MIKOBAKTERILERIN MIKROBIYOLOJISI VE HASTALIK OLUSTURMA MEKANIZMALARI - PowerPoint PPT Presentation

1 / 98
About This Presentation
Title:

MIKOBAKTERILERIN MIKROBIYOLOJISI VE HASTALIK OLUSTURMA MEKANIZMALARI

Description:

Title: M KOBAKTER LER N M KROB YOLOJ S VE HASTALIK OLU TURMA MEKAN ZMALARI Author: KEMAL Last modified by: acer Created Date: 10/21/2003 5:50:09 AM – PowerPoint PPT presentation

Number of Views:417
Avg rating:3.0/5.0
Slides: 99
Provided by: kem75
Category:

less

Transcript and Presenter's Notes

Title: MIKOBAKTERILERIN MIKROBIYOLOJISI VE HASTALIK OLUSTURMA MEKANIZMALARI


1
MIKOBAKTERILERIN MIKROBIYOLOJISI VE HASTALIK
OLUSTURMA MEKANIZMALARI
  • Prof.Dr.Zeynep SÜMER

2
(No Transcript)
3
Mikobakteriler
  • Gelismekte olan ülkelerde ve gelismemis
    ülkelerde ciddi morbidite ve mortalite nedeni
  • Günümüze kadar 70den fazla mikobakteri türü
    tanimlanmistir.
  • Bunlarin çogu insanlarda hastaliga sebep
    olmaktadir.
  • Bu tür bolluguna ragmen birkaç tür veya grup
    insanlarda ciddi hastaliklara yol açmaktadir.
  • Bunlar M.tuberculosis, M.leprae, M.avium
    kompleksi, M.kansasii, M.fortuitum, M.cheloniae
    ve M.abscessustur.

4
  • 2000 yili-dünya nüfusunun 1/3ünün (1.9 milyar
    insan) M.tuberculosis ile infekte.
  • Bu sayinin 8 milyonu yeni olgular, 16 milyonu
    daha önceden var olan hastalar.
  • 1.9 milyonu ise o yil içinde bu hastaliktan ölen
    sayisi.
  • En yüksek hastalik insidansi güneydogu Asya,
    Afrikanin sub-Sahara bölgesi ve dogu Avrupada
    saptanmakta.

5
Mycobacterium genusu
  • 0.2-0.6x1-10 ?m boyutlarinda
  • Hareketsiz
  • Sporsuz
  • Asidorezistan boyanma gösteren
  • Yavas üreme özelligi (t1/2 12-24 saat)
  • Aerobik basillerdir.

6
(No Transcript)
7
(No Transcript)
8
(No Transcript)
9
Hücre duvar yapisi
  • Kompleks, lipidden zengin
  • Hidrofobik yapi
  • Birçok dezenfaktana ve yaygin kullanilan
    laboratuvar boyalarina karsi bakterileri direnç
  • ARB boyanma özelligi
  • Yavas üreme özellikleri
  • Yaygin kullanilan antibakteriyel antibiyotiklere
    direnç
  • Antijenite
  • Clumping veya kord faktörü olusumu gibi
    karakteristik özelliklerin olusmasindan
    sorumludur.

10
  • Hücre duvar yapisi yavas üreme özelliklerine
    katkida bulunur.
  • Yavas üreyen mikroorganizmalar M.tuberculosis,
    M.avium-intracellulare, M.avium kompleksi,
    M.kansasii) 3-8 hafta inkübasyon
  • Hizli üreyen mikroorganizmalar (, M.fortuitum,
    M.chelonae, M.abscessus) 7günden az sürede
    ürerler.
  • Lepranin etkeni olan M.leprae ise hücre olmayan
    besiyerlerinde üretilememistir.

11
Mikobakteriler
  • Ilk izolasyonda çogu tür 37 o Cde iyi ürer.
  • Ancak optimal isi bazi türlerde (M.ulcerans,
    M.marinum) 30-32 o C,
  • Bazilarinda (M.xenopi) 42 o C dir.
  • Koloni morfoloji türler arasinda büyük
    degisiklik gösterir. S tipinde (M.avium-intracellu
    lare),
  • R tipinde (M.tuberculosis)
  • ikisinin arasinda (M.kansasii) veya
  • filamentöz yapida (M.xenopi) olabilir.
  • Mikobakterilerin L formlari da vardir ( Much
    granülleri).

12
(No Transcript)
13
(No Transcript)
14
Mycobacterium genusundaki bakterilerin
siniflandirilmasi
  • Aside direnç durumlari,
  • 60 ila 90 karbon içeren mikolik asitlerin varligi
  • DNAlarindaki yüksek (61-71) guanozinsitozin
    (GC) içerigi

15
Hücre duvar yapisi
  • Gram pozitif bakteri hücre duvari yapisidir
  • En içte sitoplazmik membran,üzerinde de kalin bir
    peptidoglikan tabaka
  • Dis membran yoktur.
  • Peptidoglikan iskelet polisakkaritlerle
    (arabinogalaktan) kovalent baglarla baglanmistir.
  • Peptidoglikan tabakada N-asetilglukozamin ve
    N-asetil muramik asit,
  • Arabinogalaktan tabakada ise D-arabinoz,
    D-galaktoz ve mikolik asit bulunur.

