Title: BILISSEL GELISIM
1BILISSEL GELISIM
2ÜNITENIN ANA HATLARI
- Piagetnin Bilissel Gelisim Kurami
- Piaget Sonrasi Arastirmalar ve Piaget Elestirisi
- Vygotskynin Bilissel Gelisim Kurami
- Yetiskin Bilissel Gelisimi
- Yetiskin Kadinlarda Bilissel Gelisim
- Dil Gelisimi
3Giris
- Bilissel gelisim kimi kaynaklarda zihinsel
gelisim olarak anilir. Bilis sözcügü akil,
bilgi, bellek, akil yürütme, animsama, unutma,
problem çözme, kavramlar ve düsünce gibi zihinsel
islevleri ifade eder (Yesilyaprak, 2002). - Baska bir ifadeyle, bilis, insanlarin dünyayi
ögrenmeleri ve anlamalarina-anlamlandirmalarina
kaynaklik eden zihinsel faaliyetleri ifade eder. - Bilissel gelisim, bireylerin zihinsel yapi,
becerileri ve süreçlerindeki degisimleri konu
alir.
4Giris
- Marcy Driscolla göre, bilissel gelisim, bebegin
farklilasmamis-özellesmemis zihinsel
becerilerinin yetiskin kavramsal yetkinligine ve
problem çözme becerilerine dönüsme sürecidir.
5Giris
- Kisacasi, bilissel gelisim, bebegin reflekslerden
ibaret olan ve kendisiyle etrafindaki nesne ve
kisileri ayirt edemedigi basit zihinsel
becerilerinden- hastaliklara çareler bulan tip
uzmanligina, Nobel ödülü kazanan bilim ve sanat
insanlarina nasil bir süreç takip ederek ve ne
tür yasantilardan geçerek dönüstügümüzü betimleme
çabasindadir.
6Sunumun Seyri
- Bu bölümde öncelikle bilissel gelisim konusunda
bir çigir açan Jean Piagetnin kurami ele
alinacaktir. - Bunu, kuramin elestirileri ve Piaget sonrasi
yapilan arastirmalarin Piagetnin kuramina
katkilari ele alinmasi takip edecek. - Daha sonra, Lev Vygotskynin fikirlerine
deginilecek. - Çagdas gelismelerin ve yetiskin düsünüs
sekillerini ele alan teorilere de yer verdikten
sonra bölüm, bütün bu kuram ve bulgularin egitim
açisinda dogurgularinin tartisilmasiyla son
bulacak
7JEAN PIAGET
- Jean Piaget 1896 yilinda Isviçrede dogdu. Piaget
insanin bilissel gelisimi konusunda öncü
çalismalariyla bilinir. - Kuramini kendi çocuklari ve diger çocuklarla 50
yili askin bir süre boyunca yaptigi titiz
çalismalari neticesinde olusturdu. - Piaget çocuk aklinin yetiskinlerin bir minyatürü
olmadigini ve düsünüs tarzlarinin kendilerine has
oldugu fikrini ortaya atti.
8Piagetnin Yasami
- Piaget doktora derecesi de dâhil olmak üzere kimi
kaynaklara göre biyoloji- kimilerine göre de
zooloji alaninda egitim gördü. - Ancak annesinin ruh sagliginin bozulmasiyla
psikopatolojiye ilgi duydu. 1919da Fransaya
gidip orada psikopatoloji, mantik, bilim
felsefesi ve epistemoloji dersleri aldi
9Piagetnin Yasami
- Daha sonra zekâ testlerinin gelisiminde öncü
isimleriyle beraber çalismaya basladi. - Piagetnin belki de kuramina temel teskil eden
gözlemi çocuklarin zekâ testlerine benzer yanlis
yanitlari vermeleriydi. - Piaget kuramin genetik epistemoloji olarak
isimlendirirdi. - Piaget psikolojinin felsefe (epistemoloji) ile
biyoloji arasindaki halka olacagi kanaatindeydi.
10Piagetnin Yasami
- Piagetnin en az 50 kitap ve sayisiz makale ve en
az 30 civarinda fahri doktorasi oldugu
bilinmektedir. - Kendisi insan bilissel gelisimini kapsamli bir
teorinin kurucu olarak yirminci yüzyilin en
önemli bilim insanlarindan biri olarak anilir. - Nitekim Time dergisi Piagetyi 20. yüzyilin en
önemli 100 bilim insanlari arasinda andi.
11Piagetnin Yasami
- Piaget Geneva, Neuchatel, Lausanne ve Sorbonne
gibi Avrupanin önemli üniversitelerinde felsefe,
psikoloji ve sosyoloji dersleri verdi. - 1979 yilinda üniversitede ders vermekten emekli
oldu ancak ölüm tarihi olan 1980e dek
arastirmalarina devam etti.
12PIAGETNIN BILISSEL GELISIM KURAMI--Temel
Kavramlar
- Piaget (1852, 1960) çalismalarini insanin nasil
bir yol izleyerek düsündügünü bulmaya adadi. - Fikirlerinde biyoloji egitimi almis olmasinin
etkileri belirgindir. - Kuraminda biyolojik dinamikleri özenle vurgular.
- Bu nedenledir ki, Piaget bilissel gelisimin
insanin olgunlasma sürecine paralel-dolayisiyla-
yasa dayali bir seyir izleyerek vukuu buldugunu
ifade eder.
13Piagetnin Temel Kavramlari
- Yine biyolojideki bilgisi ve tecrübesinden ötürü
teorisinin temeli olarak dengeleme
(equilibration) kavramini kullanir. - Tipki biyolojik yapi ve organizmalarda oldugu
gibi insan zihninin de gelisiminin temelinin
denge arayisi oldugu iddiasindadir. - Bilindigi gibi bir dokuda yer alan hücrelerde
herhangi bir madde eksildiginde dengesinde bir
bozulma olur ve yeniden denge saglamak için bu
maddeyi temin ederler. - Piaget biyolojide hemeostasis (denge) olarak
bilinen bu dinamigi zihnimizin isleyis ve
gelisiminde de temel mekanizma olarak
nitelendirir.
14Piagetnin Temel Kavramlari
- Bulgulari esiyle beraber kendi üç çocugunu
yillarca detayli bir sekilde gözlemlemek ve
çalistigi diger çocuklardan elde ettigi verilere
dayanir. - Piaget 1930larda psikoloji gündemindeki önemli
bir isim oldu. - Tipki biyolojik dünyada oldugu gibi, insan da
uyum (adaptation) saglama egilimi ve yetisine
sahiptir.
15Piagetnin Temel Kavramlari
- Tipki biyolojik dünyada oldugu gibi, insan da
uyum (adaptation) saglama egilimi ve yetisine
sahiptir. - Piagetye göre insanin zihinsel gelisiminin
temeli biyolojik olgunlasma sürecine dayanir. Bu
nedenle yasa paralel bir gelisim gösterdigimiz
kanisindadir. - Piaget çocuklarin aktif düsünürler oldugunu ve
sürekli olarak dünyayi anlamalarini ilerletmek
çabasinda olduklari fikrindeydi
16Piagetnin Temel Kavramlari
- Piaget bu anlamalari ya da anlamlandirmalari
bilissel dünyamizin yapi taslari olarak
nitelendirdi. - Ve Piaget bunlari sema (schema-schemata)
terimiyle ifade etti. - Piaget yasami sürekli bir sekilde yeniden
anlamlandirmamizin dünyayi zihnimizde organize
etme egiliminde oldugumuzu savunur.
17Piagetnin Temel Kavramlari
- Kimi yazarlar bu semalari bilgisayar dosyalarina
benzetir. - Piagetye göre insanlar var olan semalarina uygun
olmayan durum ve bilgilerle karsilastiklarinda
zihinsel dengeleri bozulur. - Bu dengeyi tekrar olusturmak için 3 mekanizmadan
birini kullanirlar
18Piagetnin Temel Kavramlari
- Bu bilgileri var olan semalarimizdan birine
yerlestirmek. - Yani, varilan bilgi ve semalarin içinde asimile
ederler. Buna özümleme (assimilation) der. - Eger yeni bilgi ya da yasantiyi eski semalara
yerlestirmek dengeyi saglayamiyorsa- var olan
semalari bu yeni bilgi dâhilinde degistirerek
yeniden denge saglanir.
19Piagetnin Temel Kavramlari
- Buna da uyma (accomodation) der Piaget.
