GIRIS - PowerPoint PPT Presentation

1 / 34
About This Presentation
Title:

GIRIS

Description:

... (Fromm, 1992, s:43) B- ET YOLOJ K KURAM : Lorenz ... (Kocada , 2002, ss:79-80) Eric Fromm a g re, iddet bi imleri 4 grupta toplanabilir: ... – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:75
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 35
Provided by: eni60
Category:
Tags: giris | eric | fromm

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: GIRIS


1
SIDDET
ENIS TUSTAS Psk. Danisman
2
GIRIS
  • Günümüz modern toplumunun ve egitim sisteminin
    en önemli sorunlarindan biri saldirganlik ve
    siddet olaylaridir. Gerek bireylerin
    çevrelerinde, sik sik siddet olaylari ile yüz
    yüze kalmalari gerekse medyanin tutumu nedeni ile
    siddet ve saldirganlik toplumun hemen hemen her
    kesiminde kaniksanir hale gelebilmektedir.
    Hovardaoglu (1995) toplumda saldirganligin
    kaniksanmasini, çok sayida siddet ve saldirganlik
    olayinin görülüp, haberdar olunmasi sonucu bir
    sistematik duyarsizlastirma yasanmasi ile
    açiklamaktadir.

3
TANIMLAR
  • Saldirganligin birçok tanimi yapilmistir.
  • Bunlardan bazilari sunlardir
  • Mees (1990) insan saldirganligini, isteyerek
    ve baskalarinin ne hissedecegini düsünmeden
    gösterilen ve bireyin dogrudan ya da dolayli,
    aktif ya da pasif olarak sorumlu oldugu gözlenen,
    zarar verici ya da zarar verme potansiyeline
    sahip davranislar olarak tanimlamaktadir.

4
  • Yine saldirganlik, yenmek, hakim olmak amaci
    ile güçlü, siddetli, etkili bir hareket, bir isi
    bozmaya engellemeye karsi, düsmanca, hirpalayici
    veya zarar verici amaç tasiyan bir davranis
    olarak belirtilmistir. (Basoglu, 1998, s 3)
  • Çogunlukla biz, saldirganlikta digerlerine
    zarar vermeyi düsünürüz. Saldirganligin kolay
    gözlenebilir formu fiziksel saldirganliktir.
    Özellikle saldirganligin tehlikeli sonuçlari,
    kurbanin ciddi kaza yada diger ciddi tehlikeleri
    gözlemlenir. Bu agir saldirganlik genellikle
    siddeti gösterir. Loeber ve Strouthamer-Loeber
    siddeti, bu saldirgan hareketlerin sebepleri,
    ciddi zararlari olarak tanimlar. Örnegin,
    kizdirmak, saldirmak, tecavüz etmek, soygun ve
    cinayet. Saldirganligin bu formu genellikle
    antisosyal ve suçlulugu düsündürür. (Koops ve
    Castro, 2004, s248)
  • Adler, saldirgan bireylerin kisilik
    özelliklerini, 1-Bos-gurur ve harislik,
    2-Kiskançlik, 3- Haset, 4- Cimrilik, 5- Kin
    olarak siniflamistir. (Adler, 1994, s327)

5
SALDIRGANLIKLA ILGILI KURAMLAR
  • IÇGÜDÜSEL KURAMLAR
  • Psikoanalitik Kuram
  • Etiyolojik Kuram
  • BIYOLOJIK TEMELLI KURAMLAR
  • ENGELLENME-SALDIRGANLIK KURAMI
  • DAVRANISÇI KURAM
  • SOSYAL ÖGRENME KURAMI

6
  • 1-IÇGÜDÜSEL KURAMLAR
  • Freud, McDougall, Lorenz ve digerleri
    daha dogustan insanlarda saldirganlik, dürtü ya
    da içgüdülerin bulundugunu ileri sürmüslerdir.
    Insanlar kendilerini aç, susuz ya da cinsel
    olarak uyarilmis hissedebildikleri gibi,
    saldirgan da hissetmektedirler. Baska dürtülerle
    oldugu kadar saldirganlik duygulari ile de
    baglantisi kurulabilecek ve bilinen hiçbir
    fizyolojik mekanizmanin bulunmamasina karsin,
    saldirganlik temel dürtülerden biri olarak
    düsünülür. (Akt Hatunoglu, 1994, s13)

