Merkezi Sinir Sistemi

About This Presentation
Title:

Merkezi Sinir Sistemi

Description:

Merkezi Sinir Sistemi Dr. Alpaslan G K MEN Adnan Menderes niversitesi T p Fak ltesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dal MSS Yap s nda, iki farkl ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:16
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 60
Provided by: User2167

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: Merkezi Sinir Sistemi


1
Merkezi Sinir Sistemi
  • Dr. Alpaslan GÖKÇIMEN
  • Adnan Menderes Üniversitesi Tip Fakültesi
    Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dali

2
MSS
  • Yapisinda, iki farkli kisim bulunur. Bunlar,
    substantia (cevher) grisea (gri) ve substantia
    alba (beyaz) dir. Boyanmamis beyin, beyincik ve
    omurilik kesitlerindeki renk farkindan dolayi, bu
    sekilde isimlendirilmislerdir. Gri ve beyaz
    cevher arasindaki bazi farklar

3
MSS
  • Sinir dokusu elemanlari olan nöronlar, gliya
    hücreleri ve lifler, sinir sisteminin degisik
    kisimlarinda birbirlerinden farkli düzenlenmelere
    sahiptir. Dolayisiyla, MSS organlarinin yapisi
    ayri ayri ele alinacaktir.

4
Gri Cevher Beyaz Cevher
Beyinde ve beyincikte dista, omurilikte ise içtedir (korteks) Beyinde ve beyincikte içte, omurilikte ise distadir (medulla)
Gri renktedir Beyaz renktedir
Parankim yapisindadir Lifsi yapidadir
Miyelinsiz lifler çoktur Miyelinli lifler çoktur
Nöron () Nöron (-)
Nörogliya () Nörogliya ()
Kapiller () Kapiller ()
Lenfatik kapiller (-) Lenfatik kapiller (-)
5
MSS
  • Gri cevher, beyin ve beyincikte dis kisimda yer
    alir. Dolayisiyla, korteks (kabuk) diye de
    adlandirilir. Beyin ve beyincikte iç kisimda yer
    alan beyaz cevhere ise, medulla (öz) adi verilir.
    Omurilikte, gri cevher beyin ve beyincigin tam
    aksine organin iç kisminda, beyaz cevher ise dis
    kisminda bulunmaktadir. Bunun için, omurilikteki
    gri cevhere korteks, beyaz cevhere ise medulla
    diyemeyiz. Gri cevher, parankimli bir yapiya
    sahiptir. Beyaz cevherin yapisi ise fibrözdür.
    Gri cevherde, miyelinsiz lifler çogunluktadir ve
    az da olsa miyelinli lifler vardir. Beyaz
    cevherde ise, bunun tam tersi söz konusudur ve
    miyelinli lifler çogunluktadir. Bu farktan
    dolayi, MSSdeki miyelinli lifler luxol fast
    blue veya Weigert ile boyandiklari zaman, beyaz
    cevher makroskopik olarak dahi iyi ayirt edilir.
    Beyaz cevherdeki miyelinli lifler luxol fast
    mavisi ile mavi yesil, Weigert boyasiyla da
    siyah renkte boyanir.

6
MSS
  • Sinir hücrelerinin gövdesi, yalnizca gri cevherde
    bulunur. Beyindeki ve beyincikteki beyaz
    cevherde, adacik seklinde olan ve çekirdek denen
    nöron topluluklari vardir. Nörogliyalar farkli
    çesitte olsalar bile, her iki cevherde de
    bulunurlar. Özellikle gri cevher, kapiller
    yönünden daha zengindir. MSSdeki gri ve beyaz
    cevherde, lenf damarlari ve lenfatik kapiller
    bulunmaz.

7
Merkezi Sinir Sisteminin Zarlari
  • Bu sistemde yer alan organlar, zar, kemik ve BOS
    tarafindan korunur. Zarlar, temelde
    fibroblastlardan ve kollajen lif demetlerinden
    olusur. Distan içe dogru, üç adet zar bulunur

8
Dura mater (saglam anne)
9
Zarlar
  • Dista yer alan dura mater, bu zarlarin en
    saglamidir. Ayni zamanda, paki meninks (kalin
    zar) olarak da adlandirilir. Beynin disinda,
    kafatasinin periosteumu ile devam eder ve
    epidural bir araliga sahip degildir. Omirilikte
    ise, omurganin periosteumundan epidural boslukla
    ayrilir. Bu aralikta gevsek bag dokusu, yag
    dokusu ve ven pleksuslari vardir. Araknoid ve pia
    mater birbirine bitisiktir ve buna, leptomeninks
    (ince zar) adi verilir (Resim 9.12). Dura
    materde, kan damarlari ve sinüsler bulunur. Bu
    sinüslerden en iyi bilineni, süperiyor sagittal
    sinüstür. Sinüslerin iç yüzleri, endotelle
    döselidir. Ancak, bunlarin çevresinde venlerde
    oldugu gibi bir kas tabakasi yoktur ve sanki,
    dura mater dokusunun içerisinde oyulmus gibi
    görülürler. Üst sagittal sinüs, diger sinüslerle
    birlesir ve internal juguler vene açilir. Dura
    mater, içte araknoid ile devam etmez. Duranin
    altinda, çok dar bir aralik tarif edilmistir.
    Burada interstisyel sivi bulunmasina ragmen, BOS
    bulunmaz. Dura materin bosluga bakan yüzü,
    fibroblastlarca aralikli olarak dösenmistir.