16
(No Transcript)
17
  • Bu polisakkaritlerin terminal uçlari yüksek
    moleküler agirlikli mikolik asitlerle esterifiye
    olmustur.
  • Bu tabakanin üzerinde polipeptitler ve serbest
    lipidler, glikolipidler ve peptidoglikolipitler
    içeren yüksek miktarda antijenik mikolik
    asitlerin olusturdugu hidrofobik bir tabaka yer
    alir.
  • Yag asitleri hücre duvar kalinligindan ve büyük
    oranda aside dirençli boyanma özelliginden
    sorumludur.

18
  • Bu lipidler hücre duvarinin kuru agirliginin
    60ni olusturmaktadir.
  • Serbest lipidlerden biri olan Wax D,
    immunoadjuvan aktiviteye sahiptir.
  • Kord faktör (6-6 dimikolat trehaloz) bakterinin
    tween-albumin besiyerinde 37oCde 10-15 gün
    içinde çali demetine benzer görünüm almasindan
    sorumludur.
  • Mikosidler ise M.lepraede oldugu gibi basilin
    etrafini kapsül gibi sarar.

19
  • Dis tabakadaki peptid zincirleri hücre duvar
    agirliginin 15ini olusturur.
  • Hücresel immün cevabi stimule ettikleri için
    biyolojik olarak öneme sahiptir.
  • Purified Protein Derivatives PPD
    M.tuberculosisle temasi ölçmek için deri testi
    olarak kullanilmaktadir.
  • Diger mikobakterilerden hazirlanmis benzer
    maddeler de türe-spesifik test yapmak için
    kullanilmaktadir.

20
(No Transcript)
21
DIRENÇLILIK
  • Kuruluga ve kimyasal dezenfaktanlara sporsuz çogu
    bakteriden daha dirençlidir.
  • Kültür ortaminda canlilik ve infektivitelerini 12
    yil korur.
  • Direkt gün isigina maruz kalinca 2 saat içinde
    ölürken, balgam içinde 20-30 saat dayanabilir.
  • Tozlarin içinde 10 gün, toprak ve suda 5 ay,
    kurutulmus halde 6-8 ay veya üzerinde
    yasayabilir.

22
DIRENÇLILIK
  • Ancak isi ve neme karsi çok hassastir.
  • Sütün pastörizasyonu bakteriden kurtulmak için
    yeterlidir.
  • Malasit yesiline diger birçok bakteriden daha
    dirençli oldugundan izolasyon besiyerine bu
    maddenin eklenmesi ile diger bakterilerin üremesi
    inhibe edilir.

23
ANTIJENIK YAPI
  • Antijenik yapi?
  • M.tuberculosisin yapisinda yer alan protein,
    lipid ve polisakkaridlerin tümü immünojeniktir.
  • Old Tuberkulin(OT),
  • PPD(saflastirilmis protein derivesi)
  • Saflastirilmis antijenler (65kD antijeni, TB 23,
    TB 68 vs) anahtar immünojen

24
VIRÜLANS VE PATOJENITE
  • Virülansta rol oynayan kesin bir faktör ?.
  • Çalismalarda bazi faktörlerin sorumlu
    olabilecegi öne sürülmüstür
  • Polisakkaritler (arabinogalaktan ve
    arabinomannan)
  • Fosfatidil inositol mannosid (PIM)
  • Wax-D
  • Muramidilpeptit(MDP)
  • 6-6 dimikolat trehaloz (Kord faktörü)
  • Sülfatidler
  • Fosfatidler

25
Kord faktörü
  • Küme olusturma kabiliyeti kazandirir.
  • Alternatif kompleman yolunu aktive eder.
  • PNL göçünü inhibe eder.
  • Granülom olusumunda rol oynar.
  • Anti-tümör özelligi vardir.
  • Konak hücre mitokondri membranina tutunarak
    solunum ve oksidatif fosforilasyonda hasar yapar.

26
  • Tüberküloz insanlarda görülen klasik mikobakteri
    hastaligidir.
  • Tüberküloz kompleksi
  • M.tuberculosis
  • M.bovis
  • M.africanum
  • M.microti

27
Patojenite
  • Aerozol haline gelmis infeksiyöz partiküllerin
    inhalasyonu
  • Bu partiküller terminal hava yollarina ulasir.
  • Bu bölgelerde bakteriler aktive olmamis alveolar
    makrofajlara geçerler.
  • Fagosite edilmis basil fagozomun asidifikasyonu
    ve bunu takip edecek olan fagozom-lizozom
    füzyonunu inhibe ederek serbest bir sekilde
    replikasyona baslar.

