NARKOTIK ANALJEZIKLER - PowerPoint PPT Presentation

About This Presentation
Title:

NARKOTIK ANALJEZIKLER

Description:

Title: NARKOT K ANALJEZ KLER Author: CEMSIT KARAKURT Last modified by: Administrator Created Date: 2/18/2006 4:33:28 PM Document presentation format – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:726
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 117
Provided by: CEMS9
Category:

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: NARKOTIK ANALJEZIKLER


1
ANALJEZIKLER
2
  • Agriya olan degistirilmis davranis cevabi ve
    bilinç kaybi olmaksizin agri impulslarinin
    algilanmasinin engellenmesi veya azaltilmasiyla
    karekterize durum, analjezi olarak
    tanimlanabilir.
  • Bu sekilde merkezi sinir sistemindeki etkileri
    ile agrinin algilanmasini engelleyen veya azaltan
    ilaçlar da analjezik ilaçlar olarak
    bilinmektedir.

3
  • Analjezik ilaçlar,
  • nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAI) ve
  • narkotik analjezikler (opiyatlar, opioidler)
    olarak iki gruba ayrilir.

4
Agrinin Fizyopatolojisi
  • Agri, hastalanmanin ve yaralanmanin en genel
    semptomlarindan biridir. Agri, dogru bir
    teshiste, siklikla faydali dogal bir uyarici ve
    koruma mekanizmasi olmasina ragmen hastalar,
    agriyi iyilestirmek için genellikle tibbi bir
    yönteme basvururlar.
  • Agri tedavisi, çogu durumda gereklidir ve bazi
    ilerlemis hastaliklarda hekim ve hasta açisindan
    tek uygulanabilir tedavi seçenegidir.

5
  • Agri bütün deride, mukozanin büyük kisminda,
    birçok doku ve organda hissedilir. Fakat beyin ve
    diger bazi organlarin agri reseptörleri yoktur.
  • Agri ancak mekanik, termal, kimyasal ve
    elektriksel uyaridan etkilenen dokudan agri
    mediyatörlerinin serbestlesmesini baslatacak
    degere ulasmasi ile ortaya çikar.

6
  • Agri impulslarinin olusumu, iletimi ve merkezi
    dönüsümü nosisepti olarak isimlendirilir.
  • Agri, vücut dokusu, herhangi bir doku zarari
    olmaksizin, güçlü bir sekilde uyarilirsa da
    olusabilir.

7
  • Agri, genellikle doku zedelenmesine bagli yani
    nosisepti nitelikte bir duygudur.
  • Akut agri daima nosisepti niteliktedir neden
    olan lezyon ile agri arasinda zaman, yer ve
    siddet bakimindan yakin bir iliski vardir.
  • Kronik agri, çogu olguda nosisepti niteliktedir
    (kanser ve romatizmal agrilarda oldugu gibi)
    bazi olgularda kronik agri, deaferentasyon agrisi
    seklindedir.

8
  • Deaferentasyon agrisi, periferik ve merkezi
    sinir sistemindeki agri yollari üzerindeki
    bozukluga (tümör tarafindan tahrip edilme gibi)
    baglidir.
  • Akut ve kronik nosisepti agrilarda, hafif ve
    orta derecede ise, kural olarak nonsteroidal
    antiinflamatuvar ilaçlar kullanilir. Bu ilaçlar,
    agri özellikle dokudaki inflamasyona bagli ise
    daha etkili olurlar.

9
  • Siddetli akut agrilarda ve kronik kanser
    agrisinda narkotik analjezikler kullanilir.
  • Ancak siddetli agri inflamasyona bagli ise
    nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar kullanilir.

10
Agrinin niteligi
  • Agri, olusum bölgesine bagli olarak somatik
    veya viseral agri olarak isimlendirilebilir.
  • Somatik agri, yüzey agrisi ve derin agri olmak
    üzere ikiye ayrilir.

11
  • Somatik agri deri, kas, eklem, kemik veya bag
    dokusunda meydana gelebilir.
  • Yüzey agrisi deride olusur. Kas, eklem, kemik
    ve bag dokusunda olusan agri ise derin agri
    olarak isimlendirilir.
  • Yüzey agrisi, deriye bir igne batirildiktan
    sonra olusabilir. Tehdit edici olmayan bu agri,
    kolaylikla lokalize olabilir ve uyarinin
    çekilmesinden sonra azalir.

12
  • Yüzey agrisi, organizmayi ileri bir zarardan
    koruyabilecek bir refleksi baslattigi için
    önemlidir. Bu baslangiç agrisindan sonra lokalize
    olmasi güç olan agri sekli ise sekonder agri
    olarak isimlendirilir.

13
  • Derin agri siddetlidir, lokalize etmek güçtür
    ve siklikla genis bir bölgeye dagilir.
  • Derin agrinin genel örnegi, çok sik rastlanan
    ve birçok sekilleri olan bas agrisidir.
  • Sekonder agri ve derin agri kirginlik, bulanti,
    terleme ve hipotansiyon gibi otonomik ve duyusal
    reaksiyonlarla birlikte ortaya çikar.

14
  • Viseral agri, siddetli karakteri ve otonomik
    reaksiyonlarla bagdasmasi açisindan derin agriya
    benzer.
  • Akut agrinin sinirli bir devamliligi vardir ve
    uyari geçtikten sonra çabuk sonlanir. Akut agri,
    kolaylikla lokalize olabilir ve uyari yogunluguna
    baglidir. Bu çesit agrinin uyarici bir görevi
    vardir.

15
  • Kronik agri, sirt agrisi, kanser agrisi, migren
    agrisi veya anjina pektoris gibi araliklarla
    devamli olarak tekrar eden bir agri seklindedir.
    Eger agri alti aydan fazla sürerse genellikle
    kronik olarak düsünülür.
  • Kronik agri, baskin bir klinik faktör olabilir
    ve bazi hastaliklarin akisinda bagimsiz bir
    sendrom olusturabilir.