10
Araknoid (örümcek agi)
  • Araknoid üst tarafta dura materle, alt taraftaysa
    pia materle temastadir. Aradaki mesafe,
    trabeküllerle doludur (Resim 9.13). Disa bakan
    hücre zari, duranin altindaki araligi çevirir.
    Bu tabakada, çok sayida fibroblast vardir. Bu
    hücreler, oluklu baglantilarla birbirlerine
    baglanmistir. Hücre zarinin hemen altinda yer
    alan trabeküller, üst kisimla pia materin
    arasinda örümcek agina benzer bir görünüme
    (araknoides) yol açar. Trabeküller,
    fibroblastlarin ince sitoplazmik uzantilarindan
    ve bunlara destek olan kollajen lif demetlerinden
    meydana gelir.
  • Fibroblastlar, desmozomlarla birbirlerine
    baglanmistir. Fibroblast uzantilari nin arasi,
    BOS sivisiyla doludur. Bu sivi, merkezi sinir
    sistemi organlarini fiziki darbelere karsi korur.

11
Pia mater (zayif anne)
  • En içte yer alan pia mater, MSSnin bütün girinti
    ve çikintilarini çevirir. Yapisinda tek veya
    birkaç sirali fibroblast bulunur. Fibroblastlarin
    arasinda, kollajen lifler vardir. Fibroblastlarin
    beyin dokusuna bakan yüzünde, ince bir bazal
    lamina uzanir. Bunun da iç kisminda, protoplazmik
    astrositlerin fil ayaklarini andiran
    uzantilarinin sonlandigi subpiyal ayaklar
    bulunur. Pia mater, isik mikroskobunda beyin
    dokusunun en disinda yer alan ve sanki tek katli
    yassi epitel gibi görünen koyu bir tabaka olarak
    farkedilir. Pia mater, beyin dokusuna giren
    damarlarin etrafini da kismen çevirir. Ayrica, bu
    zarda bol miktarda sinir lifleri de bulunur. Ince
    yapidaki sinir demetleri, kismen kan damarlariyla
    birlikte seyreder.

12
(No Transcript)
13
Beyin Omurilik Sivisi (BOS)
  • Beyin ventrikülleri ve omurilik sentral (merkezi)
    kanali, beyin omurilik sivisiyla doludur. BOS
    ile dolu bosluklarin bazi yerleri, genisleyerek
    ventrikül adini almistir. Ventrikül duvarinda yer
    alan koroid pleksus, BOS sentezler.

14
Koroid Pleksus
  • Lateral (yan) ventriküllerin içi ile üçüncü ve
    dördüncü ventriküllerin tavanindan bosluga dogru
    uzanir (Resim 9.14). Bu yapi, üçüncü ve
    dördüncü ventriküllerin tavanindan, araknoidin
    bag dokusu elemanlarindan, pia mater tabakasindan
    ve en içte yer alan ependim hücrelerinden meydana
    gelir. Ependim hücreleri bol damarlidir,
    kapiller yönünden zengindir ve bag dokusunu
    çeviren tek katli kübik epitel seklinde tavandan
    ventrikül bosluguna dogru ve BOS içine uzanir.
    Ventrikül duvarini çeviren ependim hücreleri,
    apikalde silyalari bulunan ve daha çok koruma
    epiteli özelliginde olan koroid pleksustaki salgi
    hücrelerine dönüsür. Bol damarli bag dokusu ile
    bunun yüzeyini döseyen epitel dokusunun hepsine
    birden, koroid pleksus adi verilir. Koroid
    pleksusu döseyen hücreler, hacim olarak büyük ve
    yuvarlak çekirdeklidir ve kübiktir.

15
BOS
  • BOS salgisi yapan ependim hücrelerinin bosluga
    bakan yüzlerinde, bol miktarda bülböz (bas
    kisimlari toplu igne gibi olan) mikrovilluslar
    vardir. Ayrica, bu hücrelerin yan yüzlerinde
    apikal baglanti birimlerinin yani sira, yan ve
    bazal yüzlerinde de katlantilar bulunur.

16
(No Transcript)
17
Beyin-Omirilik Sivisinin Dolasimi
  • Lateral ventriküllerden baslayan dolasim, üçüncü
    ve dördüncü ventriküllerle devam eder. Ortada
    Magendie ve iki yanda da Luschka delikleri ile
    ayrilip, subaraknoid bosluga ve subaraknoid
    bölgeden de araknoid villuslari ile üst sagittal
    sinüse geçer. Üst sagittal sinüs ise, diger
    sinüslerle birlesir ve internal juguler ven
    olarak devam eder. Böylece, BOS venöz sisteme
    geçmis olur. Belirtilen yollarda meydana
    gelebilecek herhangi bir tikaniklik, lateral
    ventriküllerin genislemesine yol açar. Bu duruma,
    hidrosefali denir.