28
(No Transcript)
29
  • Replikasyonun fagozomda mi yoksa sitoplazmada mi
    oldugu henüz bilinmemektedir.
  • Infekte fagositik hücreler daha sonra parçalanir.
  • Bunu makrofajlar tarafindan fagositoz,
    mikobakteriyel replikasyon ve hücre lizis
    sikluslari takip eder.

30
  • Hücresel artiklar ve konak kemotaktik faktörleri
    (örnegin, C5a) - makrofajlar ve lenfositler
  • Bu odagin histolojik özelligi birlesmis
    makrofajlarin olusturmus oldugu çok çekirdekli
    dev hücreler (Langhans hücreleri) olusumudur.
  • Primer Kompleks (Ranke kompleksi)
  • Parenkim dokuda bulunan odak (Ghon odagi)
  • hiler lenfadenopati ve
  • ikisi arasinda bulunan lenfanjit

31
(No Transcript)
32
(No Transcript)
33
  • Infekte makrofajlar kan dolasimina ve diger
    dokulara (kemik iligi, dalak, böbrek, santral
    sinir sistemi) yayilabilecegi gibi lokal lenf
    nodlarina da yayilabilirler.
  • Akciger apeksine yerleserek Simon odaklarini
  • Beyin meninkslerine yerleserek Rich odaklarini
  • Büyük damarlarin intimasina yerleserek Weigert
    odaklarini olusturabilir.

34
  • hücresel immünitesi aktive hale geçer.
  • Mikobakterilerin intrasellüler replikasyonu Th
    hücrelerini ve Ts hücrelerini stimüle eder.
  • Th hücrelerin aktivasyonu antikor üretimine yol
    açar, fakat etkisiz, çünkü bakteriler
    intrasellüler yerlesimle kendilerini korurlar.
  • T hücreleri ayrica makrofajlari aktive eden
    interferon-? ve diger sitokinler salgilar.
  • Aktive makrofajlar bakteri içlerine alip
    öldürebilirler.
  • Ts hücreleri de replike olan mikobakterileri
    içeren fagositik hücreleri lizise ugratabilir.

35
  • Makrofajlar stimüle oldugu zaman ortamda küçük
    bir antijenik yük mevcut ise, basiller minimal
    doku hasari ile yok edilirler.
  • Eger ortamda çok fazla basil varsa, hücresel
    immün cevap doku nekrozu ile sonuçlanir.
  • Bu olaylar sirasinda çok sayida konak faktörü
    devreye girersitokin toksisitesi, kompleman
    kaskadinin lokal aktivasyonu, iskemi ve makrofaj
    kökenli hidrolitik enzimler ile reaktif oksijen
    ara ürünlerine maruziyettir.
  • Bu doku hasari ile iliskili bilinen hiçbir
    mikobakteriyel toksin veya enzim bulunamamistir.

36
konak faktörü
  • sitokin toksisitesi,
  • kompleman kaskadinin lokal aktivasyonu,
  • iskemi
  • makrofaj kökenli hidrolitik enzimler
  • reaktif oksijen ara ürünlerine maruziyettir.

37
  • Basillerin yok edilmesinde infeksiyon odaginin
    büyüklügü
  • Aktive makrofajlarin lokalize kümeleri
    (granulomalar) basillerin yayilimlarini önler.
  • Bu makrofajlar küçük granulomlarin (3mmden
    küçük) içine penetre olabilir ve içindeki tüm
    basilleri öldürebilirler.
  • Ama daha büyük nekrotik veya kazeöz granulomlar
    fibrinle enkapsüle hale gelir. Bu da basilleri
    makrofajlarin öldürmesinden korur.
  • Basiller bu durumda uyur halde kalabilir ve
    yillar sonra reaktive olabilir.
  • Bu M.tuberculosisle karsilasmis hastalarda
    hayatin ileri dönemlerine kadar hastalik
    gelisebilme ihtimalinin sebebidir.

38
EPIDEMIYOLOJI
  • Çesitli deney hayvanlarinda tüberküloz
    olusturuluyor olsa bile insanlar tek dogal
    rezervuardir.
  • Hastalik infekte aerozollerin inhalasyonu yolu
    ile yakin kisiden kisiye temas ile bulasir.
  • Büyük partiküller mukozal yüzeylerde yakalanir ve
    respiratuar sistemin silier aktivitesi ile
    atilir. Fakat 1-3 tuberküloz basili içeren küçük
    partiküller alveolar bosluklara ulasip infeksiyon
    yapabilirler.

39
(No Transcript)
40
(No Transcript)
41
KLINIK
  • Her organi tutabilse de en sik rastlanilan formu
    akciger tutulumudur.
  • Baslangiç pulmoner odak akcigerlerin orta veya
    alt loblaridir. (havalanma fazlaligi, aerobik
    yapi).
  • Hastalarin çogunda karsilasmadan 3-6 hafta
    sonrasinda bakteri replikasyonu sona erer.
  • Basille karsilasan hastalarin ort. 5i 2 yil
    içinde aktif hastaliga yakalanir.
  • Diger bir 5-10u ise hayatlarinin ilerleyen
    kisimlarindan birinde aktif hastalikla
    karsilasmaktadir.

