciliginda baska bir sorun anti HBc
    pozitifligidir.Bunun nedenleri
  • Yalanci pozitiflik
  • Gösterilebilir düzey altinda HBsAg üretimiyle
    giden hepatosit içi enfeksiyon
  • Birinci pencere dönemi
  • HBsAg nin kaybindan sonraki dönemde anti HBs nin
    gösterilebilir düzeyin altina düsmesi veya hiç
    gelismemesi
  • Mutant HBV varligi

107
  • HEPATIT C VIRÜSÜ( HCV)
  • HCV enfeksiyonu akut yada kronik belirtili veya
    belirtisiz olabilir.Belirtisiz gidis ve
    kroniklesme orani belirgin sekilde
    yüksektir.Tanida özgül IgG yapisindaki
    antikorlarin saptanmasi ilk adimdir,fakat
    antikorlarin ortaya çikisi gecikebilmektedir.Belir
    tili enfeksiyonlarda belirtilerin basladigi
    dönemde 50-70 hastada anti-HCV antikorlari
    gösterilebilir ve 3 ay sonra oran 90a
    ulasir
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com