Title: KBY, IMM
1KBY, IMMÜN SISTEM VE INFEKSIYONLAR
2Kronik Böbrek Yetersizligi
- Kronik böbrek yetersizligi (KBY), glomerüler
filtrasyon degerinde azalmanin sonucu böbregin
sivi-solüt dengesini ayarlama ve
metabolik-endokrin fonksiyonlarinda kronik ve
ilerleyici bozulma hali olarak tanimlanir. - Üremi KBYnin neden oldugu tüm klinik ve
biyokimyasal anormallikleri içeren bir deyimdir
ve birçok kaynakta KBY ile es anlamda kullanilir. - KBYden etkilenmeyen organ veya sistem hemen
hemen yoktur.
3(No Transcript)
4- Ülkemizde KBY sikligi ve nedenlerini arastiran
çalisma sayisi sinirlidir. - Türk Nefroloji Derneginin bu konuda yaptigi
çalismada elde edilen verilere göre ülkemizde
KBY yayginligi milyon nüfus basina 390dir. - 2001 yili verilerine göre ülkemizdeki hemodiyaliz
hasta sayisi 18.063 ve SAPD hasta sayisi
2240tir. -
Saglik Bakanligi ve Eczacibasi-Baxter
5(No Transcript)
6- Son dönem böbrek yetersizligi olan hastalarda
tedavi yöntemleri hemodiyaliz, SAPD ve renal
transplantasyondur - Son yillarda immunsupresif tedavide,
antimikrobiyal tedavide, infeksiyonlarin
kontrolunda ve cerrahi teknikte saglanan
gelismeler renal transplantasyonu KBY
hastalarinda en fazla tercih edilen ve en
basarili tedavi haline getirmistir.
7- HD tedavisi ile hasta yasam hizi altta yatan
hastalik, hasta yasi, merkeze ve ülkeye göre
degiskenlik göstermektedir. - Son dönem böbrek yetersizligi olan hastalarda
yasam süresi birçok kanserden daha düsüktür.
8- Mortaliteyi etkileyen baslica faktörler
- hastanin yasi,
- kalp ve damar hastaligi varligi,
- diyabetes mellitus varligi,
- hastaligin akut bir baslangiç göstermesi,
- yetersiz diyaliz,
- altta yatan böbrek hastaligidir.
9Tük Nefroloji Dernegi, Registry 1999
10- HD hastalarinda infeksiyon en sik ölüm
nedenlerinden birisidir. - Üremi ile iliskili lenfosit ve granülosit
fonksiyonlarindaki bozukluk ve altta yatan
hastaliklar nedeniyle infeksiyonlara bir
yatkinlik sözkonusudur. - Serum albümin düzeyi 3.5 gr/dlnin altinda ve
hematokrit düzeyi 29dan daha düsük ise
infeksiyonlara bagli mortalite artar.
11(No Transcript)
12- Üremik hastalarda bakteriyel infeksiyonlarin
sikligi artmistir. - Bu artis, muhtemelen immün sistemin
disfonsiyonundan çok, normal cilt ve mukoza
bariyerlerinin daha sik olarak bozulmasina
baglidir.
13- Bakteriyel infeksiyonlarin siddeti de artmistir.
- Klinik gözlemler, infeksiyonlarin daha hizli
ilerledigi ve daha yavas geriledigi yönündedir. - Bu hastalarda antimikrobiyal tedavi hemen
baslatilmalidir. - Ve bakteriyel infeksiyon dökümantasyonunun üremik
olmayan hastalara göre daha düsük bir düzeyde
oldugu akilda tutulmalidir.
14- Üremik hastalarda bazal vücut isisi düsüktür.
Bunun nedeni bilinmemektedir. - Yapilan çalismalarda üreminin kendisi
pirojenlere karsi isi cevabini etkiliyor gibi
görünmemektedir. - Uyarilmis üremik monositler tarafindan IL-1
yapimi da normal olarak bulunmustur. -
Swartz RD, et al. Dial Transplant 198312584
15- Bununla beraber, bazal hipotermi ve muhtemelen
siklikla birlikte bulunan malnütrisyon
nedeniyle, bazi üremik hastalarda ciddi
infeksiyonlar atessiz seyredebilir.