7
  • A-PSIKOANALITIK KURAM
  • Freud, dürtü kuramini gelistirme
    sürecindeki ilk yazilarinda,insanin tüm
    davranislarinin kökeninde varolan cinsel
    enerjinin(libido) yasama gücünü ve yasamin
    devamini sagladigini, saldirganligin ise,
    libidinal dürtülerin engellenmesine bir tepki
    olarak ortaya çiktigini savunmustur. (Basoglu,
    1998, s7)
  • Freud, cinselligi (libido) ve kendini korumayi
    insana egemen olan iki güç olarak gördügü sürece,
    saldirganlik olgusuna nispeten daha az önem
    vermistir.
  • Freud tarafindan öne sürülen bu kuramin en
    önemli eksikligi, kisaca özetlenen varsayimin
    görgül olarak nasil sinanabilecegi ile ilgilidir.
    Çünkü kullanilan kavramlar soyut ve dogrudan
    gözlenip ölçülemeyen kavramlar olduklari için
    dakik yordamalar yapilamamakta, denenceler
    sinamamaktadir. Bu yüzden saldirganligi bir
    içgüdü olarak gören psikoanalitik yaklasim kurami
    günümüzde yapilan arastirmalarda pek fazla yer
    almamaktadir.(Aktas, 2001, s7)

8
  • Saldirganlik konusunda Freudun görüslerini
    benimsemeyen ve psikoanalitik görüsten ayrilan
    psikologlar bulunmaktadir. Bunlar Jung ve
    Adlerdir.
  • Adlerin saldirganlikla ilgili görüsleri
    Freudun görüslerinden oldukça farklidir. Buss
    (1961), Adlerin baslangiçta saldirganligi
    Freudda oldugu gibi bir dürtü olarak ele
    aldigindan bahseder. Ancak, Freudla arasinda
    bazi temel farkliliklar bulunmaktadir. Adlere
    göre saldirganlik, bireyin organ sisteminden
    kaynaklanan bir dürtü degil, kendi ihtiyaçlarini
    karsilama isteginden kaynaklanan bir dürtüdür.
  • Adler, uyumlu bir insanda gelismesi gereken en
    önemli gizil gücün toplumsal ilgi oldugunu
    belirtir. Bu ilginin eksikligi sonucu bireyler
    çesitli nevrotik tepkiler gelistirirler. Bu
    tepkileri Adler, nevrotik koruyucular olarak
    adlandirmistir
  • Yasam ve ölüm içgüdülerini tek içgüdü olarak
    ele alan Jungda yaratmak ölümseverligin tam
    karsitidir. O, yikici güçlerini iyilestirme
    arzusu ve yetenegi ile dengeleyerek ve geçmise,
    ölüme ve yikima duydugu ilgiyi, parlak
    spekülasyonlarinin konusu yaparak kendi içindeki
    çatismayi çözmüstür.(Fromm, 1992, s43)

9
  • B- ETIYOLOJIK KURAM
  • Lorenz (1970), saldirganligi bütün
    organizmalarda bulunan bir güç olarak
    görmektedir. Lorenze göre, hayvanlar arasindaki
    saldirganligin amaci, türü sürdürmektir. Belli
    bir bölgeyi kendilerine yasam alani olarak seçen
    bir hayvan türü, besini bu alandan sagladiklari
    için, ayni besinden yararlanan diger türlerin o
    bölgeye girmesine karsi koyarlar. Ancak o
    alandaki türler üremeye devam ettiklerinden sinir
    haklari daha büyük önem kazanir. Yasam alani
    içinde yetisen yeni soyun korunmasini saldirgan
    içgüdüler saglar. Lorenz, saldirgan enerjinin
    ifade edilmezse birikecegini, herhangi bir
    çevresel etkiye bagli olmaksizin saldirgan
    davranisa dönüsecegini ve patolojik davranislara
    neden olacagini ileri sürmektedir.(Demirhan,
    2002, s 18)

10
  • Içgüdü kuramlarindan psikoanalitik ve
    etiyolojik kuram, saldirgan davranislarin
    temelinde saldirganlik içgüdüsünün yattigini
    savunmaktadirlar. Ancak bu kuramlarin her biri
    ortak görüsleri paylasmakla birlikte, her birinin
    ayrilan düsüncelerinin de oldugu görülmektedir.
    Freud, saldirganligin yikici bir içgüdü oldugu
    savunurken, Lorenz, saldirganligin türün devamini
    ve çevreye uyumunu saglayici bir içgüdü oldugunu
    savunmaktadir. Freud, saldirganligin ölüme hizmet
    ettigini açiklarken, Lorenz, saldirganligin
    yasama hizmet ettigini açiklamaktadir. (Demirhan,
    2002, s19) Freud, yikici dürtünün karsisinda ona
    esit Eros(yasam, cinsiyet) gücünün bulundugunu
    savunur oysa Lorenze göre, sevgi de
    saldirganlik içgüdüsünün bir ürünüdür. (Fromm,
    1993, s41)Bununla birlikte Freud, saldirganlik
    ve cinselligi Lorenz ise saldirganlik ve sevgiyi
    birlikte ele almaktadir. (Demirhan, 2002, s19)