- Üçüncü bir mekanizma da, eger bir yeni bilgiyi bu
iki mekanizma ile isleyememegimiz kadar bize
yabanciysa o zaman da bu bilgiyi görmezden gelmek
yeniden denge kurmakta kullandigimiz bir yoldur. - Buna örnek, hiç bilmedigimiz bir yabanci dilde
konusan iki insanin konusmalarina kisa bir süre
sonra hiç dikkat etmemektir.
20Piagetnin Temel Kavramlari
- Piagetnin kurami kalitim ve çevre etkilesimini
oldukça iyi dile getiren bir modeldir. - Piaget insan da dâhil bütün canli organizmalarin
kendi kendini düzenleme yetenegine sahip
olduklarini ve bu mekanizma sayesinde kendi
kalimini (survival) sagladigini ifade eder. - Hatta Piaget bu uyum saglama yeteneginin biyoloji
(kalitim) ile çevre arasindaki temel halka olarak
görür.
21Piagetnin Temel Kavramlari
- Bir anlamda denebilir ki, Piagetye göre bilissel
gelisimin en temel amaci uyum-adaptasyondur. - Piaget kurami çocuklara iliskin su varsayimlara
dayanir - Çocuklar bilgiyi yasantilari yoluyla kendileri
organize eder ve yapilandirirlar. - Çocuklar yasitlarindan, yetiskinler ya da büyük
çocuklardan ögrenirler ancak daha çok kendi
baslarina olustururlar. - Çocuklar ögrenme yönünde dogal bir yönelim
(egilimle) dogarlar. Çocuklarin ögrenmek için
yetiskinlerin tesviki ya da ödüllendirmelerine
ihtiyaçlari yoktur
22Piagetnin Temel Kavramlari
- Piagetnin kurami kalitim ve çevre etkilesimini
oldukça iyi dile getiren bir modeldir. - Piaget insan da dâhil bütün canli organizmalarin
kendi kendini düzenleme yetenegine sahip
olduklarini ve bu mekanizma sayesinde kendi
kalimini (survival) sagladigini ifade eder.
23Piagetnin Temel Kavramlari
- Hatta Piaget bu uyum saglama yeteneginin biyoloji
(kalitim) ile çevre arasindaki temel halka olarak
görür. - Bir anlamda denebilir ki, Piagetye göre bilissel
gelisimin en temel amaci uyum-adaptasyondur. - Piaget çocuklara çocuklardan problemler çözmeleri
sorup-çocuklarin çözümlerinin nasil bir mantiksal
sira izlediklerine bakti.
24Piagetnin Temel Kavramlari
- Ilk bulgularindan bir tanesi çocuklarin
yetiskinlerden belirgin bir sekilde farkli
düsündügünü fark etti. - Arastirmalari neticesinde, Piaget insanin düsünme
ve dünyayi anlamlandirma tarzlarinin niteliksel
olarak farkliliklar arz eden dönemlerden geçerek
olustuklari fikrini savunur
25Piagetnin Temel Kavramlari
- Piaget evrensel (her toplum ve kesimde ayni
sekilde) olarak insanlarin dört dönemden
geçerek-refleksif motor tepkilerle baslayan ve
soyut düsünmeye dek devam eden bir süreç arz
ettigini savunur (Woolfolk, 2004).
26Piagetnin Önerdigi Gelisim Dönemleri
- Duyusal-motor Dönem (Sensory-Motor Stage) 0-2 Yas
- Islem Öncesi Dönem (Preoperational Stage
Intuitive and Symbolic Stages) 2-7 Yas - Somut Islemsel Dönem (Concrete Operational Stage)
7-11 Yas - Soyut Islemsel Dönem (Formal Operational Stage)
11 Yas
27Duyusal-Motor Dönem (0-2 Yas)
- Bu dönemin gelisimsel görevleri
- Hafiza gelistirmeye, taklit etmeye baslar
- Nesnelerin gözden kaybolmalarina ragmen yok
olmadiklarini anlamaya baslar - Reflekslerden ibaret davranislarda bulunmaktansa
giderek amaçli davranista bulunmaya baslar
28Duyusal-Motor Dönem (0-2 Yas)
- Piaget bebeklerin dogustan reflekslerle
dogduklarini. - Reflekslerin hayvanlarca ömür boyu kullanilmasina
karsin insan bebeklerinin çevreye uyum amaciyla
bu refleksleri kullanir ve kisa sürede bu
refleksler yapilandirilmis daha anlamli semalara
dönüsürler.
29Duyusal-Motor Dönemin Alt Dönemleri
- Bu dönem diger dönemlerden daha ayrintili ele
alinacaktir. - Piagetnin insan gelisimini ne derecede kapsamli
ve detayli ele aldigini vurgulamak ve edindigimiz
zihinsel becerilerin kazanilmasinda meydana gelen
karmasik süreçleri göstermek amaciyla bu dönem
burada ayrintili bir sekilde sunulmustur
30Duyusal-Motor Dönemin Alt Dönemler
- Bu dönemde bebekler kendi bedenleriyle çevre
arasindaki iliskileri kurmakla mesguldürler. - Göreli olarak iyi gelismis duyu organlarinin
sayesinde bunu yapabilirler. - Görme, dokunma, duyma ve emme yoluyla kendilerine
ve çevreye dair izlenimler toplarlar. - Piaget bu döneme duyusal-motor dönem adini
koymustur çünkü ilerideki zihinsel etkinliklerin
temeli sayilan bu yasantilarda temel araç duyusal
ve motor yasanti ve etkinliklerdir
31Duyusal-Motor Dönemin Alt Dönemler
- Bebek sayisiz deneme sonucu dissal dünya ile
kendisinin birbirlerinin uzantilari olmadiklarini
ve bilakis ayrik olduklarini fark eder. - Yine bebekler bir nesnenin elle yer
degistirebilecegini (nedensellik kavrami)
kavrarlar. - Bu dönemde edindikleri en önemli kesiflerden bir
tanesi nesne devamliligi (sürekliligi) kavramidir
32Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
- Bu, bir nesne gözden kaybolsa dahi (annenin
mutfaga gitmesi, oyuncak topun koltugun altina
girmesi) yok olmadiklarini- varliklarina devam
ettiklerini fark etmektir.
33Nesne Devamliligi (Sürekliligi)
- Resimdeki bebekte bu kavram henüz gelismemistir.
- Bu nedenle önünde ilgi gösterdigi oyuncakla
kendisi arasina oyuncagi kapatacak bir kâgit
parçasi kondugunda, oyuncaga olan ilgisi kaybolur
(baska yöne bakiyor ikinci resimde). - Bu da bebegin oyuncagin hala kâgidin arkasinda
gizli oldugunu bilmedigini gösterir.
34Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
- Nesne devamliligini kazandiktan sonra bebekler
motor becerileriyle sayisiz denemeler yaparlar. - Bu denemeler kendilerine veri toplar.
- Bu bize basit gibi görünen hareketleriyle her bir
davranisin sonucunda neler olabilecegine dair
yasanti biriktirir. - Bu denemeler sayesinde battaniyesinin üzerinde
elle ulasamayacagi uzaktaki oyuncagina ulasmak
için battaniyeyi kendisine dogru çekmeyi
ögrenmistir. - Asagida da deginilecegi üzere bu bebek için
oldukça önemli bir asama kat etmektir
35Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
- Asagida bu dönemde meydana gelen degisimler daha
ayrintili bir sekilde ve evreler halinde izah
edilmistir. - I.Evre
- 1. ayin sonundan baslayarak, refleksif
hareketlerde giderek ustalasir (giderek annenin
meme ucunu daha kolaylikla bulur). Piaget buna
fonksiyonel özümseme demistir, - Bu da genellenmis özümsemeye yola açar (anne
memesi disindaki objeleri de agza alma) - Ve bu da ayirt etme özümsemesine (anne memesinin
diger objelerden farkli oldugunu algilama) yol
açar
36II. Evre
- 4. aydan itibaren baslar
- Refleksif olarak parmak emme davranisi gösterir.