18
BOS
  • BOS subaraknoidal boslugu doldurdugu için, bütün
    merkezi sinir sistemi organlari adeta bir sivi
    yastigi içinde yüzmekte ve böylece, hem disaridan
    gelecek mekanik etkilere ve hem de yer çekimi
    etkisine karsi korunmaktadir. Disaridaki agirligi
    yaklasik 1500 gr olan beyin, BOSun içinde sadece
    50 gr kadar gelmektedir. Bu durum, beynin
    korunmasi için çok önemlidir. Diger bir özellik,
    sivilarin mevcut basinci katilarin aksine bir
    noktaya degil de, her tarafa esit olarak
    dagitmasidir. Örnegin, beyin dokusuna gelen 100
    kglik bir darbe, BOS araciligiyla beynin her
    tarafina esit olarak dagitilmaktadir. Ayni darbe
    genis bir yüzeye dagildigi için, buradaki zarar
    en aza indirgenmis olur.

19
MSS Damarlari
  • MSSye gelen arterlerin dallari, pia araknoid
    zar içerisinde serbestçe anastomoz yapar.
    Buralardan ayrilan dallar, beyin ve omurilige dik
    açilar yaparak dahil olur ve sinir dokusunun daha
    derin kisimlarina giderek, burada kapillerlere
    ayrilir. Kapiller agi, gri cevherde ve özellikle
    de beyin korteksinde daha fazladir. Beyindeki ve
    omurilikteki arterler arasinda anastomoz
    bulunmadigi için, bu damarlarda meydana gelen
    tikanmalar, damarin besledigi bölgede büyük
    hasarlanmalara (iskemiye ve enfarkta) yol açar.

20
MSS Damarlari
  • Beyindeki ve omurilikteki sinir dokusunun venöz
    kan damarlari, diger organlarin aksine arterlere
    eslik etmez. MSSde, lenfatik damar ve kilcal
    bulunmaz. MSSye gelen ve giden damarlar,
    subaraknoid bosluktan geçerken pia mater
    tarafindan gevsek bir sekilde çevrilir. Biraz
    daha büyük olan damarlar, sinir dokusuna girerken
    pia materin ince tabakasiyla sarilir. Beyin
    dokusuna giren damarlarla pia mater arasinda
    kalan perivasküler bölge, subaraknoid saha ile
    devam eder.

21
Kan Beyin Bariyeri (Engeli)
  • MSSdeki kapillerler (kilcal damarlar), bir
    bazal membranla çevrili yassi endotel
    hücrelerinden meydana gelir. Endotel ince,
    devamli ve penceresiz (non fenestereli) dir.
    Endotel hücrelerinin arasinda siki baglanti
    vardir ve en dista yer alan ince bir bazal
    membran, endoteli kusatir. Nadiren, kapillerin
    dis kisminda perisit adi verilen hücreler
    görülür. Astrositlerin bu bölgeye uzanan
    perivasküler ayaklari, devamli bir tabaka halinde
    görülür. MSSnin pencereli olmayan kapilleri,
    vücudun diger bölgelerinde yer alan
    benzerlerinden daha az geçirgendir. Beyne kanla
    tasinan herhangi bir madde, beyin dokusuna
    dogrudan geçemez. Bu seçici fizyolojik engel, kan
    beyin engeli olarak adlandirilir

22
BOS Engelinin Bulunmadigi Yerler
  • Bu engelde, endotel hücrelerinin penceresiz tipte
    olmalarinin ve siki baglantilarla birbirlerine
    baglanmalarinin önemli rolü vardir. Koroid
    pleksusta, area postremada ve hipofizdeki mediyan
    kabartida, pencereli tipte kapiller bulunur.

23
(No Transcript)
24
Klinik Kan Beyin Bariyerinin Tedavi
Yaklasimindaki Önemi
  • Kan beyin bariyerinin seçici yapisi, bazi
    ilaçlarin ve nörotransmiter maddelerin kandan
    MSSye geçmesini engeller. Mesela, vücuda
    mannitol verilmesi siki baglantilari etkileme
    yoluyla kilcal geçirgenligi artirir ve böylece,
    bazi ilaçlarin beyin dokusuna geçmesine imkan
    saglar. Diger bazi ilaçlar ise, MSSdeki endotel
    hücre yüzeyinde yer alan transferrin
    reseptörlerine tutunan antikorlar vasitasiyla
    verilebilir.

25
Kan Beyin Omurilik Sivisi (BOS) Bariyeri
(Engeli)
  • Merkezi sinir sisteminde, kan-beyin engelinin
    yani sira baska bir kan BOS engeli daha tarif
    edilmistir. Kan BOS engelinde bulunan yapilar,
    su sekilde siralanabilir
  • Koroid pleksusun kapiller endoteli
  • Kapillerin bazal membrani
  • BOS salgilayan epitelin bazal laminasi
  • Epitel hücreleri
  • Bu engelin meydana gelmesinde,
    özellikle epitel hücrelerinin yan yüzlerinde
    bulunan siki baglantilarin önemli bir rolü oldugu
    kabul edilmektedir.

26
Merkezi Sinir Sisteminin Histolojisi
  • Sinir dokusu elemanlari olan nöronlar, gliya
    hücreleri ve lifler, sinir sisteminin degisik
    kisimlarinda birbirlerinden farkli düzenlenmelere
    sahiptir. Dolayisiyla, MSS organlarinin yapisi
    ayri ayri ele alinacaktir.