11
  • 2- BIYOLOJIK TEMELLI KURAM
  • Saldirganlikla ilgili yapilan biyolojik ve
    genetik çalismalar genellikle degisik yaklasimlar
    içermektedir. Biyolojik temelli kuram,
    saldirganliga beyin, merkezi sinir sistemi ve
    endokrin sistemin isleyisindeki bozukluklarin yol
    açtigini ileri sürmektedirler (Goldstein, 1983).
    Bu kuram saldirganligi biyolojik ve genetik
    çalismalarla açiklamaktadir. (Aranson, 1980).
  • Özetle Biyolojik temelli kuram, saldirganliga
    iliskin verilerini çalismalarinda kanitlamasina
    ragmen bazi açilardan açiklamalari yeterli ve
    kapsamli görülmemektedir. Saldirganligin
    olusumunda etkili olan bireysel farkliliklara
    iliskin bilgi vermedigi, zihinsel, duygusal ve
    sosyal süreçleri göz ardi ettigi
    belirtilmektedir. Dolayisiyla, Biyolojik temelli
    kuramin açiklamalari saldirganligi açiklamada
    temel yapi olarak tutulmakla birlikte,
    psiko-sosyal süreçlerle birlikte ele alinmasi
    geregi de ortaya çikmaktadir.(Akt Demirhan,2002,
    s20-21)

12
  • 3- ENGELLENME- SALDIRGANLIK KURAMI
  • Bu kurami J. Dollard ve arkadaslari
    (1939) gelistirmistir. Bu kuram sunu savunur
    Saldirgan Davranisin meydana gelmesi her zaman
    engellemenin varligini öngörür ve buna karsit
    olarak, engellemenin var olmasi her zaman bir
    saldirganlik biçimine yol açar.Iki yil sonra
    yazarlardan birisi, N.E. Miller, engellemenin
    degisik tipte birçok tepkilere yol açabilecegini
    ve bunlardan yalnizca birinin saldirganlik
    oldugunu kabul ederek, varsayimin ikinci bölümünü
    çikardi.
  • Engellenmenin anlamina bagli olarak,
    birbirinden bütünüyle ayri iki kuram ele
    aliyoruz Birinci anlamda engelleme nispeten
    seyrektir çünkü bu anlamda engelleme, amaçli
    etkinligin o anda baslamis olmasini gerektirir.
    Bu tür engelleme, bütün saldirganligi, hatta
    saldirganligin önemli bir bölümünü açiklamaya
    yetecek kadar sik degildir. Ayni zamanda,
    saldirganligi, bir etkinligin yarida kesilmesinin
    sonucu olarak açiklamak da kuramin tek saglam
    kismi olabilir.

13
  • Engellemenin ikinci anlamini temel alan kuram,
    görgül kanitlarin agirligi karsisinda
    tutunabilecek gibi görünmüyor. Yasamin temel bir
    gerçegini göz önüne alabiliriz bu gerçek
    engellemeyi kabul etmeksizin önemli hiçbir seyin
    basarilamayacagidir. Kisinin çaba göstermeksizin,
    yani engellemeyle karsilasmaksizin ögrenebilecegi
    düsüncesi, bir reklam slogani olarak iyi olabilir
    ama büyük becerilerin kazanilmasi konusunda dogru
    olmadigi kuskusuzdur. Saldirganligi üretebilen ve
    sik sik da üreten sey, engellemenin kisi için
    tasidigi anlamdir ve engellemenin ruhbilimsel
    anlami, engellemenin ortaya çiktigi bütün
    durumlara uygun olarak farklilik gösterir.
    (Fromm, 1993, ss 99-100)