16
Agri reaksiyonlari
  • Agri otonomik reaksiyonlarla meydana gelir.
  • Genellikle sempatik sinir sisteminin ve
    katesolamin açiga çikmasinin aktivasyonuna yol
    açar.
  • Kalp atimi, kan basinci artar ve göz
    pupillalari genisler. Bu otonomik reaksiyonlar,
    özellikle viseral agri için belirtilir. Bulanti,
    kusma, terleme ve hipotansiyon ile karakterize
    safra kesesi ataklari buna örnektir.

17
  • Bir agri uyarimi, refleks yoksunluk reaksiyonu
    gibi, motor reaksiyonlara da neden olabilir.
    Sicak bir yere dokunuldugunda, herhangi bir agri
    bilinçli olarak algilanmadan önce el hareket
    eder.
  • Kas spazmlari, derin agri ve viseral agridan
    kaynaklanabilir. Sonuçta, agri kisiye ve duruma
    göre farklilik gösteren duyusal bir olgudur.

18
Agri reseptörleri (nosiseptörler)
  • Agri uyarimi, serbest sinir uçlari olan özel
    fizyolojik agri reseptörlerinden alinir.
  • Serbest sinir uçlari, fonksiyonel özellige
    bagli olan diger tip uyarilari da alabilir.

19
Agri mediyatörleri
  • Agri algilanmasi doku uyariminin bir sonucudur
    ve degismis doku metabolizmasini içine alabilir.
  • Endojen bilesikler ve agri mediyatörleri sira
    ile agri reseptörlerinin uyarilmasi ile açiga
    çikarlar. Düsük güçteki agri mediyatörleri,
    hidrojen iyonlarini içerir.

20
  • Agri, genellikle 6dan daha düsük bir pH
    degerinde meydana gelir ve artmis hidrojen
    iyonlari konsantrasyonu ile yogunlasir.
  • Benzer bir etki, doku zararindan sonra
    intraselüler araliktan geçen potasyum iyonlari
    ile de olusabilir ve dokular arasindaki
    konsantrasyon 20 mmol/l yi geçtigi zaman agri
    ortaya çikar.

21
  • Ayrica doku tahribinde birkaç nörotransmiter,
    agri mediyatörleri olarak rol oynayabilir.
  • Nispeten yüksek konsantrasyonlardaki histamin
    güçlü bir agri olusturucu bilesiktir. Düsük
    konsantrasyonlardaki asetilkolin agri
    reseptörlerini diger agri reseptörlerine duyarli
    hale getirir. Daha yüksek konsantrasyonlarda
    asetilkolin tek basina bir agri mediyatörüdür.

22
  • Serotonin, nörotransmiter grubu içinde en
    etkili agri maddesidir.
  • Agri mediyatörlerinin önemli bir grubunu
    kininler, özellikle de bradikinin, olusturur.
  • Agrili olaylar sirasinda olusan
    prostaglandinler, agri reseptörlerini duyarli
    hale getirerek akut agri yaninda kronik agri da
    olustururlar.

23
Agri iletimi ve agri sinyallerinin dönüsümü
  • Deri nosiseptörlerinden alinan agri impulslari,
    dokulardan miyelinli A-delta (A?), sekonder agri
    impulslari ise (primer agri? ve miyelinsiz C
    grubu duyusal sinir lifleri ile omurilik arka
    boynuzunda bulunan substantia gelatinosadaki
    ikinci nöronlara gönderilir. Bu liflerin hücre
    kismi arka köklerdeki spinal ganglionlarda
    bulunur.

24
  • Iskelet, kas ve eklemlerdeki agri reseptörleri
    de A? ve C grubu sinir lifleri ile uyarilir.
  • Agri uyariminin viseral bölgeden iletimi de C
    sinir lifleri yoluyla olur. Miyelinsiz yavas
    agri sinir lifleri C grubu sinir liflerinden,
    miyelinli hizli agri sinir lifleri ise A? sinir
    liflerinden olusur. Sonuçta sinir lifleri ile
    iletim, talamusun lateral çekirdek bölgesinde
    olusur.

25
  • Korteksin bu kismi agrinin bilinçli
    algilanmasindan ve özellikle agri yogunlugunun
    lokalizasyonu ve kaydedilmesinden sorumludur.
    Otonomik reaksiyonlar, hipotalamus tarafindan
    kontrol edilirken limbik sistem, agri tarafindan
    olusturulan duyusal reaksiyonlardan sorumludur.
    Miyelinize olmus hizli A? sistemin, yavas
    miyelinsiz C grubu sinir liflerini baskilamasi
    klinik açidan önemlidir. Eger bu inhibisyon
    bozulursa siddetli agri ortaya çikabilir.

26
  • Substantia gelatinosada sonlanan, agri ile
    ilgili sinir liflerinin uçlarindan ikinci agri
    nöronuna impuls asirimi, bu uçlardan saliverilen
    nörotransmiter olan P maddesi ve glutamat
    tarafindan yapilmaktadir. Substantia gelatinosada
    birinci nöron ucu ve ikinci nörondan baska, agri
    ile ilgili üçüncü bir yapi vardir bu
    enkefalinerjik ara nöronlardir.

27
  • Ara nöronlardan saliverilen enkefalin
    pentapeptitler hem presinaptik inhibisyon (P
    maddesi saliverilmesinde azalma? ve hem de
    postsinaptik inhibisyon yaparak birinci agri
    nöronundan ikinciye impuls asirimini, baska bir
    deyisle agrili impuls girisini baski altinda
    tutarlar.

28
  • Endojen analjezik sistemin çikan agri
    sistemleri yaninda, özellikle orta beyin ve
    omurilikte, degisik seviyelerde agriyi bloke eden
    endojen agri ayarlayici sistemi vardir. Sistem,
    agri stimülasyonunun iletimini ayarlar ve bundan
    dolayi agri algilanmasini azaltir. Bu sistem,
    belli stresli durumlarda agrinin niçin
    algilanmadigini açiklar. Stres seviyesi azaldigi
    zaman agri algilanir. Endojen analjezik sistemin,
    agri algilanmasini güçlü bir sekilde baskilayacak
    fonksiyona sahip oldugu görülür.