27
Beyin (Serebrum)
  • Beyin hemisferler (yarim küreler), beyin sapi ve
    beyincik olmak üzere üç kisimdan olusur. Korteks,
    telensefalonun ve beyincigin en yüzeyel
    parçasidir ve gri cevher olarak tanimlanir.
    Korteksin altinda, medulla olarak adlandirilan ve
    çok miktarda sinir lifi içeren bölüm yer alir.
    Medullaya, beyaz cevher adi da verilir. Beyaz
    cevherin telensefalondaki kisminda bazal
    gangliyonlar, beyincikteki kismindaysa iç
    çekirdekler diye bilinen nöron topluluklari
    mevcuttur. Diensefalon da, mezensefalonda, ponsta
    ve medulla oblangatada ise, korteks bulunmaz.
    Fakat, buralarda yogun lif demetleri, talamustaki
    gibi (diensefalonun bir kismi) çekirdekler ve
    ayrica kraniyal sinirlerin çekirdekleri vardir.
    Beyne çiplak gözle bakildiginda, yüzeyin son
    derece girintili ve çikintili oldugu görülür.
    Çikintili yerlere girus, girintili yerlere ise
    sulkus adi verilir. Girinti ve çikintilari
    kaplayan gri cevher, çikintilarin tepesinde en
    kalin, girintilerin dibinde ise en incedir ve bol
    miktarda nörona sahiptir.

28
(No Transcript)
29
Sito Miyeloarkitektür (Hücre Mimarisi ve Düzeni)
  • Beyin kabugu özel boyalarla incelendigi zaman,
    hücrelerin tabakalara göre dizildigi dikkat
    çeker. Hücrelerin beyin korteksindeki bu
    düzenine, hücre mimarisi anlamina gelen
    sitoarkitektür adi verilir. Sitoarkitektür, daha
    çok nöronlarin hücre gövdelerinin sayi, tertip ve
    sekilleriyle ilgilidir. Sinir liflerinin yapi
    düzenine ise, miyeloarkitektür denir.
    Miyekoarkitektür, daha çok miyelinli sinir
    uzantilarinin farkli korteks tabakalarindaki
    düzenlenisini ifade eder.

30
Beynin Tabakalari
  • Beynin alti tabakali yapisi, korteksin hemen her
    yerinde aynidir. Bu yapiyi gösteren bölümlere,
    izokorteks (ayni, esit kabuk) adi verilir.
    Izokorteks, beyin kabugunun 90ini olusturur.
    Beyin korteksinin geri kalan kismindaysa, hücre
    düzeni daha farklidir. Bu farkli bölümlere de,
    allokorteks (farkli kabuk) adi verilir.
    Allokortekse örnek olarak hipotalamusun bazi
    bölgeleri, hippokampus ve rhinensefalon
    gösterilebilir. Bu bölgelerde, izokorteksten daha
    farkli bir dizilim mevcuttur.

31
Sitoarkitektür Miyeloarkitektür
I - Moleküler tabaka (Lamina zonalis) I - Lamina tanjensiyalis
II - Dis granüler tabaka II - Lamina disfibroza
III - Dis piramidal tabaka III - Lamina süperradiyata
IV - Iç granüler tabaka IV - Dis Baillarger seridi
V - Iç pramidal tabaka (Gangliyoner tabaka) V - Lamina interadiyata
VI - Çok sekilli hücre tabakasi VI - Lamina infrastriata

32
Beyin korteksindeki sinir lifleri
  • Asosiasyon Lifleri Ayni beyin yarimküresi
    içerisinde farkli bölgeler arasindaki
    baglantilari saglayan liflerdir.
  • Komissural Lifler Iki beyin yarimküresini
    birbirine baglayan sinir lifleridir.
  • Projeksiyon Lifleri Yapisinda, afferent ve
    efferent lifler bulunur. Bunlar, telensefalonun
    gri cevherindeki nöronlari beynin daha kaudal
    kisimlariyla ve omurilikle baglar.

33
Sitoarkitektür Tabakalari
  • I Moleküler Tabaka Bu tabaka, pia materin
    hemen altinda yer alir. Burada ig seklinde,
    yüzeye paralel olarak yerlesmis olan ve Kajalin
    horizontal hücreleri diye adlandirilan nöronlar
    bulunur.
  • Bu hücrelerin akson ve dendritleri, ayni tabakada
    yüzeye paralel yayilir ve buranin
    miyeloarkitektürüne (lamina tanjensiyalise) dahil
    olur. Ayrica, III. ve V. tabakalardaki piramidal
    nöronlarin dendritleri ve VI. tabakadaki
    Martinotti hücrelerinin aksonlari da buna
    dahildir. Belirtilen tabakalardaki nöronlarin
    aksonlari moleküler tabakaya gelince, (T) harfi
    veya telgraf hatlari seklinde dallanir ve yüzeye
    paralel sekilde yayilir. Yayilim sonrasinda,
    diger nöronlarin dendritleri ve aksonlariyla veya
    kendi aralarinda sinaps yaparlar. Moleküler
    tabaka degisik kalinlikta olsa da, her zaman
    mevcuttur.