16Üremide Immün Sistem Bozukluklari
- Üremi immün fonksiyonda kompleks degisikliklere
yol açar. - B ve T hücre ile monosit gibi antijen sunan hücre
fonksiyonlari anlamli sekilde etkilenir.
17- Bundan sorumlu olarak
- Son yillarda yapilan klinik çalisma ve
gözlemlerin isiginda birçok moleküler patogenetik
mekanizma, - Belirlenememis üremik toksinler,
- Malnütrisyon,
- Vitamin D eksikligi ve iPTH yüksekligi sorumlu
tutulmaktadir.
18Immün disfonksiyondan sorumlu tutulan moleküler
patolojik mekanizmalar
- Monositler üzerindeki kostimülatör molekül B 7-2
(CD 86)nin bozulmus ekspresyonundan dolayi
azalmis sekonder sinyale bagli T hc.
proliferasyonunda azalma - Bu disfonksiyondan üremi sorumlu tutulmaktadir.
- Renal replasman tedavisi ile düzeltilebilecegi
gösterilmistir. -
Grindt M. et al Kidney
International 2001
19- Diger neden, hemodiyalizin neden oldugu kompleman
aktivasyonuna sekonder, antijen sunan
hücrelerdeki pro-inflamatuar sitokin
aktivasyonudur. - Buna bagli olarak IL-1 ve IL-6 gibi sitokinlerin
fazla üretimi meydana gelir. -
Matthias G. Et al. Kidney international 2001
20- Bio-uygunluktaki büyük gelismelere ragmen,
kompleman aktivasyonu bütün diyalizör
ekipmanlarinda genellikle hala görülmektedir. - Bu durumun klinik olarak önemi monositlerde
proinflamatuar degisiklikleri indüklemesinden
kaynaklanmaktadir.
21CD 86
- Hastalarda, immün fonksiyon ile monosit
üzerindeki bu ekspresyon defekti arasinda
korelasyon oldugu gösterilmis. - Kisisel immün fonksiyon durum degerlendirmesi
hastanin hepatit B asisina verdigi immün cevap
ile yapilmis. - Asiya cevap vermeyen hastalarda, cevap veren
hastalara göre CD 86 ekspresyonu daha düsük
olarak bulunmus. - Matthias
G. et al. Kidney International 2001
22- CD 86 molekülleri IL-2nin saliniminda direkt rol
oynayan sinyalleri gönderir. - Bu nedenle, IL-2nin üretimi diyaliz hastalarinda
güçlü bir sekilde baskilanmistir. - Bu da Th1 ve Th2 immün yanit aktivasyonunda
azalmaya neden olur. -
Gerez L et al Kidney Int 40266-272,
1991
23Proinflamatuar sitokin artisi
- Üremi ve hemodiyaliz, kompleman araciligi ile
monositlerden pro-inflamatuar sitokin
salinimindan sorumludur. - Yapilan çalismalarda iki diyaliz arasi süreçte
monosit kökenli sitokinlerin üretimi normal
olarak bulunmus. - HD hastalarinda monosit tarafindan IL-1, IL-6,
IL-12, TNF-alfanin fazla üretimi ile ortaya
çikan - Kronik intermittant inflamatuar aktivasyon
sonucu gözlenen durum monositlerin
preaktivasyonu olarak tanimlanmis. -
-
Girndt et al J Am Soc Nephrol 91689-1696,1998
24- Ilginç sekilde bu preaktivasyon klinikte immün
defekt ile iliskilidir. - Hepatit B asisina cevap vermeyenlerin, daha iyi
korunmus immün fonksiyonu olan ve hepatit asisina
cevap verenlere göre daha fazla proinflamatuar
sitokin salgiladiklari gösterilmis. -
Girndt et al.Kidney International 2001
25- Yapilan çalismalarda
- Hepatit B asisina cevap veren hastalarda IL-10