14
  • 4- DAVRANISÇI KURAM
  • Davranisçi kuram, saldirganligi, baskalarini
    inciten ya da incitebilecek her türlü davranis
    biçiminde tanimlamaktadir. (Eron, 1987)
    Davranisçi Kurama göre, saldirgan davranisin
    cinsi, siddeti ve tekrari ile davranisin türü,
    kuvveti ve frekansi arasindaki iliski önemlidir.
    Geen ve ONeal, (1986), Davranisçi Kuramin,
    saldirganligi etkileyen faktörleri, gürültü,
    sicaklik, hava kirliligi, kitle iletisim
    araçlari, alkol ve uyusturucu gibi fiziksel stres
    yaratan uyaranlar olarak ortaya koydugunu
    açiklamislardir.
  • Saldirganligi, zararli uyaranlari bir baska
    organizmaya aktaran bir tepki olarak belirleyen
    A.H. Buss, saldirganliga iliskin davranisçi
    görüsü kisaca söyle açiklar saldirgan davranisin
    çözümlenmesinde, niyet hem saçma hem de
    gereksizdir en önemli sorun, saldirgan
    tepkilerin olusmasini ve gücünü etkileyen
    pekistirici sonuçlarin mahiyetidir. Bir baska
    deyisle, saldirgan davranisi etkileyen
    pekistirici siniflari nelerdir?
  • Davranisçi Kuram, davranisa yönelmektedir. Buna
    bagli olarak, insanlarin ögrenme süreçlerinin
    düzenlenerek saldirgan davranislarin
    azaltilabilecegini savunmaktadir. Insanlarin
    saldirgan davranislarini kontrol etmeyi
    ögreneceklerini ve öfke duygusuna hakim
    olabileceklerini ortaya koymaktadir. (Demirhan,
    2002, s 26)

15
  • 5- SOSYAL ÖGRENME KURAMI
  • Saldirganligin nedenleri ve ortaya
    çikisi ile ilgili olarak dissal kosullarin
    etkilerine odaklanan Sosyal Ögrenme Kuraminin en
    önemli temsilcilerinden Banduraya göre, bir
    çocuk ne zaman, nasil ve kime karsi saldirgan bir
    sekilde davranacagini ana-babalarindan, arkadas
    gruplarindan ve kitle iletisim araçlarindan
    ögrenir. (Akt Aktas, 2001, s9)
  • Bandura ve Walters (1965), Bandura (1983) ve
    Johnson (1972), saldirganligin ögrenilmesindeki
    iki temel süreç üzerinde durmaktadir. Bu
    süreçler, araçsal (instrumental) ögrenmeler ve
    gözlemsel ögrenmelerdir.

16
  • Sears ve ark. (1988)na göre, çocuklar her
    modeli ayni oranda taklit etmemekte ya da model
    almamaktadir. Modelin, güçlü, basarili ve toplum
    tarafindan sevilen kisiler olmalari ölçüsünde,
    çocuk tarafindan taklit edilmekte ya da model
    alinmaktadir. Birey yasaminin ilk yillarinda,
    temel modeller olarak ebeveynlerini almaktadir.
    Bu nedenle çocugun saldirgan davranislar
    gelistirip gelistirmemesinde ana baba tutumlari,
    saldirganliga prim verip vermemesi, çocuklarina
    uyguladiklari disiplin oldukça önemli
    olabilmektedir. Daha sonra yasaminin ilerleyen
    yillarinda bu modeller arasina ögretmen,
    akrabalar gibi diger yetiskinler ile çocugun
    yasitlari katilmaktadir.(Akt Gümüs, 2000, s
    26-27)

17
  • Modelle ögrenmenin etkili olmasinda su
    süreçlerin ise karistigi öne sürülmüstür
  • Çocuk için ortada model teskil edecek örnek bir
    davranis olmalidir.
  • Sözel ya da imgesel bir hatirlatici sarttir.
  • Bir uygulama gereklidir.
  • Izleyerek ögrenilen bir durumun davranisa
    yansimasi için pekistirme gereklidir. (Akt
    Hatunoglu, 1994, s23)
  • Bu kuramin en önemli katkilarindan biri
    saldirganligin ögrenilmesi ile davranisa
    yansimasi arasindaki ayirimi ortaya koymasidir.
    Insanlar davranislarindan dolayi
    ödüllendirildikleri ya da model aldiklari için
    saldirganligi ögrenebilirler. (Worchel ve ark.,
    2000) Ancak, ögrenilen bu saldirganlik belirli
    kosullar altinda davranisa yansir.

18
ILGILI ARASTIRMALARYURT DISINDA YAPILAN
ARASTIRMALAR
  • Basari düzeyi ve saldirganlik düzeyi arasindaki
    iliskilere ait arastirma bulgulari da farklilik
    göstermektedir. Basari düzeyi düstükçe
    saldirganlik düzeyinin arttigini gösteren
    arastirma bulgularinin (Gold, 1978) yani sira
    basari düzeyinin saldirganligi arttirmada tek
    etken olmadigini gösteren arastirma bulgulari
    (Felhusen ve Ark., 1977) bulunmaktadir.(Akt
    Goldstein, 1983)
  • Kelly (1975), okulda saldirgan davranislar
    üzerine yaptigi arastirmasinda sosyo-ekonomik
    degiskenin kontrol edilebilirliginin saldirgan
    davranis düzeyini etkileyebildigi sonucuna
    ulasmistir. NIMH (2000) ise, birçok nüfusa dayali
    arastirmasinda, aile gelir düzeyinin saldirganlik
    düzeyi ile ters iliskili oldugunu ve anti sosyal
    davranisli aile ile saldirganlik düzeyinin dogru
    iliskili oldugunu bulmakla birlikte,
    sosyo-ekonomik düzey ile saldirganlik düzeyi
    arasindaki iliskinin çok az oldugunu saptamistir.
    (AktGümüs,2000, s40)