34
Beynin Tabakalari
  • II Dis Granüler Tabaka Insanda en fazla
    gelisim degisikligi gösteren tabaka olup,
    yildizsi sekilli ve çok kutuplu küçük nöronlara
    sahiptir. Granüllü görünüme yol açan bu
    hücrelerin aksonlari son derece kisadir.
    Uzantilari, ancak bulunduklari tabakada kalir ve
    bir alt veya üst tabakaya geçemez. Öte yandan, bu
    tabaka miyeloarkitektür yönünden neredeyse lifsiz
    bir yapiya sahiptir ki, buraya lamina disfibroza
    adi verilmistir. Sadece III. ve V. katin
    piramidal nöronlarinin dendritleri ve VI. katin
    Martinotti hücrelerinin aksonlari bu tabakadan
    geçip moleküler tabakaya gittiklerinden,
    belirtilen hücre uzantilari, dis granüler
    tabakanin miyeloarkitektürüne katilmis olur.

35
Beynin Tabakalari
  • III Dis Piramidal Tabaka Bu tabakadaki
    piramidal nöronlar, ayni tabakanin yüzeyel
    bölgelerindeki nöronlara nisbeten küçüktür.
    Derine inildikçe, büyüklükleri artar. Bu
    nöronlarin apikal dendritleri, moleküler tabakaya
    geçer ve dallanir. Küçük piramidal nöronlarin
    aksonlari, genellikle ayni korteks bölgesinin
    derin kisimlarinda sonlanir. Büyük piramidal
    nöronlarin aksonlariysa, korteksin diger
    katlarini geçip beyaz cevhere dahil olur ve beyaz
    cevherde asosiasyon, projeksiyon (afferent ve
    efferent lifler) ve komissural (beynin iki
    yarimküresini birbirine baglayan lifler) yollar
    olarak uzanir. Bu tabakanin miyeloarkitektüründe,
    çok fazla uzanti bulunmaz.

36
Beynin Tabakalari
  • IV Iç Granüler Tabaka Bu tabakada yildiz
    seklinde, küçük ve çok kutuplu nöronlar vardir.
    Dolayisiyla, bu bölge granüllü görünür. Yildizsi
    nöronlarin akson ve dendritleri, genellikle ayni
    tabakada sonlanir. Aksonlari, bazen bir iç
    tabakada yer alan dev piramidal nöronlarin hücre
    gövdesiyle sinaps yapabilir. Iç granüler
    tabakanin kalinligi, korteksin farkli yerlerine
    göre degisir. Burasi motor korteks bölümlerinde
    ince, duyu korteksinde ise oldukça kalin olarak
    görülür. Miyeloarkitektüründe, büyük kismi
    talamustan gelen ve assosiasyon liflerinden
    olusan dis Baillargeri seridi bulunur. Bu
    seritte, çogu yatay seyirli lifler yer alir.

37
Beynin Tabakalari
  • V Iç Piramidal (Gangliyoner) Tabaka Bu
    tabakada, orta ve büyük boy piramidal nöronlar
    bulunur. Piramidal nöronlarin apikal dendritleri,
    birinci tabakaya kadar çikar ve orada, telgraf
    hatlari gibi yüzeye paralel yayilip sinaps yapar.
    Bu hücrelerin bazal yüzlerinden yayilan
    dendritler, ayni tabakada kalir. Aksonlari ise,
    beyaz cevhere dahil olur ve iç kapsülden geçerek
    kortikospinal (piramidal) yol olarak uzanip,
    omuriligin ön boynuz motor nöronlariyla sinaps
    yapar. Presentral girusun (motor korteks)
    kabugundaki bölgede ve iç piramidal tabakada yer
    alan piramidal hücreler nöronlarin en büyükleri
    olup, 40 60 µm ebadindadir. Bu hücreler,
    Betzin dev piramidal nöronlari olarak
    adlandirilir. Tabakanin miyeloarkitektüründe,
    bilhassa derin bölgelerde asosiasyon liflerinden
    meydana gelen iç Baillargeri seridi göze çarpar.
    Iç Baillargeri seridinde, çok sayida yatay sinir
    lifi vardir. Dis ve iç Baillargeri seritlerinin
    arasinda, lamina interradiyata yer alir. Iç
    piramidal tabaka veya gangliyoner tabaka motor
    korteks bölümlerinde kalin, duyu korteksi
    bölümlerinde ise incedir

38
Beynin Tabakalari
  • VI Çok Sekilli Hücre Tabakasi (Lamina
    Multiforme) Gangliyoner tabakadan ayrimi, keskin
    sinirli degildir. Oldukça farkli morfolojik
    yapida nöronlara sahiptir. Bunlarin arasinda çok
    sayida ufak piramidal nöronlar, Martinotti
    hücreleri, yildiz sekilli nöronlar ve derin
    kisimlarda ig seklinde hücreler vardir. Bu
    nöronlarin aksonlari, genellikle hemen alttaki
    beyaz cevhere dahil olur. Dendritleri ayni
    düzlemde yayilan Martinotti hücreleri, ters
    piramit seklindedir. Bu hücrelerin aksonlariysa,
    bütün korteks tabakalarini geçer ve en distaki
    moleküler tabakada, telgraf hatlari seklinde
    yayilip sinaps yapar. Miyeloarkitektüründe, beyaz
    cevhere gelen ve buradan giden akson gruplari
    ayri ayri yollar (traktuslar) seklinde
    yerlesmistir. Aksonlardan ve kollateral
    uzantilardan meydana gelen ve yüzeye paralel
    sekilde uzanan demetler de, yine bu yapiya
    katilir. Böylece, belli bir çizgilenmeye sahip
    olmayan yogun lifli bir yapi görülür. Buna,
    lamina infrastriyata adi verilir. Bu tabaka,
    beynin her tarafinda bulunmaz. Bazi bölgelerde
    II. ve IV. tabakalar çok, III. ve V. tabakalarsa
    az gelismistir. Yalniz, II. ve IV. tabakalarin
    bulunmadigi ve III. ve V. tabakalarin da ileri
    gelisim sergiledigi yerler de mevcuttur.