Bu davranis anne karnindaki benzeri davranistan
farklidir çünkü bebegin bunu bir nevi beslenme
amaçli yaptigi düsünülür - Bu temel (beslenme temelli olugundan) döngüsel
(çünkü tekrar tekrar yapilir) bir davranis olarak
tanimlanir
37III. Evre
- Ikincil döngüsel reaksiyon dönemi olarak bilinir
- 4-8 ay arasidir
- Daha önceden seslere asina olan çocuk ve objeleri
yakalamayi ögrenmis oldugundan bu iki semayi
birlestirerek çingirak alip tekrar tekrar sallar - Böylelikle bebek iki semayi birlestirmeyi
ögrenmistir
38IV. Evre
- -12 aylar arasi dönemi kapsar
- Gözleri önünde bir yastik altina gizlenen
oyuncagin yok olmadiginin farkindadir ve arayip
bulur oyuncagi - Bir süre oyuncak ilkin ayni (kirmizi) yastigin
altina sonra da oradan çikarilip sari yastigin
altina gizlendiginde, çocuk oyuncagi arar ama
sadece kirmizi yastigin altina bakar
39V. Evre
- 12-18 ay arasi dönem
- Nesnelere ulasmak için yeni yöntemler arastirir
- Mesela birçok deneme-yanilmadan sonra ve kimi kez
kazara battaniyenin uzak ucundaki oyuncaga
battaniyeyi çekerek ulasabilecegini fark eder - Bu dönemde nesnenin sürekliligi edinilir/yerlesir
- Bu da mantik yürüterek düsünme için önkosuldur
40VI. Evre
- 18 ay2 yas arasi dönem
- Nesne ve kisilere dair semboller/temsiller
olusturabilmeye basladiklarindan zihinsel
gelisimlerinde bir dönemi kapayip bir yenisini
açiyor olurlar
41Duyusal Motor Dönem (0-2 Yas)
- Piagetnin her bir dönemi için öngörülen
gelisimsel görevlerin tamamlanmasi çocugun söz
konusu dönemden mezun olup bir sonraki döneme
geçmesine olanak saglar. - Hatirlanmalidir ki, bu dönemin çocuklari yukarida
belirtilen beceri ve yasantilari kazanmadan bir
sonraki dönemin sembol kullanma ve dil ögrenme
gibi temel ögrenme yasantilarina hazir
bulunmusluk gelistiremez.
42Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Bu dönemin gelisimsel görevleri
- Dil ögrenmeye ve sembollerle düsünmeye baslar
- Mantik yürütebilir ancak olaylari sadece bir
yönleriyle düsünebilir (renkli üçgen, kare ve
dikdörtgenleri siniflandirirken, bunlari en
belirgin özellikleri olan renkleri göz önünde
bulundurmak gibi) - Ben-merkezcidir, baskasinin bakis açisini
algilayamaz/anlayamaz
43Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Bu dönemin gelisimsel görevleri
- Dil ögrenmeye ve sembollerle düsünmeye baslar
- Mantik yürütebilir ancak olaylari sadece bir
yönleriyle düsünebilir (renkli üçgen, kare ve
dikdörtgenleri siniflandirirken, bunlari en
belirgin özellikleri olan renkleri göz önünde
bulundurmak gibi) - Ben-merkezcidir, baskasinin bakis açisini
algilayamaz/anlayamaz
44Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Bu dönemdeki ögrenme yasantilarinin meydana
gelmesi için asagidaki nörolojik özelliklerin
mevcut olmasi sarttir - Ilkel düzeyde de olsa motor, görsel, isitsel ve
kinestetik refleksler - Motor tepkide bulunma kapasitesi ve dengeli bir
beden durusu (duyusal bilgilerin dogru
algilanmalari için) - Bilgi depolayabilmeye uygun hafiza
- Belli bir olgunlasma düzeyinden sonra, kimi
seyleri taklit edebilme yetisi
45Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Çocuklarin maruz kaldiklari uyaran miktari göz
önünde bulunduruldugunda, bunun kendilerinin bas
edemeyecegi derecede oldugu görülür. - Neyse ki, insan türünün evrimi sonucu bu
uyaranlarin ancak çocuklarin bas edebilecegi
kismini algilamalarini saglamistir.
46Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Mesela zor ve karmasik uyaranlar bunlari
algilamaya ve isleme yetisine ulastiklarinda
algilarlar. - Bu dönemin çocuklari giderek dili daha iyi
ögrenir olaylari belli bir mantikla
düsünebilirler (tek bir dogrultuda ama- mesela
nesneleri renklerine göre siniflandirmak gibi). - Bu yas çocuklar ben-merkezcidir ve baska birinin
gözüyle olaylara bakamaz.
47Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Bu benmerkezcilik o derecededir ki, telefonda
isteki annesiyle konusan bir çocuk kendisine
anne bak, kirmizi elbisemi giydim diyebilir ve
kendisinin gördügü seyi annesinin de
görebilecegini zanneder.
48Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Insanlarin etraflarindaki nesne, olay ve
kisilerin sembolik temsillerine sahip olma
yetileri bir tür olarak bugün ulasmis oldugumuz
uygarlik düzeyini edinmemizde çok önemli bir yer
teskil eder. - Sembol kullanma yetisi sayesinde bir semboller
sistemi olan dili ögreniriz.
49Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Dil ise bilissel gelisimin seyrinde vazgeçilmez
bir öneme sahiptir. - Zira dil sayesindedir ki bellegimize onca sembol
ve kavramlarin semalarini olusturabiliyoruz. - Nitekim bellege bu bilgileri kaydedemiyor
olsaydik bugün bir tür olarak da onbinlerce yil
geride bir uygarlik düzeyine sahip olurduk
50Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Bu nedenle, islem öncesi dönemde edindigimiz
temellere yetiskin olarak baktigimizda her ne
kadar bize basit gibi görünse de sonraki karmasik
zihinsel yapilarimizin önemli temelleri atilir bu
dönemde. - Düsünmelerine cansiz nesnelere canlilik atfetmek
(animizm) ve doga olaylarina birilerinin sebep
oldugunu düsünmek (yapaycilik) hâkimdir.
51Islem Öncesi Dönem (2-7 Yas)
- Örnegin, bu çocuklar günesin her gün birilerince
ortaya çikarilip gökyüzünün bir yanindan ötekine
tasidigini düsünebilirler. - Bu dönem iki alt döneme ayrilir
- Sembolik dönem (2-4 yas)
- Sezgisel dönem (4-7 yas)
52Sembolik Dönem (2-4 Yas)
- Çocuklarin dil gelisimi 2-4 yaslarinda oldukça
hizlidir. - Sözcük dagarciklarini 200den 2000e kadar
çikarirlar. - Dildeki bu hizli degisime karsin dilin karmasik
özelliklerinden bihaberdirler. - Örnegin, yazin sevdigi kislik bir kiyafeti giymek
istediginde kendisine bu kiyafetin mevsime
uymayacak derecede sicak oldugunu izah etmeye
çalismak bosunadir
53Sembolik Dönem (2-4 Yas)
- Çocuklarin kullandiklari sembollerle ifade
ettikleri her zaman yetiskin mantigina uyar
sekilde degil kendilerince etraflarindaki dünyayi
temsil eden ve iç dünyalarinda olup bitenleri
disa vuran sembolik oyunlar oynarlar. - Bu dönemde sembolik oyunlar oynarlar
54Sembolik Dönem (2-4 Yas)
- Mesela bir çubugu at olarak kullanmak ya da
anne-baba taklitleri yapmak gibi. - Bu dönemde nesneleri sadece bir yönleriyle
algilarlar. - Mesela, geometrik sekilleri hem renk hem de
türlerine göre siniflandiramazlar. - Bu da bilissel gelisimde önemli bir kavram olan
korunumun (conservation) henüz gelismedigini
gösterir
55Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
- Bu dönemde çocuklar nesnelerin en dikkat çekici
özelliklerine odaklasir diger özellikleri gözden
kaçirirlar. - Çokça sorular sorarlar, her seyin cevabini bilmek
isterler, bildiklerinden emin görünürler ancak
bildiklerini nasil bildiklerini
açiklayamadiklarindan bu döneme sezgisel dönem
denmistir
56Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
- Bu yas grubundaki çocuklar olgulari aralarindaki
karmasik iliskilerle ele alamadiklarindan bunlara
iliskin algilayislarini dar kavramlarla
örgütlemeye ve sikistirmaya çalisirlar.bu
nedenle..kalip yargilar gelistirirler
(Akyol-Köksal, 2007. s. 86).
57Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
- Mesela, ailesini ziyaret eden subay olan
halasinin esi bu yastaki bir kiz çocuga ne olmak
istedigini sordugunda hemsire olmak istedigini
ifade eder. - Subay olmak istemez misin?