19
  • Archer ve Parker (1994), ergenlerin
    saldirganlik egilimi ve saldirganligi ifade etme
    sekillerini belirlemek üzere bir arastirma
    yapmislardir. Arastirmada deneklerin ankete
    verdikleri yanitlar degerlendirildiginde,
    erkeklerin kizlara oranla saldirganliga karsilik
    vermeye daha hazir olduklari belirlenmistir.
    Ayrica erkeklerin saldirganligi ifade etme
    sekillerinin dogrudan saldirganlik seklinde
    oldugu belirlenmistir. (Akt Köksal, 1991)
  • Keenon ve Shaw (1994), düsük gelirli ailelerin
    18-24 aylik çocuklarinin saldirganlik nedenleri
    üzerinde yaptigi arastirmada temel nedenin gelir
    düzeyi olmadigi, tahmini etkenlerin suça egilimli
    aile, annede depressif belirtilerin bulunmasi ve
    çocugun asi kisilige sahip olmasi bulgularini
    elde etmistir. Buna karsin Scott (1958), ergenler
    üzerinde yaptigi arastirmada, gelir düzeyi düsük
    ailelerin çocuklarinin saldirganlik düzeylerinin
    orta ve yüksek gelir düzeyine sahip aile
    çocuklarindan daha yüksek oldugu sonucuna
    ulasmistir. (AktGümüs,2000, s38-45)

20
TÜRKIYEDE YAPILAN ARASTIRMALAR
  • Yakut, Alpaslan, Sen, Ekinci, Gül ve Ünal, 1995
    yilinda, Ortaögrenim Gençleri Arasinda Siddet
    konulu kamuoyu arastirmasi yapmislardir. Bu
    çalismanin Ankarada 102 kisilik dar bir alana
    uygulanmasi ve görüsmelerin telefonla yapilmasi
    sinirliligini olusturmaktadir. Ankara ili telefon
    rehberinden tesadüfi örneklem yoluyla seçilen 102
    kisiyle telefon görüsmesi yapilmis ve 5 soruya
    cevap alinmistir. Ayrica konu ile ilgili olarak
    kuruma gelen gazeteler ocak ayinda itibaren
    taranmistir. Fakat inceleme sonunda basinin
    olaylarin sosyal boyutu, nedenleri ve
    sonuçlarindan çok reality show yönüyle
    ilgilendigi görülmüstür.

21
  • Arastirmaya, 56 orta yastakiler, 33 gençler,
    11 yaslilar katilmistir.

Sayi
Genç (14-26)
34
33,33 Orta Yasli (27-50)
57
55,88 Yasli (51-72) 11
10,78
Arastirmaya katilanlarin 58i erkek,
42si kadindir
Görüsmeye katilanlarin siddet olaylarina
duyduklari tepkiler
Sayi
Üzülüyorum 49
48,04 Kiziyorum
17
16,67 Endiseleniyorum
29
28,43 Beni etkilemiyor 4
3,92 Bilmiyorum
3
2,94
22
  • Siddet olaylarindan sorumlu tutulanlar
  • 54 Hepsi
  • 14 Devlet
  • 10 Okul Yönetimi
  • 8 Aile ve arkadas grubu
  • 3 Medya
  • Siddet olaylarinin nedenleri
  • Medyanin siddet içeren yayinlari 17,73
  • Yetersiz egitim ve ailelerin ilgisizligi 15,05
  • Kötü arkadasliklar 12,36
  • Okul yönetiminin yetersizligi 10,75
  • Devlet yönetiminin yetersizligi 7,52
  • Ekonomik problemler 6,45
  • Çözüm önerileri
  • 18,44 Gençlere iyi ve yeterli egitim verilmesi
  • 16,75 Medyanin yeterince denetlenmesi
  • 16,20 Ailelerin gençlere yeterli ilgiyi
    göstermesi
  • 10,05 Kurumlar arasinda isbirliginin saglanmasi
    (Okul, aile, devlet, medya) (Yakut ve ark., 1995,
    ss5-15)