39
(No Transcript)
40
Beyin Medullasi (Beyaz Cevher)
  • Miyelinli ve miyelinsiz sinir liflerinden,
    nörogliyalardan ve bol miktarda kapillerden
    meydana gelir. Miyelinli liflerin çok olmasindan
    dolayi beyaz renktedir. Bazi yerlerinde, çekirdek
    adi verilen nöron topluluklari yer alir. Beynin
    beyaz cevheri, merkezi sinir sisteminin diger
    bölgelerindekiyle ayni histolojik özelliklere
    sahiptir.

41
Beyincik (Serebellum)
  • Beyincigin anatomik yapisi beyne benzer fakat,
    buradaki katlantilar daha incedir. Beyincik bir
    kortekse, iç kisimda beyaz cevhere ve bunun da
    altinda emboliformis, fastigii, dentatus ve
    globossus denilen dört adet derin çekirdege
    sahiptir. Beyincikteki katlantilar daha yakindan
    incelenecek olursa, buradaki hücre çesitleri de
    seçilebilir. Korteksin en disinda yer alan
    tabakaya, moleküler tabaka adi verilir. Bu
    tabakada, hücreden ziyade akson ve dendritler
    vardir. Daha alttaki gangliyoner tabakada ise,
    Purkinje hücreleri siralanmistir. Purkinje
    hücrelerinin olusturdugu tabakanin hemen altinda,
    küçük nöronlardan olusan yogun granüler tabaka
    yer alir (Resim 9.17). Burada yer alan sinir
    hücrelerine, granül hücreleri denir. Her bir
    katlantinin en iç kismindaysa, akson gövdelerini
    barindiran beyaz cevher bulunur.

42
(No Transcript)
43
Beyincigin Lifleri
  • Mossy (yosunsu) ve climbing (tirmanan) lifler,
    beyincik korteksine uyari girisini saglar (Resim
    9.18). Yosunsu lifler, genis ve bülböz uçla
    sonlanan akson uçlaridir. Granül hücrelerinin
    bulunduklari tabakalara girip, burada granül
    hücrelerinin dendritleri ile sinaps yaparlar.
    Daha sonra, kendi aksonlarini moleküler tabakaya
    gönderirler. Uzanan aksonlar, T seklinde
    sonlanarak yüzeye paralel seyreder. Dolayisiyla,
    bu liflere paralel lifler denir. Paralel lifler,
    Purkinje hücrelerinin zengin dendritik uçlariyla
    sinaps yapar. Her bir lif bir Purkinje hücresine
    sadece bir defa temas etmesine ragmen, bir arada
    ve es zamanli olarak çalisan binlerce paralel
    lif, çikti mesajlarinin asil sorumlusu olan
    Purkinje hücrelerini bir fisek gibi atesleyebilir

44
Beyincigin Lifleri
  • Tirmanan lifler, dogrudan dogruya Purkinje
    liflerine gider ve dendritleri sanki bir sarmasik
    gibi kusatir. Her hücre basina bir tirmanici lif
    düser. Bu lifler uyarildiklari zaman, Purkinje
    hücrelerinde kollektif (topyekün) bir cevaba yol
    açar. Purkinje hücreleri, kendilerine gelen
    sinyalleri karsilastirir ve düzenler. Beyincikten
    baslayan aksonlar, disariya giden sinyallerin
    çikis noktasi olan derin çekirdeklere uzanir ve
    çikis sinyallerini buraya iletir. Üç derin
    çekirdekten, talamusun yani sira uzay konumsal
    ve vestibüler merkezlere de sinyaller gider.

45
(No Transcript)
46
Hücreler
  • Beyincigin korteksinde, inhibitör (baskilayici)
    ve inter (ara) nöron sinifina dahil edilebilecek
    birkaç hücre çesidi daha vardir. Bunlardan Golgi
    hücresi, granül hücrelerinin arasinda yer alir.
    Moleküler tabakada ise, yildizsi hücreler ve
    sepet hücreleri vardir. Sepet hücreleri, akson
    dallarini Purkinje hücrelerine dogru uzatir.
    Uzanan bu akson dallari, hücre gövdelerinin
    etrafini sanki bir sepet gibi sarar. Beyaz
    cevherin yapisinda, miyelinli ve miyelinsiz sinir
    lifleri ve gliya hücreleri bulunur. Beyincigin
    yarimkürelerinde daha fazla miktarda bulunan
    beyaz cevher, vermis kisminda daha azdir ve
    sagittal (uzunlamasina) kesitte dalli bir agaca
    (hayat agaci arbor vitae) benzer. Beyaz
    cevherde, büyük kismi afferent olmak üzere
    efferent lifler ve ara nöronlara ait iç lifler
    bulunur. Iç lifler, beyincigin farkli kisimlarini
    birbirine baglar. Beyincik, bu lifler vasitasiyla
    vücudun her tarafindan duyusal uyarilar alir.