42
(No Transcript)
43
Progresyon
  • Infeksiyöz doz ve hastanin immün sistemine
    baglidir.
  • Mesela HIV ile infekte hastalarin ort.
    10ununda 1 yil içinde aktif hastalik gelisir.
  • HIV ile infekte olmayanlarda ise bu oran tüm
    yasamlari boyunca 10dur.
  • HIV ile infekte hastalarda hastalik diger
    firsatçi hastaliklardan önce gelisir, iki kat
    daha fazla ekstra-pulmoner bölgeleri tutar ve
    ölümle sonuçlanmasi daha fazladir.

44
Klinik
  • Hastaligin klinik bulgulari ve semptomlari
    infeksiyon bölgesine baglidir.
  • Primer hastalik siklikla alt solunum yollarina
    sinirli kalir(çocukgt).
  • Hastalik baslangiçta sessizdir.
  • Tipik olarak non-spesifik sikayetleri
  • Balgam az miktarda veya kanli ve pürülan
    olabilir.
  • Hemoptizi ile birlikte balgam üretimi doku yikimi
    ile iliskilidir (mesela kaviter hastalik).
  • Tabloya pnömoni, abse formasyonu ve kavitasyon
    eslik edebilir

45
Klinik tani
  • pulmoner hastaligin
  • (1)radyografik görüntülenmesi,
  • (2)pozitif PPD testi ve
  • (3) mikobakterilerin mikroskopi ve kültür ile
    laboratuvarda tespiti ile desteklenir.

46
(No Transcript)
47
Milier tüberküloz
  • Kazeöz odaktan basillerin kana karismasi ile
    çesitli organlarda sayisiz küçük lezyon olusur.
  • Bu hastalarda pulmoner hastalikla ilgili hiçbir
    kanit olmayabilir.
  • Daha çok 0-4 yas arasi çocuklar.
  • Çesitli organ tutulumlari (menenjit, böbrek
    tbc,vs)
  • Reinfeksiyon tbc ise endojen veya eksojen
    sekilde ileri yaslarda görülür. Daha sinsi seyir
    gösterir.

48
(No Transcript)
49
BAKTERIYOFAJLAR
  • Mikobakterileri infekte edip hücrenin lizizine
    neden olan bakteriyofajlar (H37 Rv faji,).
  • Non-litik lizojeni/ pseudolizojeni
  • Bunun sonucunda koloni morfolojisi, üreme hizi,
    enzimatik aktivite ve antijenik yapi gibi bazi
    özellikler degisebilmektedir.
  • Faj tiplendirme tanimlamadan çok epidemiyolojik
    çalismalarda
  • M.tuberculosis suslarindan izole edilen
    bakteriyofajlar Tip A,B ve C ve I
  • Bu tipler farkli cografik bölgelerde dominans
    gösterir.

50
M.leprae
  • Patogenez ve immünite
  • Lepra (Hansen Hastaligi) M.leprae olusturur.
  • Zayif gram(), kuvvetli ARB
  • Hücre duvari lipidden zengin.
  • Bu hastaliktaki klinik tutulumlar hastanin immün
    sistem reaksiyonuna baglidir.
  • Virülansta hücre içi üreyebilme yetenegi
    önemlidir.
  • Klinik olarak tüberkuloid lepra, lepramatöz lepra
    ve intermediate lepra sekilleri vardir.

51
  • Tüberküloid Lepra
  • Güçlü hücresel immün reaksiyon
  • Zayif humoral antikor
  • Infekte dokularda çok sayida lenfosit ve
    granulomlar, Langhans hücresi, az sayida basil,
  • Az sayida eritematöz/hipopigmente alan
  • Lepramatöz lepra
  • Defektif bir hücresel cevap
  • Güçlü bir antikor cevabi
  • Dermal makrofajlarda ve periferik sinirlerin
    Schwann hücrelerinde bol miktarda basil, en
    infeksiyöz form
  • az lenfosit, köpüksü makrofaj
  • Çok sayida eritematöz makül, papül,nodül

52
  • Lepramatöz lepra
  • Yaygin doku hasari(nazal kikirdak, kemik, kulak)
  • Yama tarzi duyu kaybi ile giden diffüz sinir
    tutulumu
  • Lepromin testi
  • Hipergamaglobulinemi
  • Eritema nodosum leprosum siklikla
  • Tüberküloid Lepra
  • Tam duyu kaybi ile giden periferik sinir hasari
  • Sinirlerde genisleme
  • Lepromin testi
  • Normal Ig düzeyleri
  • Eritema nodosum leprosum yok

53
(No Transcript)
54
(No Transcript)
55
(No Transcript)
56
(No Transcript)
57
(No Transcript)
58
(No Transcript)
59
(No Transcript)
60
Tani
  • Suni besiyerlerinde (hücre içermeyen) henüz
    üretilememistir.
  • Klinik ile uyumlu ise
  • Tüberküloid formda spesifik deri testi ile
  • Lepramatöz formda ARB boyama ile konur.