29
Agri orani
  • Agri ileri derecede sübjektif nitelige sahip,
    kisiye ve içinde meydana geldigi kosullara göre
    degisiklik gösteren bir duygu halidir. Uygulanan
    ayni yogunluktaki agri, bazi insanlar için
    dayanilmaz bir agri olarak algilanirken bazilari
    için çok zayif olabilir. Endojen opioid sistemde
    güç fakliligina ilaveten agri algilanmasini
    etkileyecek hissi ve duyusal dönüsüm faktörleri
    de vardir. Bundan dolayi analjezik olmayan
    psikoaktif ilaçlarla da agri algilanmasini
    etkilemek mümkündür.

30
Ilaçlarla agri tedavisi
  • Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarla
    prostaglandin sentezini inhibe ederek agri
    reseptörlerinin sensitizasyonunu önlemek
  • Lokal anesteziklerle agri reseptörlerinde sinyal
    olusumunu önlemek
  • Lokal anesteziklerle duyusal sinirlerde iletimini
    inhibe etmek
  • Narkotikler veya genel anesteziklerle merkezi
    olarak agriyi ortadan kaldirmak veya hafifletmek
  • Psikoaktif ilaçlarla (trankilizan, nöroleptik,
    antidepresan? agri algilama düzeyini degistirmek

31
Agri tedavisinde olasi yolaklar
32
NARKOTIK ANALJEZIKLER
33
  • Papaver somniferum (Papaveraceae) familyasi
    meyvelerinden elde edilen opium (afyon) alkaloiti
    olan morfin, kodein, ayrica morfine benzer etki
    gösteren yari-sentetik ve sentetik ilaçlari
    içeren bu ilaç grubuna opioit analjezikler adi
    verilir.

34
  • Morfin ve kodein gibi dogal alkaloitlerle ve
    bunlarin yari-sentetik türevlerine opiyatlar
    denilir.
  • Opiyat (opioid) deyimi bazen narkotiklerin tümü
    için degil, opiyatlar disinda kalan sentetik
    ilaçlar için kullanilmaktadir.

35
(No Transcript)
36
(No Transcript)
37
(No Transcript)
38
(No Transcript)
39
  • Narkotik analjeziklerin,
  • Güçlü analjezik etkileri vardir.
  • Analjezik etkileri, merkezi sinir sistemi
    üzerindeki etkilerinin bir sonucu olup periferik
    bir etkiye bagimli degildir.
  • Merkezi sinir sistemi üzerine depresif etkileri
    de bulunmaktadir.
  • Narkotik analjeziklerin antipiretik veya
    antiinflamatuvar etkileri yoktur.

40
Farmakolojik etkileri
  • Merkezi ekileri
  • Opiat reseptörlerini uyararak agri algilanmasini
    azaltirlar (analjezik etki?,
  • Mental aktiviteyi azaltirlar (sedatif etki?,
  • Anksiyeteyi ortadan kaldirirlar (trankilizan
    etki?,
  • Ruh halini iyilestirirler (öforik etki?,
  • Solunumu ve öksürük merkezini inhibe ederler
    (solunum depresani ve antitüssif etki?,
  • Baslangiçta bulanti ve kusmaya neden olurlar
    (emetik etki? fakat daha sonra emetik merkezi
    inhibe ederler (antiemetik etki),
  • Miyozise neden olurlar (miyotik etki?,
  • Antidiüretik hormon açiga çikisini harekete
    geçirirler (antidiüretik etki?,
  • Tolerans ve bagimlilik gelismesine neden olurlar.

41
  • Periferik etkileri
  • Pilor kasilmasina ve periferik gastrik bosalmanin
    gecikmesine neden olurlar,
  • Gastrointestinal motiliteyi azaltip, tonusu
    arttirirlar (spastik konstipasyon?,
  • Safra kanali kaslari kontraksiyonuna neden
    olurlar,
  • Mesane kas tonusunu arttirirlar,
  • Vasküler tonusu azaltip, ortostatik reaksiyon
    riskini arttirirlar,
  • Histamin açiga çikmasi nedeniyle kasinti, ürtiker
    ve deri reaksiyonlari insidansinin artmasina ve
    astimda bronkospazmin ilerlemesine neden olurlar.

42
  • Bütün narkotik analjeziklerin benzer etki
    mekanizmasina sahip olmalari ve opiat
    reseptörlerini uyarmalari nedeniyle etki
    profilleri çok benzerdir.
  • Gruplar arasindaki farkliliklar, etki güçleri
    ve reseptör afiniteleri farmakodinamik
    parametrelerine baglidir.

43
Narkotik analjezik reseptörleri (Opiat
reseptörleri)
  • Narkotik analjezikler, merkezi sinir
    sisteminde nöromediyatör olarak görev yapan
    endojen opiatlarin etkiledigi opiat
    reseptörlerini aktive ederek analjezik etkilerini
    olustururlar.
  • Opiat reseptörlerinin baslica tipleri ?-(mü),
  • ?-(kappa), ?-(sigma), ?-(epsilon), ?-(delta) ve
    öksürük kesici reseptörlerdir.

44
  • Narkotik analjeziklerin etki mekanizmalari
  • Morfin tam agonist etki gösterirken Nalokson,
    ?- reseptörleri hariç, antagonisttir.
  • Narkotik analjeziklerin ve endojen peptitlerin
    opiat reseptörlerini aktive edip etkilerinin
    ortaya çikmasinda üç mekanizmanin aracilik ettigi
    ileri sürülmüstür.

45
Adenil siklaz sisteminin inhibisyonu
  • ?-Reseptörü ve ?-reseptörü içeren sinirler
    farkli kaynakli agrilari ayiramaz. Bu durumda
    iyon kanali söz konusu degildir. Mesaj, hücre
    membrani boyunca ikinci bir membran proteinine
    gelir. Bu protein cAMPnin olusumunda enzim
    olarak rol oynar.