seviyesinin daha yüksek oldugu görülmüs. - IL-10 monositlerden salgilanan, proinflamatuar
cevabi sinirlayan bir kontr-regülatuar
sitokindir. - IL-10 seviyesi yüksek ve immün fonksiyonlari daha
iyi olan diyaliz hastalarinda IL-10 ile IL-6 ve
TNF-alfa arasinda ters korelasyon saptanmistir. -
-
-
Girndt M. et al. Kidney Int 47559-565,
1995
26- Ortaya çikan bir stimulus ile IL-10nun salinim
miktari açisindan kisiler arasinda önemli bir
farklilik oldugu görülmüs. - Bu farkliliklarin kismen de olsa genetik oldugu
belirlenmis, - IL-10 genindeki düzenli sekanslardaki
polimorfizmle immün fonksiyon arasinda ilsiki
oldugu gösterilmis. - Bunun da yüksek/düsük sitokin üretimi ile
iliskili oldugu saptanmistir. -
-
Turner DM, et al. Eur J Immunogen 241-8
1997
27- Sonuç olarak
- IL-10nu fazla miktarda sekrete eden diyaliz
hastalari proinflamatuar sitokinlerin asiri
sentezini etkili biçimde sinirlandirabilmektedir. - Böylece monosit preaktivasyonu ile olusan ve
immün yetmezlik ile iliskilendirilen kronik
intermitant inflamasyon baskilanmis olmaktadir. - Bu hastalar klinik olarak sistemik inflamasyonu
kontrol altina alamayan düsük IL-10 üreten
hastalardan daha iyi immün cevap
göstermislerdir..
28(No Transcript)
29- Bütün bu bilgiler isiginda
- Yeterli renal replasman tedavisi hücresel
sinyalizasyonu ( defektif B 7-2 ekspresyonunu
arttirarak ) düzenleyerek T hc aktivasyonunu
düzeltebilir. - Bio-uygun diyalizör ekipmani kullanilarak
inflamatuar degisiklikler azaltilabilir. Buna
bagli olarak pro-inflamatuar sitokin
aktivasyonunun önüne geçilebilir. -
Kaul H. et al Am J Kidney Dis
35611-616, 2000
30ASILAMA
- Diyaliz hastalarinda sik olarak kullanilan birçok
asiya karsi antikor cevabi suboptimaldir. - Yine de, pnömokok, influenza ve hepatite karsi
asilamanin hemen tüm dünyada endike olduguna
inanilmaktadir. - Hepatit B disindaki tüm asilarin dozaji genel
populasyondaki gibidir.
31ASI UYGULAMA SIKLIGI
Influenza A ve B Yilda bir kez
Tetanoz, difteri Her 10 yilda bir tekrar
Pnömokok Antikor cevabina göre tekrar asilama
Hepatit B Ilk asilama semasi olarak, her seferinde sag ve sol deltoid kaslari arasinda degismek üzere, toplam 4 çift doz enjeksiyon
32- S.pneumoniae toplumda sik rastlanan bir pnömoni
etkenidir. KBY gibi risk fakörü olan hastalarda
önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. - Hastalar asilandiktan sonra, antikor titreleri
ile takip edilmelidir. - Hastalar koruyucu antikor titresi 200ün altina
düsünce ikinci kere asilanmalidir.
33- Hep B asisi ile olusan maksimum Anti Hbs titresi
ile asinin koruyuculuk süresi arasinda dogrudan
bir iliski vardir. - Çift doz yapilmasina ragmen asilama hastalarin
ancak 33-92sinde koruyucu olabilmektedir. - HD hastalarinda, rapel asinin ne zaman yapilacagi
konusunda kesin bilgi yoktur. - 12.-18. ayda bir rapel yapilabilir.
- Anti Hbs titresi 10 U/lnin altina inince rapel
hepatit B asisi yapilmalidir.