23
  • Balci (1998), iletisim bilimleri açisindan
    kitle iletisim araçlari ve siddet konulu bir
    arastirma yapmistir. Bulgular, TVdeki
    saldirganligin çocuklarda saldirganligi büyük
    ölçüde arttirdigi yargisina varmamizi saglayacak
    denli kesin ve tutarli degildir. Zaten eger,
    gerçek hayatta, saldirgan davranislar
    özendirilip, ödüllendiriliyorsa, çevre gerçek
    saldirgan modeller açisindan zenginse ya da
    kosullar saldirganlik duygularini denetim altinda
    tutalamaz ölçülere çikaracak kadar insanlari
    engelliyorsa, o zaman da saldirgan davranislarin
    ögrenilmesinin ayibi televizyona yikilmamalidir.
    (Balci, 1998, s129)
  • Demirhan (2002), kendini açma düzeyleri farkli
    genel lise ögrencilerinin bazi degiskenler
    açisindan saldirganlik düzeylerini incelemistir.
    Arastirma sonuçlari genel olarak
    degerlendirildiginde, genel lise ögrencilerinin
    saldirganlik düzeylerinin kendini açma düzeyi
    düsük olanlarin yüksek olanlara göre, kisisel ve
    sosyal niteliklerden cinsiyetleri açisindan
    erkeklerin kizlara göre, karsi cinsten
    arkadasinin bulunma durumu açisindan karsi
    cinsten arkadasi bulunanlari bulunmayanlara göre,
    aile niteliklerinden annenin tutumunu ve babanin
    tutumunu otoriter algilayanlarin demokratik
    algilayanlara göre, daha yüksek oldugu
    görülmüstür. Bu nedenle, saldirganlik
    düzeylerinin farklilasmasinda oldukça etkili
    görülen kendini açma davranisinin gelistirilmesi
    ve beceri kazandirilmasi konusunda gerekli
    çalismalarin yapilmasi gerektigi belirtilebilir.
    (Demirhan, 2002, 93)

24
  • Aral, Ayhan, Türkmenler ve Akbiyikin (2004)
    yaptiklari arastirmalarda, ilkögretim okullarinin
    sekizinci sinifina devam eden çocuklarin
    saldirganlik egilimlerini incelemislerdir.
  • Arastirma, alt, orta ve üst sosyo-ekonomik
    düzeyde bulunan ilkögretim okullarinin sekizinci
    sinifina devam eden her sosyo-ekonomik düzeyden
    100 çocuk olmak üzere toplam 300 çocuk üzerinde
    yürütülmüstür. Arastirmada çocuk ve ailesine
    iliskin genel bilgiler Genel Bilgi Formu ile
    toplanmis, saldirganlik egilimlerini belirlemek
    amaciyla Sears tarafindan gelistirilen Ulugtekin
    tarafindan Türkçeye çevrilen Saldirganlik
    Ölçegi kullanilmistir. Arastirmadan elde edilen
    veriler, varyans analizi ile degerlendirilmistir.
    Cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey, anne baba ögrenim
    düzeyi, arkadasina sinirlendiginde verdigi tepki
    durumunun çocuklarin saldirganligin bazi alt
    boyutlarinda anlamli farkliliklar yarattigi
    belirlenmistir. (Aral, Ayhan, Türkmenler ve
    Akbiyik, 2004, s17)

25
SIDDET TÜRLERI
  • I- ÖZEL SIDDET
  • Cürümsel Siddet
  • Ölümcül Cinayetler, suikastler, zehirlemeler,
    idam vb. gibi.
  • Bedensel Isteyerek darp ve yaralama
  • Cinsel Irza geçme (hem bedensel hemde
    psikolojik yikim. )
  • Cürümsel Olmayan Siddet
  • Intihar (Intihar ve intihar tesebbüsü)
  • Kaza (Trafik kazasi dahil, ama kisiden
    kaynaklanan, bir kasit yok.)
  • II- KOLLEKTIF SIDDET
  • 1- Grup Siddeti
  • Grubun bireylere karsi siddeti (Terör, medya
    terörü)
  • Grubun kendi içinde siddet (Asiret kavgasi,
    toplu intihar, örgüt kavgasi)
  • Grubun karsi gruba siddeti (Kan davasi,
    asiretler arasi savas, stadyum ya da taraftar
    kavgasi, mafyalar arasi hesaplasma, karsit
    gruplar arasinda terör, grev, irk ayrimi)
  • Grubun iktidara karsi siddeti (Terör, siyasal
    ya da mafya terörü, baskaldiri, sokak çatismasi,
    iç savas, genel grev, gerilla savasi, ihtilal)

26
  • 2- Devlet Siddeti
  • Devlet terörü Insan haklari ihlalleri, baski,
    tek yönlü propaganda, soykirim, irk ayrimi)
  • Endüstriyel siddet Is kazalarinin sikligi,
    çalisma kosullarinin sagliksizligi, yetersiz
    saglik ve güvenlik kosullari, asiri gürültü,
    tehlikeli is yeri- atom santrali- vb. gibi.
  • Uluslar arasi siddet En son kertede siddet
    (savas) ve daha etkili olan uluslar arasi terör.
    (Kocadas, 2002, ss79-80)