46
  • Normalde sinir agri mesajini aldigi zaman aktif
    bölge açilir, cAMP sekonder mesajci olarak rol
    oynar ve agri mesaji cAMP üzerinden iletilir.
    Substrat molekül ?-reseptörüne baglandiginda,
    ?-reseptörü aktive olarak reseptörün sekli
    degisir. Bunun sonucunda cAMP olusturarak aktif
    bölgeyi kapatacak adenil siklaz enziminin
    yapisinda bir degisiklik meydana gelir ve sonuçda
    agri iletimi yapilamaz.
  • ?-Reseptörüne agonist baglanmasi ile cAMP
    sentezinin önlenmesi

47
  • Ca2 dengesinin degistirilmesi
  • ?-Reseptörleri dogrudan kalsiyum kanallariyla
    ilgilidir. Agonist ?-reseptörlerine baglandigi
    zaman, reseptör konformasyonu degisir ve kalsiyum
    kanallari kapanir. Kalsiyum iyonlarina sinir
    nörotransmiterlerinin sentezi için gereksinim
    duyulur, sinir iletimi kesilir ve agri mesajlari
    geçemez.
  • ? -Reseptörü ve kalsiyum kanallari üzerine
    etkisi

48
  • ?-Reseptörleri stimülasyonundan sonra artmis
    potasyum geçirgenligi
  • Morfin ?-reseptörlerine baglanir ve
    reseptörün seklinde degisiklige yol açar. Bu
    degisiklik, hücre membranindaki iyon kanallarini
    açar ve potasyum iyonu hücre disina çikar.
    Membran polarizlenir ve nöronun uyarilabilirligi
    azalir. Potasyum geçirgenligindeki bu artis, Ca2
    iyonunun hücre içine akisini, dolayisiyla
    nörotransmiter açiga çikisini azaltir ve
    sinirsel iletimi dolayisiyla agri iletimini
    engeller.
  • ?-Reseptörüne agonist baglanmanin potasyum
    iyon kanallari üzerine etkisi

49
  • Farkli tip analjezik reseptörleri degisik tipte
    yan etkilere sahiptirler ve analjezikler bu
    reseptörlere farkli afinite gösterirler. Örnegin
    morfin, ?-reseptörlerine kuvvetlice baglanir ve
    analjezi yapar. Reseptör baglanmasi ayni zamanda
    solunum depresyonu, öfori ve bagimliliga yol
    açar. ?-Reseptörü ise morfinin ?-reseptöründen
    daha az kuvvetle baglandigi bir baska
    reseptördür. Bu reseptörün aktivasyonu,
    sedasyonla karakterize analjezi yapar. Fakat
    diger reseptörün aktivasyonunda görülen tehlikeli
    yan etkilere neden olmaz.

50
  • Reseptöre tam olarak baglanma için gereken
    özellikler,
  • Reseptör yüzeyindeki anyonik bölge ile uyumlu bir
    merkez,
  • Iyonik bagi saglamak için reseptör yüzeyindeki
    düz yüzeye Van der Waals baglari ile
    baglanabilecek, bazik merkeze koplaner, düz bir
    aromatik yapi,
  • Bazik merkez ve düz aromatik yapiyla üç boyutlu
    geometrik kalip olusturabilecek uygun konumda
    korunmus hidrokarbon zinciridir.

51
  • Narkotik analjezikler, kaynaklari ve reseptör
    düzeyindeki etkilerinin temel niteligi dikkate
    alinarak, asagidaki sekilde siniflandirilabilirler
  • Güçlü agonistler (fenazosin)
  • Agonistler (morfin)
  • Zayif agonistler (meperidin ve metadon)
  • Kismi agonistler (buprenorfin, nalbufin,
    nalorfin, profadol ve propiram)
  • Karisik agonist-antagonistler (butorfanol,
    siklazosin ve pentazosin)
  • Saf antagonistler (nalokson ve naltrekson)

52
  • Kimyasal yapilarina göre ise asagidaki
    sekilde siniflandirilabilirler
  • Morfin ve türevleri
  • Oripavin türevleri
  • Morfinan türevleri
  • Meperidin türevleri (fenilpiperidin ve ilgili
    ilaçlar)
  • Benzomorfan türevleri (2,6-metan-3-benzazosin
    türevleri )
  • Metadon ve türevleri (difenilpropilamin ve
    izosterleri)
  • Endojen opioid peptitler ve sentetik analoglar
  • Degisik yapidaki ilaçlar

53
  • 1. Morfin ve türevleri
  • Opium, hashas (Papaver somniferum? bitkisinin
    olgunlasmamis meyve kapsüllerinin çizilmesi
    sonucu sizan sivinin katilasmasi ile olusan dogal
    bir maddedir. Opium içinde
  • Fenantren türevi alkaloitler (morfin, kodein,
    tebain)
  • Benzilizokinolin türevi alkaloitler (papaverin,
    noskapin)

54
  • Bu alkaloitler, pentasiklik bilesiklerdir. Morfin
    bes asimetrik merkeze (5, 6, 9, 13 ve 14? ve 16
    izomere sahiptir.
  • 10 ve 12 numarali atomlarin cis seklinde olmalari
    piperidin halkasina göre 1,3-diaksiyal
    konumlanmalarini saglamistir.
  • Morfin, Chemical Abstractsda 17-metil-7,8-dehidro
    -4,5?-epoksimorfinan-3,6?-diol olarak
    belirtilmektedir. ? 15, 16 ve 17 köprülerine
    trans konumlanmayi göstermektedir.

Morfin Tam T
sekli Egilmis T sekli
55
Dogal olarak olusan (-?-morfinin analjezik
etkili oldugu ancak bilesigin ayna görüntüsü olan
(?-morfinin ise analjezik etkiye sahip olmadigi
saptanmistir. Kodein morfine göre daha düsük
analjezik etkiye (1/7 oraninda?, daha düsük
bagimlilik yapma özelligine ve iyi bir öksürük
kesici etkiye sahiptir.
56
  • Morfinin diasetil türevi olan eroin bagimlilik
    yapan, kullanimi yasaklanmis bir morfin
    türevidir.
  • Sentetik morfin türevleri, molekül üzerinde
    basit degisimlerle, fenolik hidroksil grubunun
    eterlestirilmesi ve diger küçük degisimler,
    morfinden daha etkili fakat ayni zamanda daha
    toksik ve bagimlilik potansiyeli yüksek
    molekülleri olusturmustur. Ancak bu türevlerin
    hiçbirinde bagimlilik ölçüsünde bir düsüse
    rastlanmamistir.