61
Epidemiyoloji
  • Dünyada 6 milyondan fazla lepra vakasi (Asya ve
    Afrikada gt) bildirilmistir.
  • Armadillolar dogal olarak infektedirler (ABD).
  • Hastalik kisiler arasi yakin temas ile bulasir.
  • En önemli geçis yolu tam olarak ?
  • Infeksiyöz aerozoller yolu ile veya respiratuar
    sekresyonlarla ve yara eksudalari ile deri temasi
    yolu
  • Lepramatöz leprada hastalarin nazal
    sekresyonlarinda bol miktarda M.leprae bulunur.

62
Mycobacterium avium kompleksi
  • Su ve toprakta yaygin
  • M.avium, M.intracellulare, M.avium-intracellulare.
  • AIDSten önce geçici bir kolonizasyon
  • Hastalik- daha çok pulmoner fonksiyonlari bozuk
    hastalarda ( KOAH, kronik bronsit, daha önceden
    geçirilmis pulmoner hasar) gözlenirdi .
  • Klinigi pulmoner tüberküloza benzerdi.
  • Ama AIDSin yayginlasmasi ile bu kompleks bu
    hasta grubunda sik karsilasilan mikobakteriyel
    bir hastalik olmustur.

63
  • Aidsli hastalarda tipik olarak dissemine formda
  • Özellikle immün sistemi çökmüs, CD4 hücre sayisi
    mm3de 10 hücrenin altinda olanlarda yaygindir.
  • Basillerin alinimi daha çok kontamine su veya
    gida yolu ile olurken, aerozol inhalasyonunun
    daha minör bir öneme sahiptir.
  • Tani mikroskopi ve kültür
  • Klinik tutulumlar daha çok bol miktarda çogalan
    mikroorganizmanin kitle olusturarak normal organ
    fonksiyonunu bozmasi ile olusur.
  • Insandan insana geçis gösterilememistir

64
Diger yavas üreyen mikobakteriler
  • tüberküloz disi mikobakteriler (MOTT)
    bakterileri
  • Insanlarda hastalik olusturabilirler.
  • Yeni tanisal testler gelistikçe yeni türler de
    bildirilmeye devam edecektir.
  • AIDS, malignensiler, organ transplantasyonlari ve
    immün supresif ilaç kullanimlari, relatif olarak
    düsük virülansa sahip bu organizmalara karsi
    duyarli olan bir hasta grubu olusturmustur

65
  • Bazi mikobakteriler akciger tüberkülozuna benzer
    hastalik olustururlar (M.bovis, M.kansasii).
  • Lenfatik dokularda lokalize infeksiyonlar
    (M.scrofulaceum).
  • Daha düsük sicakliklarda üreyen bir grup ise
    primer olarak deri infeksiyonlari (M.ulcerans,
    M.marinum, M.haemophilum) olusturur.
  • AIDSli hastalarda ise dissemine formda
    tutulumlar yukaridakilere ek olarak daha az
    siklikta rastlanilan diger türlerle de olusabilir
    (M.genavense, M.simiae).

66
  • Bu mikobakterilerin çogu su,toprak ve infekte
    hayvanlardan izole edilmektedir.
  • Klinik örneklerde bunlarin izolasyonu hastanin
    sindirimi sonucu geçici bir kolonizasyon olarak
    yorumlanir.
  • M.tuberculosis ile iliskili olan M.bovis ve diger
    birkaç mikobakteri haricindeki mikobakterilerde
    kisiden kisiye geçis olmamaktadir.

67
Hizli üreyen mikobakteriler
  • En yaygin izolatlar M.fortuitum, M.chelonae ve
    M.abcessusdur.
  • Hizli ve yavas üreyen mikobakterilerin ayirimi
    önemlidir. Çünkü
  • Hizli üreyen grup relatif olarak daha az virülans
    potansiyeline sahiptir,
  • Klasik mikobakteriyel boyalarla düzensiz olarak
    boyanirlar
  • Konvansiyonel antibiyotiklere diger
    mikobakteriyel tedavide kullanilan ilaçlara göre
    daha duyarlidirlar.

68
  • Hizli üreyen mikobakteriler nadiren dissemine
    hastalik.
  • Travma yada iatrojenik yolla olusturduklari derin
    doku infeksiyonlari ile iliskilidir (i.v kateter
    infeksiyonlari, kontamine yara bakimi, kalp
    kapagi, peritonyel diyaliz veya bronkoskopi gibi
    prostetik cihazlarla iliskili infeksiyonlar).
  • Bu mikroorganizmalarla olusan infeksiyonlarin
    insidansi invaziv islemlerin artmasi ve
    immünkomprimize hastalarda yasam süresinin
    uzamasina bagli olarak artmaktadir.