- Diye sordugunda kizlar subay olmaz diye yanit
verir. - Kendisine yapilan açiklamalari da doyurucu bulmaz
58Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
- Piaget ve sonrasindaki arastirmacilar bu
çocuklarin gözü önünde kalin ve kisa bir
bardaktan ince ve daha uzun bir bardaga suyu
aktarip- bu çocuklara hangi bardayken suyun
miktarinin daha fazla oldugunu sorarlar. - Bu islem gözlerinin önünde yapildigi halde ve
kisa bardaki su aynen uzun bardaga aktarildigi
halde çocuklar uzun bardaktaki suyun daha fazla
oldugunu söylerler.
59Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
- Bu deney, çocuklarin korunum ilkesi
gelistirmediklerinin kanitidir. - Zira korunum herhangi bir nesne ya da nesne
grubunun fiziksel biçimi ya da mekândaki konumu
degistiginde, nesnenin miktar, sayi, alan, hacim
vb. özelliklerinin degismeyecegi ilkesidir
(Senemoglu, 2004. s. 43).
60Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
- Bu dönemin islem öncesi dönem olarak
nitelendirilmesinin nedeni çocuklarin islemleri
tersine çevirmenin mevcut olmamasidir. Buna
benzer bir sekilde, çocuk 79 16 oldugu için
16-97 oldugunu ayni anda tasavvur edemez.
61Sezgisel Dönem (2-7 Yas)
- Örnek
- Piaget Ali hiç kardesin var mi?
- Ali Evet. Bir tane. Adi Ezgi.
- Piaget Ali, Ezginin hiç kardesi var mi?
- Ali Hayir.
62Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
- Bu dönemin gelisimsel görevleri
- Somut problemler çözebilir
- Korunumu edinir
- Olaylarin, nesnelerin birden fazla yön-
özelligini hesaba katarak düsünebilir - Geri çevrilebilirlik edinir
63Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
- Bu çocuklarin düsünüsleri kendilerini çevreleyen
fiziksel gerçeklikle ve simdi ve burada ile
sinirlidir. - Dolayisiyla uzak gelecege ya da varsayimsal
olarak akil yürütemezler. - Bir önceki dönemdeki çocuklar da kendilerine
verilen farkli uzunluktaki çubuklari
siralayabilirler ancak bunu yaparken sik sik
çubuklari yan yana getirerek boylarini
kiyaslarlar.
64Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
- Somut islemsel dönemde böyle bir kiyaslamaya
ihtiyaç duyulmaksizin ve dolayisiyla boy sirasina
koyma çok daha hizli yapilabilir. - Önceki dönemdeki çocuklarin aksine bu çocuklar
çubuk siralama islemini yaparken daha çok içsel
bilissel süreçlerini kullanirlar yani kendi
zihinlerinde çubuk boylarini kiyaslayabilirler.
65Korunum Deneyi
66Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
- Bu çocuklar korunumu edinmislerdir yani maddenin
miktarinin onlarin aldiklari sekil ve ya
pozisyonla degismedigini kavramislardir. - Çocuklar ilkin miktarlarin (sayilar, uzunluk,
alan) korunumu, sonra agrilik, sonra da hacim
korunumu edinirler. - Piaget buna gelisimde ardisiklik adini vermistir.
67Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
- Yani, edinilen her bir beceri, öncesinde
edinilmis baska becerilerle mümkün olur. - Her bir dönemde bu deyim yerindeyse dikey ögrenme
tekrarla olusur. - Okul çagi çocuklari yine islemleri geri
çevirebilirler (zihinlerinde). - Bu nedenle, Piaget bu dönemi islem yapilabilen
ilk dönem olarak nitelemistir
68Somut Islemsel Dönem (7-11 Yas)
- Bu yas çocuklar yine önceki dönemin aksine bir
nesne ya da durumun sadece bir özelligine
odaklanmazlar ve birden fazla özelligi göz önünde
bulundurabilirler. - Piaget bu çocuklarin tersine çevirme ve bu
odaktan uzaklasma sayesinde korunumu edindikleri
kanisindadir.
69Korunum
- Piagetnin korunumu test etmek için kullandigi
örneklerden bir tanesi çiftlikteki inek
örnegidir. - Resimde görülen yesil renkli karelerin yemi
temsil ettigini ve hangi inegin daha çok yem
yedigini (ya da hangi inegin daha çok yemi var?)
diye sorar çocuklara.
70Korunum
- Oysa korunumun gelismesi için mantik yürütmenin
üç ögesinin olusmasi gerektigi kanisindadir
özdeslik, ödünleme ve dönüsümsel düsünebilme.
Özdeslik/ayniyet (identity) maddeye herhangi bir
sey eklenmemis ya da çikarilmamissa maddenin ayni
kaldigini bilme
71Korunum
- Ödünleme (compensation) Çocugun nesnenin bir
boyutundaki artmanin baska bir boyuttaki azalmaya
neden oldugunu kavrama. - Dönüsümsel düsünebilme (reversibility)
- Herhangi bir degisimi (uzun bardakta daha fazla
görünen su) islemi zihninde geri-baslangiç
noktasina (kisa bardaktaki haline) geri götürerek
ortadan kaldirim maddede bir degisim olmadigini
bilebilir.
72Korunum
- Daha önce çocuklarin korunum edinmemelerinin
nedenlerinden bir tanesi algida baskinliktir
(perception dominance). - Algida baskinlik çocugun o an gözlemledigi somut
durumun algilayisinin kendisinin baska islem
yapmasina engel olacak kadar baskin olmasi
durumunu ifade eder
73Somut Islemsel Dönem
- Bu dönem çocuklari birer pozitivist/realist
gibidirler. - Yani, onlar inatla gözlenebilir olaylara
yogunlasirlar. - Önceki dönemlerdeki gibi sihirli düslerin
gizeminde kalmazlar. - Mesela rüyalarin kafalarinda vukuu bulduklarini
düsünürler. Soyut kavramlar ya da atasözleri
fazla anlam ifade etmez bu dönem çocuklari için
74Somut Islemsel Dönem
- Bu dönemdeki çocuklarin düsünmeleri mantiksal
kurallar içerir ve bu çocuklar bir önceki dönemin
ben-merkezciliginden uzaklasmis olduklarindan
baskalarinin düsünceleri olabilecegini tasavvur
edebilir.
75Somut Islemsel Dönem
- Dünyanin biç çok ülkesinde çocuklarin bu dönemde
okula gitmelerinin nedeni de bu dönemde
gruplandirma, siniflandirma, kiyaslama, parçalar
arasindaki iliskileri görme ve problem çözerken
hem eldeki unsurlari hem de o durum hakkindaki
eski bilgilerini birlestirebilirler. - Bu yetilerine bakarak çocuklarin düsünmelerinin
üst düzeylere çiktigi yargisina varilmamali.
76Somut Islemsel Dönem
- Zira çocuklar ulus, kavram, olgu, onur, erdem,
gibi terimlerde ifade edilen soyut anlamlari
bilmezler. - Benzer sekilde, deyimler ve atasözlerindeki soyut
anlatimi anlayamazlar.
77Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
- Soyut problemleri mantiksal yollarla çözebilir.
Izafi/göreli ve karsilastirmali düsünür. - Düsüncede tümdengelim kullanabilir ve mantiksal
ayirimlar yapabilir. - Bu yas bireyler ideolojik sorunlarla ilgilenir ve
kendi ahlaki anlayislarini gelistirme ugrasi
içine girerler
78Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
- Bilimsel yöntem problem çözme asamalarinda oldugu
gibi sistematik düsünebilir. Toplumsal olaylara
ilgisi artar, kim oldugunu sorgular. - Soyut düsünmenin önemli gerekliliklerinden biri
varsayimsal düsünmedir
79Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
- Ancak bu yetiyi kazanmis ögrencilere eger 1924
yilinda Mustafa Kemal degil de Turgut Özal
ülkenin basinda olsaydi, ne gibi tarihsel
farkliliklar olurdu? diye soruldugunda mantiga
uygun yanitlar alinabilir. - Bu gençler bir bütünü olusturan degiskenleri
bütünden ayirip- tek tek ele alabilir, bu
degisken yerine baska bir degisken oldugunda
bütünün bundan nasil etkilenecegini tasavvur
edebilir ve ele alinan parçalara dair çokça
bilgiyi bir araya getirebilir.
80Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
- Ergenlik çaginda çocuklarin varsayimsal
düsünebilmesi kimlik gelisimi açisindan da
önemlidir. - Çünkü gençler baska insanlarin kendilerini nasil
gördüklerini zihinlerinde test edebilir ve
kendilerinin degisik özelliklerini tek tek ele
alip bu özelliklerde degisimlerin kendilerinin
bütünlerine nasil yansiyacagini zihinlerinde
canlandirabilirler
81Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
- Yaygin olarak ergen ben-merkezciligi olarak
nitelendirilen özellik de nitekim soyut
düsünmenin bir ürünüdür. - Bu kavram ergenlerin sanki sahnedelermis de
etraftaki herkes kendilerini izliyor olarak
algilamalarini tasvir etmek kullanilir
82Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
- Soyut düsünmenin olusmasi için hem olgunlasma hem
de bu asamaya dek gerekli olan gelisimsel
görevleri yerine getirmeyi kolaylastiracak
derecede ögrenme yasantilari açisindan bir çevre
gereklidir. - Soyut düsünme yetisini kazanmayi Piaget bireyin
uyum saglama çabasinin bir ürünü olarak görür
83Soyut Islemsel Dönem (11 Yas sonrasi)
- Zira bilhassa çagdas dünyada yasayan bireylere
somut islemsel dönem ve ya önceki dönemlere ait
düsünme tarzlari yetmemektedir. Hatirda
tutulmalidir ki, ergenlik çagindaki gençlerde
soyut düsünme becerileri gelismis olmasaydi
bugünkü egitimin geregi olan matematik, tarih,
fizik, felsefe vb. birçok dersten basarili
olmalari mümkün olmazdi.
84Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
- Piaget farkli kültürden örneklemlerle
çalismamasina ragmen iddialarinin evrensel
oldugunu iddia ederdi. - Sonraki uzmanlar Piagetnin kültürün etkilerini
hesaba katmamis olmasini elestirdiler. - Yine kendisine getirilen en önemli elestirilerden
bir tanesi her bir gelisimsel dönemi kati
çizgiler halinde izah etmesiydi
85Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
- Piagetnin bilissel gelisimi ergenlik çagina
kadar getirip-sonraki dönemlere deginmemis olmasi
da yine kuramina getirilen elestirilerden
biridir. - Piaget sonrasi yapilan arastirmalar gelisimsel
degisimin seyrinin genel çizgileriyle Piagetnin
ifade ettigi sira içinde vukuu buldugunu ifade
eder
86Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
- Degisik kültürlerle yapilan çalismalar her bir
dönem için belirtilen zaman araliklarinda kimi
farklar olsa da gelisimsel siranin farkli
kültürlerde de Piagetnin belirttigi sirayi
izledigini bulmustur. - Yeni çalismalar, Piagetnin bulgularinin aksine,
iki dönem arasindaki geçisin daha esnek, daha az
bir keskinlikle ve bu geçis zamanlarinin her iki
döneme ait özellikler tasidigi bulunmustur.
87Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
- Kisi ardisik iki dönemden Piagetnin
düsündügünden daha fazla özellikler sergilemekle
beraber, tipki Onun degindigi gibi içinde
bulunulan dönemin özellikleri daha baskindir. - Baska bir ifadeyle, somut islemsel dönemdeki
çocuklari islem öncesi dönemden de, soyut
islemsel dönemden de özellikler tasir.
88Piagetye Getirilen Elestiriler ve Piaget Sonrasi
Arastirma Bulgulari
- Ancak Piagetnin ifade ettigi üzere baskin olarak
somut islemsel dönemin özelliklerini tasirlar. Bu
son bulgu duyusal-motor dönem için o kadar
geçerli degildir. - Yani bu dönemde Piagetnin vurguladigi
karakteristikler üzerinde evrensel bir fikir
birligi vardir. - Bu dönem, digerlerine kiyasla bir sonraki döneme
ait daha az benzerlikler içerir
89Piaget Elestirisi
- Hatirlanmalidir ki, gelisimsel özellikler yasamin
ilk 1-2 yilinda biyolojik dinamiklerin baskin
etkisi altindadirlar. - Bu nedenle de, sonraki dönemlere kiyasla bu ilk
zamanlardaki gelisimsel daha az kültürel
varyasyon gösterirler. - Bunun nedeni de biyolojinin kültüre kiyasla daha
evrensel olmasindandir.
90Piaget Sonrasi
- 1980 ve 90larda çocuklarin baskalarinin bakis
açilarinin alma (perspective taking) kapasiteleri
ile arastirmalarla yogundu. - Bu arastirmacilar siklikla çocuklarin akil
teorisi (theory of mind) gelistirdikleri ve bu
vesileyle hem kendi düsünüsleriyle hem de
baskalarinin nasil düsündükleri ile ilgili bilgi
ve semalar gelistirdiklerinden bahseder ve buna
dair arastirmalar yaptilar.
91Piaget Sonrasi
- Bu arastirmalarin basinda Heinz Wimmer ve Josef
Perner gelir. - Bu arastirmalar Maxinin Çikolata Testi (the Maxi
Chocolate Task) adini verdikleri bir hikâye
anlatirlar çocuklara. - Hikâyeye göre Maxi adinda bir çocuk mutfak
tezgâhinin üzerine çikolatasini koyar ve kosarak
disari oynamaya gider.
92Piaget Sonrasi
- Maxi disarida oynarken, annesi mutfaktaki
islerinden dolayi Maxinin çikolatasini kaldirir
mutfak masasina koyar. - Maxi oyundan geri döndügünde çikolatasini ister.
- Wimmer ve Perner (1983) deneylerine katilan
degisik yas gruplarindan çocuklara Maxi mutfaga
döndügünde çikolatasini nerede arar? diye sorar.
93Piaget Sonrasi
- Üç yasindaki çocuklarin çogu Maxinin çikolatayi
mutfak masasinda arayacagini söyler. - Buna karsin 4 yasindaki çocuklarin çogu ve 5
yasindaki çocuklarin neredeyse hepsi Maxinin
çikolatayi mutfak tezgâhinin üzerinde arayacagini
çünkü annesinin çikolatanin yerini degistirdigini
bilmez diye yanit verirler
94Piaget Sonrasi
- Bu bulgular Piagetnin 6-8 yas çocuklarda olusan
aklin teorisi fikrinin daha önce de olustuguna
isarettirler. - Dolayisiyla 5 yasinda çocuklarin baska bir
insanin yerine kendilerini koyabileceklerine de
isaret etmektedirler. - Yeni bulgular çocuklarin Piagetnin ifade
ettiginden daha fazla ileri dönemlere ait
özellikler tasidiklarini vurgular ( Renner,
Stafford, Lawson, McKinnon, Friot Kellogg,
1976).
95Piaget Sonrasi
- Kimi arastirmalar lise son sinif ögrencilerinin
ancak 30-35nin soyut islemsel döneminin
özelliklerini tasidiklarini bulmustur (Kuhn,
Langer, Kohlberg Haan, 1977). - Öte yandan Piaget çocuklarin 11 yasindan sonra
çogunlugunun soyut islemsel geçmelerini
öngörmüstü
96Piaget Sonrasi
- Bu, bir yandan Piagetnin metodolojisindeki
sinirliliklardan kaynaklanabilecekken öte yandan
da simdiki çocuklarin Piagetnin
zamanindakilerden farkli olabilecegi- - Yani daha da hizli gelisimse degisimler
göstermelerine vesile olan- ögrenme için daha
zengin çevrelerde yasiyor olduklarinin da
belirtisi olabilir
97Piaget Sonrasi
- Kisacasi, bu bulgular, gelisimsel dönem fikrinin
daha esnek bir sekilde yorumlanmasi gerektigini
gösteriyor ancak Piagetden beri yapilan
çalismalar Onun teorisini temel anlamda
dogrulamistirlar. - Çogu çagdas bilim insanlari Piagetnin ergenligin
ötesinde gelisime deginmedigi için elestirir. - Sirf Piagetnin kuramini kullanarak psikolojinin
Yunus Emre, Mevlana, Dali Lama gibi bilgelerle
siradan ama soyut islem yapan birey arasinda
bilissel anlamda nasil bir fark vardir ve bu
farka ne tür evrelerden geçerek olusabilecegine
yanit verilmez
98Piaget Sonrasi
- Çagdas bilissel psikolojide ele alinan elestirel
düsünceyi arastiran bilim insanlari kimi durum ya
da önermeleri nasil ele alip-degerlendirdigimize
bakarken, yaratici düsünmeyi inceleyenler
normalim disinda-yani farkli olarak nasil
durumlara- olaylara alternatif/özgün bakis
açilari üretebildigimizi incelerler
99Piaget Sonrasi
- Yine kimileri bilissel dünyamizi incelemede her
bir kiside baskin olarak ya tek yanit bulmaya
(convergent thinking) dair egilimin ya da var
olan olay ve fikirleri daha da çogaltarak ele
alan ayrik düsünme (divergent thinking) hakim
oldugunu ifade ederler.