57

R R1 R2 Kullanimi
Morfin 7,8-Dihidro-4,5?--epoksi-17-metilmorfinan-3,6-diol -H -H Analjezik
Kodein 7,8-Dihidro-4,5?-epoksi-3-metoksi-17-metil-morfinan-6?-ol -CH3 -H Analjezik ve antitüsif
Etilmorfin 7,8-Dihidro-4,5?-epoksi-3-etoksi-17-metil-morfinan-6-ol -C2H5 -H Oftalmolojide
Diasetilmorfin 7,8-Dihidro-4,5?-epoksi-17-metilmorfinan -3,6?-diol diasetat -COCH3 -H Analjezik (yasaklanmis?
Hidromorfon 4,5?-Epoksi-3-hidroksi-17-metilmorfinan-6-on -H -H Analjezik
Hidrokodon 4,5?-Epoksi-3-metoksi-17-metilmorfinan-6-on -CH3 -H Analjezik ve antitüsif
Oksimorfon 4,5?-Epoksi-3,14-dihidroksi-17-metilmorfi-nan-6-on -H -OH Analjezik
Oksikodon 4,5?-Epoksi-14-hidroksi-3-metoksi-17-metil-morfinan-6-on -CH3 -OH Analjezik ve antitüsif
58
Morfin molekülü üzerinde yapilan bazi
degisiklikler ve analjezik etkileri

Morfinin periferik gruplari Yapilan degisiklikler Analjezik etki (morfin100)
Fenolik hidroksil 15
10
1
Alkolik hidroksil 500
240
420
37
600
390
1000
Etilenik yapi 120
115
59
Eter köprüsü 13
Tersiyer azot 5
1400
Antagonist etki Rpropil, izobutil, allil, metallil
1 (güçlü kürarizan etki?
Azotlu halkanin açilmasi Etkide önemli azalma
Ana çekirdege sübstitüsyon -NH2 (2.konumdan? Etkide önemli azalma
-Cl veya Br (1.konumdan? 50
-OH (14.konumda? 250
-OH (14.konumda? 530
-CH3 (6.konumda? 280
-CH3 (6.konumda? 33
CH2 (6.konumda? 490
60
Yari sentetik morfin türevlerinin sentezi
  • Morfinin ilk total sentezi, Gates-Tschudi
    (1952-1956? ve Elad-Ginsburg (1954? tarafindan
    yapilmistir. Bunlar, Robinson-Stark hipotezlerini
    dogrulamislardir. Bunlari diger sentezler takip
    etmis, ancak sentezlerin hiçbiri dogal kaynak ile
    ticari olarak yarisamamistir. Yari sentetik
    morfin türevlerinin sentezi için asagidaki
    semada gösterilen yollar izlenmistir

61
(No Transcript)
62
(No Transcript)
63
  • Morfin, büyük oranda hepatik
    biyotransformasyon ile metabolize olmaktadir.
  • Hayvanlar üzerinde yapilan deneyler,
    absorpsiyondan önce bagirsakdaki
    biyotransformasyon derecesinin yüksek düzeyde
    oldugunu göstermistir.
  • Böbregin morfin glükuroniti olusturma
    kapasitesine sahip oldugu ve dozun sadece küçük
    bir kisminin ( 5-10) idrarla degismeden atildigi
    bildirilmistir.

64
Morfin 3-glükuronit, baslica metabolit iken
(dozun yaklasik 45i) morfin-6-glükuronit,
miktar olarak küçük (dozun 5i) fakat aktif
metabolitidir. Diger az olusan metabolitler,
normorfin ( 1-5), normorfin-3-glükuronit (3),
morfin-3,6-diglükuronit, morfin eter sülfat ve
normorfin glükuronitleridir.
65
  • Morfinin O-metilasyon ile kodeine dönüstügünü
    bildiren çalismalar da vardir. Morfin
    metabolitlerinin safra ile atilimi, morfinin
    enterohepatik dolasimi ve feçesle atilimini
    saglamaktadir. Morfin, kodeinin aktif
    metabolitidir.
  • Klinik olarak morfinin etkin özelligi depresyon
    yapici etkisidir. Morfin agriya toleransi
    arttirir, uykulu bir hal, harici uyari ile
    belirgin dis ve belli bir iyi hissetme (öfori)
    hali yaratir.

66
  • Bagimlilik yaratmasinin yanisira merkezi
    kökenli solunum depresyonu yaratmasi kullanimini
    kisitlar. Morfinin bilinen türevleri, uyarici
    etkileri yanisira, konvülsiyonlar da yaratirlar.

67
2. Oripavin türevleri
Oripavinler, yedi numarali karbona bagli büyük
hacimli gruplardan dolayi, reseptörlerle ilave
bir bag olustururlar ve daha güçlü, uzatilmis
etkiye sahiptirler.
R
R1
R2
R3
Asetorfin 5?,7?(S)4,5-Epoksi-3-O-asetiloksi-6-me
toksi-?,17-dimetil-?-propil-6,14-etenomorfinan-7-m
etanol
-COCH3
-CH3
-CHCH-
Alletorfin 5?,7?(S)4,5-Epoksi-3-hidroksi-6-metok
si-?-metil-17-allil-?-butil-6,14-etanomorfinan-7-m
etanol
-H
-CH2-CHCH2
-CH2-CH2-
Etorfin 5?,7?(R)4,5-Epoksi-3-hidroksi-6-metoksi-
?,17-dimetil-?-propil-6,14-etenomorfinan-7-metanol