27
  • Eric Fromma göre, siddet biçimleri 4 grupta
    toplanabilir
  • 1- Oyunda Ortaya Çikan Siddet Siddet edimi
    oyuna aracilik ediyorsa amaç yalnizca hüner
    göstermektir. Siddetin en normal ve saglikli
    olmayan seklidir. (Balci, 1998, s28) Bu siddetin
    örnekleri, ilkel kabilelerin savas oyunlarindan,
    Zen Budistlerin kiliçla dövüs sanatina kadar
    birçok yerde görülebilir. (Fromm, 1997, s25)
  • 2- Tepkisel Siddet Tepkisel siddetle, kisinin
    kendisinin veya baskalarinin yasamini,
    özgürlügünü, onurunu, mülkiyetini korumak için
    basvurdugu bir siddettir. (Fromm, 1997, s26)
    Rasyonel ve irrasyonel korkudan dogar. Amaç
    koruma ve korunma oldugu için, bu tür siddet
    yasamin hizmetindedir. Engellemelerden
    dogabilecegi gibi kiskançlik veya öç alma
    duygulari da tepkisel siddete yol açabilir.
    Yasamin güvenilir olmasina duyulan inancin
    yikilmasi sonucu yine saldirgan tepkiler
    verebilir.

28
  • 3- Ödünleyici Siddet Güçsüzlük duygusu bazen
    bir canli üzerinde tam ve kesin bir denetim
    saglayarak varligini kanitlama isteginin siddet
    edimiyle disa vurulmasina neden olabilir. Yasami
    yaratamadigi için yok etmeyi seçmek, uç örnegini
    sadizmde gösterir. Cezalandirilma korkusuyla
    bastirilabilir ya da her türlü seyir ve eglenceyi
    yumusatilip saptirilabilir.
  • 4- Kana Susamislik Kan akitarak kendini canli,
    güçlü, essiz ve üstün hissetmek, yasami asmak
    isteginden dogar. Ilkel kurban törenlerinde, kan
    davalarinda açik ya da örtük olarak kana
    susamislik vardir. Ancak kan yasamin özü olarak
    kabul edildigi için yine de yasama aracilik eden
    bir siddet biçimidir. (Balci, 1998, s 28)

29
SALDIRGANLIGI ETKILEYEN FAKTÖRLER
  • 1- Aile
  • 2- Medya
  • 3- Sosyal Çevre
  • 4-Genetik Faktörler
  • 5- Bos Zaman
  • 6- Psikolojik Nedenler
  • 7- Kültür

30
NELER YAPILABILIR?
  • Geçmis yüzyilda, saldirgan davranislarla ilgili
    zengin literatür toplanmis, bilgiyi destekleyen
    güvenilir alan ve laboratuar çalismalari
    yapilmistir. Örnegin, biyolojik, psikolojik ve
    sosyal faktörler, saldirgan davranislarla
    arasinda iliski kurulur. Her nasilsa, tek olmayan
    degisken veya teorik model genel nedenlerde,
    saldirgan davranislari tatmin edici sekilde
    açiklar. Arastirmacilar, saldirganlik
    arastirmalarinda, saldirgan davranislarin
    sebeplerinin kompleks ve çok faktörlü oldugu
    konusunda ortak görüse vardilar. (Coccaro, 2003,
    s62)
  • Görüldügü gibi, saldirganligi tek bir
    nedene baglamak mümkün degildir. Bu nedenle
    saldirganlik konusunda tam olarak ne
    yapabilecegimizi yazamiyoruz. Fakat
    saldirganligin görünen sekli olan siddeti önleme
    konusunda asagida yazili önlemleri alabiliriz.

31
SIDDETI ÖNLEME KONUSUNDA NELER YAPILABILIR?
  • AILE
  • 1- Çocugun öncelikle kendini önemli hissetmesine
    önem verilmelidir. (Eksi, 2003, s84) Çocuklara
    bir birey olduklari hissettirilmelidir. (Ögülmüs,
    2006)
  • 2- Aileler çocuklarini yetistirirken tutarli bir
    tutum içersinde olmali ve özellikle fiziksel
    cezalardan kaçinmalidir. Çocuk, saldirgan
    davranis gösterdiginde, çocuga, bagirma, kizma,
    vurma gibi tepkiler göstermek yerine çocugu
    sakinlestirmeye çalismali ve çocugu saldirganliga
    yönelten etmeni arastirip, çocuk sakinlestikten
    sonra davranisi hakkinda konusulmalidir.Saldirgan
    davranis gösterdiginde ödüllendirmemeli,
    davranisinin hatali olduguna inandirmalidir.
    (Aral ve arkadaslari, 2004, s24)
  • 3- Aile çocugu takip etmeli, çocukta normalden
    farkli degisiklikler fark ettiginde konusmali ve
    gereken yerlere basvurmalidir.
  • 4- Aile, anne-baba egitim programlarina
    katilmalidir. (Ögülmüs, 2006)