100Piaget Sonrasi
- Buna benzer bir siniflandirmayi sag-ve ya sol
beyin yarim kürelerinin hangisinin agirlikli
kullanildigina göre sag beyin agirlik düsünme ya
da sol beyin agirlikli düsünme olarak
tanimlarlar. - Sag beyin agirlikli düsünme daha yaratici ve
sanatsal bir düsünüs seklidir ve ayriksi
düsünmeye paraleldir. - Sol beyin agirlikli düsünme ise var olan
verilerden yola çikarak çabuk ve tereddüt etmeden
giderek tek yanita ulasmada bir zorluk çekmezler
101Piaget Sonrasi
- Mesela, bu grup çoktan seçmeli sinavlarda ayriksi
düsünen bireylere göre daha az bir oranda
seçenekler arasinda tereddüt yasar. - Oysa ayriksi düsünen bireyler bakis açisina
birden seçenegin de dogru olabilecegini
düsünürler. - Geleneksel toplumlarda bireyselligin önemli
oldugu kültürlere kiyasla ayriksi düsünme pek
tesvik edilmez ve böyle düsünmekle bireylerin
kararsiz-ne istedigini bilmeyen bireyler
olduklarini ifade ederler.
102Piaget Sonrasi
- Piaget sonrasi bakis açilardan bir tanesi Amerika
Birlesik Devletlerinin Harvard Üniversitesi-
Gelisim Çalismalari Laboratuarindan gelir. - Bu merkezde yillardir bebeklerle arastirmalar
yapan Elizabeth Spelke kendisinden önce Robert
Fanz tarafindan kullanilan seçici bakma
(preferential looking) adi verilen bir teknigi
kullanarak bebeklerin zihinsel kapasitelerini
incelemektedir.
103Piaget Sonrasi
- Spelke Piaget aksine nesne devamliligin temel bir
düzeyde bebeklerde var oldugunu ifade eder. - Dahasi, Spelke, bebeklerin kati cisimlerden
geçilmeyecegi (örnek duvarin içinden yan odaya
geçme) gibi kimi temel doga kanunlarina dair bir
farkindalikla dogduklarini ileri sürer
104Piaget Sonrasi
- Yine bu arastirmaciya göre bebekler temel
geometrik bilgiler tasidiklarini ve kendilerini
uzayda (alanda) nasil yönlendireceklerine dair
bir farkindaliga sahiptirler. - Kisacasi, bu anlayisa göre bebekler Piagetnin
ifade ettiklerinden daha çok temel kimi
bilgilere sahip olduklarini arastirmalariyla
ele alir. - Dahasi bebeklerin kimi çok temel bilgileri
ögrenmeden dogustan tasidiklarini ifade eder.
105Piaget Sonrasi
- Spelkeün çalismalari ve bu çalismalara iliskin
tartismalar günümüzde olanca yogunluguyla devam
etmekte. - Robert Campbell (2006) gibi kimi psikologlar
Piagetnin felsefi alt yapisinin 1900lü yillarin
ilk çeyreginden kalma oldugunu ve dolayisiyla da
çagdas felsefenin birikiminden uzak - Aristocu bir yaklasim arz ettigi yönünde
elestirirler
106Piaget Sonrasi
- Kimi yani arastirmacilar insan zihnini
bilgisayarlara benzer bir çalisma usulü olan-bir
bilgi isleme sistemi olarak görür. - Ancak bu sistem her an çevreyle aktif bir
etkilesim içinde olan bir isleyis içindedir.
Islenen bilgi hem içsel hem de dissal bilgidir.
107Piaget Sonrasi
- Bu bakis açisina göre zihinsel anlamda yol kat
etmek (gelismek) su unsurlari içerir - Giderek artan kapasitede isleyen bellek
gelistirme - Daha hizli bilgiyi isleme kapasitesi
- Yeni yöntem (algoritmalar) kurma-gelistirme
- Daha fazla düzeyde kaydedilmis bilgi
108Piaget Sonrasi
- Bir diger bakis açisi bilissel gelisim gibi genis
bir alani tümel olarak incelemektense teker teker
becerileri ya da beceri alanlarini incelemenin
bilimsel olarak daha islevsel olacagi ve daha
elle tutulur bilgiler saglayacagi kanisindadir.
109LEV SEMENOVICH VYGOTSKY
- Vygotsky Marksist bir Rus psikologdu.
- Piagetnin insan gelisimine bakis açisini sosyal
ve kültürel baglami (context) hesaba katmadigini
vurgulayarak elestirdi. - Vygotsky 38 yasinda ölmüstür.
- Bu kisa yasamina ragmen insan gelisimine
anlamamiz yönündeki katkilari azimsanacak gibi
degildir.
110VYGOTSKY
- Insanlarin üst düzeyde zihinsel fonksiyonlara
sahip oluslarinin kaynagini sorgulamistir. - Bu kaynagin insanlarin içinde yasadiklari
sosyo-kültürel yapi/baglam oldugunu düsünmüstür. - Daha spesifik olarak bu kaynagin sosyal süreç
oldugu sonucuna varmistir. - Bireyin bilissel gelisimini kisisel bir çaba
olarak yani bireysel psikoloji bakis açisiyla
degil, bireyi toplum-içindeki-birey olarak
algilamistir.
111VYGOTSKY
- Vygotskye göre sosyal süreçler giderek zihinsel
süreçlere dönüsürler. - Vygotsky Piagetnin önerdigi dengeleme vb. gibi
süreçlerin hiçbirinin tek basina zihinsel
gelisimi açiklayamayacagi kanisindadir. - Vygotskye göre insan davranisi dogal kosullar
atlinda gözlenmelidir. - Degisik türler arasinda kiyaslar yapilmalidir.
112VYGOTSKY
- Tarihsel kosullar gelisim üzerinde önemli etkiye
sahiptirler. - Bilimsel incelemenin konusu birey degil, bireyin
sosyokültürel baglam içindeki etkilesimleridir
fikrindedir. - Gelisim bir sosyallesme süreci degil, sosyal
etkilesimlerin zihinsel süreçlere
çevrilmesi/dönüstürülmesidir. - Çocugun kültürel gelisiminde her fonksiyon iki
kez vukuu bulur ilkin sosyal olarak çocuk ve
çevresi arasinda- sonra çocugun zihninde
113VYGOTSKY
- Bu anlamda bütün üst seviyedeki zihinsel
süreçlerin orijinleri kisiler arasi iliskilerdir. - Kisiler arasi etkilesimler çocugun zihnindeki
tartisma ve degerlendirmelere dönüstürülür. - Bu dis dünya ve bireyin zihni arasindaki bagi
Vygotskynin deyimiyle araç ve isaretler saglar.
114VYGOTSKY
- Vygotskye göre çocuklar kendi kendilerine
konusurken (self-talk) bunu Piagetnin zannettigi
gibi benmerkezci olduklari için degil, bunu kendi
düsünüslerini düzenlemek için yaparlar. - Çocuklar büyüdükçe bu kendi kendiyle sesli
konusma fisildamaya, sonra sessiz dudak
hareketlerine dönüsür
115VYGOTSKY
- Daha sonra da bu konusma tümden içsel bir sekilde
olur. 4-7 yaslarinda kendiyle konusma en yüksek
seviyeye ulasir ve 9 yasina dogru içsel düzeye
ulasir. - Ancak bu tür süreçler daha zeki çocuklarda daha
erken/hizli olur. - Vygotskye göre kendi kendine konusmanin sessiz
bir sekle gelmesi bilissel gelisim açisindan çok
önemlidir.