34- Serum albümin degerleri düsük olan hastalarda
yanit orani da düsüktür. - Bu hastalarda yeni bir strateji olarak yüksek doz
intradermal asilama önerilmektedir. -
Propst et al, 1998
35Diyaliz Hastalarinda Bakteriyel Infeksiyonlar
- Giris yeri ile iliskili
- Hemodiyaliz Hastalari
- Insidans
- HD hastalarindak bakteriyemilerin 50-80inin
kaynagi giris yeridir. - Bakteriyemi endokardit, menenjit, osteomiyelit,
septik emboli gelisimine neden olabilir.
36Geçici damar giris yolu infeksiyonlari
- Femoral kateterin 3-7 gün için kullanilmasi aksi
taktirde daha uzun süre için, kabul edilemeyecek
kadar yüksek infeksiyon riski söz konusudur. - Daha uzun kullanimlar için, internal juguler
venöz kateterler önerilmektedir. - Ancak kullanim süresi uzadikça ciddi infeksiyon
insidansi artar. - 3 haftadan uzun süre kullanim bakteriyemi
insidansini önemli ölçüde arttirir. -
Schwab et al 1988
373 haftadan uzun süreli kullanimlar için
infeksiyon riskini azaltacak stratejiler
kullanilmalidir
- Keçeli (cuffli) bir kateterin yerlestirilmesi,
- Her 3 haftada bir yeni bir kateterin yeni bir
yere yerlestirilmesi, - Kateterin ayni yerden, bir kilavuz tel üzerinden
bir yenisi ile degistirilmesi ( kateter çikis
yerinde infeksiyon bulgusu yok ise).
38- Kalici damar giris yolu infeksiyonlari
- A-V fistüllerin ve greftlerin ciltten çikis
yeri yoktur ve bu nedenle infeksiyon
oranlari venöz kateterlerden daha düsüktür. - Sorumlu flora
- Giris yerinin lokal infeksiyonlari veya giris
yeri kullanimina bagli infeksiyonlar, genellikle
stafilokok veya streptokok gibi olagan cilt
florasina sekonder infeksiyonlardir. -
39Klinik prezentasyon
- Bakteriyemili diyaliz hastalari, genellikle,
titreme ve ates ile prezente olur ve toksik
görünebilirler. - Bununla beraber, bazen, infeksiyonun belirti ve
bulgulari çok az olabilir veya hiç olmayabilir. - Giris yerindeki kizariklik, hassasiyet, eksüda
infeksiyonun lokalize edilmesine yardimci olur. - Ancak birçok vakada infekte giris yeri normal
görünebilir.
40- Varsayilan damar giris yolu infeksiyonunun
tedavisi - Geçici kateteri olan febril bir diyaliz
hastasinda eger asikar bir infeksiyon odagi
yoksa, kan kültürü alinmali ve kateter
çikarilmalidir. - Eger kalici damar giris yolu infekte görünüyorsa,
hemen antimikrobiyal tedaviye baslanmali ve
infekte giris yeri kullanilarak diyaliz
yapilmamalidir.
41- Kültür sonucu gelinceye kadar,birçok merkez
vankomisin ile bir aminoglikozidin kombine
edilmesini önermektedir. - Antimikrobiyal tedavi seçimi hastanin cografik
bölgesinde yaygin olarak bulunan molarin
duyarliligina bagli olmalidir.
42Katetere bagli bakteriyemi
- Kateterlerin kullanimina bagli bakteriyemi önemli
bir problemdir. - Bir çalismada
- Kalici kateter ile tedavi edilen hastalarin
40inda 9 aylik bir periyotta en az bir
bakteriyemi atagi görülmüs. - Infekte hastalarin 22sinde metastaik
komplikasyonlar (osteomiyelit, endokardit v.s.)
veya ölüm meydana gelmistir.