-CH3
-H
-CHCH-
Diprenorfin (5?,7?)-17-(Siklopropilmetil)-4,5-epok
si-18,19-dihidro-3-hidroksi-6-metoksi-?,?-dimetil-
6,14-etanomorfinan-7-metanol
-H
-CH3
-CH2-CH2-
Buprenorfin 5?,7?(S)-17-(Siklopropilmetil)-?-(1,
1-dimetiletil)-4,5-epoksi-18,19-dihidro-3-hidroksi
-6-metoksi-?-metil-6,14-etanomorfinan-7-metanol
-CH2-CH2-
-H
68
3. Morfinan türevleri
  • Morfinin E halkasinin çikarilmasiyla olusan
  • N-metilmorfinan, 4. ve 5. karbonlar arasindaki
    eter köprüsünün olmamasiyla morfinden farklilik
    gösterir. Bu bilesigin analjezik etkisinin yüksek
    olmasi nedeniyle, analjezik etki için eter
    köprüsünün gerekli olmadigi fikri ileri
    sürülmüstür.
  • Morfinanlar, morfin türevlerinden daha güçlü ve
    daha uzun etkilidirler. Fakat ayni zamanda daha
    toksik ve bagimlilik yapicidirlar.

69
  • Morfin üzerinde yapilan degisiklikler morfinanda
    da yapildigi zaman ayni biyolojik cevabi verir.
    Bu da molekülün ayni sekilde reseptörle
    etkilestigine isaret eder.
  • Morfinanlar, daha basit moleküler yapida
    olduklari için elde edilisleri daha kolaydir.

70

R R1 R2 R3 R4
Siklorfan 3-Hidroksi-N-siklopropilmetilmorfinan -H -H2 -H -H
Levorfanol 3-Hidroksi-N-metilmorfinan -H -H2 -H -H -CH3
Levofenaçilmorfan 3-Hidroksi-N-benzoilmorfinan -H -H -H -H -CO-C6H5
71
Siklorfan
Levorfanol
72
Levorfanol
Levofenaçilmorfan
73
4. Meperidin türevi bilesikler
  • Morfindeki B,C ve E halkalarinin çikmasi
    4-fenilpiperidinleri verir. Fenil-aksiyal (Fe-a)
    ve fenil-ekvatoryal (Fe-e) konformerleri morfin
    ile üç sekilde üst üste gelebilir.
  • Asagidaki sematik gösterimde, bu iki ilacin
    göreceli konumlanmalarini göstermek için morfin
    çekirdegi noktali gösterilmistir. Dengede
    fenil-aksiyal konformasyonunun miktari
    fenil-ekvatoryal konformasyonunkinden daha
    düsüktür.

74
  • Fenil-aksiyal konformer, morfin üzerine
    fenil-ekvatoryal konformerinden daha iyi
    çakistirilabilmesine ragmen, denge halinde,
    miktarinin daha düsük olmasi nedeniyle, bu
    biyolojik etkide bir faktör olarak düsünülemez.
    Morfin ile ilgili iki fenil ekvatoryal
    yönlenmeden sadece A konformerinin biyolojik
    olarak etkili oldugu düsünülür. Morfin üzerine
    çakistirilabilen ilaçlar, muhtemelen analjezik
    etkiye sahiptir.

75
  • Ayrica yeni bulunan prototiplerin analjezik
    etkisi, yeni çakistirilabilme yolaklarini
    gelistirmek için kullanilabilir.

76
  • Meperidinin analjezik etkisini kuvvetlendirmek,
    aliskanlik yapici ve toksik yan etkilerini
    ortadan kaldirmak için asagidaki degisiklikler
    yapilmistir
  • Tersiyer azot atomundaki metil sübstitüenti
    degistirilmis,
  • Benzen halkasina sübstitüsyon yapilmis,
  • Karboksil fonksiyonu yerine merkez atoma alkol
    fonksiyonu veya karbonil (keton) fonksiyonu
    getirilmis,

77
  • Piperidin halkasi büyütülmüs, küçültülmüs
    veya tersiyer amin serbest birakilarak çesitli
    türevler hazirlanmistir.
  • Ancak hiçbirinde aliskanlik yapici yan
    etkiler giderilememis, fakat meperidine oranla
    analjezik etki kuvvetlendirilmistir.
  • Meperidin

78
R1
R2
-C2H5
-CH3
Meperidin Etil 1-metil-4-fenilpiperidin-4-karboksi
lat
Feneridin Etil 1-(2-feniletil) -4-fenilpiperidin-4
-karboksilat
-CH2CH2-C6H5
-C2H5
Anileridin Etil 1-2-(4-aminofenil)etil- 4-fenilp
iperidin-4-karboksilat
-C2H5
Properidin Isopropil 4-fenil-1-metil-4-piperidin
karboksilat
-CH(CH3?2
-CH3
Difenoksilat Etil 1-(3-siyano-3,3-difenil-propil)
-4-fenil-4-piperidin karboksilat
-C2H5
Hidroksipetidin Etil 4-(3-hidroksifenil)-1-metil-4
-piperidin karboksilat
-C2H5
-CH3
R -OH
79
Meperidin sentezi
Meperidin
Meperidin karacigerde hidroliz ve
N-demetilasyon ile büyük oranda metabolize olur.
Ilaç ve metabolitleri idrarla atilir.
80
  • Baslica konjügatlari, 4-fenil-1-metilpiperidin-4-k
    arboksilik asit (petidinik asit) ile
    4-fenilpiperidin-4-karboksilik asit (norpetidinik
    asit) konjügatlaridir.
  • Izole edilen diger metabolitler meperidin
    N-oksit, 4-hidroksimeperidin ve
    N-hidroksinormeperidindir.
  • Normeperidin analjezik güç bakimindan meperidinin
    yari etkisine sahipken konvülsan olarak iki kati
    güçtedir. Diger metabolitlerinin etkili olmadigi
    bulunmustur.