47
Çekirdekler
  • Daha önce de ifade edildigi gibi, beyincigin
    korteksinde ve beyaz cevherin içine gömülü
    vaziyette özellesmis gri cevher bulunur. Bunlar,
    distan içe dogru dentatus, emboliformis,
    globossus ve fastigii seklinde siralanan dört
    çift çekirdektir. Dentatus çekirdegi, aralarinda
    en büyük çapa sahiptir. Beyincigin
    çekirdeklerinde, çok kutuplu büyük nöronlar
    vardir. Purkinje hücrelerinin efferent
    aksonlarinin büyük bölümü, çekirdekteki
    nöronlarla sinaps yapar ve bu nöronlarin akson
    topluluklaridir. Aksonlarin küçük bir kismi,
    sinaps yapmadan beyincigi terk eder.
    Çekirdeklerin içinden kesilmeden geçen liflerse,
    yan vestibüler çekirdeklerdeki nöronlarla sinaps
    yapar. Purkinje hücrelerinden çikan uyarilar,
    sonlandiklari çekirdekler (beyincik çekirdekleri
    ve yan vestibuler çekirdek) üzerinde engelleyici
    bir etki olusturur. Beyincigin, omurilikle ve
    korteksle dogrudan bir baglantisi yoktur. Buradan
    çikan uyarilar talamus, kirmizi çekirdek,
    vestibuler çekirdekler ve retikuler formasyon
    vasitasiyla beyin korteksine ve omuriligin ön
    boynuz motor nöronlarina aktarilir.

48
Omurilik (Medulla Spinalis)
  • Omurilik, nöral tüpün embriyolojik yönden en az
    degisiklige ugrayan bölümüdür. MSSnin vertebral
    kanali içindeki bölümü olan omurilik, ortalama
    40-45 cm uzunlugunda ve 1 cm çapindadir. Silindir
    seklinde olup, önde ve arkada basiktir ve bas
    kisminda medulla oblangata ile devam eder. Kuyruk
    kisminda ise, ikinci lumbal vertebra hizasinda
    sonlanir. Omurilik, yetiskin insanlardaki
    vertebra kanalinin 23ünü doldurur. Bu yüzden,
    omurilik omurga kanalindaki yerine göre degil de
    spinal sinirlerin çikis yerine göre servikal,
    torakal, lumbal ve sakral bölümlere ayrilir.
    Omurilik, yapisal ve islevsel yönden iki kisma
    ayrilir Içte substantia grisea (gri cevher),
    distaysa substantia alba (beyaz cevher) yer alir.
    Gri maddenin esasini hücre gövdeleri ve
    miyelinsiz sinir lifleri, beyaz cevheri ise
    miyelinli sinir lifleri olusturur. Gri madde,
    hücre kümeleri (nukleus) ve sütunlardan
    (kolumna), beyaz cevher ise yollardan (traktus)
    ve lif demetlerinden (fasikulus) meydana
    gelmistir.

49
Substantia Grisea
  • Ortada yer alir ve omuriligin transvers (enine)
    kesitlerinde, H harfi veya kelebek seklinde
    gözlenir. Yapisinda sinir hücreleri, hücre
    uzantilari ve gliya hücreleri vardir. Enine
    kesitlerde, her iki tarafta bulunan gri madde
    kümeleri kommissura grisealarla birbirlerine
    baglanmistir. Ortasinda, ependim hücreleriyle
    döseli olan sentral (merkezi) kanal bulunur. Içi
    BOSla dolu olan bu kanal, dördüncü ventrikülden
    itibaren devam eder. Kanalin genisleyen son
    kismi, terminal (son) ventrikül adini alir.
    Merkezi kanalin ön tarafinda kalan omurilik
    bölümüne komissura grisea anterior (ön gri
    komissür), arkada kalan bölümüne ise komissura
    grisea posteriyor (arka gri komissür) adi
    verilir. Bu bölümler, sag ve sol yarimlari
    birlestiren liflerin geçis yerlerini olusturur.

50
Kolon
  • Nöron kümelerini içeren sütun seklindeki genis
    parçalara, kolon denir. Bunlardan ön taraftakine
    kolumna anteriyor (ön kolon), arkadakine kolumna
    posteriyor (arka kolon), yandakine ise kolumna
    lateralis (yan kolon) adlari verilir. Bu
    olusumlar, enine kesitlerde bu olusumlar kornu
    anteriyor (ön / ventral boynuz), kornu posteriyor
    (arka / dorsal boynuz) ve kornu laterale (yan
    boynuz) olarak isimlendirilir

51
Hücreler
  • Ön boynuz, motor hücrelerden meydana gelir. Arka
    boynuz ise ince ve uzun olup, çevreden buraya
    duyusal lifler gelir. Yan boynuz, gögüs
    bölgesinde ön ve arka boynuzlar arasinda
    yerlesmistir. Ön ve arka boynuzlari birlestiren
    gri madde tabakasina, intermediyer kisim adi
    verilir. Gri maddenin miktari ve sekli,
    omuriligin degisik bölgelerinde farklilik
    gösterir. Gri maddenin fazla oldugu bölgelerde,
    somatomotor liflerin ve duyusal liflerin sinaps
    yaptiklari hücre gövdeleri yer alir. Gri maddenin
    beyaz maddeye oranla en yogun oldugu yer, konus
    medullaris (medüller koni)dir. Boyun bölgesinde
    arka boynuzlar dar, ön boynuzlar ise genistir.
    Gögüs bölgesinde her iki boynuz bölümü
    incelirken, yan boynuz daha fazla belirginlesir.
    Bel bölgesinde, her iki boynuz bölümü tekrar
    genisler ve sonunda konus medullariste genis bir
    gri komissürle, sinirlari oval sekilli görülen
    boynuzlar olusur. Gri maddede bulunan hücreler
    radiküler, funiküler ve iç hücreler olmak üzere
    üç grupta toplanir.