116VYGOTSKY
- Yani bunu yapabilen kisi kendi zihninde daha
hizli ve daha kolay ve daha ustalasmis bir tarzda
bilissel islemler yapabilmektedir. - Bu yüzdendir ki biz yetiskinler zor durumdayken
daha sesli bir sekilde düsünürüz çünkü zor
durumdayken insanlar daha çok gelisimsel olarak
eski (geri) basamaklara has davranislara
gerileyebilmektedir (regression).
117VYGOTSKY
- Vygotskye göre dil bilissel gelisimin
vazgeçilmez bir parçasidir. - Dil ise takdir edilecegi üzere sosyal yasamin bir
geregi ve sonucudur. - Vygotsky dilin bilissel gelisime katkisini da
nitekim sosyal baglamin katkilari arasinda sayar.
- Bugün de bilinmektedir ki, dil açisindan zengin
çevre kosullarinda yasamak bilissel gelisime
manidar katkilar yapar.
118VYGOTSKY
- Içsel konusmanin araci oldugundan, kisinin soru
sormasina, fikirler üretmesine, düsünmeye araç
olan kavram ve kategorileri saglamakla dil
bilissel gelisimde temel bir önem arz eder. - Vygotskye göre dilin önemi ayrica dilin sosyal
etkilesimin temel araci olmasindan da
kaynaklanir. - Vygotsky kisinin gelisiminde kisiyi tek basina
ele almamaktadir.
119Yakinsal/yaklasik Gelisim Alan (the zone of
proximal development)
- Mesela bebekle konusmanin yani sira, bebegin
çevresinde birbirleriyle konusmak suretiyle de
kisiler çocugun gelisimini etkilerler- bu etkide
araç yine dildir. - Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development) kavrami Vygotskynin en
temel kavramlarindandir. - Vygotskye göre gelisim her zaman daha karmasiga
dogru giden bir hiyerarsi arz ettiginden,
çocuklar kendilerinin hemen önündeki esikleri
asmak için rehberlige ihtiyaç duyarlar
120Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
- Burada sözü edilen alan çocugun tek basina
beceremeyecegi ama bir baskasinin az bir
yardimiyla bas edebilecegi becerilere iliskin
gelismeye açik alan kastedilir. - Vygotsky çocuklarin gelisiminde sadece
yetiskinlerin degis diger çocuklarin da önemli
oldugunu vugurlamistir (birbirlerine örnek teskil
etme ve rehberlik etmekle).
121Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
- Yakinsal/ yaklasik gelisim alani denen alan,
egitimin ve ebeveynlerin gelisime katkida
bulunmak anlaminda kullanabilecekleri alandir. - Vygotskye göre kisiler ve gruplar beraberce
hatirlayabilir ve problem çözebilirler.
122Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
- Mesela oyuncagini kaybetmis bir çocugun babasi
tekrar tekrar sorular sorar ve en son çocuk
oyuncagin arabada unutuldugu sonucuna bu sayede
varabilir bu da tipki içsel diyalog gibi
digerleriyle diyalogun da düsünme ve problem
çözme gibi bilissel islemlerde önemli araç
oldugunu gösterir
123Yakinsal/yaklasik gelisim alan (the zone of
proximal development)
- Mesela bu oyuncagin yerini bulma örneginde
oyuncagi kim buldu? - Sorusunun yaniti tek basina çocuk ya da tek
basina baba degildir- cevap ikisi beraber
buldular. - Böyle bir yasantidan sonra çocugun ayni problem
çözme yöntemini ondan sonraki benzeri durumlarda
kullanmasi olasidir. - Vygotskye göre gelisimin amaci kisinin düsünsel
süreçlerinde giderek özerklesmesi-özgürlesmesidir.
124YETISKIN BILISSEL GELISIMI
- Yetiskin zihinsel gelisimine dair arastirmalarin
birçogu üniversite ögrencileriyle yapilmistir
(Baxter Magolda, 1992 Kegan, 1982 Perry, 1970,
1981). - Bunun yani sira sadece kadinlarla çalisip-
kadinlarin zihinsel isleyislerini ve yasami nasil
anlamlandirdiklarina dair çalismalar da mevcuttur
(Belenky ve ark. 1986).
125William Perry
- Yetiskin bilissel gelisimi ile ilgili ilk
çalismalardan biri Harvard Üniversitesinden
William Perry (1970, 1981) tarafindan
gelistirildi. William G. Perry, Jr., bir grup
Harvard Üniversitesi ögrencisiyle üniversite
egitimleri boyunca detayli görüsmeler yaparak,
ögrencilerin nasil düsündüklerini ve ne gibi akil
yürütme tarzlarina sahip olduklarini tespit
etmeye çalisti.
126William Perry
- Perry bunu yaparken epistemolojik sorular sordu.
- Ögrencilerin hakikatin ne oldugu, bir seyin
hakikati temsil edip etmedigini nereden
bilebileceklerini, bilgi nereden elde edilir gibi
sorular sormustur. - Perry ilk çalismasindan (1970) sonra ayni
üniversitede çalismalarini tekrarladi (1981) ve
benzer sonuçlar elde etti
127William Perry
- Perry, Harvard Üniversitesinde okuyan erkek
ögrencilerle çalismis ve üniversite egitiminin ve
yasantisinin ögrencilerde bilissel olarak nasil
degisikliklere vesile oldugunu bulmaya çalisti. - Perrynin çalismasi bu alanda öncü bir
çalismadir. - Ancak sadece erkeklerle çalismis olmakla önemli
elestiriler almistir
128William Perry
- Asagida Perrynin tespit ettigi sira ile
ögrencilerin önemli bir kisminda meydana gelen
düsünsel degisimlerin seyri betimlenmektedir. - Sunu hatirlatmakta yarar vardir Perry de dahil
olmak üzere üniversite ögrencilerinin düsünsel
gelisimi üzerinde çalisan uzmanlar (örnek
Chickerin Reisser, 1993) bu gelisimsel sürecin
çagdas üniversitelerde ve bu üniversitelerdeki
fikirsel, demografik (örnegin ögrenci ve ögretim
kadrosu) ve akademik iklimdeki çesitlilik
kosullarinda meydana geldigini özellikler
vurgularlar.
129William Perry
- Arastirmacilar sözü edilen gelisimsel
degisimlerin üniversitenin düsünce özgürlügü
ortaminda ve gerek akademik kadrosunun gerekse
ögrenci kitlesinin çesitlilik arz etmesi ve de bu
çesitliligi kabul ve tesvik edildigi bu günün
çagdas üniversite ortaminin sagladigi yasantilar
sayesinde oldugu kanisindadir.
130William Perry
- Perry ve sonrasi modeller bireylerin nasil
dogru-yanlis (ak-kara) gibi daha basit düsünüs
tarzindan daha kapsayici, çesitliligi hesaba
katar bir karmasikliga dogru düsünmeye dogru yol
aldiklarina bakarlar. - Bu bakis açisi yine gelisimin basitten karmasiga
dogru oldugu ilkesine bir örnektir. - Bu kuramlarda daha karmasik düsünmenin ölçüsü
bireyin düsünüsünün ne kadar toplum ve dogadaki
karmasiklik ve çesitlilige denk düstügüdür.
131Perrynin Epistemolojik Pozisyonlari
- 1. Pozisyon Temel Ikilemcilik (Dualism)
- Temel kani "her sey ya dogru ya da yanlistir-ak
ya da karadir" bunun arasi yoktur. - Bu asamadaki kisiler için bilgi mutlaktir.
- Üniversite ögrencisi dersi anlatan hocasini
otorite olarak görür ve ögrencilere dogru
yanitlari vermekten sorumlu kisi olarak görürler.
- Eger dogru yanitlari veremiyorsa o zaman kötü
hocadir
132Pozisyon Temel Ikilemcilik (Dualism)
- Bu pozisyondaki ögrenciler, çaliskanlik ve
uysalligin nihayetinde basariyi getirecektir
düsüncesine sahiptirler. - Bilginin kaynagi otoritedir ve ondan sapmak
yanlistir. - Bu pozisyonla bagdasmayan ögeler yasamak ve
gözlemlemek kisiyi bu pozisyondayken degisim ve
ilerleme kat etmesine ve bir sonraki asamaya
geçisinde temel kaynak teskil eder (ikinci
pozisyon).