43- Tüm komplikasyonlara gram pozitif bakteriyemi
eslik etmistir. - Kateteri kurtarma girisimi (kateteri çikarmadan
antibiyotik tedavisi) komplikasyonlari
arttirmamis ancak hastalarin üçte birinde
basarili olmustur. -
Marr et al. 1997
44- Ulusal Böbrek Vakfi Diyaliz Sonuçlari Kalite
Önceligi ( NKF-DOQI) son kilavuzlarinda - Eger hasta antibiyotik tedavisinin
baslamasindan 36 saat içinde iyilesmez ise
kateterin çikarilmasi önerilmektedir.
45 Diyaliz ünitelerinin çogunda katetere bagli
infeksiyonlarin önlenmesi için uygulanan
protokoller bakteriyemi insidansini azaltabilir.
- Bu önlemler
- Steril gaz kullanilmasi,
- Kateter kapaklarinin çikarilmadan önce
povidon-iyot solüsyonu ile islatilmis gaz ile
örtülmesini, - Kapaklarin çikarildiktan sonra kateter uçlarinin
povidon-iyot ile silinmesini, - Maske ve eldivenlerin uygun sekilde
kullanilmasini içerir.
462) Periton diyaliz hastalari
- a) Geçici periton kateteri infeksiyonlari
- 48-72 saatten daha fazla yerinde
kalmamalidir. Daha uzun kullanimlarda
peritonit riski çok yüksektir. - b) Kalici periton kateteri infeksiyonlari
- Ciltten çikis yerinin veya cilt alti kateter
tünelinin infeksiyonu hem peritonite neden olur
hem de peritoniti devam ettirir. Kateter çikis
yeri ve tünel infeksiyonlari önemli morbidite
nedenleri olup, siklikla kateterin çikarilmasini
gerekterir.
47- Giris yeri ile iliskili olmayan
- Üriner sistem infeksiyonlari HD hastalarinda
üriner sistem infeksiyonu insidansi artmistir. - Pnömoni Bu popülasyonda önemli bir mortalite
nedenidir. - Intraabdominal infeksiyonlar
- Tüberküloz Tbc insidansinin normal popülasyona
göre on kat daha fazla oldugu tahmin
edilmektedir. Siklikla ekstrapulmonerdir. -
48- Tüberkülin ayiracina gecikmis deri
hipersensitivetesi deri anerjisine bagli olarak
azaldigi veya yok oldugundan tani koymada güçlük
artmistir. - Birçok süpheli, atipik tüberküloz prezentasyonuna
rastlanabilinir. - 5) Listeriozis immünsüprese olmayan hastalarda
nadir bir infeksiyon olan listeriozisin, demir
yüklü HD hastalarinda görüldügü bildirilmistir.
49- 6) Salmonella septisemisi Diyaliz hastalarinda
ciddi salmonella septisemisi bildirilmistir. - 7) Yersinia septisemisi Bu infeksiyon,
desferroksamin selasyon tedavisi yapilan diyaliz
hastalarinda bildirilmistir. - 8) Mukormikozis Bazen fatal olabilen bu
infeksiyon,desferroksamin ile tedavi edilen
hastalarda nadir olark görülür.
50Viral Infeksiyonlar
- Hepatit B
- Epidemiyoloji
- HD hastalari HBV infeksiyonu açisindan topluma
göre yüksek risk altindadirlar. - En önemli nedeni yeterli temizlik yapilmayan
diyaliz makineleridir. - Sik parenteral injeksiyon ve zaman zaman kan
ürünü tranfüzyon gereksinimi de diger risk
faktörleridir. - Türk Nefroloji Dernegi 1999 verilerine göre HBs
antijen pozitif hemodiyaliz hasta orani
7.5tur.
51Klinik Prezentasyon
- Hep B inf. HD hastalarinda da çogunlukla
asemptomatiktir.Nadiren ikter görülebilir. - Genellikle halsizlik tek sikayettir.
- KCFT yüksekligi görülür.
- Infeksiyon siklikla uzun bir seyir gösterir.
Üremik hastalarin 50si kronik HBs-Ag pozitif
olma egilimindedir. - HD hastalari, periyodik olarak (genellikle 3-6
ayda bir) KCFT ve HBs Ag açisindan taranmalidir.