32
  • OKUL
  • 1- Okulda, temel önleme çalismalari önemlidir.
    Temel önleme çalismasi anlamda etkili davranmayi
    ögretecek becerilere odaklanmalidir.
  • 2- Risk içeren gruba odaklanilarak çatisma
    çözümü, akran arabuluculugu, sosyal problem çözme
    ve akran yüzlesmesi egitimi yapilmalidir.
  • 3- Disa yönelik, ciddi açik kizginlik,
    saldirganlik davranislari gösteren hedef
    ögrencilere saldirganlik yerine konabilecek
    davranis repertuari egitimi ve kizginlikla basa
    çikma egitimi verilebilir.
  • 4- Flaherty (2001), okul yönetim politikalarinin,
    okul personelinin hazirlanmasi da önemlidir
    demistir. Okul, aile toplumun bir arada oldugu
    kapsamli yaklasimlarin etkili önleme çalismasi
    için gerekli oldugunu vurgulamaktadir.
  • 5- Bazi saldirganlik ve siddeti önleme
    programlari sosyal-duygusal yeterlilik becerileri
    olan öfke yönetimi üzerine, problem çözme,
    empatiyi gelistirmeye yöneliktir.

33
  • 6- Etkili anne baba olma etkinlikleri de
    yapilmalidir (Korkut, 2004, ss 330-332).
  • 7- Rehberlik ve Psikolojik danisma servisleri
    ailede saldirgan tutum ve davranislara maruz
    kalan çocuklarin tespit edilmesi, bu tür
    çocuklarin ne tür davranislar gösterdikleri ve
    kendilerini korumak için ne tür savunma
    mekanizmalari kullandiklari ortaya çikarilarak,
    sinif ögretmenleri araciligi ile sinif içinde
    veya bireysel görüsmelerde kendini tanimaya ve
    ifade etmeye yönelik çalismalar yaptirilmasi
    gerekir.
  • 8- Psikolojik danismanlar, ögrencilerle
    görüsmelerinde öfke veya saldirgan tutum ve
    davranislar tespit ederlerse danisma esnasinda
    ögrenciyi rahatlatmak için gevseme egzersizi,
    kendini tanima ve kendine güven egzersizi, sorunu
    hayal ettirerek ya da oynatarak sistematik
    duyarsizlastirma egzersizi kullanilabilir.
  • 9- Saldirgan davranis gösteren ögrenciler ve
    diger ögrencilerden olusan karma bir etkilesim
    grubu olusturmali, bu ögrencilerin grupta nasil
    davrandiklari ve iletisim kurduklari
    konusulmalidir (Karatas, 20002, s64).
  • 10- Ögretmenler kavgaya müdahaleyi kurumdaki
    statüsünü kullanarak yapmalidirlar. Ögretmenler
    iyi bir gözlemci olmali, çocuklara sevgiyle
    yaklasmalidirlar (Ögülmüs, 2006)
  • 11- Okullarda okul meclisleri projeleri devreye
    sokulmustur ve her okulun bir ögrenci meclisi
    baskani vardir. Ayrica okul-ögrenci-veli
    sözlesmesi diye yeni bir uygulama devreye
    girmistir. Ögrenci kulüpleri daha etkin bir hale
    getirilmistir (Çelik, 2006)

34
  • MEDYA
  • 1- Televizyonda siddet içeren, kavgayi ve
    öldürmeyi hakli çikaran yayinlar mutlaka
    denetlenmeli, siddet içeren yayinlar çocuklarin
    yogun bir sekilde televizyon izledikleri saatler
    yerine daha geç saatlerde yayinlanmalidir (Aral
    ve arkadaslari, 2004, s24).
  • 2- Radyo ve televizyon, toplumun yasadigi
    sorunlari duyurmakla kalmak yerine, bu sorunlarin
    açiklanabilir toplumsal ve siyasal nedenlerini
    ortaya serecek bilgilendirici, bilinçlendirici
    bir yayinciliga yönelmeleri desteklenmeli,
    heveslendirilmelidir. Insani ve toplumu tahrip
    eden yayin anlayisi durdurulmalidir (Balci, 1998,
    s135).
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com