69
Mikobakterilerin Laboratuvar Tanisi
  • Deri testi
  • Mikroskopi
  • Kültür yöntemleri
  • Tanimlanmasinda morfolojik özellikler,
    biyokimyasal reaksiyonlar, hücre duvar
    lipidlerinin analizi, nükleik asit problari,
    nükleik asit sekanslama yöntemleri

70
Tüberkülin Deri Testi (PPD)
  • Bu test M.tuberculosise karsi olusmus geç tip
    asiri duyarlilik reaksiyonunu göstermek için
    yapilan intradermal bir deri testidir.
  • Bu test hastaligin kontrolünde, ayirici
    tanisinda, olgularin ortaya çikarilmasinda ve
    hücresel immünitenin degerlendirilmesinde
    kullanilir.
  • Daha önce basille karsilasmis kisilere
    intradermal olarak tüberkülin verilmesi,
    enjeksiyon yerinde , bir endurasyon (sertlik)
    olusmasina yol açar.

71
  • Endurasyonun çapi ve siddeti injekte edilen
    tüberkülin miktarina ve sahsin duyarliligina
    bagli olarak degisir
  • Duyarliligin derecesi endurasyonun çapi
    ölçülerek tayin edilebilir.
  • Ancak ciltte olusan reaksiyonun büyüklügü ile
    hastalik derecesi arasinda bir korelasyon yoktur.
  • Endurasyonsuz eritemin bir anlami yoktur.

72
Mantoux Testi
  • Tüberkülin testinin yapilmasinda standart yöntem.
  • Önerilen tüberkülin antijeni, hücre duvarinin
    PPDsidir (Pürified Protein Derivatives).
  • Test ön kolun ön yüzünün temizlenmis derisi içine
    PPDnin uygun konsantrasyonun 0.1cc verilmesi ile
    yapilir.
  • Deri içine enjekte edildiginde 6-10 mm çapinda
    soluk renkte bir kabarcik olusur.
  • Ayirici tanida ve toplum taramalarinda kullanilan
    standart tüberkülin dozu 5 TU(Tüberkülin
    Ünitesi)dir.
  • Test 48-72 saat sonra okunur.

73
Negatif reaksiyon (0-4mm arasi endurasyon)
  • Anerjiye neden olabilecek durumlarin bulunmadigi
    kiside tüberkülin duyarliligin bulunmadigini
    gösterir.

74
Süpheli reaksiyon (5-9mm arasindaki endurasyon)
  • BCG asisi yapilanlarda, M.tuberculosis
    infeksiyonunda, tüberküloz disi mikobakteri
    türleri ile meydana gelen infeksiyonlarda
    olusabilir.
  • Atipik mikobakterilere ait antijenler ile deri
    testleri yapilabilir.
  • Eger bunlar yoksa standat PPD ile diger koldan
    tekrarlanmali ve booster olayi kontrol
    edilmelidir.

75
Booster etkisi
  • Tüberküloz infeksiyonu bulunmayan bir kisiye
    defalarca deri testi uygulanmasi, duyarliligi
    pozitife dönüstürmez.
  • Fakat homolog veya heterolog mikobakteri
    antijenlerine karsi düsük derecede duyarliligi
    olan kisilerde tüberkülin testinin tekrarlanmasi,
    reaksiyonda kuvvetlendirici bir etki (booster)
    yapabilir.
  • Bu olay herhangi bir yasta gözlenebilmesine
    ragmen daha çok 55 yas üstünde görülür.
  • O nedenle bu kisilere yapilan ilk tüberkülin
    testi negatif, 1 hafta-1 yil içinde yapilan
    ikinci test pozitif olarak bulunur.

76
Pozitif reaksiyon (10mm ve üstü endurasyon)
  • Bu kisinin M.tuberculosis ile karsilastigini
    gösterir,
  • Fakat aktif tüberkülozun kaniti degildir.
  • Duyarlilik M.tuberculosis ile ilk karsilasmadan
    2-10 hafta sonra meydana gelir.
  • Duyarlilik bir defa kazanilinca devamli kalma
    egilimindedir.
  • Çesitli nedenlerle yanlis negatif ve yanlis
    pozitif reaksiyonlar gözlenebilir

77
  • Bir toplumda tüberküloz infeksiyon insidansi
    azaldikça, PPDnin teshisteki degeri artar.
  • Türkiyede sistematik olarak BCG asisi.
  • Ülkemizdeki tüberkülin pozitifliklerinin bir
    kismi BCGnin kazandirdigi hipersensibiliteye
    bagli
  • BCGye bagli tüberkülin pozitifligi genellikle
    7-14 mm olmakta ve zaman geçtikçe reaksiyonun
    siddeti azalmaktadir.
  • M.tuberculosis infeksiyonu bakimindan BCGli
    çocuklarda 15mm ve üstündeki endurasyonlar
    anlamlidir.