52
Radiküler Hücreler
  • Bunlar en büyük çok kutuplu hücreler olup, bu
    hücrelerin aksonlari omuriligin gri ve beyaz
    cevher bölümünden geçerek, ön kökler araciligiyla
    omuriligi terkeder. Çesitli sinirleri olusturarak
    çevreye uzanan efferent liflere sahiptirler.. Ön
    ve yan boynuzda yer alirlar. Pars intermedianin
    (ara parçanin) dis kisminda bulunan bu hücreler,
    Th1 L2-3 ve S2-4 omurilik segmentlerinde
    yerlesmistir.
  • Th1 L2-3 segmentlerindeki bu hücre sütununa,
    intermediyolateral kolon adi verilir. Bu sütunda
    yerlesmis hücrelerin uzantilari omuriligi ön
    kökler araciligi ile terk ederek, rami
    kommunikantes albi yoluyla sinaps yapacagi
    sempatik gangliyona veya daha uzaktaki özel
    gangliyona gider. Bu sütun, otonom sistemin
    sempatik liflerinin çikis merkezini olusturur.
  • S2-4 omurilik segmentlerinde bulunan hücre
    grubuna ise, sakral parasempatik çekirdekler
    denir. Ara parçanin iç kisminda, daha küçük çok
    kutuplu hücreler bulunur. Bu kisma da,
    intermediyomediyal kolon veya ikincil visseral
    sütun denir. Bu sütun da, Th1 L2-3 omurilik
    segmentlerine karsilik gelir.

53
Funiküler Hücreler
  • Bunlar büyük hücreler olup, omurilik kesitlerinde
    gri maddenin her segmentinde bulunurlar ve
    aldiklari uyarilari, omuriligin çesitli
    bölgelerine veya beyne iletirler. Aksonlari,
    periferik sinirlere katilmaz.

54
(No Transcript)
55
Omuriligin Gri Cevheri
  • Birkaç çesit hücre toplulugundan olusur. Nöron
    çesitleri boyanma özellikleri temel alinarak
    siniflandirilmis olup, ayni tip nöronlarin
    genellikle gruplar halinde bir arada
    toplandiklari görülmüstür. Arka boynuzun ucundan
    baslayip ön boynuza dogru büyüyen Reksed
    tabakalari, Romen rakamlariyla numaralandirilmisti
    r ve on tanedir.

56
Omuriligin Beyaz Cevheri
  • Miyelinli ve miyelinsiz sinir liflerinden,
    nörogliya hücrelerinden ve kan damarlarindan
    meydana gelir. Büyük bölümünü miyelinli liflerin
    olusturmasi dolayisiyla, beyaz renkte görülür.
    Uzunlamasina seyreden liflerin çogu, ön beyaz
    komissür noktasini orta hat hizasinda geçer ve
    karsi taraftan gelir. Izlenilen yol, islev ve
    köken bakimindan ayni olan lifler, birlikte
    seyrederek demet seklindeki traktuslari (yollari)
    olusturur. Beyaz cevher kendi içinde ön, yan ve
    arka funikül olmak üzere üç gruba ayrilir.
    Funiküllerin içerdigi yollar, önce çiktigi ve
    daha sonra da baglandigi olusumla isimlendirilir

57
Ön Funikül
  • Ön Funikül Omurilik kesitlerinde, her iki
    tarafin ön boynuzlari veya ön yan oluklari
    (sulkuslari) arasinda kalan beyaz madde bölümüdür.

58
Yan Funikül
  • Yan Funikül Omurilik kesitlerinde, ön ve arka
    boynuzlarin arasindaki beyaz madde bölümüdür.
    Islev bakimindan, birbirleriyle yakindan
    ilgilidirler. Bu iki funikül bölümüne,
    anterolateral (ön-yan) funikül de denmektedir.

59
Arka Funikül
  • Arka Funikül Omurilik kesitlerinde, arka
    boynuzlarin arasinda kalan beyaz madde bölümüdür.
    Iç tarafta kalan demetlerine fasikulus grasilis
    (Goll demeti), distaki demetlerineyse fasikulus
    kuneatus (Burdach demeti) denir. Bu ayrim, sulkus
    intermediyus posteriyor (arka ara oluk) ve septum
    intermediyum (ara bölme) ile ortaya çikar. Bunlar
    omuriligin gögüs segmentlerine indikleri zaman,
    arkadaki ara oluk kaybolur ve sadece fasikulus
    grasilis asagiya kadar inmeye devam eder.
Write a Comment
User Comments (0)