81
(No Transcript)
82
N-Sübstitüe meperidin türevlerinin genel sentezi
fenil asetonitril
di(?-kloroetil)benzilamin
83
dibromoetan
difenilasetonitril
normeperidin
Difenoksilat
84
R1
R2
R
Ketobemidon 1-4-(3-Hidroksifenil)-1-metil-4-piper
idinil-1-propanon
-C2H5
-CH3
-OH
di(?-kloroetil)metilamin
85
R1
R2
R
R3
R4
Alfaprodin 1,3-Dimetil-4-fenil-4-piperidinol
propanoat
-COC2H5
-CH3
-H
-H
-CH3
Loperamit 4-(4-Klorofenil)-4-hidroksi-N,N-dimetil-
2,2-difenilpiperidinobutanamit
-Cl
-OH
-H
-H
86
Alfaprodin
87
etilen oksit
metil difenilasetat
butirolakton
siklik imino eter
4-(4-klorofenil)-4-hidroksipiperidin
Loperamit
88

Etoheptazin Etil hekzahidro-1-metil-4-fenilazepin-
4-karboksilat
Prodilidin 1,2-Dimetil-3-fenil-3-piropiyoniloksi
pirolidin
Tilidin trans Etil 2-(dimetilamino)-1-fenil-3-sik
lohekzen-1-karboksilat
89
Fentanil N-Fenil-N-1-(2-feniletil)-4-piperidinil
propiyonamit
red
N-fenetil-4-piperidon
Schiff bazi
Propiyonik anhidrit
Fentanil
90
  • Fentanil, esas olarak karacigerde hizla
    metabolize olur. Baslica atilim yolu idrarladir
    (72 saat içinde dozun 60indan fazlasi
    metabolitleri halinde atilir). Yaklasik 7i ise
    degismemis ilaç olarak atilir.
  • Fentanil, esas olarak oksidatif N-dealkilasyonu
    içeren Faz-I biyotransformasyonuna ugrar.
    Metabolitleri aktif degildir.

91
  • Meperidin türevlerinin yapi-aktivite
    çalismalarinda
  • Morfinin yapisindan çikarilmis olan B, C ve E
    halkalari analjezik etki için gerekli degildir.
  • Bagimlilik ve solunum depresyonu gibi yan etkiler
    meperidin serisinde de mevcuttur.
  • Piperidin türevi analjeziklerin etkileri daha
    hizli ve kisa sürelidir.
  • Aromatik halka ve bazik hidrojen aktivite için
    gerekli, fenolik grup ise degildir.
  • Piperidin türevi analjezikler reseptörle diger
    gruplardan farkli sekilde etkilesir.

92
5. Benzomorfan türevleri (2,6-Metano-3-benzazosin)

Morfin
  • Benzomorfan türevleri morfindeki C ve E
    halkalarinin çikarilmasiyla olusturulmus
    bilesiklerdir.
  • Benzomorfanlarda trimetil grubu içeren türevler,
    (metazosin R-CH3), dimetil grubu içeren
    bilesiklerden (R-H) yaklasik üç kat daha
    güçlüdür.
  • N-Fenetil türevinin (fenazosin) analjezik etkisi
    uygun N-metil bilesiginden yirmi kat daha
    fazladir.

93
R
Siklazosin 2-Hidroksi-2-siklopropilmetil-5,9-dim
etil-6,7-benzomorfan
Metazosin 2-Hidroksi-2,5,9-trimetil-6,7-benzomorf
an
-CH3
Pentazosin 2-Hidroksi-2--2-(3-metil-2-butenil)-5,
9-dimetil-6,7-benzomorfan
-CH2-CHC(CH3?2
-CH2-CH2-C6H5
Fenazosin 2-Hidroksi-2-(2-feniletil)-5,9-dimetil-
6,7-benzomorfan
94
5,9-dimetil-2-hidroksibenzo-6-morfan sentezi
4-metoksibenzil magnezyum klorür
3,4-dimetilpiridin
1,3,4-trimetilpiridinyum iyodür
2-(4-metoksibenzil)-1,3,4-trimetil- 1,2,5,6-tetrah
idropiridin
2-hidroksi-2,5,9-trimetilbenzo -6-morfan
5,9-dimetil-2-hidroksibenzo -6-morfan
95
metil iyodür
siklopropilmetil bromür
1-bromo-3-metil-2-buten
fenetilbromür
96
6. Metadon ve türevleri (Difenilpropilamin ve
izosterleri)
  • Fenilpropilaminler, analjezik prototiplerinin
    konformasyonel olarak en esnek olanidir. Bu
    seride antagonist etkili bilesik bulunmaz.

97
  • Morfinin azot atomunu tasiyan halkasinin
    açilmasiyla analjezik etkide önemli oranda azalma
    oldugu ve halkada azot atomu tasimayan bir
    bilesigin etkisinin, düsük olacagi
    düsünülmekteydi.
  • Ancak metadon türevi bu tip bilesiklerin
    analjezik özellik gösterdigi bulunmustur.

98
  • Metadonun, morfinden daha kuvvetli analjezik
    etkisi vardir.
  • Metadon, agiz yoluyla alinan etkili bir
    analjeziktir ve morfinden daha uzun süreli etkiye
    sahiptir.
  • Solunum depresyonu yapar.
  • Öksürügü baskilayici etkiye sahiptir.
  • Yoksunluk sendromu, hastaligin baslangicinda daha
    yavas ve eroin ile görülenden daha az ciddidir.
    Bu nedenle bagimlilarin detoksifikasyonunda
    kullanilir.

99
  • Metadonun (-?-izomeri morfinin iki kati,
  • (?-izomeri ise 1/15i kadar etkilidir.
  • Izomerlerin aktivite farkliliklarinin
    reseptörle etkilesmeleriyle ilgilidir.
  • Metadondaki propiyonil grubunun hidrojen,
    hidroksil veya asetiloksi grubu ile yer
    degistirmesi etkide azalmaya yol açarken amit
    türevlerinin (örnegin, rasemoramit) daha etkili
    oldugu görülmüstür.

100
  • Rasemoramitin (?-izomeri olan dekstromoramit,
    aktif izomerdir ve piyasaya sunulmustur.
  • Meperidin türevlerinde fenil halkasina meta
    konumunda bir hidroksil grubunun girmesi etkide
    hafif bir artis yaparken, metadon benzeri
    bilesiklerde bu tür bir degisiklik etkide
    azalmaya neden olur. Azot atomunun halka içine
    alinmasi, karbonil grubunun sülfonil grubu ile
    yer degistirmesi ve fenil halkasinin tiyofen
    halkasina degisimi daha etkili analjeziklerin
    elde edilmesine neden olmustur.