52- Günümüzde tedavi seçenekleri suboptimaldir.
- Alfa interferon yardimci olabilir.Ilacin verilis
süresi ve dozu hakkinda farkli görüsler
bulunmaktadir. - En iyi sonucun, 4-6 ay süre ile haftada 3 gün 10
mü verilerek elde edildigi bildirilmektedir. - Ancak tedavi hastalarin üçte birinden daha azinda
serokonversiyon ile sonuçlanir. - Tedavilerin sinirli basari orani ve yüksek
maliyet nedeni ile infeksiyondan korunma
önemlidir. - Virüse maruz kalma olasiligini azaltma
- Asilama
- Hepatit B immünglobülin
53- Hepatit C
- HD hastalarinda anti-HCV prevelansi toplumdan
daha yüksektir. - Bunun nedeni olarak
- Kan transfüzyonlarinin sayisi
- Diyaliz süresi
- Diyaliz modeli
- Geçirilmis organ transplantasyonu öyküsü
- I.V. Ilaç kullanim öyküsü gibi risk faktörleri
sorumlu tutulmaktadir.
54- Türk Nefroloji Dernegi 1999 verilerine göre 9967
HD hastasinin 3609 ( 36)unda anti-HCV pozitif
olarak bulunmus. - SAPD hastalarinda bu oran daha düsüktür.
- Tedavi süresi uzadikça anti-HCV pozitif hasta
orani artmaktadir. - Bu veriler ülkemizde hepatit C virüsü ile ilgili
sorunlarin uzun dönemde HD ünitelerinde en önemli
problem olabilecegini göstermektedir.
55(No Transcript)
56(No Transcript)
57- Diyaliz makinelerinin paylasilmasinin,
- Kullanilan diyaliz membran tipinin,
- Diyalizerlerin tekrar kullanilmak üzere isleme
tabi tutulmasinin risk faktörü oldugu henüz
kanitlanmamis. - Bu nedenle CDC, makinelerin ayrilmasini, hasta
izolasyonunu önermemektedir. - Bazi HD üniteleri rutin HCV testi
yapmamaktadirlar.
58- Günümüzde bu yaklasim
- HCVnin HBV kadar bulasici olmadigi,
- Anti-HCVnin o andaki veya geçmis infeksiyonu
ayirt etmeyi saglamadigi, - Testlerin 50ye yakin yanlis pozitif sonuç
vermesi bu nedenle destekleyici ölçümlere gerek
duyulmasi - Karsilasma ile serokonversiyon arasindaki sürenin
ortalama 8-10 hafta olmasi nedeniyle yeni infekte
olmus hastada negatif olabilecegi savlarina
dayandirilmaktadir.
59- Ancak bizde tarama rutin olarak yapilmaktadir.
- Anti-HCV pozitif hastalarin hemodiyaliz
makinelerinin ayrilmasi ülkemizde giderek
yayginlasmaktadir. - Ancak en önemlisi infeksiyonlarin bulasmasini
önleyen evrensel kurallarin kesinlikle ihmal
edilmemesidir.
60- Tedavide alfa interferon kullanilmaktadir.
- Çogu hastada KCFTnin düsmesini ve kc
histolojisinin iyilesmesini saglar. - Ancak tedavinin kesilmesinin ardindan relapslar
siktir ve yan etki (miyalji, halsizlik, bas
agrisi, kemik iligi supresyonu) insidansi
yüksektir.
61HIV infeksiyonu
- HD hastalarinda HIV infeksiyonu orani genel
popülasyonun hafif üzerindedir. - Ülkemizde HD ünitelerinde henüz yaygin bir sorun
degildir. - HIV pozitif diyaliz hastalari asemptomatik
olabilecegi gibi, dört dörtlük bir AIDS sendromu
ile prezente olabilirler. - HIV ile infekte hastalarda böbrek hastaligi
insidansi 2-10 arasinda degismektedir.
62(No Transcript)