133Pozisyon Temel Ikilemcilik (Dualism)
- Kisacasi, ögrenci bu her seyi mutlak algilayisina
uymayan yasantilar biriktirir. - Örnegin, daha önce Arap insanlara karsi önyargisi
olmusken, sinifinda bulunan Lübnanli bir
ögrenciyi tanimak suretiyle bu algilayisinin
eksikliginin farkinda olur. - Çagdas üniversitenin bireyin kalip yargilarini
zorladigi bir ortam olmasinin neticesinde ögrenci
eski semalarini sorgular duruma gelir ve ak ile
kara arasinda baska renkler oldugunun farkina
varmakla bir sonraki asamaya geçer.
134Çogulculuk (Multiplicity)
- ("Herkes kendince dogrudur.")
- Çoklu bakis açilarinin varligini fark eder
- Her bir bakis açisini yeteri kadar
degerlendirecek durumda degildir henüz. - Bir fikri ötekine üstün ne kilar?
- Buna iliskin ölçütleri henüz mevcut degildir.
135Görelilik (Relativism)
- ("Aslinda herkesin kendince bir fikri var ve bu
fikirlerin her biri de pekâlâ dogru olabilir.") - Insan bilgisi baglamsaldir yani durum ve
kosullara göre degisir. Bilginin dogruluk ve ya
yanlisligi söz konusu degildir. - Birey kendi düsünce ve deger yargilarina disardan
ve objektif bakip-inceleyecek bir durumdadir. - Bilgi ve hakikat kisilerin yasantilariyla göreli
olarak sahistan sâhisa degisir.
136Görelilikte Kalicilik (Commitment to Relativism)
- ("Kimi fikirlerin dogruluk payi ötekilere göre
daha güçlüdür. Kisi bir fikri ele alirken
iddialari ve kendilerini destekleyene kanitlari
ve diger kosullari dikkatlice ele alarak
degerlendirilir.") - Çogulcu bir dünyada kendi yerini belirleme
sorumlulugunu üstlenir. Bunu yapmakla genç
yetiskinlikte kendine ergenlikte edinilenden daha
ayagi yere basar bir kimlik de edinmis olur. - Hayatina dair gelistirdigi amaçlar dogrultusunda
bu çogulcu dünyada kendince seçimler yaptiginin
ve bu seçimlerin baskalarininkilere kiyasla daha
iyi ya da kötü olmaktansa sadece kendisine
bilebildigi kadariyla en uygun seçenekler
oldugunda
137Kadinlarda Düsünüs Tarzlari
- Psikolojide kadin meselesi feminizmin 1960larda
güçlenmesiyle yer yer dile getirildiyse de en
etkili ses 1982 yilinda Amerika Birlesik
Devletlerinin Harvard Üniversitesi ögretim
elemanlarindan Carol Gilligandan geldi (1982). - Gilligan onyillarca ahlak gelisiminde otorite
olan Kohlbergün yüksek lisans ögrencisiydi.
138Ses ve Kadin
- Gilligan ve sonraki arastirmacilar ses kisiyi
yansitan onun kimligini sosyal arenada ortaya
koyan bir ayirt edici özelliktir diye düsünürler.
- Farkli Bir Sesten (In a different voice) adli
kitabinda psikoloji biliminin arastirmalarinin
erkeklerle yapilan çalismalardan elde edilen
verilere dayanmalarina karsin bu bulgularin
herkese (kadinlara da) genellenmesine itiraz etti.
139Ses ve Kadin
- Gilligan ayni zamanda ahlak gelisimi konusunda
hocasi Kohlbergü sert bir sekilde elestirdi. - Gilligan ile baslayan bu yeni sese Belenky ve
arkadaslari (1986) kadinlarin düsünüs sekillerini
incelediler. - Gilligan gibi bu arastirmacilar da kadinlarin
evrensel olarak erkeklerin adalet kaygilarinin
ötesinde insanlararasi iliskileri önemsediklerini
vurgularlar.
140Kendi ve Ötekilerin Ihtiyaçlari
- Bu nedenledir ki, kadinlarin kisilik gelisiminde
ve dolayisiyla dünyayi anlamlandirmalarinda temel
zorlugun (dilemma) onlarin iliskileri
önemseyisleriyle kendi bireysellikleri arasindaki
diyalektik dengedir. - Bu yazarlar, kadinlarin erkeklerden farkli olarak
kendi gelisimlerinde, kendi ihtiyaçlari ile
baskalarinin ihtiyaçlari arasinda tercihler
yapmak zorunda hissettiklerini savunurlar.
141Belenky ve Arkadaslari
- Belenky ve arkadaslari ABDde 135 tane kadinla
uzun saatler süren görüsmeleri sonucunda
yazdiklari Kadinlarin bilme yollari Benlik, ses
ve aklin gelisimi (Women's ways of knowing The
Development of self, voice, and mind) adli
kitapta kadinlarin kendilerine has yasami
anlamlandirma tarzlarini incelediler
142Kadinlarin Düsünme Tarzlari
- Arastirmaya konu olan kadinlarin demografik
özellikleri çesitlilik arz eder. - Aralarinda kirsal/kentsel, okumamis, ergenlik
çaginda çocuklari olanlar, üniversitede ögretim
üyesi olanlar, vb. toplumun muhtelif
kesimlerinden kadinlarla çalisilmistir.
143Kadinlarin Düsünme Tarzlari
- Arastirmaya katilan kadinlarin yaslari 14 ile 60
arasinda degismektedir. - Belenky ve arkadaslari Perrynin sorduklarina
benzer (ayni degil) epistemolojik sorular
sormuslardir kadinlara.
144Kadinlarin Düsünme Tarzlari
- Sorduklari sorulardan bir kismi sunlardir
- Hakikate nedir?
- Otorite nedir? Birinin (bir seyin) otorite
olduguna kanit nedir? - Bildiklerimizi nasil biliriz? Son yillari
düsündügünüzde sizin gelisim ve degisiminize
katkida bulunan etmenler arasinda hangileri
özellikle akla gelmektedir?
145Kadinlarin Düsünme Tarzlari
- Bu tür sorulari, benlik imaji, iliskileri, egitim
ve ögrenme, kisisel gelisimleri ve etik sorular
izlemistir. - Kadinlarin bu sorulara verdikleri cevaplardan 5
tane epistemolojik bakis açisi saptanmistir. - Belenky ve arkadaslarini bu kategorileri
ardisiklik arz eden bir sira olarak
sunmamislardir. Sadece olani tespit etmeye
çalismislardir.
146Kadinlarin Düsünme Tarzlari
- Baska bir deyisle, bu düsünüs sekillerinin
birbirlerinin ardi sira gelen bir hiyerarsi arz
ettikleri düsünülmemelidir. - Bu arastirmacilar kategorileri siralarken
basitten karmasiga dogru bir siralama
yapmislardir. - Belenky ve arkadaslari insanlarin nasil olup da
bir düsünüs tarzindan ötekine geçis yaptiklarini,
ya da bulunduklari asama/döneme nasil
ulastiklarina dair fikir belirtmemislerdir.
147Kadinlarin Düsünme Tarzlari
- Bu arastirmacilarin bulduklari düsünüs tarzlari
genel olarak Perrynin dönemlerine paralellik
göstermekle beraber önemli farklar da tasirlar
148Bilmenin Bes Yolu
- Sessizlik (Silence) Dissal otoriteye tümden
baglilik - Edinilmis Bilgi (Received Knowledge) Dualizm
hâkimdir, bilgiye sahip kisiler dikkatle
dinlenerek dogru bilgi elde edilebilir - Subjektif Bilgi (Subjective Knowledge) Bilgi
kisiseldir - Yasantisal Bilgi (Procedural Knowledge) Aslolan
bilgiyi edinmenin yoludur. - Yapilandirilmis Bilgi (Constructed Knowledge)
Bilgi baglamsaldir. Bilgiyi (hakikati) edinmek
hem kisisel hem de objektif yollarla olur
149Sessizlik (Silence)
- Baskalarina bagimlilik ve körü-körüne itaatkârlik
ve pasiflik ifade ederler. - Örneklemdeki en fakir, en genç ve en egitimsiz
kadinlarin düsünüs tarzi olarak dikkati
çekmistir. - Kelimeleri ve dili ürkücü ve baskalarinin
kendilerini cezalandirma amaciyla kullandiklari
araçlar olarak algilarlar
150Sessizlik (Silence)
- Düsünüsleri simdi ve burada ve de çevrelerindeki
somut gerçege dairdir. Her sey ak ya da karadir. -