101
  • Metadon (6R), fenadokson (6R) ve benzeri
    türevlerin daha güçlü enantiyomerleri 6 numarali
    karbon ile üst üste çakistirilabilir. Fakat 4
    numarali karbonun azota izosterik sübstitüsyonu
    ile elde edilen diampromidin daha etkili S
    enantiyomerinin absolü konfigürasyonu önceki
    ilaçlarin absolü konfigürasyonu ile üst üste
    çakistirilamaz.

102
Metadon 6-Dimetilamino-4,4-difenil-3-heptanon
Levanon (-) 6-Dimetilamino-4,4-difenil-3-heptanon
Izometadon 6-(Dimetilamino)-5-metil-4,4-difenil-3-
hekzanon
Dipipanon 6-(1-Piperidinil)-4,4-difenil-3-heptanon
Fenadokson 6-(4-Morfolinil)-4,4-difenil-3-heptanon
103
Alfaasetilmetadol (? (?) HCl) 6-Dimetilamino-4,4-
difenil-3-asetiloksi-heptan
Rasemoramid 1-(3-Metil-4-morfolino-2,2-difenilbut
anoil)pirolidin
Dekstromoramit ()-1-(3-Metil-4-morfolino-2,2-dife
nilbutanoil)pirolidin
D-Propoksifen () 1-Fenil-1-benzil-2-metil- 3-dime
tilamino propanol propiyonat
104
Difenilasetonitril
1-kloro-2-dimetilaminopropan
2-kloro-1-dimetilaminopropan
Izometadon
Metadon
Dipipanon
Fenadokson
105
  • Metadon, meperidinin aksine oral olarak
    kullanilabilir ve etkisi oldukça yüksektir. Tek
    bir doz uygulanmasindan sonra ilacin ortalama
    20sinin degismeden, 13nün ise demetil ürünü
    olarak atildigi saptanmistir. Muhtemelen
    karacigerde olusan mono ve di-N-demetilasyon
    baslica metabolik yolaklaridir.
  • N-Demetilmetadon metaboliti, hizla siklize ve
    dehidrate olarak etkili olmayan pirolidine
    dönüsür. Bu iki ürün, dozun 1/3üne karsilik
    gelen kismidir.

106
  • Bilesigin bir kismi, fenil gruplarinin para
    konumundan hidroksilenir ve glükuronat
    konjügatini vererek atilir.
  • Keton grubu okside olarak karboksil grubuna
    dönüsür. N-Oksidasyondan sonra demetilasyonla
    etilpirolidinyuma dönüsür. Demetilasyon uzun
    dönem tedavilerde daha çok olusur.

107
  • Siçanlarda N-demetilasyon, aktif (-)-izomerinde
    daha hizli olusur. Metabolitlerin farmakolojik
    etkileri yoktur.

108
Metadon
Alfaasetilmetadol
109
difenilasetonitril
N-formilmorfolin
Dekstromoramit, (-?-izomerinden ikiyüz, morfinden
iki kat daha etkilidir. Fakat yüksek bagimlilik
riski vardir ve yüksek oranda solunum
yavaslaticisidir.
110
benzil magnezyum halojenür
propiyofenon
propiyonikasit anhidriti
D-Propoksifen
111
8. Degisik yapidaki ilaçlar
  • Etonitazen 1-(2-Dietilamino)etil-2-(4-etoks
    ibenzil)-5-nitrobenzimidazol

Doksipikomin 3-1-(Dimetilamino)-1-(2,2-dimetil-1,
3-dioksan-5-il)metilpiridin
Siramadol 3-1-Dimetilamino-1-(2-hidroksisiklohekz
il) metilfenol
Tramadol trans-(?)-2-(Dimetilamino)metil-1-(3-me
toksi-fenil)siklohekzanol
Metotrimeprazin 10-(3-Dimetilamino-2-metilpropil)-
2-metoksife-notiyazin
112
2-dimetilaminometilsikloheksanon
3-metoksifenil magnezyum bromür
Tramadol
113
Narkotik analjezik ilaçlarda yapi-aktivite
iliskileri
  • Molekül üzerinde tersiyer bir azot atomu ve
    azota bagli küçük bir grup
  • Hiçbir valansi hidrojen atomu ile bagli olmayan
    merkezi bir karbon atomu
  • Merkezi karbon atomuna bagli bir fenil veya bu
    gruba izosterik bir baska grup
  • Merkezi karbon atomu ile azot atomunu ayiran iki
    karbon uzunlugunda bir ara zincir
  • Son yillarda bu genellemeye aykiri yapida bazi
    bilesiklerin sentezi yapilmistir.

114
  • Yukarida belirtilen birinci özellikle ilgili
    olarak normorfinin insanlarda intramusküler
    uygulandigi zaman morfinin dörtte biri etkiye
    sahip oldugu, intrasisternal uygulandigi zaman
    ise morfinden biraz daha iyi oldugu saptanmistir.

115
  • Bu bahsedilen etkiyle ilgili olarak morfin
    üzerinde yapilan bazi çalismalar sonucu
    moleküldeki N-dealkilasyonun analjezik etki
    mekanizmasinda bir basamak oldugu, dealkilasyonun
    beyinde gerçeklestigi saptanmis, fakat bunun
    gerçek rolü ve önemi açiklanamamistir. Burada
    kesin ve açik olan husus, N-aralkil türevlerinde,
    aktivite görülmesinde, küçük bir grubun gerekli
    olmadigini göstermektedir.

116
  • Yukarida belirtilen ikinci özellige uygun olmayan
    bazi bilesiklerin de sentezi yapilmistir.
    Diampromit, merkezi karbon atomunun tersiyer azot
    ile yer degistirdigi bir bilesik olup metadona
    benzerdir.

Diampromit
Etonitazen
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com