78
PPD testi
  • Yenidogan ve gebelere uygulanabilir. Ancak
    yenidoganlarda genelde yanit alinmaz.
    Tuberkülinin teratojenik etkisi yoktur.
  • 2 ayliktan büyük çocuklar asilanmadan önce PPD
    ile kontrol edilmelidir.
  • Asiya bagli en sik komplikasyon aksiler
    lenfadenittir.
  • BCG asisi immün sistemi bozuk olanlara,
    radyoterapi veya kemoterapi, steroid tedavisi
    alanlara, atesli çocuklara, gebelere, deri
    infeksiyonu olanlara ve genis yanikli kisilere
    yapilmamalidir.

79
Lepromin deri testi
  • Inaktif M.lepraedan hazirlanir.
  • Tüberkuloid lepranin klinik tanisinda degerli bir
    yöntemdir.
  • Antijenin intradermal uygulanmasindan 3-4 hafta
    içinde papüler endurasyon gelisir.
  • Lepramatöz leprada hastalar anerjik olduklarindan
    bu formda kullanilmaz.

80
Mikroskopi
  • ARB boyama (Erlich Ziehl Neelsen(EZN) veya
    Kinyoun metodu) tanida en hizli yöntemdir.
  • EZN örnekler karbol fuksin(4-5).
  • asit-alkol solüsyonu ile 2 dak dekolorizasyon
  • Tekrar su ile yikanip zit bir boyada (Löfflerin
    metilen mavisi) 1-2 dak.
  • Havada kurutulup, incelenir.

81
Mikroskopi
  • Bu yöntemde ARB bakteriler mavi zeminde parlak
    kirmizi, çali demeti seklinde görülürler.
  • Eski kültürlerde veya kronik hasta örneklerinde
    ise düzensiz boyamalar, boncuk dizisi veya tesbih
    tanesi gibi görülebilirler.
  • Fluorasan auramin-rodamin boyalari (florokrom
    boyama metodu) ile de boyanabilir. Florokrom
    boyama yöntemi daha duyarlidir.

82
(No Transcript)
83
Mikobakteriler disinda ARB boyanma özelligi
gösteren diger bakteriler
  • Nocardia türleri,
  • Legionella micdadei,
  • Rhodococcus spp,
  • Tsukamurella,
  • Gordona,
  • Cryptosporidium ookistleri,
  • Echinococcus protosklokslerinin dikenleri,
  • Isospora ve Microsporidia türleri
  • Bakteri sporlari

84
Nükleik Asit Problari
  • Örnekte az sayida basil olabileceginden çesitli
    ampilifikasyon metotlari kullanilarak (PCR, LCR
    vs) çogaltildiktan sonra,
  • Spesifik mikobakteriyel nükleik asit sekanslari
    ile mikobakteri tanimlanmasi yapilir.
  • Duyarliligi relatif olarak düsüktür.

85
Kültür
  • Akciger tüberkülozunda 3 gün arka arkaya sabah
    balgami
  • Yavas üreme olmasi ve insanlarda normalde
    kolonize olan hizli-üreyen bakterilerin tabloyu
    degistirmesi olasiligi in vitro üremeyi
    etkilemektedir.
  • Negatif diyebilmek için kati besiyerlerinde 6-8
    hafta beklenmelidir.

86
  • Yumurtali-bazli besiyerleri (Löwenstein-Jensen
    besiyeri )
  • Agar-bazli besiyerleri (Middlebrook) ile 3-4
    haftada üreme saglanabilirken,
  • Özel olarak formülize edilmis sivi besiyerleri
    ile bu süre 10-14 güne indirilmistir.
  • Yumurtali besiyerlerinde 2-3 haftada pigmentsiz,
    ekmek kirintisi seklinde üstü ve kenarlari
    girintili, çikintili, kuru,sert, kirli beyaz veya
    deve tüyü renginde 1-2mm çapli koloniler
    olusturur.

87
  • Içinde gliserin bulunduran sivi besiyerlerinde
    ise zar olusturarak ürer.
  • Mide yikama suyu, idrar, çesitli vücut sivilari
    (abse, plevra, periton mayi), BOS,
  • GIS tbcsinde diski örneklerinden(rutin degil) de
    kültür yapilabilir.
  • BOS 1 gün oda isisinda bekletilirse fibrin agi
    olusur. Basillerin fibrin aginda görülme ihtimali
    daha fazladir.

88
(No Transcript)
89
Homojenizasyon, dekontaminasyon ve yogunlastirma
  • Normalde steril olmayan örneklerin kültür
    islemlerinden önce bu islemlere tabii
    tutulmalidir.
  • Amaç, örneklerde bulunan tbc basillerinin esit
    dagilimini saglamak,
  • Onlara zarar vermeden diger bakterileri öldürmek
  • Aside dirençli bakterileri yogunlastirmaktir.
  • Balgamda 4NaOH, idrar ve diger örneklerde 4
    sülfirik asit veya asetil sistein ve NAOH
    karisimi kullanilmaktadir.
  • Uzamis dekontaminasyon mikobakterilere de zarar
    verebileceginden normalde steril sayilan örnekler
    için bu islem uygulanmaz

90
Kesin tanimlama
  • Birçok teknik ile bu yapilabilir.
  • Biyokimyasal testler tanimlamada kullanilan
    standart bir yöntemdir, fakat 3 hafta veya
    üzerinde süre gerektirir.
  • M.tbcde niasin testi pozitif, katalaz
    negatiftir. M.bovis ise TZHye duyarli tek
    türdür.
  • Bactec TB ve benzeri sitemlertani 8 saat-18 gün
    araligina kadar indirilebilinmistir. Burada 14C
    ile isaretlenmis sivi besiyerlerinde basillerin
    C ve enerji kaynagi olarak bu substrati
    kullanmalari, olusan CO2 veya gaz basincinin
    ölçülmesi esas alinir.

91
  • Ayrica karakteristik hücre duvar lipidlerinin
    incelenmesi için kromatografik inceleme
    yapilabilir (TBSA BOS için özgül, fakat balgamda
    uygun degil).
  • Adenozin deaminaz(ADA) ve lizozim testi gibi
    nonspesifik testler de taniya yardimci olmasi
    açisindan kullanilmaktadir.
  • Fakat türe-spesifik moleküler problar en
    kullanisli yoldur.

92
Seroloji
  • Olusmus antikorlarin tanisal degeri yoktur.
  • Klinik örneklerde mikobakteriyel antijenlerin
    gösterilmesi daha anlamlidir
  • ( PPD, Ag 5, Ag 60, TB 72 vs).

93
KORUNMA VE KONTROL
  • Gelismekte olan ülkelerde halk sagligini tehdit
    eden önemli bir hastalik olarak önemini
    korumaktadir.
  • Hastaligin erken tani ve tedavisi kontrolde
    önemli rol oynar.
  • Ancak daha da önemlisi bireylerin asilanmasidir.

94
BCG asisi
  • Günümüzde kullanilan asilar M.bovis BCG susunun
    Sauton besiyerinde 12-14 günlük kültüründe olusan
    zardan hazirlanmaktadir.
  • Asinin en önemli yarari milier tbc ve tbc
    menenjit gibi agir komplikasyon riskini en aza
    indirgemesidir.
  • En büyük dezavantaji ise tanida kullanilan PPD
    testini pozitiflestirip testin degerini
    azaltmasidir.

95
(No Transcript)
96
BCG asisi
  • Canli attenüe bakteriyel bir asidir.
  • Isi ve isiga duyarlidir.
  • Etkinligi için daima buzdolabinda saklanmali ve
    gün isigindan korunmalidir.
  • 2 ayliktan büyük çocuklar asilanmadan önce 5 TU
    PPD ile kontrol edilmeli, negatif ise
    asilanmalidir.
  • BCG polio ve DBT asilariyla birlikte yapilabilir.
  • En sik komplikasyonu aksiller lenfadenittir. Çogu
    kez kendiliginden iyilesir.
  • BCG asisi immün sistem bozuklugunda, radyoterapi
    alanlara, antimetabolit,alkalizan ajan ve steroid
    tedavisi alanlara, atesli çocuklara, gebelere,
    deri infeksiyonu olanlara ve genis yanikli
    kisilere yapilmamalidir.

97
TEDAVI
  • Kompleks ve uzun bir tedavidir.
  • 1.seçenek anti-tüberküloz ilaçlar
  • Izoniasid (INH), Rifampisin (RIF), Etambutol
    (EMB), Pirazinamid (PZA) ve Streptomisin
    (STM)dir.
  • EMB disindakiler bakterisidal etkilidir.
  • Iki veya daha çogu bir arada kullanilir. Birbiri
    ile kombine edildiklerinde etkinlikleri artar.
  • Bu grup ilaçlarin toksisiteleri daha azdir.
  • Haftada 2-3 günlük tedaviler seklinde
    (Intermittant tedavi) kullanilabilirler.
  • Klinik tabloya göre tedavi süresi 9 -18 ay
    arasinda degisir.

98
2.seçenek anti-tüberküloz ilaçlar
  • Sikloserin (CS), ethionamid (ETH), kanamisin,
    kapreomisin, paraaminosalisilik asit (PAS) ve
    tiasetazondur.
  • Bunlar daha toksik, daha az tolere edilebilen ve
    daha az etkili ilaçlardir.
  • Dirençli olgularda kullanilmak üzere sona
    saklanirlar.
  • PAS disindakiler intermitant tedavide yer almaz.
Write a Comment
User Comments (0)
About PowerShow.com